419
MAYIS-HAZİRAN 2021
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Salgın, Mekân, Nekroiktidar
    Pelin Tan, Prof. Dr., Batman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Kıdemli Araştırmacı, Center for Arts, Design and Social Research Enstitüsü, Boston

YAYINLAR



KÜNYE
ETKİNLİK

Türkiye’de Modern Mimarlık Mirası Gündemi: bilanço 2020

Modern mimarlık mirasına ilişkin çeşitli sorunların temellendiği durumların sorgulandığı bilanço etkinliklerinin ilki Docomomo_Türkiye Çalışma Grubu tarafından 18 Mart - 1 Mayıs 2021 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Önümüzdeki yıllarda da sürdürülmesi amaçlanan etkinliği kaleme alan yazarlar, “yüksek risk altında olan modern mimarlık mirasına dair sorunların çok boyutlu olarak tartışılabildiği platformların oluşması”nın gerekliliğine vurgu yapıyor.

H. İlke Alatlı, Arş. Gör., MSGSÜ Mimarlık Bölümü, Docomomo_Türkiye Ulusal Çalışma Grubu Sekretaryası
M. Aygün Aşık , Arş. Gör., Altınbaş Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Docomomo_Türkiye Ulusal Çalışma Grubu Sekretaryası
Şeyda Şen , Öğr. Gör., İKÜ Mimarlık Bölümü, Docomomo_Türkiye Ulusal Çalışma Grubu Sekretaryası
Zeren Önsel Atala , Yarı Zamanlı Öğretim Görevlisi, Özyeğin Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Docomomo_Türkiye Ulusal Çalışma Grubu Sekretaryası

 

Modern mimarlık mirasının belgelenmesi ve korunması amacıyla 1988 yılında kurulan, bugün 74 ülkede temsilciliği bulunan Docomomo_International, 2002 yılından beri Docomomo_Türkiye olarak ve bugün sayısı 130’a varan üyesiyle ülkemizde de faaliyet göstermektedir. Docomomo_Türkiye öncelikle, modern mimarlık ürünleri ve bu ürünlerin korunması konusunda karşılaşılan sorunları tanımlamak ve gündemde tutmak için hem bilimsel hem de popüler kamuoyu oluşturmak üzere, bu konuda çalışmalar yapan diğer kuruluşlarla işbirliği içinde kapsamlı envanter çalışmalarına başlayarak bir bilgi-belge merkezi oluşturmayı amaç edinmiştir. Bu bağlamda öne çıkan sorunlar, dönem yapılarına kültür varlığı olarak yasal statü kazandırılması ve özellikle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan yapıların sürekliliğinin sağlanarak korunması ve değerlendirilmesi konusunda yaşanan zorlu süreçlerdir. Docomomo_Türkiye, ilgi alanını oluşturan ve yaklaşık olarak 1920-1980 yılları arasına tarihlenen Türkiye modern mimarlık mirasının belgelenmesi ve korunması için çalışmaktadır. 2004 yılından günümüze her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen “Türkiye Mimarlığı’nda Modernizmin Yerel Açılımları” poster sunuşları ile Türkiye’deki modern mimarlık mirası ürünlerinin bir envanteri oluşturulmakta ve bu mirasın yasal koruma statüsüne sahip olarak korunması ve geleceğe aktarılması konusunda girişimler yapılmaktadır. Docomomo_Türkiye’nin bilimsel alt komitelerini hayata geçirme çalışmaları 2019 yılında başlamış, bu kapsamda 2019 yılında ilk olarak İç Mekân Komitesi, 2020 yılında ise Kent+Peyzaj, Teknoloji, Envanter, Eğitim+Kuram ile Yayın komiteleri kurulmuştur.

Docomomo_Türkiye, 2021 yılından itibaren her yıl düzenli olarak sürdürülecek ve modern mimarlık mirası, tasarım ve şehir plancılığı ürünlerinin korunması konusunda bir önceki yılda öne çıkan konulardan hareketle, gözlemlenen sorunları bilimsel komitelerinin uzmanlık alanlarından bakışla değerlendirecekleri bir etkinlik dizisi gerçekleştirmeye karar vermiştir.[1] (Resim 1, 2)

Etkinlik dizisinin ilk toplantısı, “Modern Mirasın Tartışmalı Rekonstrüksiyonu” başlığı ile 18 Mart 2021 günü Eğitim+Kuram Komitesi tarafından düzenlenmiştir. Can Binan ve Uğur Tanyeli’nin konuşmacı olarak katıldığı toplantı, Deniz Güner ve Ebru Omay Polat moderatörlüğünde gerçekleştirilmiştir. Toplantıda 2020 yılında farklı gerekçelerle yıkılarak yitirilen ve güncel rekonstrüksiyon tartışmalarına konu olan modern mimarlık mirası gündeme taşınmıştır. Modern mimarlık mirasının korunması sürecinde sıklıkla gündeme getirilen rekonstrüksiyon kavramı, kuram ve pratikteki tartışmalar ve gelişmeler bağlamında ele alınmıştır. Öncelikle kavramın anlamı, ortaya çıkış serüveni ve arkeoloji gibi korumanın farklı disiplinlerinde ele alınış biçimlerine değinilmiştir. Rekonstrüksiyon kavramı, modern mimarlık tarihi içerisinde önemli bir konuma sahip Mies Van Der Rohe tarafından tasarlanan Barselona Pavyonu gibi erken uluslararası örnekler üzerinden, 20. yüzyıl mimarlık mirası açısından değerlendirilmiştir. Öte yandan Türkiye’de özellikle 21. yüzyıla gelindiğinde, kavramın nasıl bir anlam kazandığı yasal ve ideolojik boyutları ile tartışılmıştır. Türkiye’de modern mimarlık mirasının koruma süreçlerinde ortaya çıkan açmazlar, miras değerleri, farklı işlevlere sahip yapılar, malzeme ve yapım sistemleri gibi çok boyutlu karar noktaları açısından ele alınarak değerlendirilmiştir. Yapıların koruma uygulaması süreçlerine varıncaya dek uğradıkları müdahale ve değişikliklerin ortaya çıkardığı özgünlük tartışmaları,

uluslararası ölçekteki tutum ve örnekler üzerinden tartışılmıştır. Toplantı, günümüzde ayakta olan modern mimarlık ürünlerinin yıkılıp yeniden inşa edilmesi için alınan kararların ve bu kararların toplumsal boyutunun tartışıldığı son bölüm ile tamamlanmıştır. (Resim 3)

Etkinlik dizisinin ikinci toplantısı Kent+Peyzaj Komitesi tarafından hazırlanan “Kentlerin 20. Yüzyıl Katmanlarının Korunması” olmuştur. 3 Nisan 2021 tarihinde gerçekleşen etkinliğe Akın Atauz, Hüseyin Kahvecioğlu ve İclal Dinçer konuşmacı olarak katılmış, Yıldız Salman ve Zeynep Enlil moderatörlüğü üstlenmiştir. Etkinlik, 2020 yılında 20. yüzyıl katmanlarını oluşturan çeşitli yapı ve alanların yıkım ve restorasyon çalışmalarıyla gündeme gelen İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir kentlerindeki tartışmalı süreçlerin kısa bir özet sunumu ile başlamıştır. Kentsel ölçekte koruma sorunlarını içeren sunumda, 2020 yılı öncesinde yitirilen yapılardan, İstanbul Beyazıt Meydanı’nı tanımlayan İstanbul Üniversitesi Kütüphane yapısı ve Atatürk Orman Çiftliği’nin ayrılmaz bileşenlerinden Marmara Köşkü’ne değinilerek 2020 yılı gündemine geçilmiştir. 2020 yılı gündemi, Ankara Saraçoğlu Mahallesi’nde uygulanmaya başlanan restorasyon çalışmaları, İstanbul Taksim Meydanı Tasarım Yarışması üzerinden kentsel koruma sorunları, Bursa Hanlar Bölgesi Dünya Miras Alanı adaylığı sürecinde Bursa Merkez Bankası’nın yıkılması ve Bursa ile benzer bir gündeme sahip İzmir Kemeraltı Bölgesi Dünya Miras Alanı adaylığı üzerinden İzmir Büyükşehir Belediye Binası’nın yıkım tartışmaları olarak özetlenmiştir. Koruma planlaması konusunda gerçekleştirilen bir çerçeve sunuş ile devam eden etkinlik, kentlerdeki farklı dönemlere ait katmanların korunması konusunda çevresel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilirlik ilkelerinin benimsenmesi gerekliliğini gündeme getirmiştir. Kentlerin 20. yüzyıl katmanlarının oldukça problematik bir alana işaret ettiği vurgulanarak, özellikle Türkiye’deki gibi gayrimenkule dayalı bir ekonomik büyüme modeli benimseyen, yıkarak yapma anlayışının egemen olduğu ve koruma yasaları ile çelişen farklı yasal düzenlemelerin bulunduğu ülkelerde, söz konusu katmanın korunmasının güçleştiği dile getirmiştir. Etkinlikte Türkiye’nin başkenti Ankara’nın modern bir kent olarak planlama süreci değerlendirilerek, kentte 20. yüzyıl boyunca farklı dönemlerde oluşmuş yapılar, bu yapıların taşıdığı miras değerleri ve bu değerlerin kentin çok katmanlılığı içerisindeki yerinin önemi vurgulanmıştır. Ulusal yarışmaların, kentlerin 20. yüzyıl katmanlarının üretimindeki yeri ve korunma süreçleri ile ilişkisinin sorgulandığı etkinlikte, kentlerin 20. yüzyıl katmanlarının ideolojik olarak yıkılarak ortadan kaldırılması ele alınmıştır. Meslek profesyonellerinin bu katmanın korunmasının sağlanması konusundaki rolünün tartışıldığı toplantıda, katılımcılardan gelen sorular ve yorumlarla bu konuda mutabakata varılmasının önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Ülke ölçeğindeki ekonomik politikaların kentteki yapılı alanlar ile ilişkisinin, kentlerin 20. yüzyıl katmanları için tehlike oluşturduğunun altı çizilerek, ancak planlama ile bütünleşik bir koruma anlayışının benimsenmesi durumunda kayıpların önüne geçilebileceği sonucuna varılmıştır. (Resim 4)

Dizinin üçüncüsü “Modern Mirasın Deprem Güvenliği ve Güçlendirilmesi” başlıklı toplantı ile 15 Nisan 2021 tarihinde gerçekleşmiştir. Teknoloji Komitesi tarafından düzenlenen etkinlik Ayşegül Özer ve Bahadır Özcihan katılımı ile Nilüfer Baturayoğlu Yöney ve Oğuz Cem Çelik’in moderatörlüğünde gerçekleştirilmiştir. Etkinlik, Türkiye’de güçlendirme uygulamalarının başlıca sebeplerinden olan doğal afet riskleri bağlamında depremler ve deprem yönetmeliklerinin gelişimi üzerine bir sunuş ile başlamıştır. Yönetmeliklerin, kentlerin 20. yüzyıl katmanlarının ortadan kaldırılması konusundaki etkisine değinilmiştir. Toplantıda, kültürel miras değeri taşıyan yapıların deprem güvenliği ve güçlendirilmesi üzerine farklı güncel yaklaşımlar örnekler üzerinden aktarılmıştır. Çeşitli nedenlerle güçlendirilmesi gerekli görülen yapıların hangi yöntemlerle güçlendirilebileceği detaylı olarak ele alınmıştır. Görece yakın dönemde inşa edilmiş nitelikli betonarme yapıların güçlendirme uygulamaları yurt içi ve yurt dışındaki örnekler üzerinden tartışılmıştır. Yapıların genellikle afet sonrası hasarlar veya strüktürel tasarım hataları gibi nedenlerle güçlendirilmek istendiği vurgulanmış, özellikle kamusal yapılarda güncel yönetmeliklere uymak istenmesinin işlev değişiklikleri ve yapı kapasitesi ilişkisi açısından tartışılması gerekli bir konu olarak ortaya konulmuştur. Öte yandan, yapıların aşırı güçlendirilmesi ve güçlendirme sonrasında taşıyıcı performanslarının düşmesi gibi sorunların da uygulama sonrasında ortaya çıkabildiğine değinilmiştir. Güçlendirme konusunda bilinen geleneksel yöntemlerin yanında çağdaş ve yenilikçi yöntemlerin de bulunduğu, söz konusu yöntemlerin farklı yapı ve koşullarda ele alınmasının hem koruma hem de mühendislik alanındaki gelişmelere katkıda bulunacağı belirtilmiştir. Etkinliğin sonunda dinleyicilerin katılımcılara yönelttiği sorular üzerinden ilerleyen tartışma bölümü süresince, betonarme yapıların ömrü söyleminin modern dönem yapılarının koruma sürecine nasıl bir etkisi olduğu ve inşaat mühendisliği eğitiminde mimarlık mirası ve koruma konularının yetersizliği üzerinde durulmuştur. (Resim 5)

Etkinlik dizisinin dördüncü ve son toplantısı “Yeniden İşlevlendirme ve Modern İç Mekân” başlığı ile İç Mekân Komitesi tarafından düzenlenmiştir. 1 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleşen etkinliğe Cengiz Kabaoğlu ve Nimet Özgönül konuşmacı olarak katılmış, Deniz Avcı Hosanlı ve Ebru Karabağ Aydeniz moderatörlüğü üstlenmiştir. Toplantı, korumaya konu olan yapı ve alanlarda uygulanacak müdahale biçimlerinin kuramsal altyapısının özetlendiği çerçeve sunumuyla başlamıştır. Yeniden işlevlendirme konusu, İzmit’te yer alan ve Cumhuriyet döneminin ilk kağıt fabrikası olan Kocaeli Seka Birinci Kağıt Fabrikası’nın Seka Kağıt Müzesi ve Kocaeli Bilim Merkezi olarak yeniden işlevlendirme projesi üzerinden açıklanmıştır. 1936 yılında kurulan fabrika, 2005 yılında alınan kapatılma kararına kadar, bando, radyo, gazete gibi bileşenleri ile şehrin hayatında önemli yer tutan bir merkeze dönüşmüştür. Kapatılma kararı sonrasında uzun bir süre kullanılmayan yapı, hızlı bir bozulma sürecine girmiş, bu süreçte komplekse ait birçok yapı yıkılmış, fabrika aksamının bir kısmı sökülerek satılmıştır. Yapının yeniden işlevlendirme projesinde bir bölümünün kağıt müzesi, bir bölümünün ise bilim merkezi olarak kullanılmasına karar verilmiş, bu kapsamda alanın bütünü için bir master plan hazırlanarak, proje yaklaşımı ve temel tasarım kararları tariflenmiştir. Özellikle endüstri mirası yapı ve alanlarda makine, teçhizat ya da özgün iç mekân elemanları gibi, yeniden işlevlendirme çalışmalarında korunması gerekli değerlerin önemine dikkat çekilmiştir. Toplantıda yeniden kullanım projelerinin kültürel mirasın aktif kullanımını içeren bir koruma stratejisi olarak önemine değinilmiş, bu projelerin yeri anlamayı ve yerin yeniden anlamlandırılmasını da sağladığına dikkat çekilmiştir. Mimarlığın sadece mekân ve form ile ilgili olmadığı, aynı zamanda zamanın tasarım sürecinin önemli bir bileşeni olarak ele alınması gerektiği belirtilmiştir. Korunacak somut değerlere ek olarak, yapıların tarihsel önemi, sözlü tarih verileri, anılar gibi somut olmayan miras değerleri ve yerin ruhu kavramının, müdahale biçim ve ölçeğini belirlediğine vurgu yapılmıştır. Toplantı, yorumlar ve soru cevaplarla devam etmiştir. Bu bölümde, lisans eğitiminde yeniden kullanıma dair derslerin yaygınlığı tartışılmış, dinleyiciler tarafından farklı üniversitelerin mimarlık ve iç mimarlık eğitim programlarında yer alan yeniden kullanıma dair ders içerikleri paylaşılmıştır. (Resim 6)

Docomomo_Türkiye Çalışma Grubu’nun bu yıl ilk kez düzenlediği “bilanço” etkinlikler dizisinin önümüzdeki yıllarda da sürdürülmesi amaçlanmaktadır. Türkiye’de yüksek risk altında olan modern mimarlık mirasına dair sorunların, çok boyutlu olarak tartışılabildiği platformların oluşması önem taşımaktadır. 2020 Mart ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi dolayısı ile günlük yaşamdaki pek çok faaliyet çevrimiçi ortama taşınmıştır. Bu durum, özellikle farkındalık ve tartışma alanı sağlama hedefi taşıyan etkinliklerin daha fazla katılımla gerçekleşmesi ve daha geniş bir kitleye ulaşması açısından olumlu değişimlere de aracı olmuştur. Bununla birlikte, önemi sıklıkla vurgulanmakta olan çok disiplinli tartışma ve üretim ortamının sağlanması için yüksek bir potansiyelden de söz edilebilir. Docomomo_Türkiye gelecekte de bu tür platformların oluşmasına katkı sağlamaya devam etmeyi hedeflemektedir. Türkiye’deki modern mimarlık mirasının geleceğe taşınması konusunda tüm değerlendirme ve öneriler için Docomomo_Türkiye Çalışma Grubu’na Docomomo_Türkiye web sitesi aracılığıyla ulaşılabilir.

NOTLAR

[1] “bilanço 2020” başlığı ile düzenlenen etkinlikler dizisi ve 2020-2021 yılında çevrimiçi olarak gerçekleştirilmiş olan etkinliklerin kayıtlarına Docomomo_Türkiye YouTube kanalından, gelecek etkinlikler ile ilgili duyurulara Docomomo_Türkiye web sitesi üzerinden ulaşılabilmektedir. Docomomo_Türkiye web sitesi: http://www.docomomo-tr.org/ Docomomo_Türkiye Youtube kanalı: https://www.youtube.com/channel/UCRzXQop3JRni2AGFf-Dwq3Q/featured

 

Bu icerik 1587 defa görüntülenmiştir.