403
EYLÜL-EKİM 2018
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE

MİMARLIK'tan

 

İki yıldır hayatımızın yeni gerçekliği olan OHAL’in adı kalktı, ancak varlığı baki. Örneğin, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) geldi ve yeni yönetim sisteminin yürürlüğe girmesiyle siyasi temsil tek erk tarafından yönetilir oldu. Bu sayının MİMARLIK Gündem’inde son yıllarda yaşananları “bir anayasasızlaşma öyküsü” olarak bizlere anlatan Dinçer Demirkent, iktidarın uygulamalarının tartışmaya kapalı ve tek boyutlu bir hakikat halini almasına değiniyor.

Ülke ekonomisine bakınca ise olağanüstü bir halin devam ettiği görünüyor. Ekonominin temel taşı olan inşaat sektörüne “can suyu vermek” için hemen 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce atılan adımlardan biri “imar barışı” idi. “Barış” olarak adlandırılan, ancak tam olarak hangi çevrelerle barışıldığı belli olmayan bu uygulamaya ilişkin bu sayıda iki yazıya yer veriyoruz. İlk metin, 1948’den bugüne imar affı olarak adlandırılabilecek yasaların bir dökümünü yaparak, ülkenin siyasi tarihini ve önceliklenen kentsel politikaların neler olduğunu anlamak için önemli bir altlık oluşturuyor. İkinci metin ise son çıkan yasanın değerlendirmesini yaparak, mevcut imar yönetmeliklerine uymayan yapıların affedilmesinin geleceğe yönelik bir tehdit olduğunu belirtiyor. Devletin vatandaşla olan ihtilaflarının çözülmesi amacıyla yürürlüğe konulduğu iddia edilen imar barışının bir başka “getirisi” ise kentsel dönüşümde kullanılacağı ileri sürülen bir fon yaratmak olarak Bakanlık tarafından vurgulanıyor. Afetleri önlemek için yürütüldüğü söylenen kentsel dönüşüme kaynak sağlamak için afetlere neden olacak kaçak yapıların meşrulaştırılması ise inanması güç bir çıkmaz olarak önümüzde duruyor.

***

“Kentsel dönüşüm” sıklıkla yazdığımız, okuduğumuz, konuştuğumuz ve tanık olduğumuz bir konu. Ancak bu kavramla kurduğumuz ilişki hiç “sinema perdesinde izlemek” olmamıştı. 2012’den beri Fikirtepe’de yürütülen kentsel dönüşüm projesi üzerine birçok kez konuştuk, dergide de yer verdik. Bu sürecin izleyicisi olan bir ekip tarafından fikirsel altyapısı tamamlandıktan sonra kitlesel fonlamanın ve farklı kurumların destekleriyle tamamlanan “Saf” isimli film, bu Eylül ayında Toronto’da dünya prömiyerini yaptı. Türkiye’de vizyona girdiğinde ise kentsel dönüşüm olgusunu içselleştirebileceğimiz bir yeni kanal daha önümüze sunulmuş olacak. Varsayımsal mizansen sahnelerle sinema perdesine yansıdığı zaman, olayların içine çekilmemiz ve gerçekliğini kanıksamamız oldukça ironik değil mi? Bu farkındalık seviyesine farklı aidiyetlerden daha çok kişinin ulaştığı ve daha kitlesel tepkileri, olaylar yaşanırken verebileceğimiz bir gelecek umuduyla…

Aslı Tuncer Madge

Bu icerik 1753 defa görüntülenmiştir.