404
KASIM-ARALIK 2018
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Kente 95 Santimden Bakmak
    Selva Gürdoğan, Studio-X Istanbul Direktörü
    Yiğit Aksakoğlu, Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi
    Ardan Kockelkoren, Bernard van Leer Vakfı Araştırma Analisti
    Ege Sevinçli, Studio-X Istanbul Program Sorumlusu

YAYINLAR



KÜNYE
TEMA[S]

Isoropia: Çekilen, Gerilen ve Uzlaşan Mimarlık

Günsu Merin Abbas, Öğr. Gör., TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Bölümü

 

Isoropia, 16. Venedik Bienali kapsamında 79 m2’lik alanıyla Danimarka Pavyonu olarak Mette Ramsgaard Thomsen, Martin Tamke, Yuliya Sinke Baranovskaya, Vasiliki Fragkia, Rune Noël Meedom Meldgaard Bjørnson-Langen, Sebastian Gatz tarafından tasarlanan deneysel bir yapı. Aynı zamanda, hesaplamalı tasarım araçlarını ve dijital üretim yöntemlerini malzeme ölçeğinde irdeleyen disiplinlerarası / üstümimari bir araştırma niteliğinde. Bu yolla farklı alanlardan araştırmacıları bünyesinde buluşturan Isoropia’nın tasarım ve uygulama süreçlerinde, başta Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi (KADK) Bilişim ve Mimarlık Merkezi (CITA) olmak üzere, Danimarka Teknik Üniversitesi, Foster+Partners, Robert McNeel & Associates gibi, alanlarına yenilikçi yaklaşımlarıyla öncülük eden kurumların ve ofislerin etkin olarak rol aldığı görülüyor.

Araştıma, sonucunda yapısal bir ürün ortaya koysa da, temelinde yapmak / üretmek eylemlerini tüketmek / yoketmek eylemleriyle koşut olarak değerlendiriyor. Ayrıca yapma eyleminin sonuçlarını ekoloji ve malzeme bağlamında sorun olarak görüyor. Bu anlayışla Isoropia, yapmak / üretmek eylemlerini akıllı malzeme sistemleri, süreçleri ve teknolojileriyle birleştirmenin yanı sıra tanımladığı soruna günümüz yapma / üretme teknolojilerinin ötesinde yenilikçi bir yaklaşım niteliği taşıyor.

Tasarımcılarının belirttiği üzere Isoropia, sözcük kökeninde denge, dengede olma durumu ve sabitlik kavramlarına işaret edip; çalışma kapsamında ise germe ve sıkıştırma kuvvetlerinin dengeli birlikteliğine referans veriyor. Merkezine strüktür, malzeme ve bağlamdan gelen kuvvetlerin uzlaşısını ve çoklu-performans temelli birlikteliğini alan Isoropia’da, malzeme olarak germe kuvvetlerinin aktif olarak bükümünü sağladığı cam elyafı ve tekstil kullanılmış. Tekstilin yüzeyinde örgüyle oluşturulan doku malzeme kullanımını azaltırken, yüzeye de cam elyaf çubuklar aracılığıyla biçimini veriyor. Tekstil yüzey, hesaplamalı tasarım araçları kullanılarak tasarlanırken, örme işlemi de dijital üretim yöntemleriyle kontrollü olarak gerçekleştiriliyor. Bahsedilen araç ve yöntemlerin yanı sıra bu süreçte simülasyon teknolojileri de etkin olarak kullanılıyor. Geleneksel tasarım araç ve yöntemlerinin zaman kaybettiren ve görece hata olasılığı yüksek süreçlerinin aksine, Isoropia’da kullanılan simülasyon teknolojileri, tasarımcıların malzeme davranışını gözlemlemesine ve uygun yapısal sistemi tasarlamasında katkıda bulunuyor. Böylelikle tasarım ve üretim süreci atıksız, en uygun hale getirilmiş ve ekoloji, strüktür, malzeme, bağlam gibi çoklu tasarım kriterlerini bünyesinde uzlaştıran bir son ürünle noktalanıyor. Gerek malzemesi, gerek üretim yöntemi ve tasarlama araçları ile yapısal ölçekte ilk defa yürütülmüş olan bu çok parametreli süreç, ziyaretçilerine farklı mekânsal deneyimler sunmayı da ihmal etmiyor.

Isoropia, gelişen teknolojilerle birlikte değişen mimari tektoniğin odağını yapı-anlam ikiliği üzerine kurgulanmış kaygılarından öteye taşıyan bir örnek niteliğinde. Bizlere de gelecekteki tasarım ve uygulama pratiklerimizle ilgili ipuçlarını beraberinde getiriyor.

Fotoğraf: Anders Ingvartsen

Bu icerik 2058 defa görüntülenmiştir.
<p>Fotoğraf:  Anders Ingvartsen</p>