379
EYLÜL-EKİM 2014
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR

  • Dilsiz Anıtlar
    Melih Emre Acar, Arş. Gör., Osmangazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümü



KÜNYE
TEMA[S]

Dilsiz Anıtlar

Melih Emre Acar, Arş. Gör., Osmangazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

[…] zamanla Serdar unutulmuş ama ona duyulan öfke laleye yöneltilmiş olacak ki bu olaydan yıllar yıllar sonra ülkede lale çiçeğini yetiştirmek kesinlikle yasak edilmiş… Ülkede lale yetiştiren kalmadığı halde bu düşmanlık zamanla azalacağına artmış, bitkiden nakışına yayılmış; lale nakışlarını bile gördükleri yerden söküp silip, yerine gül çizer olmuş adamlar. Lalesiliciliği ile gülçiziciliği, o aralar pek çok ailenin ekmek parasını çıkardığı bir iş olmuş.

Bilge Karasu
Göçmüş Kediler Bahçesi, s.173

5 Ağustos 2014 tarihinde İngiltere'nin I. Dünya Savaşı'na girmesinin 100. yılı anısına İngiliz seramik sanatçısı Paul Cummins ve sahne tasarımcısı Tom Piper, savaşta birliklerin toplandığı ve eğitildiği Londra Kulesi etrafına, İngiltere adına şavaşıp ölen her bir asker için bir tane olmak üzere, 888.246 seramik çiçekten oluşan “Blood Swept Lands and Seas of Red” (Kan Dökülmüş Topraklar ve Kırmızının Denizleri) isimli bir enstalasyon üretmeye başladılar. Son çiçek ise savaşın Avrupa sınırları içinde bitiş tarihi olan 11 Kasım 2014’te sembolik olarak yerleştirilecek. Bu proje vesilesiyle tartışmalı bir konu olan toplumun tamamı veya bir kısmı için yıkıcı veya trajik olan olayların kolektif hafızaya kazandırılması veya anıların korunması için oluşturulan artifaktların tasarım yaklaşımlarına tekrar bakabiliriz. Bu konuda son yıllarda hemen hemen herkesin aklına gelecek ilk ve en önemli örnek herhalde Eisenman'ın Berlin Soykırım Anıtı'dır. Dünyanın gördüğü en büyük trajedilerden birinin anısını yaşatmak için inşa edilen bu anıtta önemli olan hikâye, isimler veya taraflar değil olayın kendisidir. Bu epik olmayan anıtta kimin kimi nasıl ve neden öldürdüğü anlatılmaz. Bakıldığında sadece 2.711 mezar ebatlarında beton kütleler (stelae) görülür. Unutulamaması gereken “bir zamanlar bu topraklarda insanların acı çektiği ve öldüğü”dür. Bu yaklaşıma bazı muhafazakârlar tarafından muhalefet edilse de birçok Yahudi, Siyonizmin büyük güç aldığı soykırım olayının bu şekilde anılmasının doğru olduğu konusunda hemfikir. İngiltere’de yapılan yerleştirmeden birçok açıdan farklı olsa da, düşmanlık beslemeyen, kışkırtmayan, sürekli hatırlatmaktansa unutmamayı yeğleyen dili ile 21. yüzyılın anıt ve koruma yaklaşımının şekillenmesi açısından ölçeği ve yeri itibarıyla önemli örneklerden biri olarak göze çarpmaktadır. Geçmişten beri süregelen çatışmalardan bir türlü kaçamayan ve onlarla açıkça yüzleşemeyen bir coğrafyada yer alan, sürekli kutuplaşmalardan beslenen bir siyaset ortamına sahip ülkemizde, bu yaklaşımın sadece anıtlar konusunda değil her türlü koruma (özellikle rekonstrüksiyon) ve yıkım projesi özelinde, mimarlar hatta bütün tasarımcılar tarafından benimsenmesi geçmişle barışmamız ve kolektif hafızamızı güçlendirmemiz için gerekli.

Bu icerik 5001 defa görüntülenmiştir.