397
EYLÜL-EKİM 2017
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE

MİMARLIK'tan

Kentleri insanların ihtiyaçlarına göre tasarlamak yerine, ekonomik çıkarlara uygun olarak tasarlanmış kentlere insanların ayak uydurmalarını bekleyen anlayışın yeni meyvesi Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği. Hızlı ve çok sayıda yapı üretimini kolaylaştırmaya odaklı olan bu Yönetmelikle birlikte, planlama bütünlüğü ve şehircilik ilkelerini temel alan anlayışın terk edildiği görülüyor. Parsel ölçeğinde değişiklikler getirerek ve yapı yoğunluklarını artıran, çözümsüzlüklere ve çoklu uygulamalara sebep olan düzenlemelerin getirildiği Yönetmelik, yerelliği ve çeşitliliği desteklemek, tasarım zenginliğini artırmak yerine yapım tekniğine ve mekânsal ölçülere dair belli kısıtlar getiriyor. 1 Ekim’de yürürlüğe girecek olan bu yeni Yönetmeliği, bu sayının MİMARLIK Gündem’inde Feridun Duyguluer değerlendiriyor.

UIA tarafından 2017 Dünya Mimarlık Günü teması “İklim Değişikliği İçin Harekete Geç!” (Climate Change Action!) olarak belirlendi. Hızlı kentleşme ve bina yapım süreçlerinin artırdığı fosil yakıt tüketimi ve sera gazı salımlarının etkisiyle gittikçe geri dönülemez bir noktaya sürüklendiğimiz iklim değişikliğine dikkat çekmeyi amaçlayan tema çerçevesinde Dünya Mimarlık Günü bu yıl 2 Ekim’de kutlanacak. 2015 Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nı destekleyen UIA, her ülkenin bu anlaşma doğrultusunda üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguluyor. Peki, Türkiye olarak bu süreçte neredeyiz? İklim değişikliğinin izlerini günden güne kentlerimizde görmeye başladık. Geçtiğimiz yaz aylarında İstanbul’daki beklenmedik fırtına ve dolu, bir doğal afete neden oldu. Yaşananlar üzerine görüşüne başvurduğumuz Murat Balamir, yeşil alansız ve su geçirmez yüzeylerle kaplı şehirlerimizde bu yaşananların bir sürpriz olmadığını belirterek, alışılmış mevsim normallerinin ya da istatistiklerinin artık geçerli olmadığını vurguluyor. Afetlerin ardından çözüm önerileri getirmek ve olası riskleri yönetmek yerine, yaşananların ‘doğa kaynaklı’ ve ‘önlenemez olduğu’ algısı yaratılarak ‘yara sarma’ üzerinden kurgulanan politikalar, kısa vadede daha hızlı sonuç veren bir tutum olarak politikacılar ve yerel yöneticiler tarafından severek uygulanıyor. Ancak, uzun vadede sonuç verecek olsa da kentsel planlama, enerji ve üretim politikalarının dönüştürülmesi, daha adil, temiz ve sağlıklı bir dünya elde etmemize olanak sağlayacak. Bu tartışmaların yapılacağı önümüzde iki önemli buluşma var: 6-17 Kasım 2017 tarihlerinde Bonn’da yapılacak COP 23 ve 7-13 Şubat 2018 tarihlerinde Kuala Lumpur’da yapılacak Dünya Kentsel Forumu. Önemli kararların çıkmasını umduğumuz bu toplantılara ilişkin yazılar önümüzdeki sayılarda yer alacak.

Aslı Tuncer Madge

Bu icerik 2164 defa görüntülenmiştir.