MİMARİ TASARIM
Yeni Nesil Yazlık: Mi’Costa
Şebnem Yücel, Yaşar Üniversitesi, Mimarlık Bölümü
2014 Ulusal Mimarlık Ödülleri “Yapı Dalı Ödül Adayı” Mi’Costa yapısını ele alan yazar, yapının yakın çevresinden yalın hatları ve modern mimari diliyle farklılaşan karakteristiğine dikkat çekiyor.
İzmir’in yazlık siteleriyle ve Alaçatısıyla meşhur olan Çeşme ilçesinde önemli koylardan biri Boyalık. Yıllardır İzmirlilerin favori yazlık lokasyonlarından biri olmuş bu koyun etrafı en eskisi yaklaşık 40 sene önce yapılmış, zaman zaman apartmanlaşan, pek çok yazlık siteyle çevrili. Alaçatı’nın geleneksel görünmeye çalışıp duvarlarda sakil duran taş kaplamalarının yanında bu yazlık siteler genellikle betonarme olduğunu göstermekten korkmayan, gösterişsiz yapılardan oluşuyor. Yıllardır bahçelerinde büyüyen ağaçlar hem bu yapıları bir parça gizliyor, hem de güzel gölgeler veriyor. Yazlıkçıların yanında günübirlikçi yerli turistlerin de hafta sonlarında kalabalıklaştırdığı plajı dışında ticari-turistik tesisleri az olan sessiz ve sakin bir koy Boyalık. Çevrede yazlığı olanlarla görüştüğünüzde öne çıkan, bu koyun pek çok İzmirli aile için “gerçek Çeşme”yi temsil eden, sakin ve denizi güzel bir yazlık mekân olması. Bu çevrenin yabancısı olmayan İzmirli firma SUV Yapı’nın yeni nesil yazlık “residence” projesini hayata geçirmek için bu koyu seçmesinde de bu özellikler önplana çıkmış.
Mi’Costa’yı yeni nesil yapan, çevredeki yazlıklardan anlayış ve mimari diliyle ayrışması. Anlayış farkı kısaca büyük şehirlerimizden tanıdık olduğumuz “residence” mantığının yazlık mekâna taşınması olarak açıklanabilir. Zaten yazlık havası yaratmak isteyen onca şehirli “residence” varken yazlık olanı kulağa oldukça doğal geliyor. Burası eve gelmeden temizliğin bir telefonla halledildiği, yemek bulaşıklarının kaldırılması yük olduğunda saatlik yardımcının gönderildiği, öğünlerde restaurant ya da kafenin isteğe göre yemek hazırladığı, bodrumunda kapalı otoparkı, giriş katında saunası, spor merkezi, havuzu ve önünde deniziyle bir konfor mekânı. Tabii ki müşteri kitlesinin de bu konforun mali yükünü karşılayabilecek kişiler olduğunu tahmin ediyoruz. Belki de bu nedenle bu yazıyı hazırlarken ortak kullanım alanları dışında Mi’Costa’nın iç mekânlarını görme şansı olamadı. Burada okuyacağınız değerlendirmeler dış mekânlar ve iç mekânda yer alan ortak kullanım alanlarıyla sınırlıdır.
Mi’Costa’nın mimari tasarımı artık yollarını ayırmış olan Uras+Dilekci ofisine ait. Ofis proje tasarımına 2010 yılının sonunda başlamış. Proje müellifinin Durmuş Dilekci ve Emir Uras olduğu proje tasarımı 2011 yılında, projenin inşaatı da 2013 yılında tamamlanmış. SUV Yapı’nın başkanı Mahir Vural, Uras+Dilekci ofisiyle konuşmalarına aklındaki mimari dili örneklemesi açısından modern bir teknenin köşe formunu göstererek başlamış. Daha sonra ortaya çıkan tasarımın kendisini fazlasıyla tatmin ettiğini ve beklentilerinin üzerinde olduğunu söylüyor. Zaten projenin 2014 Ulusal Mimarlık Ödülleri Yapı Dalı adaylarından ve sonrasında da 2015 yılı Mies van der Rohe Ödülü’ne Türkiye’den seçilen 23 adaydan biri olması projenin başarısının tescili gibi görülüyor.
Mi’Costa, hayatına eski Fransız tatil köyü olarak başlamış deniz kıyısındaki Boyalık Beach Hotel’in hemen yanında yer alıyor ve yakın çevresindeki yapılardan yalın hatları ve modern mimari diliyle hemen farklılaşıyor. Farklı açılarda kırılarak hareketlenen güçlü yatay çizgiler, kompleksi oluşturan yapı gruplarının kademelenmeleri ve manzaraya açılan geniş perspektifler projenin dikkat çeken ilk özellikleri. Mi’Costa altı müstakil villa ve teras katıyla birlikte beş kata ulaşan ana bloktan oluşuyor. Proje, arazisine denize paralel dört hat tanımlayarak ve denizden uzaklaştıkça alçak ve parçalı yapılaşmadan bloğa, açık ve geçirgenden kapalıya evrilerek yerleşiyor. Yapılarla almaşık olarak yerleştirilmiş yeşil ve açık alan düzenlemelerinde nispeten az su isteyen bitkilerden oluşan başarılı ve minimal bir peyzaj hakim.
Deniz ve kumsalın bitimiyle başlayan ilk hattı, kumsal seviyesinden yükseltilmiş, villaların ön bahçesi hissi veren bir yeşil alan oluşturuyor. İkinci hattı oluşturan villalar, hemen arkalarındaki iç bahçenin denizle ilişkisini sağlayacak ve rüzgârını kısmen kesecek aralıklarla yerleştirilmiş. Deniz tarafından bakılınca tek katlı görünen iki katlı villaların bodrum katları yere gömülü olduğundan, ışık almalarını sağlamak için iç bahçe tarafında küçük avlular oluşturulmuş. Arkadaki yüksek bloktaki dairelerin manzarasını bozmamak ve enerji tasarrufu sağlamak üzere de villaların çatıları yeşil çatı olarak düşünülmüş. Üçüncü hattı oluşturan ve Mi’Costa kompleksinin kapısından girdiğinizde adımınızı atacağınız ilk mekânı olan iç bahçede biri çocuklar, diğeri büyükler için iki yüzme havuzu yer alıyor. Projeyi “residence” yapan spa, spor salonu, kafe gibi ana bloğun giriş katında yer alan ortak kullanım alanları da bu iç bahçeye açılıyor. Bir üst katın terası, bu ortak mekânların önünde gölge sağlayan bir saçağa dönüşürken daha çok şeffaf sınırları olan bu bahçe katındaki en baskın mimari elemanlardan biri haline geliyor. Bu saçak özellikle ana giriş kapısından Mi’Costa’ya adım atarken ilk karşılaştığımız perspektifin bir yarısını çerçevelemesi, bu çerçevelemeyi yaparken kırılarak ana bloğun hem cephe formunu okutması hem de bu bloğun görünürlüğünü kısmen engelleyerek öne çıkması ve son olarak da bakışlarımızı havuzlara ve arkaplandaki yeşil sınıra yönlendirmesiyle dikkati çekiyor.
Giriş katında ortak alanları barındıran ana blok da projenin yerleştiği dördüncü hattı oluşturuyor. İçinde 21 daire barındıran bu kütle yükselerek aynı zamanda tüm projeye de arka fon oluşturuyor. Ana bloğun deniz manzarasına bakan cephesinde geniş teraslar yer alırken her kat iç bahçeye güneşin daha fazla ulaşmasını sağlayacak şekilde geri çekiliyor. Giriş katında olduğu gibi bu katlardaki geniş terasların parapetleri de kütleye hareket veren ve en dikkat çeken elemanlar. Parapetlerde kullanılan açılar ve kırılmalarla yakalanan plastik etkinin çok başarılı olduğunu belirtmek lazım. Daire girişleri arka tarafta yer alan açık koridordan sağlanırken bu koridorun önünde yer alan metal yüzeyler arka cepheyi sıkıcılıktan kurtarıyor. Bu metal yüzeyler aynı zamanda komşu villalardan ayrılma ve mahremiyeti sağlarken, yarı açık koridor için de güneş kırıcı görevini yerine getiriyor. Başka bir deyişle yan ve arka cephesinde kapanıp güçlü bir şekilde denize yönelen bir proje Mi’Costa. Yan cephede okunabilen kademelenme ve arka cephede zaman zaman yırtılan delikli metal yüzey sayesinde bu kapalılık çevresi için daha kabul edilebilir bir düzeye getirilmiş.
Sahte gelenekselle düşük kalitede betonarme yapılar arasına sıkışmış sahil beldelerimizde Mi’Costa modern ve seçkin bir mimari alternatif olarak yerini alıyor. Deniz kıyısından bakıldığında projenin mimari başarısı daha belirgin. Denize paralel oluşturulan bu dört hattın ele alınışı sayesinde bakışlarımız bahçe kotları ve yapı izlerini takip ederek deniz seviyesinden beş kat yüksekliğe yorulmadan ulaşabiliyor. Diğer bir taraftan projenin denizle kurduğu bu güçlü ilişki, sahillerimizin planlanmasındaki başarısızlığımızı unutturmuyor. Türkçeye “benim sahilim” olarak çevrilebilen isminin hakkını veren Mi’Costa da bütün komşuları gibi önündeki sahili bir bakıma sahipleniyor. Bu sahiplenmenin kanunsuz bir tarafı yok ve bunu komşularından daha saygılı bir şekilde, sevimsiz bir duvar çekmeden yapıyor. Fakat gene de düşündürüyor: Benim sahilimden bizim sahilimize gerçek anlamda ne zaman geçebileceğiz? Ne zaman kamusal sahil mekânlarının mimari kalitelerine övgüler düzebileceğiz?
KÜNYE
Proje Adı : Mİ'COSTA OTEL VE KONUT PROJESİ
Proje Yeri : Çeşme, Boyalık
Mimarlar : Durmuş Dilekci, Emir Uras (UrasxDilekci)
Proje Grubu : Evren Alpay, Aylin Ayvaz, Salih Kucuktuna, Zeynep Ekinci
İşveren : SUV Yapı A.Ş.
Yapımcı : SUV Yapı A.Ş.
Statik : Nu Mühendislik
Mekanik : Nükleer Mühendislik
Elektrik : Nükleer Mühendislik
Peyzaj : Nesil Peyzaj
Proje Tarihi : 2011
Yapım Tarihi : 2013
Arsa Alanı : 7.350 m2
Toplam İnşaat Alanı: 10.085 m2
Fotoğraflar : Özgür Arı
Bu icerik 4711 defa görüntülenmiştir.