405
OCAK-ŞUBAT 2019
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
ANMA

Afife Batur’un Geçmişle Günceli Barıştıran Kültür Anlayışı

Ersen Gürsel , Mimar

Afife Batur’u 1962 yılında tanıdığımda İTÜ Mimarlık Tarihi Kürsüsü’nde asistandı. Aynı yıl liseden arkadaşım Selçuk Batur da aynı kürsüye girdi. İkisi de çalışkan, meraklı ve başarılıydılar, kısa bir süre sonra da evlendiler. Onlarla sıkça bir araya gelir, yaptığımız çalışmaları, gezi izlenimlerimizi paylaşırdık. Arkadaşlığımız dostluğa dönüşmüştü.

Yaşamı boyunca mimarlık tarihi araştırmalarına yoğunlaşmış olan Afife Batur, aynı zamanda sosyal ilişkilerine önem veren, aktif, verici ve yaratıcı kişiliği ile mimarlık tarihinde çok önemli izler bıraktı, öğrenciler yetiştirdi, eserler kazandırdı. Mimarlık eğitiminin çağdaşlaşması konusundaki çalışmalarda da aktif rol aldı.

1988 yılında profesör olduktan sonra çalışmaları daha çok tarihî çevrenin korunması, restorasyon, Osmanlı mimarlığı ve kültürü ile çağdaş mimarlığın ilişkileri konuları üzerine yoğunlaşmıştı. Batur’un mimarlık tarihi alanında sunduğu bildiriler, makaleler ve kitaplar sadece ailesine değil, aynı zamanda akademik dünyaya ve mimarlık topluluğuna bıraktığı çok değerli bir mirastır.

Afife Batur, eleştirilerine ve düşüncelerine her zaman değer verdiğim yakın bir dostumdu. Kendi yaptığım işlerde de ona sıkça danıştığım olmuştur. Onunla ilk kez Antik Side Selimiye Köyü Koruma Planı Projesi konseptinin geliştirilmesi sırasında birlikte çalışmıştık. Unutamadığım bir anı olduğu için bu süreci kısaca aktarmak istiyorum. Hazırladığımız Side Projesi Master Planı 1972 yılında Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmıştı. Ancak bu kararda, Selimiye Köyü’nün boşaltılmasının, antik kent üzerindeki tahribatın önlenmesi için gerekli olduğu, köyde mevcut Osmanlı dönemine ait binaların ise eğer önemli antik kalıntılar üzerindeyse ve mimari açıdan özellik taşıyorlarsa korunması gibi bazı noktaların bulunması bizi tereddütte bırakmıştı. Bize göre, Selimiye Köyü’nün korunması ile köy yerleşik alanında bulunan yapıların tek tek korunması farklı anlamlar taşıyordu. Bu çetrefilli sorunu çözmek üzere sitlerin korunması üzerine yaptığı çalışmalarını yakından izlediğimiz Afife Batur’a danışmaya karar verdik. Onun ortak çalışma önerimizi kabul etmesi bizleri çok memnun etmişti.

Afife Batur yeni kentsel gelişmeler adına kendinden önceki kültürleri yok eden ve tarihî eserlerin korunmasını tek yapı ölçeğine indirgeyen koruma yaklaşımını eleştiriyordu. Batur’a göre anıtlar çevresiyle birlikte düşünülmeli ve koruma, tarihî-kültürel çevrenin fiziksel özellikleri kadar, o çevreyi bugüne taşıyan ve yaşatan sosyal yaşam özellikleri için de gerçekleştirilmeliydi. Batur’un bir başka özelliği de, sorunları bağlamından koparmaması, olması gerekeni söylemekle yetinmemesi ve gerekeni yapmak için çözüm yolları aramasıydı. Batur’un bu yaklaşımı ve arayışı, “sit” tanımına yeni bir bakış açısı getirdi ve projemize başka bir boyut kazandırdı. Afife Batur, anıtların yakın çevreleri ile birlikte korunmasının sürekliliği olan bir yaşam çevresi oluşturacağına dikkati çekerek, geçmişle günceli barıştıran bir kültür anlayışının adımlarını atmıştı.

Ne yazık ki, bizim bu farklı yaklaşımla hazırladığımız “Selimiye Köyü Koruma Uygulama Projesi” Anıtlar Kurulu tarafından önce kabul edilmedi (1974). Ancak, Avrupa Mimari Miras Yılı (1975) Amsterdam Kongresi’nde Avrupa mimarlığının tüm halkların ortak mirası olduğu bilincini taşıyan ilkeleri kabul edildikten sonra projemiz yeniden değerlendirildi ve onaylandı.

Geçmiş ve günceli barıştıran kültür yaklaşımını gerçekleştirmek için bilgi ve enerjisini bizlerle paylaşan Afife Batur dostum, bizlere çok değerli anılar ve eserler bıraktı. Kendisine sonsuz teşekkürler.

Bu icerik 2410 defa görüntülenmiştir.
<p><em>Sanat  Dünyamız</em> dergisinin 159.  (Temmuz-Ağustos 2017) sayısında Afife Batur’un hayatına odaklanan “Mimarlık  Tarihimize Bir Armağan: Afife Batur” başlıklı Nazlı  Pektaş’ın yaptığı söyleşiyle birlikte basılan bir fotoğraf.</p>