397
EYLÜL-EKİM 2017
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK EĞİTİMİ

IX. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’na Doğru Türkiye Mimarlık ve Eğitim Politikasını Tartışmak

Bülend Tuna, Mimar

Yeni açılan üniversitelerde geniş bir mekân sağlamanın mimarlık eğitimini verebilmek için yeter koşul sayıldığı bir ortamda, elimizdeki nicel verilerin niteliğini tartışmamız gerekiyor. 16-17 Kasım 2017 tarihinde Ankara ODTÜ’de düzenlenecek IX. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı öncesinde mimarlık eğitiminin durduğu noktayı gözler önüne seren yazar, “Türkiye Mimarlık Eğitimi Politikası”nın önemine dikkat çekiyor.

Binlerce insanın adalet arayışıyla yollara döküldüğü sıra dışı günler yaşıyoruz. Türkiye’nin Avrupa değerlerinden hızla uzaklaştığı ve bunun ilişkilere yansıdığı Avrupa Birliği temsilcilerince sıklıkla vurgulanır oldu. Toplumda genel bir karamsarlık havası hüküm sürüyor. Ekonominin sürdürülemez olduğu yorumları yapılıyor, üretim sektörü her türlü teşvike rağmen bir türlü beklenen performansı gösteremiyor. Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü yönünde çaba gösterenlerin yargılandığı; görevleri haberi kamuoyuna aktarmak olan gazetecilerin haber yaptığı için tutuklandığı, yüzlerce akademisyenin OHAL koşullarında haklarını arayamaz duruma getirilerek kapı önüne konduğu bir ortamda mimarlık eğitimini konuşuyoruz.

Yeni öğretim yılının arifesindeyiz, gençler geleceklerini belirleyecek okullarını, mesleklerini seçiyorlar. Üniversitelerimizin, özellikle de mimarlık okullarının durumunu sayısal veriler ışığında yorumlamaya, bu tablodan hareketle de “Türkiye Mimarlık ve Eğitim Politikası” arayışımızın nedenlerini açmaya çalışacağım.

Üniversite eğitimimizin acıklı bir durumda olduğunu söyleyerek başlayabiliriz. Bazı köklü eğitim kurumlarımızın uluslararası başarıları, bölümlerin kaliteli eğitim kapsamında gösterdikleri gayret, bütün yetersizliklere rağmen büyük bir diğerkâmlıkla görevini yapmaya çalışan akademisyenlerin çabası ne yazık ki bu tabloyu değiştiremiyor. Özellikle ısrarla sürdürülen nicelik baskısı her türlü kalite arayışını anlamsızlaştırıyor. Sürekli yeni üniversiteler açılıyor, kadro verilmeden, yeterli mekânsal olanaklar oluşturulmadan öğrenci alımlarına da başlanıyor. Bu okulların yetersizliğini genel bir kanı olarak herkesin paylaştığını görüyoruz. Olanakları elverenlerin çocuklarını yurt dışına okumaya göndermeye çalıştığı, vakıf okullarının reklamlarının utanç verici bir şekilde gazete sayfalarını doldurduğu bir dönemdeyiz.

Bu şartlar altında Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’nın dokuzuncusu, “Türkiye Mimarlık ve Eğitim Politikaları” teması çerçevesinde 16-17 Kasım 2017 tarihinde, Ankara’da ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde düzenleniyor.

Kurultayda, Türkiye mimarlık ve eğitimi politikalarının güncellenmesi yönünde çalışmalar yürütülmesi hedefleniyor. Mimarlık ve eğitimin bir anlamda anayasası, yol haritası olarak addedebileceğimiz “Türkiye Mimarlık Politikası” belgesinin gözden geçirilip, güncel tehdit ve potansiyellerin gölgesi / ışığı altında bir kez daha kaleme alınmasının, “Türkiye Mimarlık Eğitimi Politikası” oluşturulması doğrultusunda çalışmalar yürütülmesinin yerinde ve öncelikli bir sorun olduğuna inanıyorum.

Geçen dönemlerde olduğu gibi bu dönem de KKTC Mimarlar Odası işbirliğinde aynı tema çerçevesinde yerel çalışmalar yürütüleceği ve sonuçlarının Kurultay’da paylaşılacağı bildirilmektedir. Kurultay öncesinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de çevre katılımlarıyla birlikte Öğrenci Forumu ve Akademisyen Forumu düzenlenmesi, bu forumlarda eğitim ve meslek ortamının sorunlarının irdelenerek sonuçlarının birer raporla Kurultay’a aktarılması planlanmaktadır.

Mimarlık eğitiminin ve mimarlık meslek ortamının birbirinden kaynaklanan ve birbirine yansıyan sorunlarının bütünlüklü olarak ele alındığı Kurultay ortamlarının arifesinde mimarlık eğitimimizdeki son durumla ilgili bilgileri paylaşmak, yorumlamak ve konuyla ilgili bazı önerilerde bulunmak istiyorum.

MİMARLIK BÖLÜMLERİNİN DURUMU VE ÖĞRENCİ KONTENJANLARI

Mimarlık dergisinin 394. sayısında (Mart-Nisan 2017) yer alan “Öğrenci kontenjanlarında Nicelik Takıntısı ve Mimarlık Eğitiminde Kalite Arayışları” başlıklı yazımda 2016-2017 öğretim yılı ile ilgili öğrenci kontenjanlarının dökümünü paylaşmıştım. Geçtiğimiz günlerde YÖK 2017-2018 öğretim yılı kontenjanlarını açıkladı. Bu yeni verileri de aktarmak ve eskileriyle karşılaştırmalı bir şekilde yorumlamak istiyorum.

YÖK tarafından bazı bölümlere kayıtta başarı sıralaması zorunluluğu getirilmiş ve mimarlık bölümlerinde bu sayı 200.000 olarak belirlenmişti. Bu nedenle bazı bölümlerde kontenjanların dolmadığı görülmektedir. Bir önceki yıl (2015-2016 öğretim yılında) vakıf üniversitelerinde en düşük 238.000 devlet üniversitelerinde 51.500 sıradaki öğrencinin kaydı yapılmıştı. 2016-2017 öğretim yılında ise vakıf üniversitelerinde en düşük 199.957 devlet üniversitelerinde ise 74.296 sıradaki öğrencinin kayıt yaptırabildiği görülmektedir. Sonuçta Türkiye’deki vakıf üniversitelerinde 307, KKTC’de 349, yurt dışı üniversitelerinde ise 88 olmak üzere 744 kontenjan (yaklaşık yüzde 10) boş kalmıştır. (Tablo 1) Bu tablonun göz önüne alınarak bu yıl kontenjanlarda düzenleme yapılması beklenirken, yeni açılan bölümlerle birlikte kontenjanın 7.882 olarak açıklandığını öğrendik. (YÖK tarafından bu sene mimarlık bölümlerinde 944 kontenjanın boş kaldığı duyurulmuştur.)

Geçtiğimiz dönem 93 üniversitede 108 mimarlık bölümü Türkçe ve İngilizce olarak eğitim verirken bu dönem 6 yeni mimarlık bölümü (Tablo 3) daha eklenmiş oldu. 99 üniversitedeki 115 mimarlık bölümüne bu sene öğrenci kaydı yapılabilecektir. Tablo 2’de ayrıntılı dökümünü göreceğiniz gibi bu üniversitelerin 87’si Türkiye’de (45’i devlet, 42’si vakıf), 8’i KKTC’de ve 4’ü değişik ülkelerde bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla 45 devlet üniversitesi ve 54 vakıf üniversitesinin var olduğu bir tabloyla karşı karşıyayız.

Geçen seneki ve bu seneki tabloyu karşılaştırmak isteyenler için ismi değiştirilen üniversiteleri de belirtelim. (Tablo 4) Altınbaş Üniversitesi olarak adı değiştirilen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde geçen sene sadece İngilizce eğitim verilmekteydi, bu sene Türkçe eğitim veren bölüm de açılmıştır.

Bu arada 36’sı devlet 9’u vakıf olmak üzere 45 üniversitenin mimarlık bölümü açma kararı aldığını, ancak henüz öğrenci almadıklarını da belirtelim. Bu okulların listesini Tablo 5’de görebilirsiniz. Tabloda dikkati çeken bir husus da Bitlis, Bingöl, Adıyaman Üniversiteleri gibi yeni açılan üniversitelerin yanı sıra Ankara, Ege, İstanbul Üniversiteleri gibi köklü eğitim kurumlarının yıllardan sonra mimarlık bölümü açma hazırlığı içinde olmalarıdır. Bu tabloda KKTC’de açılması planlanan mimarlık bölümlerine yer verilmemiştir. Bu yönde de çalışmaların olduğu bilinmektedir.

YÖK’ün mimarlık bölümünü tercih edecek öğrenciler için hazırladığı internet sayfasından(1) derlediğimiz bazı çarpıcı bilgileri de bu vesile ile sizlerle paylaşmak istiyorum.

36.153 mimarlık öğrencisinin şu anda mimarlık okullarında eğitim görüyor olması başlı başına bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Mimarlık bölümlerinde 2.067 yabancı uyruklu öğrencinin de eğitim gördüğünü belirtelim. Mimarlar Odası verilerine göre 29.609 erkek ve 23.131 kadın olmak üzere 52.740 kayıtlı üye vardır (20 Temmuz 2017 tarihi itibariyle). 2016 yılında 3.292 yeni üye kayıt yaptırmıştır. Bu tablonun sürdürülemez olduğunu, büyük umutlarla mimarlık bölümlerine kayıt yaptıran gençlerimizin ciddi bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalacaklarını görmemiz ve göstermemiz gerekiyor.

Yeni açılan ve yetersiz altyapısı, eksik öğretim kadrosu nedeniyle dikkat çeken devlet üniversitelerinin durumunun yanı sıra paralı eğitim verdiği halde benzer sıkıntıların yaşandığı vakıf okullarının varlığı da bilinmektedir. Mimarlık bölümlerinde görevli öğretim üyelerinin sayısıyla ilgili elimizde tartışmalı veriler vardır. YÖK’ün internet sayfasındaki rakamlar, fakülte ve üniversite içerisinde farklı yerlerdeki görevlendirmeler nedeniyle netleştirilememektedir. Bölümler eğitimlerini başka bölümlerde, üniversitelerde kadrolu olarak gözüken öğretim üyelerinin yardımıyla yapabilmektedirler. Elbette diğer disiplinlerden, kamu görevlilerinden ve piyasadaki meslektaşlarımızdan gelen katkıların da ihmal edilmemesi gerekmektedir. Doğal olarak öğretim üyesi yetiştirmek pek kolay olmamaktadır. Öğrenci sayısındaki kontrolsüz artış öğretim üyesi / öğrenci oranındaki adaletsizliği pekiştirmektedir. Bu durum özellikle genç akademisyenlerin yükünü artırmakta, yoğun ders saatleri, farklı dersler verme yükümlülüğü gibi sıkıntılarla boğuşmalarına neden olmaktadır.

Küreselleşen dünyada eğitim ekonomisi ile ilgili bazı verileri de bu vesile ile tekrar aktarmak isterim. OECD verilerine göre dünyadaki yabancı öğrenci pazarının, yani kendi ülkesi dışında eğitim alan öğrencilerin sayısının 4.300.000 kişi olduğu ve bunun ekonomik karşılığının da 100 milyar ABD Doları olduğu belirtilmektedir. Bu tabii eğitim endüstrisi için oldukça cezbedici bir rakamdır. Türkiye’deki rakamın 55.000 olduğu ve bunun artırılması için gayret gösterileceği YÖK tarafından duyurulmuştu.

Mimarlık bölümleriyle ilgili durum ise şöyledir: 115 mimarlık bölümünden 80’i Türkçe, 35’i İngilizce eğitim yapmaktadır. KKTC’deki yabancı öğrencilerin sayısı ve hangi ülkelerden geldiklerine ilişkin elimizde bir veri bulunmamaktadır. Türkiye’deki yabancı öğrenci sayısını yukarıda belirtmiştik. Türkiye’deki İngilizce bölümlerindeki öğrencilerin çoğunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduklarını söyleyebiliriz. Küreselleşmenin, farklı kültürlerle tanışmanın, değişik eğitim ortamlarından beslenmenin, mimarlık pratiğinin farklı yönlerini bir başka ülkede deneyimlemenin önemi elbette büyüktür. Erasmus ve diğer olanaklarla yurt dışı eğitim seçeneklerinin artırılması, yurt dışındaki staj ve meslek pratiği olanaklarının araştırılması ve öğrencilere yol gösterici hizmetin verilmesi, bu konularda bölümlerin daha gayretli olmaları ve örnekleri artırmaları beklenebilir. Mimarlık eğitimi politikasının ana hedeflerinden birisinin bu konuda üreteceği cevaplar olmalı diye düşünüyorum.

YETKİNİN ALINMASI VE YENİLENMESİNİN KOŞULLARI

Bu alandaki yazılarımızın sunuşlarımızın hemen hepsinde mimarlık eğitiminin ve meslek ortamının sorunlarının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini belirtiyoruz. Özellikle ortaöğretimden başlayarak yaşam boyu sürecek sürekli mesleki gelişim hizmetlerine kadar her konuyu bir bütünlük içerisinde ele almaya gayret ettik. PISA raporunun ortaöğretimle ilgili ürkütücü tespitlerine bir önceki yazımızda değinmiştim. “Üniversite düzeyine gelene kadar kazanılması gereken formasyonun yeterli olmaması üniversite eğitiminin en önemli handikaplarındandır. Eksik öğretim kadrosu, yetersiz mekân sorunları yanında, PISA raporunun diliyle söylersek, okuduğunu anlamayan bir öğrenci tablosuyla başa çıkmaya çalışmak pek kolay olmasa gerek.”(2) Buna ilave bir bilgiyi daha paylaşmak istiyorum. Meslek seçimi sırasında yeterli bilgilendirme yapılamayan öğrencilerin tercih yaparken kararsız kaldıkları görülmektedir. 2016-2017 öğretim yılında mimarlık bölümlerine kayıt yaptıran 6.778 öğrencinin ancak 1.296’sı birinci tercihine kayıt yaptırmıştır. Daha çarpıcı bir veri de 962 öğrencinin ilk on tercihinin bile mimarlık olmamasıdır. “Ne olursa olsun bir üniversiteye kayıt yaptırayım” düşüncesiyle gelen bir öğrencinin eğitimden ne alabileceği, eğitim ortamındaki verimi nasıl etkileyebileceği tartışmalı bir konudur.

Eğitim ortamındaki bu nicel patlamanın gündeme çok acil koduyla eklediği en önemli husus mesleğe kabul aşamasının kurumlaşmasıdır. Meslek yapma yetkisini verdiğimiz süreçlerin uluslararası denklik açısından uygunsuzluğunun yanı sıra kendi mevzuatımız çerçevesinde bile yeterliliği tartışmalı hale gelmiştir. Yapı üretim sürecinin, bu konuyla ilgili mevzuatın da bu yönüyle yeniden irdelenmesi gerektiği açıktır.

TÜRKİYE MİMARLIK EĞİTİMİ POLİTİKASI

Mimarlık eğitiminde farklı eğitim kurumlarının, altyapıları ve öğrenci sayıları, araştırma kaynaklarını da içeren kapsamda giderek derinleşen farklılaşmalarının ortaya konması, farklı eğitim ekollerinin korunması / geliştirilmesi, öğrenci profilinin giderek değişen / dönüşen niteliğinin saptanması konularında ulusal bir politika metninin oluşturulması ihtiyacı bütün yakıcılığıyla gündemimize girmiştir. Bu politika metni gerek vizyoner ve kavramsal yapısıyla yol gösterici gerekse de uygulamaya dönük farklı kurum ve ekolleri kapsayacak çeşitlilikte ve elbette eğitimin kalitesini sağlayıcı asgari müştereklerin de çerçevesini çizecek içerikte olmalıdır. Bu bağlamda farklı ülkelerdeki mimarlık eğitimi politikalarının da değerlendirilmesiyle birlikte aşağıdaki başlıklarda tartışmalar yürütülebilir diye düşünüyoruz.

  • Ülkemiz ve Dünyadaki Eğitim Ortamını Etkileyen Gelişmeler:
  • Bolonya süreci ve eğitime etkileri;
  • Avrupa’daki değerlendirmeler, farklı yaklaşımlar;
  • Ülkemizdeki yükseköğretim stratejisi üzerine değerlendirmeler;
  • Mimarlık eğitimindeki nicelik yığılması;
  • 15 Temmuz sonrasındaki OHAL ortamı, kapatılan üniversiteler, uzaklaştırılan öğretim üyeleri, giderek derinleşen özgürlüklerin kısıtlanması ve bunun üniversitelere yansıması.
  • Disiplinler Arası İlişkiler:
  • Diğer tasarım gruplarıyla ortak eğitim yaklaşımı;
  • Ortak eğitim arayışının meslek ortamına yansımaları.
  • Mesleki Yeterlilik:
  • Mesleğe kabul aşamasının kurumlaşmasının önemi;
  • Farklı sürelerle yapılan eğitimin yarattığı sorunlar;
  • Uluslararası denklikler;
  • Uluslararası akreditasyonun önemi;
  • Türkiye Mimarlık Eğitimi Ortamında Kurumlaşma Çalışmaları:
  • Temsili kurumların eksikliği, var olanların yeterliliğinin irdelenmesi;
  • Staj ve Meslek Pratiği Eşgüdüm Kurulu önerisinin irdelenmesi;
  • “Türkiye Mimarlık Eğitimi Kurulu”nun oluşturulması gerekliliği.

Yukarıda ana başlıklarını vermeye çalıştığımız “Türkiye Mimarlık Eğitimi Politikası”nın önce gerekliliğini hissetmek, içeriğini oluşturmak, benimsemek ve mimarlık ortamının bütün bileşenleriyle birlikte güçlü bir ses olarak bunu dile getirmesi, etkili olabilmesi için çaba sarf etmek gerektiğini düşünüyorum; önümüzdeki en acil gündemlerden biri budur.

Gelin bunları birlikte tartışalım. Kurultayın çalışma gruplarına, forumlarına, kurultay günlerine katılarak görüşlerimizi paylaşalım. Birlikte güçlü bir irade ortaya koymamız her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

IX. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı takvimine ve gerçekleştirilecek ön çalışmalara ilişkin bilgilere Kurultayın internet sayfası aracılığıyla ulaşabilirsiniz: www.mo.org.tr/mek

NOTLAR

1. yokatlas.yok.gov.tr/lisans-bolum.php?b=10155  [Erişim: 01.08.2017]

2. Tuna, Bülend, 2017, “Öğrenci Kontenjanlarında Nicelik Takıntısı ve Mimarlık Eğitiminde Kalite Arayışları”, Mimarlık, sayı:394.

 

Bu icerik 2956 defa görüntülenmiştir.