409
EYLÜL-EKİM 2019
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • “Mimarlıkla Hocalığı Birlikte Gerçekleştirirdi”
    Sema Soygeniş, Prof. Dr., Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı
    Murat Soygeniş, Prof. Dr., S+ ARCHITECTURE Kurucu Ortağı, Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi

YAYINLAR



KÜNYE
KENT TARİHİ

Dubai’nin Tarihî Ana Damarı: Khor Dubai

Methiye Gül Çöteli Doç. Dr., Bursa Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Şehrin geçirdiği dönüşümden önce ticari faaliyetler ve sosyal etkileşimler için önemli rol oynayan Khor Dubai, bölgenin en eski yerleşim yeri olarak karşımıza çıkıyor. Tarihî koyun petrol öncesi kentsel yaşam öyküsünü paylaşan yazar, su kıyısını canlandırmak üzere yürütülen “Dubai Tarihî Bölge Projesi” ile ilgili değerlendirmelerde bulunuyor.

 Birleşik Arap Emirlikleri‘nin (BAE) yedi emirliğinden biri olan Dubai, son 30 yılda eşi benzeri görülmemiş bir hız, ölçek ve karakterde kentsel büyüme yaşayarak petrol öncesinde inci avcılığı yapılan küçük bir balıkçı köyünden, gayrimenkul etkinlikleri açısından dünyanın önde gelen küresel şehirlerinden birine dönüşmüş ve nihayetinde 2000’li yıllarda neoliberal ekonominin Basra Körfezi’ndeki mühürlerinden biri haline gelmiştir. (Resim 1) Dubai şehri yüksek standartta oteller, alışveriş, kongre ve toplantı merkezleri ile büyümesine hız katarken, çölde bir alışveriş merkezi içinde bir kayak pisti inşa etmek gibi alışılmadık tuhaflıkların yan yana durduğu modern yapılı çevreye dayanan bir turizm sektörü geliştirmiştir. Ancak “geleceğin başladığı yer” olarak lanse edilen turizm destinasyonu Dubai; “Deniz, çöl güneşi ve kumdan başka görülecek ne var ki?” sorusunu akla getirir. Zira gösterişçi tüketim, Asya kökenli gurbetçiler ve modern deneysel mimarlık ürünleri ile tezahüreden Dubai şehrinin orijinal bir geçmişe sahip olmaksızın tıpkı Las Vegas gibi çölde aniden bitiverdiği yönündeki turist algısı şaşılamayacak kadar çok yaygındır.

Chris Ryan ve Ivan Ninov’un araştırmaları göstermiştir ki, özgül bir yer olan Dubai Koyu ile Dubai şehri algısı çoğunlukla birbirinden farklıdır. Turist algısında şehir “zaman geçirilebilecek hoş bir yer”, “geleneksel kültüre sahiplik”, “huzur” ya da “gevşeme” şeklinde tanımlanırken, Dubai Koyu şehrin imajına neredeyse hiç nüfuz etmemektedir. Bunda en önemli neden turizm pazarlama organizasyonlarında Dubai Koyu’nun organik, sıradan ve olağan bir imge olarak sunulmasıdır. Halbuki, tek elden inşa edilen “yeni” modern Dubai sahnesinin gölgesinde kalan Dubai Koyu ziyaretçilerin geleneksel Arap kültürünün izlerini bulabileceği BAE’deki az sayıdaki yerden biridir. Her biri farklı yerlerde kurulmuş olan geleneksel çarşılar, eski kale gibi geleneksel özelliklerin korunduğu Dubai Koyu sahildeki kent silüetini oluşturan fütüristik tasarımlı gökdelenlerin, özellikle Burj Halifa’nın ezici büyüklüğü altında erimiş olarak görünen tarihî çekirdektir. (Resim 2) Esasen burası alışveriş merkezleri, çok yıldızlı lüks oteller ve yüksek katlı, tuhaf, eğik ve şaşırtıcı cepheli gökdelenler gerçeği ile ciddi bir kontrast oluşturmaktadır. Bu açıdan “Khor Dubai” (Resim 3) ya da diğer adıyla Dubai Koyu, büyük Dubai resminin bilinmeyen ve modern Batılı imajına karşı direnen bir parçasıdır.

KHOR DUBAİ: GELENEKSEL TÜCCARLAR LİMANININ YÜKSELİŞİ VE ÇÖKÜŞÜ

Son 15 yılda Dubai'nin hızla kentleşmesi; modernite, küreselleşme ve ekonomik refaha koşut artan nüfusla birlikte yüksek binalar inşa etme arzusu geleneksel-yerel şehir dokusu ile Burj Khalifa, Cayan Tower gibi uluslararası mimari akımda (international style) modern, gösterişli ve ikonik yüksek binaların ortaya çıkışı arasında derin çelişkiler barındırmaktadır. (Resim 4) Dubai’de yaşanan kentsel / fiziksel yapının zaman içerisindeki evrimi yerine süper hızlı kentleşmenin bir ürünü olan “anlık bir şehir (instant city)” patlamasıdır. Zira 2002 yılından itibaren yükselen emlak piyasasının the Palm1 - Palm2, the World Map yapay adaları ile Jumeirah Beach Residences, Dubai Marina, Emirates Hills, the Meadows, the Springs ve Arabian Ranches gibi mega ölçekteki gayrimenkul projeleri, kentsel dokudan izole edilmiş kule tipolojileri, varyant bina yükseklikleri, olağandışı bina çatıları ile şehrin kentsel büyümesini balkanize etmiştir. Bunlar arasında the Medinat Jumeirah projesi (Resim 5) gibi yerel mimari niteliklerini karma kullanımlı modern yapı tasarımında kullanan projelerin sayısı ise yok denecek kadar azdır. Görünüşte Dubai parçalanmış bir kent dokusu sergilerken, şehrin en büyük sorunu kültür ile sosyo-ekonomik koşulların entegrasyonunu yansıtan yaşanılabilir bir kentsel çevre oluşturmak olmuştur.

Modern Dubai'nin sahildeki 10 km boyunca çarpıcı siluetine rağmen, Emirliğin diğer bölgelerine oranla daha az sayıda turisti kendisine çeken Khor Dubai , 14 km uzunluğunda ve 100-500 m genişliğindeki Basra Körfezi'nin doğal bir deniz suyu girişidir. 18. yüzyılın sonundan itibaren Dubai Koyu serbest ticaret limanı statüsüyle gelişmiş ve inci, altın, tekstil ve baharat ticaretinde uzmanlaşarak canlı bir ticari merkez olarak büyümüştür. Böylece Dubai şehrinin ilk yerleşim nüvesi uzun bir süre hem doğal hem yegane liman olan koyun iki yakasında filizlenmiştir. Şehrin nüfusu arttıkça Dubai Koyu’nun ilk 4,5 kilometresi boyunca üç ayrı yerleşim alanı ortaya çıkmıştır. Bunlar, doğuda ana ticaret bölgesi Deira, batıda ise Bur Dubai ile Dubai Koyu’nu denizden ayıran kanca şeklinde ince bir toprak parçası olan dönemin şehir yöneticilerinin de ikamet ettiği yerleşim bölgesi Shindagha’dır. (Resim 6)

Dubai Koyu’ndaki liman faaliyetleri (Resim 7) Rashid limanının 1972’de açılmasıyla gerilemiş ve sonuçta Dubai Koyu ekonomik önemini kaybetmiştir. Kentsel alanın 1970’lerden itibaren hızla büyümesiyle kentin gelişme yönü kültürel geçmişin yattığı Dubai Koyu’ndan uzaklaşarak, tarihî çekirdeğin batısına kaymıştır. Dolayısıyla Dubai Koyu’nun ekonomik anlamda çöküşü ile burada yaşayan yerli nüfus bölgeyi terketmiş ve ardından suyun iki yakası Asya kökenli gurbetçilerin yerleşim alanı haline gelmiştir.

DUBAİ KOYU’NUN KÜLTÜREL MİRAS DEĞERİ

Khor Dubai’yi orijinal kılan yön Dubai şehrini Basra Körfezi'ne bağlayan ana ticaret aksı olarak işleyen ve eski şehrin mekânsal gelişiminin ilk nüvelerini barındıran tarihî bir tuzlu su koyu olması ile ilgilidir. Bilindiği gibi tarihî su yolları yaşamın ve kentlerin kurulduğu en eski

kültür odakları olmaları nedeniyle yüksek bir miras değerine konudurlar. Son 1000 yılda formu hiç değişmeyen ve tarihî şehir dokusunun pek çok unsurunu taşıyan Dubai Koyu’nda Shindagha (Resim 8), Bastakia, Al-Ras yerleşim bölgeleri; 1787 yılında yapılmış olan Al Fahidi Kalesi, Bur Dubai'de Al Kabeer Çarşısı ile Deira'da Altın Çarşısı (Gold Souq) ve Al Ahmadiya okulu, camiler, Shindagha ve Al-Fahidi bölgesindeki 692 geleneksel konut, kentsel bir topluluğun yerleşmesine olanak tanıyan doğal bir manzara oluşturmaktadır. Bu bakımdan Khor Dubai çevresindeki tarihî mahalleler ile doğal, mimari ve kültürel unsurların benzersiz bir kentsel peyzaj yarattığı, “hem somut hem somut olmayan miras değerlerini koruyan ve insan etkileşimlerinin ve etkilerinin canlı bir topluluk haline geldiği olağanüstü ve evrensel değerde bir alan” oluşturması nedeniyle önemli bir değer taşımaktadır.

Tarihî kentsel peyzaj alanı (historical urban landscape) olan Dubai Koyu’nun miras değeri üç ana kriter üzerinden tanımlanmaktadır:

  • Dubai Koyu, bulunduğu bölgenin sert iklim koşullarıyla uyumlu avlulu evler ile doğal bir havalandırma sağlayan rüzgar kulelerini yoğun bir şekilde kullanarak farklı mimari tarzlarda formlar ve öğeleri biraraya getiren insani değerlerin ve etkilerin karşılıklı değişiminin bir kanıtıdır.
  • Dubai Koyu, su ile geleneksel mahallerin 19. yüzyılın sonlarında oluşturduğu kentsel peyzaj sayesinde bölgedeki uluslararası serbest ticaretin gelişimine dayanan kültürel bir geleneğin istisnai ifadesidir. Koya açılan konut ve ticaret bölgelerini oluşturan mimari yapı toplulukları Basra Körfez kıyısındaki bütün komşuluk birimleri içinde ayakta kalan geleneksel rüzgar kuleli evlerin en son örneği olarak karakterize edilir.
  • Dubai'deki insan varlığının kökeni ahşap tekneler ve balıkçılık için güvenli liman sağlayan koy ile yakından ilişkilidir. 19. yüzyılın ortalarında Dubai Koyu’nda deniz ticareti, inci avcılığı ve balıkçılık alanında başarılı olan kentsel bir yerleşim doğmuştur. Bu bakımdan Dubai Koyu deniz ile insan etkileşimini temsil eden geleneksel yerleşimin oldukça başarılı bir örneğidir.

Kültürel Mirası Koruma Girişimleri

Dubai Tarihî Bölgesi (DTB) BAE Başbakanı ve Dubai’nin yöneticisi olan Shaikh Muhammed bin Rashid Al Maktoum tarafından 1996 yılından başlayarak eski Dubai'yi yeniden canlandırmak amacıyla büyük çaplı yenileme çalışmalarına tabi tutulmuştur. İlk olarak, geniş

bir alanda yüksek katlı yapılaşma önerisi getirilse de sonrasında medya aracılığıyla koruma konusunda başlatılan kamusal bilinç neticesinde alanın turizm için geliştirilmesi kararı verilmiştir. Böylece hazırlanan DTB projesinde amaç tarihî ticaret teknelerinde (abras, dhows) ticaret mağazalarına, yerel sanat sergilerine ve geleneksel kültürü sergileyen bir performans merkezine yer vererek Dubai'nin tarihini ve kültürünü ziyaretçiler için vurgulamak olmuştur. Bunun için Dubai Koyu’nda önce tekil yapı ölçeğinden alan ölçeğine geçilerek DTB Projesi kapsamında Shindagha, Bur Dubai, Al Faheidi ve Deira'da 60'tan fazla farklı cazibe merkezi planlanmıştır. İlk uygulamalar Dubai Ulusal Müzesi olarak adı değiştirilen Şeyh Saeed evinin muhafaza edilmesi ile Dubai Koyu’nun girişinde bulunan yıkılmış geleneksel binaların yeniden inşasıyla kurulan Dalgıçlar Köyü’nde (Diving Village) ve Bastakiah bölgesinde (Resim 9) kendini göstermiştir. Sözkonusu yerleşim bölgelerinin büyük bir kısmı günümüze gelememiş olsa da Dubai Belediyesi’nin Mimari Miras Departmanı tarafından geriye kalan tarihî binalar ile kentin fiziksel dokusu restorasyon sürecinden geçmiş ve evler yeniden inşa edilirken geleneksel yapı teknikleri ve malzemeleri ile yöresel mimarinin ve şehir manzarasının en belirgin simgesel unsurları olan rüzgar kuleleri korunmuştur. Ayrıca geleneksel evler, tarihî belgeler ve yerel nüfus ile yapılan sözlü tarih çalışmalarından elde edilen bilgilerle uluslararası teknik standartlara göre yeniden inşa edilmiştir.

DUBAİ KOYU’NDA SU KIYISININ TASARIMI

Lefebvre’ye göre Dubai’nin pitoresk plajlarının yanı sıra şehir ile su arasındaki ilişki dört farklı mekânsal nitelikte inşa edilmiştir. İlki hayal gücünün ve fantezilerinin sınırlarını zorlayan palmiye biçiminde adalar ve su kanalları kurmak suretiyle oluşturulan pitoresk ilişki; ikincisi doğal bir liman olan Dubai Koyu’nda görülen tarihsel ilişki; üçüncüsü Jumeirah ve Al-Mamzar

parkı gibi plajlarda görülen çağdaş ilişki; ve sonuncu olarak lojistik ve altyapı ölçeğinde liman türünde bir ilişki olarak tanımlanabilir.

Dubai Koyu’nun büyük bölümünde önceden varolan su ile yakın ilişki 1957 yılından sonra gelişen / değişen kentsel planlama süreci sonrasında yeniden tariflenmiştir. Benzer bir biçimde küresel ve yerel space syntax analizleri göstermiştir ki, Dubai’nin su kıyısı kentin mekânsal bağlamı içerisinde şehrin diğer bölgelerinden kopuktur ve mekânsal olarak ayrıştırılmıştır. Zira bu alanlara yaya veya toplu taşıma imkanları ile erişim kısıtlı ya da ücretlidir. Dolayısıyla Dubai şehrinin Basra Körfezi’ne açılan su kıyısında geniş bir biçimde yayılmış turizm tesis alanları bulunurken yalnızca sınırlı sayıda ve belirli bölgeler kamuya açık kullanımdadır. Ancak Dubai Koyu suya erişim açısından tüm bu sınırlama ve ayrıştırmalar içerisinde yer almayan ender bölgeler arasında olmasına rağmen, diğer bölgeler içerisinde turistler tarafından yine en az bilinenidir.

Su Kıyısının Morfolojik Analizi

Bilindiği gibi kültürel mirasın korunması ile turistik deneyimlerin geliştirilmesi amacıyla nehir kenarlarına, su yollarına yeniden işlerlik kazandırmak tüm dünyada turizm sektörünün gelişimi açısından bir şans olarak sunulmaktadır. Ayrıca kentler için su kıyısı şehri olabilmek adına sanal bile olsa kıyı, kanal veya koy tasarımları giderek daha fazla önem taşır hale gelmiştir. Ancak bunun için kıyı bölgesinin iyi tasarlanması dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biridir. Doğal bir su girişi vasfı taşıyan Dubai Koyu tarihî yerleşimlerin içerisinden geçerken tıpkı bir nehir gibi görünmektedir. (Resim 9, 10) Al Maktoum Köprüsü’nden sonra suyun her iki yakası kamuya kapalı, Dubai Golf Klübü alanında özel kullanıma tahsislidir. Koyun girişinde bulunan yer altı taşıt tüneli ile Al Maktoum Köprüsü arasında kalan su kıyısında mevcut koşulların morfolojik nitelikleri (Resim 11) açık alanlar; parklar, iskeleler ve meydanlar ile bağlantılar; yaya izleri, su kıyısı gezinti yolları, toplu taşıma güzergahları / noktaları üzerinden gözlenmektedir.

Açık Alanlar

Dubai Koyu’nda geleneksel çarşılar ve Al Faheidi Kalesi ile rüzgar kuleli geleneksel evlerden müteşekkil Shindagha, Bastakia ve Deira bölgeleri geçmişin izlerini taşımaktadır. Bur Dubai kıyısında 1896 tarihli Şeyh Saeed Al-Maktum evi (Heritage Village), 1910’dan itibaren yerleşilmiş Al Bastakiah bölgesi ve Bur Dubai eski çarşısı en eski tarihli kentsel ögelerdir. Deira’nın su kıyısında ise görülmeye değer yapılar topluluğundan bahsedilemezken iç bölgede 1920 tarihli Deira Büyük Çarşı, Al-Ras yerleşim alanı ve Altın Çarşısı (Gold Souq) öne çıkmaktadır. Bölgenin geri kalan kısmı ise 1971 yılından sonra inşa edilmiştir.

İklim özellikleri nedeniyle yeşil alanların sayıca az olduğu su kıyısında tek yeşil alan; tarihî Bastakia mahallesi yankınında ve Al Maktoum Köprüsü’nün güneyinde bulunan Dubai Koyu parkıdır. Diğer yandan Shindagha ve Bur Dubai mahallelerinin kesiştiği noktada geniş bir açık yer alır. Shindagha Saat Kulesi ile tanımlanan ve yayalar için gölgelik ve oturma birimlerinin bulunduğu bu alan, koyun batı kıyısındaki yegane açık alandır. Meydanın orta noktasında, gezinti yolunu kesecek şekilde bir üst örtü elamanı yerleştirilmiştir. (Resim 12)

Meydan ile Al Khaleej caddesi arasında uzanan yaya yoluna su kenarı boyunca paralel Dalış Köyü, Kültürel Miras Köyü ve Sheikh Saeed al Maktoum Evi , Shindagha Saat Kulesi ile Arap mutfağını içeren restoranlar, sanat galerileri ve diğer ticari amaçlı olarak kullanılan pek çok turistik odak noktası yerleştirilmiştir. (Resim 11) Ayrıca Shindagha'daki Dalış ve Kültürel Miras Köyü gibi cazibe merkezleri ve tarihî yapılarla bölge bir yaya alanına dönüştürülmüştür. Dalış ve Kültürel Miras Köyünde ana turizm sezonu boyunca yemek, pazar, dokumacılık, silah yapımı ve baston dansı gibi geleneksel Bedevi yaşam tarzını tasvir eden bir dizi sergileme alanı bulunmaktadır. Bölge benzer kültürel ve folklorik aktiviteler ile Dubai Alışveriş Festivali gibi her yıl düzenlenen etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır, Deira kıyısında turistik odak noktaları yerine Deira Tower, Twin Towers, Etisalat, Emirates NBD, Dubai Ticaret Odası binaları gibi yüksek katlı oteller, ofis ve kamu yapıları bulunmaktadır.

Meydanın güneyindeki Al Mankhool Caddesi’ne inildikçe su kıyısındaki yaya gezinti yolları kaybolmakla birlikte, bölge içerisindeki yaya izleri takip edildiğinde sırasıyla Bur Dubai Tekstil Çarşısı (Textile Souq), Ulu Cami (Grand Mosque), Dubai yöneticisinin ofisi (Diwan), Al Fahidi Kalesi içerisinde Dubai Müzesi, eski şehir Bur Dubai sur duvarları ve Bastakia Mahallesi’nde sanat galerileri, restaurant ve kafeteryalara dönüştürülmüş olan rüzgar kuleli geleneksel avlulu evler bulunmaktadır.

 

Bağlantılar

Deira Bölgesi’nden Bur Dubai’deki İpek (Tekstil) Çarşısı'na erişim otoyol bağlatıları dışında koyun iki yakasında karşılıklı seferler yapan geleneksel küçük ahşap tekneler ve feribotlar ile mümkündür. Dubai Koyu’nun iki kenarında karşılıklı toplu taşıma amaçlı olarak işleyen deniz taksileri (abra) (Resim 13) için Deira Bölgesi’nde iki, Bur Dubai ve Shindagha’da üç adet iskele ile deniz feribotları (dhow) için büyük bir iskele yeralmaktadır. Deira Bölgesi halen ahşap teknelerin Arap Boğazları ile Pakistan ve Hindistan arasında ticaret yaptığı ve mal taşıdığı daha geleneksel ve küçük ölçekli bir liman olarak kullanılmaktadır.

Koyun batı kenarında Al Khaleej Caddesi ile Dubai eski Tekstil Çarşısı deniz otobüsü iskelesine kadar uzanan kıyı yayalaştırılmıştır. (Resim 14) Deira Bölgesi’nde ise su kıyısı tamamen araç kullanımına açık olarak Beniyas Caddesi ile çevrelenmiştir. Bu nedenle koyun doğu kıyısındaki en yoğun yaya bağlantı noktası Deira eski çarşı Abra istasyonudur. Bur Dubai’de meydanın hemen sağında su kıyısında Al Ghubaiba Abra İstasyonu bulunmaktadır. Bu istasyon hem Dubai Koyu içerisindeki hem Dubai Marina Bölgesi’ndeki turistik tekne turlarının başlangıç noktasıdır.

Su kıyısının morfolojik analizi neticesinde turizmi geliştirmek, turistlere şehrin kimliği ve kültürünü deneyimletmek maksadıyla eğitim, sanat, rekreasyon ve canlandırma (interpretive) aktivite alanlarının ve bununla birlikte deniz taksileri - feribotlar ile bağlantıların geliştirildiği gözlenir. Ancak su kıyısının tasarımında sert zemin alanlarının yoğunluğu, aynı zamanda daha doğal ve yumuşak peyzaj alanlarının -parkların, kıyı hattı boyunca uzanan yeşil aksların (greenways)- eksikliği bölgenin iklim nitelikleri de dikkate alındığında en önemli sorunlardandır.

SONUÇ

Şehrin en eski bölgesi olan Khor Dubai birkaç istisna dışında sokaktaki yoğun erkek gurbetçi işçi nüfusu ile bugün Hindistan, Afganistan ya da Pakistan şehirlerinde görebileceğimiz bir şehir manzarası sunmaktadır. Khor Dubai, her ne kadar gurbetçi nüfusun yaşam alanlarından biri olsa da yaya dolaşımına kısıtlanmamış açık alanları ile kamusal bir nitelik taşıyabilecek nadir kentsel mekânlardandır.

DTB projesi Khor Dubai’de özgünlük ve tarih hissini yeniden canlandırırken yeni bir soruna yani soylulaştırmaya neden olabilir. Bu nedenle projenin devamında eski şehrin binalarına,

köprülerine, iskelelerine ve kent manzarasına su odaklı bir perspektiften yaklaşım geliştirilerek, yalnızca toplumun belirli bir üst segmentine değil hem varsıl hem yoksul tüm toplumsal gruplara açık yaya mekanların arttırılması ve peyzaj alanlarının geliştirilmesi durumunda alternatif görünümler ortaya çıkacaktır. DTB projesi BAE’nin toplam nüfusa oranı gün geçtikçe azalan yerli nüfusun kendine özgü bir kimliğe sahip olduklarını hissetmelerini sağlamaya değer verdiğinin bir göstergesi olarak düşünülse bile, kültürel kaynakların sayıca kısıtlı olması bu noktadaki en belirgin dar boğazı oluşturmaktadır. Uluslararası ikonografik şöhretini korumak adına her türlü yenilik, buluş ve tuhaflıkta “en” olma güdüsü ile planlanan Dubai şehrinde kimliğin yegâne temsilcisi olarak ayakta kalmış olan Dubai Koyu resmen denizcilik mirası olarak hatırlanmaktadır. Fakat tarih, kültür ve miras kavramları DTB projesi eliyle şehirdeki diğer turistik cazibe merkezleri gibi turizmin endüstriyel mahsülü olma yoluna girmiştir. Her alanda olduğu gibi Khor Dubai’nin miras niteliklerinin alışveriş müdavimlerinin hizmetine sunulmak üzere yeniden canlandırılması Dubai patrimonyal sisteminin talep-odaklı planlama (demand-oriented planning) yaklaşımının açık bir göstergesidir.

*Fotoğraflar aksi belirtilmedikçe 2016 yılında yazar tarafından çekilmiştir.

 

Bu icerik 3147 defa görüntülenmiştir.