331
EYLÜL-EKİM 2006
 

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

TÜRKÇE ÖZET

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR

MİMARLIK’tan 331



KÜNYE
GÜNDEM: Türkiye’nin Endüstri Arkeolojisi Örnekleri Yok Oluyor

“Kentsel Dönüşüm Projeleri” Karşısında Endüstri Mirasının Geleceği

Gül Köksal

Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Restorasyon Anabilim Dalı

Tarihî endüstri yerleşkelerinin bilimsel çerçevede korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması dünyada neredeyse son yarım yüzyılın konusu. Ülkemizde de ancak son on yılın. Bu konuda yapılan araştırmalar, tezler, projeler hızla çoğalırken, ne yazık ki korumaya değer nitelikleri barındıran endüstri anıt ve sitlerinin sayısı da aynı oranla azalıyor. Ankara Havagazı Fabrikası örneğinde olduğu gibi bilinçsizce diyemeyeceğimiz, farklı bir “bilinçle” yapılan müdahaleler veya “kentsel dönüşüm” kavramı adı altında tarihî endüstri tesislerinin, rant değeri yüksek alanlarının ihaleye çıkarılması sıklıkla karşılaşılan sorunlar. Türkiye’de endüstri yapılarının korunamaması ve hızla yok olmaları, kültürel-mimari mirasa yönelik genel koruma sorunlarının yanısıra farklı nedenlerden de kaynaklanmakta. (1) Genel koruma sorunlarının çok defa ifade edildiği düşüncesiyle, sadece endüstri mirasına yönelik problemleri “işlevden” veya “koruma kararlarından” kaynaklı sorunlar olarak şu şekilde özetlemek mümkün:

a. İşlevden veya İşlevini Yitirmekten Kaynaklanan Sorunlar:

İşlev sürerken:

- Sanayi yapıları ve donanımın yıllar boyunca yüksek sıcaklık, zararlı gazlar, aşırı kirlilik gibi üretim sürecinin olumsuz etkileri ile karşı karşıya kalmaları;

- Korozyona eğilimli taşıyıcı sistemin ve teknolojik donanımın zamanla bozulması; korozyon sürecini durdurmanın veya yavaşlatmanın oldukla pahalı bir işlem olması nedeniyle uygulama güçlüğü;

- Üretim teknolojilerinin değişmesi ile tesislerde mekânsal değişiklikler yapılması (1);

- Fabrikalardaki donanımın, işletim sisteminin yenilenmesi ile modern teknoloji ürünleri ile yer değiştirmeleri veya yenilenmeleri (2);

- Fabrikaların idarecileri ve çalışanlarının yapı ve donanımlarına kontrolsüz müdahalelerde bulunmaları;

İşlev yitirilince:

- Sanayi yapılarının düzenli bakım ve onarımdan yoksun kalarak terk edilmeleri;

- Donanımın işlevini sürdüren diğer fabrikalara devredilmesi veya hurda olarak satılması.

Bu sorunlara maruz kalan sanayi tesisleri, zaman içinde korunmaya değer niteliklerini neredeyse tamamen yitirmiş duruma gelmekte. Örneğin donanımını ve işletim sisteminin izlerini bünyesinde barındırmayan bir fabrika, sadece bir “üretim kabuğu” haline gelmekte. Ya da içinde yalnıza 20. yüzyılın son yıllarına ait üretim izleri taşıyan bir tesis, geçmişine dair oldukça az bilgi sunabilmekte ve “teknoloji tarihi” değerini yitirmekte.

b. Koruma Yaklaşımı ve Kararlarından Kaynaklanan Sorunlar:

- Fabrikaların diğer mimari-kültür mirası örneklerinden daha az değerli bulunması;

- Özellikle rant değerleri nedeniyle veya önemi anlaşılamadığı için tescil kararlarının alınamaması (Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası gibi) (3) veya kararın düşmesi, böylelikle müdahale ve yıkımların yasal hale gelmesi (Ankara Havagazı Fabrikası gibi);

- Koruma ve yeniden kullanım uygulamalarının yüksek maliyetini karşılayacak ödenekler olmaması; korumayı teşvik eden yasal düzenlemelerin olmaması;

- Koruma ve yeniden işlevlendirmenin, yapıyı korumak için bir amaç olmaktan öte, yerleşkeyi kullanmak amacıyla bir araç olması; (4)

- Uygun olmayan işlev seçimleri ile sanayi yapılarının donanım ve özgün niteliklerini yitirmeleri;

- Sanayi yapısının teknik ve mimari niteliklerini dikkate almayan ve/veya geri dönüşü olmayan uygulamalar ve ekler yapılması, tarihi izlerin yok edilmesi, yanlış malzemeler veya detay çözümlerinin uygulanması. (2)

Tarihî fabrikaların verimli işletilememeleri, teknolojik olarak yetersiz kalmaları, kenti kirletmeleri gibi çeşitli nedenlerle kapatılmaları veya işlevlerini yitirmeleri tüm dünyada karşılaşılan bir durum.(3) Buna karşılık, endüstri yapılarını bilinçli olarak tahrip etmek veya tahrip olmalarına izin vermek kabul edilebilir bir yaklaşım değil. Ülkelerin ekonomik gelişimine katkı sağlayan endüstri tesisleri, sanayi geçmişinin izleri olarak, kent ve kamu yararına kullanılmak üzere yeniden değerlendirilebilir. Bu konuda çoğu Avrupa ülkesinde önemli çalışmalar yapılmakta.(4) Öncelikli olarak Endüstri Devrimi’nin sadece teknolojik bir devrim olmadığı, aynı zamanda insanların düşünce ve yaşam biçimini değiştiren, sosyal, kültürel ve ekonomik boyutlarıyla çevresel etki yaratan bir dönüşüm olduğu düşünülmekte. Bu nedenle endüstri mirasını koruma çalışmalarında, teknik anıtlar sosyal çevreleri ile birlikte ele alınmakta. 1950’lerde ortaya çıkan ve endüstri mirasını inceleyen “endüstri arkeolojisi”, mimarlık tarihi, teknoloji tarihi, arkeoloji ve koruma boyutları olan bir disiplin.(5) Konunun koruma, mimarlık tarihi, sosyoloji-teknoloji tarihi, tasarım, kent, bölge ve peyzaj planlama, makine, inşaat ve elektrik mühendisliği, ekonomi gibi çok sayıda meslek alanını ilgilendirdiği, dolayısıyla disiplinlerarası bir çalışma gerektirdiği açık.(6)

Yukarıda özetlenen sorunlar karşısında bu konuda Türkiye’de acil olarak ele alınması gereken iki iş var kanımca: İlki endüstri mirasını belgeleme, diğeri risk grubundaki endüstri anıt ve sitlerini belirleyerek koruma önlemleri alma.

Acilen Atılması Gereken İlk Adım: Endüstri Mirası Envanteri

Henüz elimizdeki mirası tam olarak bilmediğimizi, buna karşılık kaybın son derece hızlı olduğunu düşünürsek, belgeleme işlemi ilk adım olarak karşımıza çıkmakta (Örneğin 4-5). Endüstri mirasının belgelenmesi için, öncelikli olarak endüstri mirasının kapsamının tanımlanması gerekli. Türkiye için endüstri mirasının kapsamı “içlerinde mekanik aletlerle üretim yapılan yapılar, kompleksler ve üretim sürecinin bir parçası olan donanım-teknolojik düzenekler” olarak tanımlanabilir.(7) Endüstri mirası sayılacak yapı ve tesisler için herhangi bir tarihsel sınıflandırma yapmak yerine, Sanayi Devrimi önce veya sonrasına tarihlenen, üretim teknolojisi ve mimari kurgusu ile tarihi-teknolojik değeri olan her türlü inşai varlık bu kapsama alınmalı. Endüstri arkeolojisi disiplini, mimarlık tarihi, teknoloji tarihi, arkeoloji ve koruma boyutları olan bir bilim dalı olduğuna göre, bu bilimin ilgi alanına giren anıt/sitlerin adı geçen boyutlarla ele alınması ve belgelenmesi gerekli. Sözkonusu envanter, endüstri yapısının üretim süreci hakkında yeterli bilgiyi vermek üzere, yazılı, görsel (resim, çizim, film, video) ve duyusal (ses kaydı) olarak yapılmalı. Görsel ve işitsel kaynakların birlikte sunumu, anlama ve yorumlamayı kolaylaştırmakta. Diğer yandan, belgeleme sistemlerinin sayısal ortamda olması, bilgiye erişim ve arşivleme seçeneklerini arttırmakta.

Envanter fişlerinin hazırlanması ve arşivlenmesi için ulusal ve hükümete doğrudan bağlı olmayan ve uzmanlardan oluşan bağımsız bir örgüt oluşturulması yararlı olacaktır. Çalışmaların müdahaleden uzak gerçekleşmesi için bağımsız bir çalışma ortamına gerek vardır. Bir terminoloji oluşturmak, önceden yapılmış olan belgeleme çalışmalarını tek bir sistemde toplamak, ortak kullanıma açık bir veri ortamı oluşturmak, uzmanlar arasında iletişim ve eşgüdümü kolaylaştırmak, tekrarları önlemek ve karşılaştırma olanakları sağlamak için, bilgiler bir merkezde toplanmalıdır. Envanter sisteminin, geliştirilmesi mümkün, sürekli güncellenen ve elektronik depolama yapılabilen bir sistemle hazırlanması ve kamu kullanımına açık olmasında yarar vardır. Endüstri yapısı ve tesislerine ait envanter fişleri mümkünse rölöve, restitüsyon çizimleri ve restorasyon projeleri ile desteklenmelidir. Arşivlenen malzemenin değerlendirilmesi ve yorumunun, mimarlar, makine-inşaat-zemin mekaniği-jeoloji-elektrik-kimya vd. mühendisler, tarihçiler, toplum bilimcileri, arkeologlar gibi çeşitli disiplinlerden gelen, konusunda yetkin temsilcilerden oluşan bir ekiple yapılması yararlı olacaktır. Uzmanların araştırma yapabilmesi ve sürekli eleman bulundurulabilmesi için gerekli destek ve bütçeyi temin amacıyla, Sanayi ve Ticaret Odası, bu odalara bağlı kurum ve şirketler, TMMOB’ye bağlı meslek Odaları, üniversiteler, uluslararası kurum ve şirketlere başvurulabilir.

İkinci Adım: Risk Grubundaki Endüstri Mirasına Önlem Alma

Ülkedeki endüstri mirasının belgelenmesi sırasında, anıt ve sitlerin güncel durumları ortaya çıkmış olacaktır. Bu veriler ışığında aşağıdaki gibi risk grupları oluşturup acil koruma altına alınması gereken anıt ve sitler koruma gündemine alınmalıdır:

- 1. derece risk taşıyan endüstri yapısı/tesisi: Yoğun bir kullanıcı tahribatı olan, olumsuz doğa koşullarına karşı açık, yeterli bütçe olmadığı için korunamayan sanayi yapıları/tesisleri. Bu grupta yer alan yapılar acil olarak koruma altına alınmalıdır (Örneğin 4-5).

- 2. derece risk taşıyan endüstri yapısı/tesisi: Acil müdahale gerektiren bir sorunu olmayan, ancak kısa bir zaman diliminde ele alınması gereken sanayi yapısı/tesisi.

- 3. derece risk taşıyan endüstri yapısı/tesisi: Sorunları kısa vadede müdahale gerektirmeyen uzun vadede çözüme gidilmesinin yeterli olacağı sanayi yapısı/tesisi.

- Risk taşımayan endüstri yapısı/tesisi: Kısa ve uzun vadede müdahale etmeyi gerektiren bir risk taşımayan sanayi yapısı/tesisi.

Belgeleme çalışmaları için ilgili kurumlar arası güç birliği şarttır. Bu nedenle envanter çalışması, araştırma, tez yaptıran üniversiteler, TÜBA-TUKSEK, TAY gibi projelerin ekipleri, meslek Odaları ve diğerlerinin sürekli ilişki halinde olmaları yararlı olacaktır.

Ve Devamı: Sorunlara Çözümler

- Ulusal bir strateji belirlemek üzere bir genel merkez kurulmalı ve endüstri mirası hakkındaki tüm bilgiler/kaynaklar, projeler, teknik çözümler vb. konuyla ilgili bilgiler burada toplanmalıdır. Bu bilgiler herkesin kullanımına açık, sürekli güncellenen bir veri tabanına dönüştürülmelidir.

- Endüstri yapısının tescil kararını düşürecek durumlarda sözkonusu genel merkeze danışılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Merkezin oluşturduğu uzmanlar grubu kararı değerlendirmelidir. Tarihî sanayi yapısı, korunmaya değer niteliklerini yitirdiyse veya yapı tamamen ortadan kalktıysa, durumla ilgili yasal soruşturmanın yanısıra, yapı alanına yeni yapı izni verilmemeli ve alan kamu yararına rekreasyon amaçlı kullanılmalıdır. Böylece tescil kaydını düşürmek amacıyla, kullanıcılar veya mal sahipleri tarafından yapılacak müdahaleler engellenebilir.

- Endüstri mirasının tanıtmak ve kaynak bulmak amacıyla endüstri mirası ile ilgilenen TICCIH, ERIH, E-Faith, AIA gibi ulusal-uluslararası örgütlerle bağlantı kurulmalıdır.(8) Bu örgütlerin uluslararası endüstri mirası güzergâhı projelerine veya uluslararası çalışmalarına başvuruda bulunulabilir.(9) Türkiye’de konuyu yakından izleyecek sivil örgütler ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.

- Endüstri mirası turizmi geliştirilmeli, devlet, Sanayi ve Ticaret Odaları, bunlara bağlı alt örgütler vb. kurumlardan destek istenmelidir.(6) Turizm kapsamında bölgesel, yerel, kentsel, ulusal ve uluslararası boyutta tanıtım programları oluşturulmalıdır.

- Sivil inisiyatifler ve bölge halkı, (Hasanpaşa Gazhanesi örneğinde olduğu gibi) katılımcı olmaya teşvik edilmelidir.

- Devlet ve idari mekanizmaların ilgisi arttırılmalı, endüstri mirasının önemi ve değeri, yerel ve merkezî yönetimlerin gündemine taşınmalıdır.

- Endüstri mirasının kendine özgü nitelikleri, bu bağlamda sanayi tesisi ile ilgili yapı, yapı parçası, donanım gibi her türlü ayrıntının yerinde korunması ve sergilenmesi hedef olmalıdır.

- Donanım ve üretim sürecinin bileşenleri mevcut ise, gösteri amaçlı kullanımı ve tanıtımı sağlanmalıdır.

- Donanım ve üretim sürecinin bileşenlerini kısmen veya tamamen yitirmiş endüstri mirasına, herhangi bir yapı gibi yaklaşılmamalıdır. Mevcut izlerin sergilenmesi, belgeler yoluyla bilgi edinilen kısımların kısmen ayağa kaldırılması mümkün olabilir.

- Koruma ve yeniden işlevlendirme uygulamalarının tüm aşamaları, yukarıda tariflenen merkez denetiminde konuyla ilgili idari ve akademik kurumların eşit sayıdaki temsilcileri ve uzmanlardan oluşan bir danışma kurulu tarafından kontrol edilmeli ve yönlendirilmelidir.

- Endüstri yapılarını yeniden işlevlendirme projeleri, bilimsel bir kurul tarafından belirlenen ihtiyaç programı doğrultusunda ve bağımsız bir jürinin değerlendirmesi koşuluyla, ulusal veya uluslararası bir yarışma ile elde edilmelidir. Bu yolla, ortak mirasımız için alınan kararların, kişisel beğenilerle şekillenmesi önlenebilir.

- Türkiye’de el ya da makine ile üretim yapan çok sayıda üretim kolu vardır ve bunların bir kısmı halen faaliyettedir. Teknik ve endüstri mirasının yerinde gösterilmesi ve korunması için müzeler kurulmalıdır.

- Endüstri mirasını korumayı, “araştırma, belgeleme, restitüsyon”, “koruma kararlarının alınması”, “restorasyon”, “yeniden işlevlendirme”, "kullanım” olarak 5 aşamada incelemek mümkündür. Her aşama, kendinden önceki aşamaların gerekleri yerine getirildiği takdirde uygulanmalıdır. Aşamalar arasında geri beslemeler faydalı olacaktır. (10)

- Endüstri yapılarının restorasyonu sırasında karşılaşılan başlıca sorunları, taşıyıcı sistemdeki hasarlar ve çoğunlukla dökme demir olan ana malzeme metalin bozulması olarak ele almak mümkündür. Yukarıda tanımlanan ilkeler doğrultusunda, her fabrikanın kendine ait sorunları karşısında, özel çözümler üretilmeli ve uygulanmalıdır. Yapım yılı, taşıyıcı sistemi, malzemesi, malzemenin niteliği, yapıda uygulanan detay, kullanıcı müdahalesi, işlev değişikliği, doğal afetler veya diğer olumsuz dış etmenlerle oluşan bozulmalar, fabrikanın restorasyonu sırasında göz önünde bulundurulması gereken verilerdir.

Son Söz

Görülen o ki, kentsel dönüşüm projelerinin amacı, kültürel-mimari mirası korumak ve gelecek kuşaklara aktarırken, mevcut alanları bilimsel yöntemlerle çalışarak kamu yararına kullanmak olmadığı müddetçe kayıp daha da büyük olacak. Haliç Tersaneleri (4), Hasanpaşa-Yedikule Gazhaneleri, Bomonti Bira Fabrikası, Kartal Çimento Fabrikası, Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası (3), Ankara Havagazı Fabrikası, Sümerbank Fabrikaları vd. endüstri sitlerinin karşı karşıya olduğu sorun bu. Tam da bu nedenle yukarıdaki önerilerin gerçekleşebilmesi için öncelikle bir çalışma grubu kurarak, kurumlar arası bağlantının sağlanması ve sürekli tanıtım ile kamuoyu oluşturulması önemli bir kazanım olacak. Ve derhal gerekli bütçenin bulunması için adımlar atılmalı. Hedefin büyük, şartların zor, işgücü ve olanakların az olduğu bir ortamda başarı sağlanması için gerekli inanç/ısrar içimizde olduğu sürece başka engel yok kanımca…

1. Köksal, 2005a; Köksal, 2005b.

2. Ayrıntı için bkz. Köksal, 2004, 2005a, 2005b.

3. Föhl, 1995.

4. Örnekler için bkz. Köksal, 2005a.

5. Föhl, 1995.

6. Endüstri mirasının önemi için bkz. Köksal, 2005a.

7. Köksal, 2005a.

8. Ayrıntı için bkz. Köksal, 2005a.

9. Köksal, 2005a.

10. Ayrıntı için bkz. Köksal, 2005a.

KAYNAKLAR

Föhl, A. 1995, Bauten der Industrie und Technik, Schriftenreihe des Deutschen Nationalkomitees für Denkmalschutz, 47, Bonn.

Köksal, T. G. 2004, “Tarihi Sanayi Yapılarında Metal Malzeme Kullanımı, Koruma ve Restorasyon Önerileri”, 2. Ulusal Yapı Malzemesi Kongresi, 6-8 Ekim 2004, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul.

Köksal, T. G. 2005a, İstanbul’daki Endüstri Mirası için Koruma ve Yeniden Kullanım Önerileri, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul.

Köksal, T. G. 2005b, “Türkiye’de Endüstri Mirasının Korunması ve Yeniden İşlevlendirilmesi için Türkiye Endüstri Mirası Tüzüğü Önerisi”, Korumada 50 Yıl Sempozyumu, 17-18 Kasım 2005, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İstanbul.

Bu icerik 9574 defa görüntülenmiştir.