343
EYLÜL-EKİM 2008
 
MİMARLIK’tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: UIA 2008 TORİNO: Mimarlığı Aktarmanın Yolları Üretilebildi mi?

KONGRE OTURUMLARINDAN

  • Küreselleşme
    Gaetan Siew
    UIA Eski Başkanı

    İngilizceden çeviren: Aydan Erim

MİMARLIK MÜZESİNE DOĞRU
İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET
YAYINLAR



KÜNYE
UIA GENEL KURULU’NDAN

60. Kuruluş Yıldönümünde “UIA için Gelecek” Var mı?

Günhan Danışman

XXIII. Torino Dünya Mimarlar Kongresi'nin üçüncü günü, 2 Temmuz 2008 Çarşamba öğleden sonra "UIA'nın Geleceği" başlıklı özel bir oturum tertiplenmişti. Bu oturumun amacı, 3-6 Temmuz 2008 tarihlerinde yapılacak olan XXIV. UIA Genel Kurulu'na sunulacak ve teması "Sürdürülebilirlik ve Kültürel Çeşitlilik" olan Torino Deklerasyonu taslağının son kez görüşülmesini sağlayarak katılımcıların eleştirilerine ve katkılarına açmaktı. Sunumu, UIA Başkanı Gaetan Siew'in yönettiği 10 kişilik özel görev komisyonunun sekreteryasını yürüten Alman mimarlık örgütü BAK'tan UIA I. Bölge Konsey Üyesi Nina Nedelykov yaptı.

 

Torino Deklerasyonu taslağının ayrıntılarına girmeden, UIA'nın 2005-2008 dönemi üst yönetiminin icraatını kısaca irdelemek faydalı olacaktır. 2005 İstanbul Kongresi sonrası yapılan XXIII. UIA Genel Kurulu'nda seçilen yeni UIA Başkanı Gaetan Siew, döneme damgasını birkaç alanda yaptığı atılımlar ile vurmak istedi. Üç yıllık başkanlık dönemini yedişer aylık beş dilime ayırarak her bir yedi ayı UIA'nin bir bölgesine öncelik vererek ve bu bölgelerdeki mimarlık kongreleri, forumlar ile diğer etkinliklere katılmaya özen göstererek geçirdi. Böylece hem kendisinin ve hem de kurumsal olarak UIA'nin küresel düzeyde görünürlüğünü artırmış oldu. Bu arada ACE, ARCADIA, NAFTA, UAA gibi bölgesel kuruluşlarla UIA'nın ilişkilerini geliştirmeye çalıştı, ancak UMAR ve "Afet Mimarları / Emergency Architects"gibi nispeten etkisiz ama frankafon tarafları ağır basan bazı kuruluşlara da gereğinden fazla ilgi gösterdi. Yönetim bu dönemde İspanya'nın Katalunya Odası tarafından kurulan özel bir şirket aracılığı ile UIA adına üye ülkelere Sürekli Mesleki Gelişim konusunda, talep üzerine, teknik destek sağlanacak bir düzenleme gerçekleştirdi. Bu girişimin giderek UIA'ye ek gelir sağlayacağı, konsey toplantılarında birçok kez dile getirildi. Bir başka alanda ise, Birleşik Krallığın mimarlık örgütü RIBA ile bir protokol imzalanarak bir nevi taşeron bir "UIA Akreditasyon Kurumu" oluşturuldu. Akredite olmak isteyecek mimarlık okullarının yalnızca RIBA'nın masrafını karşılayacakları ısrarla söylenmekte ise de, bu kurumun (yüksek sesle olmasa da) UIA'ya bir başka gelir kapısı olacağının beklenildiği, ayrıca ilerde serbest dolaşımda yalnızca UIA akreditasyonu sürecinden geçmiş ve her beş yılda bir akreditasyonlarını tazeleyen mimarlık okullarının mezunu mimarların bu haktan faydalanabileceği endişesi Türkiye Mimarlar Odası gibi birçok üye ülke odalarınca ifade edildi.

 

Gaetan Siew, UIA gelirlerinin arttırılması konusunda ısrarcı oldu. Gerekçelerinden biri, Paris'teki UIA merkez ofisinin daha kaliteli hizmet vermesi için 2008-2011 döneminde personel sayısı ve giderlerinin ikiye katlanmasını planlamakta oldukları idi. Gelir artırımı alanında belki de en tartışmalı teklif, UIA ismini ve amblemini kullanabilme hakkı karşılığında UIA'ya (40 ila 80.000 Euro mertebelerinde) ücret ödeyecek sektördeki ticari şirketlerin ortak alınmasını mümkün kılan değişikliklerin gündeme sokulması oldu. 132 üye ülkenin odalarına kayıtlı yaklaşık 1,4 milyon mimarı temsil eden ve ana amacının küresel düzeyde çevre ve kamu yararını korumak olması gereken UIA'nın giderek ticaretleşmesi politikası, Torino Kongresi öncesinde, Ekim 2007'de Çin Halk Cumhuriyeti'nde yapılan 107. UIA Konsey toplantısında ve Şubat 2008'de Güney Afrika Cumhuriyeti'nde toplanan 108. UIA Konsey toplantısında çeşitli Konsey üyeleri tarafından ciddi biçimde eleştirildi.

 

Dolayısıyla, "Sürdürülebilirlik ve Kültürel Çeşitlilik" teması altında Torino'daki XXIV. UIA Genel Kurulu'na sunulması planlanan Torino Deklerasyonu taslağının giderek artan bu eleştirileri göğüslemesi amacını taşıdığını söylemek şaşırtıcı olmayacaktır. Bu arada İtalyan meslektaşlarımız Torino Manifestosu adlı bir belgeyi de hazırlamakta olduklarını belirtmişler, ancak belge Genel Kurul'da görüşülmek üzere yetiştirilememiştir.

 

Torino Deklerasyonu başlıca 3 ilkenin Genel Kurul'da onaylanmasını teklif etmekteydi ve bunlar şöyle özetlenebilir:

 

Sürdürülebilirlik - Kimlik - Çeşitlilik


(Çevre ve Kültürel Çeşitlilik: Ortak İnsanlık Mirası)
Doğal çevre ve kültür zaman ve mekân içersinde değişik şekiller alırlar. Bu değişiklikler insanlık alemini oluşturan insan grupları ve toplumların kimliklerinin eşsizliğinde ve çokluluğunda somutlaşmaktadır. Karşılıklı alışveriş, yenilik ve yaratıcılık kaynağı olarak kültürel çeşitlilik, insanlık için doğadaki bio-çeşitlilik kadar gereklidir. Bu açıdan her ikisinin de insanlığın ortak mirası olduğu şimdiki ve gelecek kuşaklar için tanımlanıp beyan edilmelidir.
 
(Gelişmenin Faktörleri Olarak Sürdürülebilirlik ve Kültürel Çeşitlilik)
Sürdürülebilirlik ve kültürel çeşitlilik, herkes için mevcut olan olanakları genişletirler; dolayısıyla gelişmenin köklerinden biridir; öyle ki, yalnızca ekonomik büyüme açısından değil, aynı zamanda entelektüel, duygusal, ahlaki ve manevi varoluşta daha fazla nitelik kazanmanın aracıdırlar.
 

Fırsat ve Yaratıcılık

(Yaratıcılığın İlham Kaynağı Olarak Kültürel Miras)
Yaratıcılık, kültürel geleneklerin köklerinden beslenir, ancak yeşermesi için diğer kültürlerle ilişkiye girmesi gerekir. Bundan dolayı, kültürel miras her türlü şekliyle korunmalı, artırılmalı ve gelecek nesillere insanlığın yaşam tecrübelerinin ve arzularının bir kaydı olarak aktarılmalı, ki böylece çeşitlilikler içinde yaratıcılık teşvik edilerek kültürler arası gerçek diyalog telkin edilebilsin.
 
Günümüzün ekonomik ve teknolojik değişimleri karşısında, geniş yaratıcılık ve yenilikçilik olanaklarının ortaya çıkarılması sırasında, yaratıcı emeğin temin edilmesindeki çeşitliliğe özel ilgi gösterilmeli, mimarların hakları tanınmalı ve sunduklarının özelliği olan bir kimlik, değerler ve anlamlar taşıyıcılarından oluşan kültürel hizmet olduğu bilinciyle yalnızca ürünler veya tüketim araçları olarak değerlendirilmemelidirler.
 
(Sürdürülebilirlik ve Kültürel Politikaların Yaratıcılık için Fırsatlar Oluşturması)
Bir yandan fikirlerin ve eserlerin serbest dolaşımı garanti altına alınırken, sürdürülebilirlik ve kültürel çeşitlilik politikaları, hem yerel ve hem de küresel düzeyde mimarlık hizmetlerinin üretimi ve yaygınlaştırılması amacıyla uygun şartların oluşturulmasını sağlamaktır. Bu açıdan her üye ülkenin, uluslararası yükümlülüklerini gözönünde tutarak, uygulama desteği veya gerekli yönetmelikler gibi uygun göreceği yöntemlerle politikasını tanımlayarak uygulamaya sokmalıdır.
 

Sürdürülebilirlik ve Uluslararası Dayanışma

(Küresel Düzeyde Yaratıcılık ve İletişim için Kapasite Artırımı)
Küresel düzeydeki kültürel araçların ve hizmetlerin yayılımı ve karşılıklı değişimindeki dengesizlik gözönünde tutulduğunda, tüm ülkelerin ve özellikle de gelişmekte olan ülkeler ile geçiş düzeyindeki ülkelerin en ileri meslek uygulamalarını ve bilgi birikimlerini ulusal ve uluslararası ortamda tutarlı ve rekabetçi olabilmeleri için paylaşmalarını temin edecek uluslararası işbirliği ve dayanışmanın güçlendirilmesi gerekmektedir.
 
(Kamu Sektörü, Özel Sektör ve Sivil Toplum Arasında Ortaklıklar İnşa Etmek)
Pazar güçleri tek başlarına beşeri gelişme için gerekli sürdürülebilirliğin ve kültürel çeşitliliğin korunmasını ve ilerletilmesini garanti edememişlerdir. Bu açıdan özel sektör ve sivil toplum ile ortaklaşa kurulacak toplum politikasının üstünlüğü teyit edilmelidir.
 
(Sürdürülebilirlik ve Kültürel Çeşitliliğin Garantisi Olarak İnsan Hakları)
Sürdürülebilirlik ve kültürel çeşitliliğin savunulması, insanın asaletine saygının ayrılmaz bir parçası olarak etik bir zorunluluktur. Aynı zamanda bu insan haklarına ve temel özgürlüklere bağlılığı ifade eder, özellikle de azınlık gruplar ve yerel toplumların bireylerinin haklarına saygıyı öne çıkarır. Hiç kimse uluslararası hukuk kuralları ile korunmuş olan insan haklarının sürdürülebilirlik ve kültürel çeşitlilik yoluyla ihlal edilmesine kalkışamaz veya alanını daraltamaz.
 
Torino Deklarasyonu'nun editörü Nina Nedelykov, yukarıdaki son ilke için daha önce "dürüst meslek uygulaması" (fair practice) olarak UIA Başkanı tarafından teklif edilmiş, ancak sonra yetersiz bulunmuş olan tanım yerine, "sorumlu mimarlık" (responsible architecture) tanımını teklif etmiştir.
 
Torino Deklarasyonu ve diğer belgelerin görüşülüp onaylanacağı ve UIA Büro ve Konsey üyelerinin seçimlerinin yapılacağı 5 Temmuz 2008 Cumartesi sabaha karşı beklenmedik bir trajik olay yaşanmış, UIA Başkanlığı'na adaylığını ilan etmiş olan ve UIA I. Bölge'nin 2005-2008 Dönemi Başkan Yardımcısı, aynı zamanda İtalyan Mimarlar Odası 2. Başkanı Mimar Giancarlo Ius kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiştir. Bu olay sonucu XXIV. UIA Genel Kurulu son gününün gündemi önemli ölçüde aksamış ve Torino Deklarasyonu dahil diğer birçok konunun görüşülmesi, vefat sonrası tertiplenen anma toplantıları yüzünden çok kısıtlı ölçüde yapılabilmiştir.
 
Bu noktada 2008-2011 dönemi ve UIA'nın uzun vadeli geleceği açısından, vefat olayı olmasa idi, nasıl bir senaryonun gerçekleşme olasılığı vardı, bununla ilgili kısa bir varsayımda bulunmak istiyoruz. Torino Kongresi'ne kadar başkanlık görevini sürdüren Gaetan Siew'a yakınlığı ile bilinen İtalyan Mimar Giancarlo Ius, yeni UIA Başkanı, önceki dönem ACE Başkanı Fransız Mimar Jean-François Susini UIA Genel Sekreteri ve görev süresi dolmuş bulunan Amerikalı Mimar Don Hackle yerine UIA Saymanlığı'na Kanada'nın Quebec kentinden Mimar Paul-André Tetreault seçilmiş olsalardı, UIA I. Bölge Başkan Yardımcısı Fransız Mimar Albert Dubler tek aday olduğundan UIA Büro'nun kompozisyonu ağırlıklı olarak frankafon bir yapıda gerçekleşecek ve büyük olasılıkla 2005-2008 dönemi UIA politikaları yeni dönemde aynen sürdürülecek, ve UIA'nın ticarileştirilmesi kaçınılmaz olacaktı.
 
Ancak gerçekleşen senaryoda, Avustralyalı bayan Mimar Louis Cox UIA Başkanı olmuş, önceki dönem İspanyol Mimar Jordi Farrando Genel Sekreterlik görevine devam etmiş, Saymanlığa Singapurlu Mimar Chong Chia Goh seçilmiştir. Bu durumda UIA'nın önümüzdeki dönemde ve yakın gelecekte daha az ticarileşeceğini, üçüncü dünya ülkeleri mimarlar odalarının sorunlarının daha çok ön plana çıkacağını ve çevreye ve kültürel çeşitliliğe daha saygılı bir politika izleyeceğini ve UIA'nın "daha olumlu bir geleceğe" doğru yönleneceğini tahmin edebiliriz. Önümüzdeki üç yıllık dönemde II. Bölge Konsey üyesi olarak hem şahsen ve hem de Türkiye Mimarlar Odası olarak UIA'nın Akreditasyon/Validasyon, Mimarlık Eğitimi Komisyonu ve CPD/SMG konuları başta olmak üzere çalışmalarına azami destek olmayı uluslararası düzeyde işbirliğini geliştirmeyi planlamaktayız.
 

Bu icerik 3560 defa görüntülenmiştir.