405
OCAK-ŞUBAT 2019
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI

Giulio Mongeri’nin Anadolu’daki İzleri: Ziraat Bankası Şube Binaları

F. Duygu Saban, Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Sanayi-i Nefise Mektebi hocalarından Giulio Mongeri, hem yetiştirdiği mimarlarla sonraki kuşakların mimarlık anlayışında etkili bir rol üstlenmiş hem de 1900’lerin başında şehirlerin şekillenişinde etkisi olan bazı simge yapıları inşa etmiştir. Mongeri tarafından tasarlanan Ziraat Bankası şube binalarını ele alan yazar, I. Ulusal Mimarlık akımının projelerdeki etkisini inceleyerek temel farklılık ve ortaklıkları ortaya koyuyor.

Batılılaşma hareketine paralel olarak Osmanlı yönetimi tarafından 1856’da Osmanlı Bankası , 1888’de ise Ziraat Bankası kurularak İstanbul’da hizmet binaları inşa edilmiştir. Britanya sermayesi ve Fransız ortaklarla kurulmuş olan Osmanlı Bankası’nın Avrupa’da inşa edilen ve Rönesans saraylarından ilham alan banka binalarını örnek alarak tasarlandığı, “Memleket Sandıkları” adı verilen ve çiftçilerin oluşturduğu sermaye ile kurulan Ziraat Bankası’nın ise geleneksel mimari anlayışı sergilediği savunulmaktadır. Erken Cumhuriyet döneminde bankacılık faaliyetlerinin gelişmesiyle Osmanlı Bankası ve Ziraat Bankası’na ilave olarak 1924’te Türkiye İş Bankası kurulmuş ve yeni başkent Ankara’da her üç banka için hizmet binalarının inşa edilmesi gerekmiştir. O dönemde İstanbul’da Alexandre Vallaury,

Giulio Mongeri, Vedat Tek ve Kemalettin Bey’in ofisleri öne çıkmaktadır, ancak bu üç bankanın Ankara’daki yeni hizmet binalarını tasarlama görevi İtalyan mimar Giulio Mongeri’ye verilmiştir. Bu binalarıyla Mongeri’nin Ankara’nın Cumhuriyetten hemen sonra ortaya çıkan çehresine en çok katkıda bulunan mimar olduğu ifade edilmektedir.

Erken Cumhuriyet döneminde inşa edilmiş olan banka binalarına dair sınırlı sayıdaki araştırma, başkent Ankara ve İstanbul’da inşa edilmiş olan yapılar üzerine yoğunlaşmaktadır. 1925-1930 arasında Anadolu’daki belirli kentlerde Ziraat Bankası ile İş Bankası’na ait şube binalarının inşa edildiği görülmekle birlikte, yapıların tamamının mimari projelerine ve tasarımcı bilgilerine ulaşmak mümkün olmamaktadır. Yapılan incelemede, Ankara ve İstanbul dışında, 1930 yılına kadar Adana, Aydın, Eskişehir, İzmir (Resim 1), Konya (Resim 2), Kütahya ve Manisa’da Ziraat Bankası’na, Edremit’te ise İş Bankası’na ait şube binalarının inşa edildiği tespit edilmiştir. Bu binalardan Edremit’teki İş Bankası Şube Binası ile Konya’daki Ziraat Bankası Şube Binası’nın mimari projelerine ulaşılamadığından ve İzmir’deki Ziraat Bankası Şube Binası’nın Giulio Mongeri tarafından tasarlanmadığı belirlendiğinden, çalışmada Mongeri’nin tasarlamış olduğu Adana, Aydın, Eskişehir, Kütahya ve Manisa’daki Ziraat Bankası şube binaları incelenerek tasarım ilkeleri tartışılmıştır.

GIULIO MONGEI VE ZİRAAT BANKASI ŞUBE BİNALARI

Giulio Mongeri 1873’te İstanbul’da dünyaya gelmiş İtalyan bir mimardır. Milano’daki Brera Güzel Sanatlar Akademisinde mimarlık eğitimi aldıktan sonra 1906’da İstanbul’a dönmüş , St. Antuan Kilisesi (1912), Karaköy Palas (1920), Maçka Palas (1920), İtalyan Sefareti (1928) ve Taksim Anıtı Kaidesi (1928) gibi İstanbul’da pek çok yapı tasarlamıştır. Osman Hamdi Bey’in Sanayi-i Nefise Mektebi Müdürü olmasıyla öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlayan Mongeri, Vedat Tek’in mimari stüdyolarına bölüm başkanı olarak atanması üzerine

kendisi ile birlikte atölye çalışmalarını sürdürmüş , Sedad Hakkı Eldem ve Arif Hikmet Koyunoğlu gibi Türk mimarlarını yetiştirmiştir. 1930’lara doğru Cumhuriyet ideolojisiyle paralel olarak modern mimari akımın egemen olmaya başlaması ve Ernst Egli’ye yeni bir anlayış getirmek üzere mimarlık eğitimini örgütlemesi görevinin verilmesiyle, İtalyan mimarın Türkiye'deki etkin rolü zayıflamıştır.

Banka İdare Meclisi’nin, Cumhuriyetin ilanından yaklaşık bir yıl sonra 17 Aralık 1924 tarihinde “Ankara’daki merkezi idare binasıyla memurun haneleri, Eskişehir, Konya, Manisa, Aydın ve Adana Şube Binaları için 500.000 Liranın sarfına” ve 9 Haziran 1925 tarihinde “yapılacak inşaatlarda fen müşaviri olarak Giulio Mongeri’nin istihdamına” şeklinde aldığı kararlar sonrasında Mongeri’nin Ziraat Bankası ile olan işbirliği başlamıştır. Mongeri 4 Ağustos 1925 tarihinde merkez binasının ve ayrıca Aydın ve Manisa Şube Binalarının projelerinin yapımı ve inşaatların kontrolü için de görevlendirilmiştir. Mongeri tarafından tasarlanması kararı alınan Adana, Aydın, Eskişehir, Kütahya ve Manisa Şube Binalarına yoğunlaşan bu çalışma, yapıları zemin ve birinci katlarındaki mekân organizasyonu ve giriş cephelerinin tasarımı bağlamında incelemektedir.

Adana Şube Binası

Ziraat Bankası Adana Şube Binası 1929-1930 yılları arasında inşa edilmiş, yapının resmî açılışı, 5 Ocak 1931’de yapılmıştır. Abidinpaşa Caddesi’ndeki bir köşe parselde yer alan yapıya köşeden girilmektedir. (Resim 3) Bodrum, zemin ve birinci kattan oluşan yapının zemin katında bugüne ulaşmayan bir ışıklık ile aydınlatılan müşteri holü ile ofisler, birinci katta ise ayrı bir girişten ulaşılan lojmanlar bulunmaktadır. Orijinal halinde daha küçük bir alana oturduğu ve yapılan ilavelerle sonradan genişletildiği anlaşılan yapının restitüsyon projesi esas alınarak yapılan incelemede, iki girişle birlikte iç mekânda sadece zemin katla bodrum katı birbirine bağlayan bir merdiven daha olduğu görülmektedir. Birinci katta ise, ikisi iki cepheli, diğeri ışıklıktan aydınlatılan üç adet lojman tasarlanmıştır.

Aydın Şube Binası

Ziraat Bankası Aydın Şubesi, tren garının kuzeyinde bir köşe parselde yer almaktadır. 1924 ile 1929 yılları arasında inşa edilmiş olan yapı bodrum, zemin ve birinci kattan oluşmakta, köşeden zemin kattaki şube kısmına, ana girişin kuzeyindeki bir başka girişten ise birinci kattaki lojmanlara ulaşılmaktadır. Yapının zemin katındaki müşteri holünü aydınlatmak için tasarlanmış ancak bugüne ulaşmamış olan ışıklık, deforme edilmiş bir altıgen formundadır. Bu yapıya da ilerleyen yıllarda ilaveler yapılmış, yapı hem özgün formunu hem de mekân kurgusunu kaybetmiştir. Restitüsyon projesine dayanılarak yapılan incelemede birinci katta iki adet lojmanın yer aldığı ve odaların sokak cephesine yönlendirildiği görülmektedir. (Resim 4)

Eskişehir Şube Binası

31 Ocak 1931 yılında açılmış olan Ziraat Bankası Eskişehir Şube Binası, önceki iki bina gibi köşeden girişi olan, bodrum, zemin ve birinci kattan oluşan bir yapıdır. Giriş cephesinin tasarımı Adana Şube Binası ile büyük benzerlik gösteren yapının zemin katındaki mekân organizasyonu geniş müşteri holünün iki kenarına yerleştirilen ofis ve servis mekânlarıyla farklılaşmaktadır. (Resim 5) Yapının güney cephesindeki ayrı girişten birinci kattaki lojmanlara ulaşım sağlanmış, zemin katında müşteri holünün üzerinde ışıklık tasarlanmamıştır. Doğu cepheden doğal ışık alındığı için ışıklığa ihtiyaç duyulmadığı düşünülen yapıdaki kolonlar diğer yapılara göre daha fazla süsleme barındırmaktadır. (Resim 6)

Kütahya Şube Binası

1929 yılında inşasına başlanan Ziraat Bankası Kütahya Şube Binası’nın açılışı 31 Ocak 1931 tarihinde yapılmıştır. Zemin katının mekân organizasyonu ve ışıklığı özgün halini koruyan bu yapının da birinci katında iki adet lojman bulunmakta, lojmanlara batı cephesindeki ayrı bir girişten ulaşılmaktadır. Köşe parselde yer almadığı için Adana, Aydın ve Eskişehir Şube Binalarından farklılaşan yapının üst katında geniş bir balkon bulunmaktadır. (Resim 7) Kareye yakın bir dikdörtgen forma sahip yapıda sekizgen formlu ışıklık iç mekânı zenginleştirmiş ve müşteri holünün vurgulanmasına katkı sağlamıştır. (Resim 8)

Manisa Şube Binası

1926-1927 yılları arasında inşa edilmiş olan Ziraat Bankası Manisa Şube Binası bahçe içerisinde yer alan, diğer dört yapıya kıyasla kütlesi daha hareketli bir yapıdır. Zemin kattaki mekânların net ve sade bir şekilde organize edildiği ve dış mekândaki süslemelerin iç mekâna yansıtılmadığı görülen yapının birinci katı, özgün fonksiyonuna uygun olarak halen lojman amaçlı kullanılmaktadır. Işıklığı bulunmayan yapının birinci kattaki lojmanlarına sokağa bakan, ancak arka planda bırakılmış bir merdivenden ulaşılmaktadır. Binanın birinci katında bulunan üç adet lojmanın her birinde balkon düşünülmüş, güney cepheli olanda geleneksel motiflerle süslenmiş üç adet balkon oluşturulmuşken, batı ve kuzeye cephe veren lojmanda büyük, kuzey ve doğuya cephe veren lojmanda ise küçük olmak üzere birer adet balkon tasarlanmıştır. (Resim 9)

DEĞERLENDİRME

Yapılan inceleme sonucunda Mongeri tarafından farklı boyut ve formlardaki parseller üzerinde tasarlanmış olan Anadolu’nun beş kentindeki Ziraat Bankası şube binalarının mekân organizasyonunda (Resim 10) ortak ilkelerin olduğu tespit edilmiştir. Öncelikle şube binalarının tamamı üç katlıdır, bodrum kat depo, arşiv ve kasa dairesine, zemin kat müşteri hizmetlerine, birinci kat ise banka yönetimi tarafından talep edilmiş olan lojmanlara ayrılmıştır. İki farklı giriş olduğu görülen yapılarda lojman girişi ikinci planda tutulmuş, dört örnekte farklı cepheden alınmış, Manisa Şube Binası’nda ise ana cephede olmakla birlikte geri planda bırakılmıştır. Lojman katına giriş holünde aynı zamanda merdiven olduğu, bu merdivenin müşteri hizmetlerinden bağımsız olarak düşünüldüğü, zemin katta müşteri servis holünden ulaşılan merdivenle ise bodrum kata bağlantı verildiği tespit edilmiştir. Doğal ışık alınamayan ya da doğal ışığın yeterli olmadığı düşünülen şube binalarında müşteri holünü aydınlatacak şekilde ışıklık yerleştirildiği görülmektedir.

Bu ortak özellikler değerlendirildiğinde Mongeri’nin Ziraat Bankası şube binalarında mütevazı, fonksiyonel ve mekânlar arasında net ilişki kuran özgün çözümler geliştirmiş olduğu görülmektedir. Yapıların birinci katlarında düzenlenmiş olan lojmanların ise ayrı girişe sahip, parselin formu ve boyutları doğrultusunda ihtiyaç duyulan mekânları yerleştirmek amacı taşıyan bir şekilde tasarlandığı anlaşılmıştır. Beş şube binasında yapılan incelemede lojman tasarımında yönlenmenin dikkate alınmadığı, uzun koridorlarla ulaşılan mekânların ışıklık olan şube binalarında ışıklığın etrafını en az üç cepheden saracak şekilde yerleştirildiği tespit edilmiştir.

Yapıların cephesinde yapılan incelemede ise farklı pencere ve kapı türlerinin kullanıldığı, Ziraat Bankası Aydın ve Manisa Şube Binalarının en sade cephelere sahip olduğu, özellikle Adana ve Eskişehir’deki binalara ait cephelerin birbirine benzer ve diğerlerine kıyasla daha özenli bir şekilde süslendiği görülmüştür. Mongeri’nin Ankara’da inşa edilmiş olan yapılarıyla Anadolu’nun diğer kentlerinde inşa edilmiş yapıları karşılaştırıldığında Ankara’daki yapıların cephelerinde İslam ve Osmanlı motiflerinin daha fazla ön plana çıktığı, şube binalarının cephelerinin ise hem Osmanlı motifleri hem de geometrik Art Deco motiflerle hareketlendirildiği tespit edilmiştir. (Resim 11)

İncelenen Adana, Eskişehir ve Manisa Şube Binalarının giriş cephelerinde giriş mekânına saçak oluşturan, payandalarla taşıtılan, beton elemanlarla üretilmiş ve köşelerinde babaları bulunan balkonlar dikkat çekmektedir. Balkon korkulukları Adana ve Eskişehir Şube Binalarında beton elemanlar arasına yerleştirilmiş çiçek motifli ferforje elemanlarla süslenmiş, babalar kubbe formlu beton elemanlarla tamamlanmıştır. Manisa Şube Binası’nda ise balkonda geometrik beton süslemeler kullanılmış, babalar köşeli şekilde bitirilmiştir. (Resim 12) Adana ve Eskişehir Şube Binaları, giriş kapılarının üzerindeki kıvrıkdal motifli ferforje demir ile süslenmiş pencereler ve giriş kapılarıyla da benzerlik göstermektedir. Köşeli kemerli pencere ve kapılar Kütahya Şube Binası’nda da kullanılmış, Aydın Şube Binası’nın birinci katında ise basık kemerli pencereler tercih edilmiştir.

Bu çalışmanın konusu olan Ziraat Bankası’nın Adana, Aydın, Eskişehir, Kütahya ve Manisa Şube Binaları, Ankara’da inşa edilmiş ve Mongeri tarafından tasarlanmış olan banka binalarına kıyasla çok daha mütevazı şekilde tasarlanmıştır. Tip proje olarak üretildiği iddia edilen Aydın ve Manisa Şube Binalarının zemin kat mekân organizasyonlarında ve giriş cephelerinde yapılan incelemede bu iddianın gerçeği yansıtmadığı, köşe parselde inşa edilmiş olan Aydın Şube Binası’nda ışıklık düzenlendiği ve cephe özelliklerinin geometrik motifler barındırdığı tespit edilmiştir. Dikdörtgen bir parselde ayrık nizamda inşa edilmiş olan Manisa Şube Binası’nda ise ışıklığın olmadığı ve cephe süslemelerinin I. Ulusal Mimarlık akımını daha fazla yansıttığı görülmüştür.

I. Ulusal Mimarlık akımı ile “özellikle Ziya Gökalp’in Türkçülük akımının etkisiyle Osmanlı dinsel yapılarının dekoratif mimari elemanlarından oluşan ulusal bir mimari geliştirilmeye çalışıldığı” ifade edilmektedir. Dünyadaki yeni gelişmelerden uzak ve çağdaş bir mekân anlayışı barındırmadığı ifade edilen I. Ulusal Mimarlık akımı ürünleri dekoratif ögelere yoğun şekilde yer verildiği, ulusal bilinç yaratma çabasını biçim ile sınırlandırdığı ve yapıyı tek bir ürün olarak ele alma anlayışından dolayı eleştirilmiştir. Bununla birlikte 1918’den itibaren “Türk milli üslubu” anlamına gelen bu akımın, üretildiği geçiş döneminde “ehven bir seçenek haline geldiği” ifade edilmektedir . Giulio Mongeri’nin I. Ulusal Mimarlık akımının “en olgun örneklerini” Ankara’daki yapılarıyla gerçekleştirdiği kabul görmekle birlikte, Ziraat Bankası şube binalarının daha az süsleme barındırdığı, fonksiyonel ihtiyaçların tasarımda belirleyici faktör olduğu iddia edilebilir.

Mimarinin “fasad sanatçılığı” olarak yorumlandığı bir dönemde ve öğrencilerine “planları değil evvela fasadları görelim” diyerek cephe süslemelerine verdiği önemi ifade eden Mongeri’nin incelenen yapılarında cephelerin özenle tasarlandığı ve her birinde farklı süsleme elemanlarının kullanıldığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, 1925 ile 1930 yılları arasında tasarlanmış olan Anadolu’daki banka şube binalarının zemin katlarında ortak tasarım ilkelerinin geliştirildiği, cepheleri I. Ulusal Mimarlık akımı etkisiyle süslenmiş olmakla birlikte, binaların modern bankacılık sistemine ve banka çalışanlarının barınma ihtiyacına hizmet edecek şekilde tasarlandığı anlaşılmaktadır.

Bu icerik 7641 defa görüntülenmiştir.