412
MART-NİSAN 2020
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK ELEŞTİRİSİ

İki Nazar Bir Yapı: Denizli Hükümet Konağı

Burak Altınışık, Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi Mimarlık Bölümü

2018 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde “Yapı Dalı Ödül Adayı” olan Denizli Hükümet Konağı, yarışma projesi ile belirlenmiş, uygulama projesi çalışmalarının ardından 2012 yılında tamamlanarak kullanıma açılmıştı. Yapının yarışma ve projelendirme süreçleri arasında yaşadığı dönüşüme odaklanan yazar, yapı üzerinden meslek icrası olarak mimarlık bilgisinin üretilmesini konu ediniyor.

 

XIV. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında bir değerlendirme semineri sonrası Güven Arif Sargın, kaleme aldığı metinde “seçkide yer alan mimari eserlerin kıymet-i harbiyesi[nin] ziyadesiyle memnuniyet verici”(1) olduğunu belirttikten sonra iki farklı görme ve tartışma hattı savlar. Bunlardan birisi, seçkinin “mimarlık alanımızı/gönencimizi daha da bir zenginleştirmesi”dir. Diğeri, “seçkide yer alan mimari eserlerin yeni mevziler kazandırması nedeniyle mimarların siyaset alanını genişlettiği” yönündedir. Metnin ilerleyen bir paragrafında “serginin bir tür yüzleşme ortamı ve bu sergide yer alan seçkinin de eleştirel aklın fırsatları olarak değerlendirilmesi olası mı?” diye sorar. Seçkilerin mimarların siyaset alanını ne kadar genişlettiği bir yana bırakılacak olursa, seçki içindeki imalatlara dair metin üretimleri “eleştirel aklın olası fırsatları”ndan biri olarak değerlendirilebilir.

Denizli Hükümet Konağı yapısı hakkındaki bu metin Sargın’ın işaret ettiği “eleştirel aklın fırsatları olarak değerlendirilmesi” hattında bir çaba olarak düşünülmeli. Söz konusu hattın kurulumu ise salt yapısal nesneye dair mesleki sınırlar içinde ele alınan estetik bir kuşatmadan çok düşünen imalat olarak mimarlık ürününün toplumsal bir üretim olduğu kabulüyle vuku bulduğu süreç ve ilişkiler içine yeniden-konumlandırılmasıyla mümkün.

XVI. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri seçici kurul üyesi ve başkanı Günkut Akın ise kaleme aldığı değerlendirme metninde 2018 programına önceki yıllara göre daha az başvuru yapılmış olmasını tespit ediyordu. Bu durumu mimarların binanın niteliğine ilişkin karar süreçlerinin dışında kalmalarına bağlı bir yabancılaşma sonucu mimarın herhangi bir teknik eleman durumuna itelenmesi olarak işaretliyor ve dikkat çekici şu önermeyi ileri sürüyordu: “Kurucu-özne-mimara nazar değdi.”(2) Söz konusu psikokinetik nazar ifadesi bu metinde çözümleme ve değerlendirme zemini kurmak üzere araçsallaştırılıyor olacak.

KISA TARİHÇE

2009 yılında merkezî yönetim 18 hükümet konağı yapımı için yatırım kararı almıştı. Bu karara istinaden tip projelerle elde edilen 13 ilden ayrı olarak Denizli Hükümet Konağı’nın valiliğin ve yerel sivil örgütlerinin ortak kararıyla yarışma projesi ile belirlenecek olması mimarlık camiasında olumlu karşılanmıştı. 24 Haziran 2009’da “Alanın çevresindeki odak noktaları dikkate alınarak bu alanın şehrin gündüz ve gece kullanımını sağlayacak meydan ve bununla birlikte yönetim ve kültür hizmetleri verilebilecek bir kentsel tasarım elde etmek”(3) amacıyla Denizli Hükümet Konağı Mimari Projesi ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Projesi Yarışması ilan edilmiş, 31 Ağustos’ta teslim edilen 93 projeden Yavuz Selim Sepin ve ekibinin önerisi uygulama için seçilmişti. Uygulama projesi çalışmalarının ardından 2010 yılı Haziran ayında ihale edilmiş, yapı 2012 yılında tamamlanarak kullanıma açılmıştı. (Resim 1)

ALAN TANIMI

Yapının bulunduğu alan, yarışma öncesinde Cumhuriyet dönemi eğitim yatırımları uzanımında yıllara yayılarak biriken bir kampüs oluşturuyordu. Üzerindeki yapı stokunun azaltılmasıyla birlikte parçalı parsel yapısının büyük bir kentsel ada ölçeğine tahvil etmeye yönelik girişimler sivil toplum örgütleri ve resmî idari kurumlar arasında mekânsal bir çekişmenin de kaynağıydı. Yeni Hükümet Konağı’nın Denizli’nin önemli kentsel arterlerinden biri olarak Bayramyeri-Delikliçınar hattını belirleyen Gazi Mustafa Kemal Bulvarı çeperinde dizili üç adet yönetim ve eğitim amaçlı kullanılmış yapılar arasındaki boşluğa yerleşmesi öngörülmüştü. (Resim 2)

NAZAR

Sözlüklerde “bakmak, görmek düşünmek” anlamındaki nazar kelimesi bunun yanı sıra bakış aracılığıyla “bir şeye zarar verecek şekilde onu etkilemek” olarak da dilde yer bulmaktadır.(4) Bu metindeki biçimiyle nazar hem belirli bir görme ve düşünme çerçevesi anlamıyla “bir şey hakkında tefekküre dalma, nazari araştırmalar yapma” biçimindeki terim -mimar(lık)ın nazarı, resmî idarenin nazarı- olarak kullanılacak hem de psikokinetik şemada bir kaynak ve onun etkidiği nesne diyagramı yerine mimarlığın tasarımcı özne ve talep edici özne konumları arasındaki etkime şebekelerinde ortaya çıkan değişimlere, sapmalara, çatışmalara, gerilimlere, uzaklaşmalara ve uzlaşmalara bağlı değişkeyi(5) açıklamak üzere kullanılacak.

İDARİ NAZAR

2002 sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı ile başlayan, ardından Adalet Bakanlığınca desteklenen Osmanlı ve Selçuklu mimarisini temel alarak estetik kazandırma arzusu, işveren konumundaki kamu idaresinin mimarlık fikrini siyasal düşünce ve isteklerin dolayımsız temsili olarak alımlayan anlayışın güncel nüvesini kuruyordu.(6) Denizli Hükümet Konağı Mimari Projesi ile Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Projesi Yarışması söz konusu arzunun İçişleri Bakanlığınca yinelendiği ve yarışma şartnamesinin ek belgelerine girdiği bir evreyi işaretler. Şartnamenin 11. eki olarak dahil edilen İçişleri Bakanlığı’nın 16.03.2009 tarihli ve B050İMİ0000009/58 sayılı yazısında 2009 yılı yatırım programına alınan 18 adet hükümet konağı ile “ilgili projelerin Valilikler tarafından hazırlanması, bu projelerin yörelerin mimari, tarihî ve kültürel özelliklerini yansıtan özgün projeler olmaları esastır.” ifadesi yer alıyordu. Projelerin hazırlandıktan sonra bakanlığa gönderilmesi ve uygun görüşü alındıktan sonra ihalesine yönelik ödeneklerin dönemin il özel idarelerine aktarılacağı belirtiliyordu. Söz konusu ifade 3 Ekim 2009 günü yapılan kolokyumda dönemin valisi Yavuz Erkmen tarafından tekrar dile getirilmiş ve birinci projenin uygulanması konusunda yapının “modernliği” yüzünden bir takım pürüzler çıkabileceğinin işaretleri verilmişti.(7)

MİMARİ NAZAR

Yarışma jürisinin kaleme aldığı rapora göre birincilik ödülü verilen tasarım önerisinin öne çıkarılan nitelikleri çevre ilişkilerindeki bütünsel yaklaşım ile eski-yeni yapılaşma kurgusundaki doğru ilişkiler sayesinde kent belleği izi yaratarak yakın çevresine ve kente kimlik kazandırması çerçevesinde ele alınmıştı.(8)

Yavuz Selim Sepin ise önerdikleri tasarımı anlamlandırmak için valilik binasının konumlanışını öne çıkarır. Hükümet Konağı için bütün olasılıkları denediklerini belirtip kent morfolojisi ve belleği açısından süreklilik sağlayacak şekilde prizmatik bir kütleyi iki tescilli yapı (Taş Atölyeler ve eski Vilayet) arasındaki boşluğa yerleştiklerini belirtir. Böylece öneri yapı kentsel mekânı düzenleyici iki çember için geometrik merkez haline gelir. Birinci çember yarışmanın talep ettiği kent meydanına yönelik zemin ilişkilerini kurgularken ikinci çember yeşil bir çeper oluşumunu regüle eder. Birinci çemberin oluşturduğu meydana yayalara ayırmak ve karşısındaki mevcut parkı yeşil çeper oluşumunun bir bileşeni kılmak için taşıt yolunun yer altına alınması önerilir. Korunup korunmaması yerel düzeyde tartışmalara ve gerilimlere yol açan ve nihai kararı tasarım öngörülerine bırakılan Kız Meslek Lisesi kent belleği sürekliliğini sağladığı savlanan yapı dizisinin son ögesi olarak yeniden işlevlendirilir.(9) Sepin’in ifadesiyle “kare, iç avlulu, kendi içerisinde tutarlı (ayakları yere basan) ama çağdaş, modern mimarisi olan” yeni hükümet konağı yapısı, devlet yapılanmasının her yerde gösterilen soğuk yüzü yerine halkın devletiyle barışması söylemiyle güdümlü şeffaflık arzusunu gerçekleştirecek şekilde “fuayesinin halk tarafından kullanıldığı” davetkar avlusuyla kent meydanıyla bütünleştirilir.(10) (Resim 3-5)

ÇELİŞKİLER VE ÇATIŞMALAR

Yarışma sonucunun ilanından itibaren projeyle ilgili olarak idari ve mimari nazar bağlamında bir dizi tereddüt ve çekince kamuoyuna yansımıştı. Örneğin, mansiyon ödülü sahibi ekiplerden Nuray Bayraktar’ın kolokyumda dile getirdiği birinci projeye dair okuması önemlidir. Bayraktar, yarışma konusunun iki farklı kamusallık yüzü olarak sivil yaşantı ve resmi otorite temsiliyeti arasındaki ilişkinin nasıl kurulması gerektiği sorunsalıyla ilgili olduğunu belirtir. Buna bağlı olarak Sepin ve ekibinin önerisinde söz konusu iki kamusal ilişkinin doğrudan kurulmasının bir Cumhuriyet geleneği veya resmî otoritenin sivilleşmesi anlamına gelip gelmediğini sorgular. Geometrik tanımlamalara bağlı ilişkilerin odağına yerleştirilen hükümet konağının çevre ilişkilerine sırtını dönmüş içe dönük tasarım kararlarına sürüklediğini söyler. Hasan Özbay ise kent ölçeğinde kararlar ve imar değişiklikleri üretilmeye başlandığı zaman bir başka idari aktör olan belediyenin etki ve eylem alanına müdahale söz konusu olduğunu belirtir.

Nitekim proje uygulama safhasına geçildiğinde İl Belediye Meclisi’nde değiştirilir. Valilik yalnızca Hükümet Konağı yapımı ile ilgili süreçte sorumluluk sahibi olmasından ve bölge için gerekli plan tadilatı ile yolun yer altına alınması gibi uygulamaların Denizli Belediyesi tarafından gerçekleştirilmesi gereken konular olmasına bağlı olarak yüksek maliyet sebebiyle uygulamayı düşünmediği bir durum ortaya çıkar. Dolayısıyla, yol yer altına alınmayarak sadece kısmi yayalaştırma yapılır.(11) Plan değişikliği sonrasında Sepin’in projesinde korunması öngörülen Kız Meslek Lisesi’nin 19.06.2010’da belediyenin gece operasyonuyla yıkıldığı da göz önüne alınırsa önerinin kentsel çerçevesi dağılmış, geriye Hükümet Konağı’nın cismi kalmıştır.

UYGU(N)LAMA

Uygulaması 2012 yılında tamamlanan yapıda bütçe kısıtlamaları, kentsel kararlar, kurumsal talepler doğrultusunda ortaya çıkan değişiklikleri karşılamak için yarışma projesindeki yapı önerisine olabildiğince sadık kalınmaya çalışılmış.(12) Yapı basit bir kare prizma ile tanımlanıyor. Yerellik referansı olarak kullanılan traverten hem cephe hem döşeme kaplaması olarak kullanılmış. Kuzeydoğuya bakan iki kenara hizmet ofisleri diziliyor.

Güneybatıya bakan iki kenarda valilik protokolü ve halk girişleri bulunuyor. Bu iki kenarın köşesinde toplantı salonunu içeren döndürülmüş prizma girişlerin kendi alt ölçeklerini kuruyor. Yapıda; bir bodrum kat, alt ve üst zemin katlar ile iki normal kat bulunuyor. Giriş kotları ile bodrum kot girişleri kenarlarına dolaşım elemanlarının yerleştiği bir iç avluyla ilişkilendiriliyor. Tükettiği elektriğin % 30’unu üretebilen ve resmî tatil günlerinde şehir şebekesini besleyen fotovoltaik panelli çelik çatısı yapının öne çıkarılan diğer bir özelliğini oluşturuyor. (Resim 6-10)

Mimari nazar açısından güvenli ilişkiler kurduğu düşünülen çeşitli mekânsal düzenlemeler, idari nazarın isabeti tartışılır büyüklük talepleri, kullanım alışkanlıkları, devlet ve vatandaş konumlandırmasındaki tutum aracılığıyla bir miktar örseleniyor. İçerideki avlu yapının yaşantısına katılan dinamik bir aralık oluşturmaktan çok ışıklı, havadar ancak yoğun bir sessizliğin, hareketsizliğin hüküm sürdüğü düşük performanslı bir hacme dönüşüyor. İnşaat aşamasına kadar uzanan süreçteki müdahaleler sonucu kentsel görülerini yitiren ve yapısal bir cisim olarak içinde yer aldığı parselin koşullarına sığınmak zorunda kaldığından dış dünyayı bünyesine katmayı hedeflerken kendi içine kapanan bir yapıya dönüşüyor. (Resim 11-13)

BİTİRİRKEN

Peki, ne oldu da “kurucu özne-mimara nazar değdi?” Bu sorunun cevabı basitçe mimarlık icrasını meşrulaştırma girişimlerini ve özneleşme süreçlerini belirleyen epistemolojik çerçevedeki kaymalar ile ortaya çıkan değişimlerde düğümleniyor. “Kurucu özne-mimar” olarak ayrıcalıklı bir muktedir formunu olanaklı kılan oluşlar artık geçerli değil. Maddi dünya ile bağ kurmanın biçimlerinden biri olarak mimarlığın düşünülme, tüketilme ve alımlanma biçimlerinin farklılaştığı, müellifin ölümü, hakikat-sonrası gibi adlandırmalarla işaret edilen üst-anlatıların, büyük ve büyüleyici hikâyelerin çözüldüğü bir dönem bu. Eğer kurucu özne-mimar ifadesi, zaman-mekânın dışında, ayrıcalıklı, sabit bir kimlik oluşturan bilgiye ve temsil araçlarına sahip, mekânın ve mimarlık nesnesinin muktediri olduğu bir kavrayışı işaretliyorsa, özne-mimarın verili bir sabitlik olmadığını hatırda tutmalıyız. Aksine, mimar-öznenin tarihsel-kültürel etkileşimler içinde türlü biçimlerde ortaya çıkarılan dinamik bir farklılık / tekrar üreticisinden daha fazlası olmadığını kavramak ve olumlamak zorundayız.

KÜNYE

Proje Adı         : Denizli Hükümet Konağı

Proje Müellifi   : Yavuz Selim Sepin

Proje Grubu    : Aygül Ceylan, Tayfun Yüksek, Cesur Serdar Gürbüz, Emrah Bal

İşveren            : Denizli İl Özel İdaresi

Yapımcı          : Kalyon İnşaat

Statik              : Yapı Akademisi

Mekanik          : ABC Mekanik

Elektrik           : Atlantis Elektrik

İç Mekân Tasarımı: Sepin Mimarlık

Peyzaj Tasarımı: Sepin Mimarlık

Proje Tarihi     : 2009

Yapım Tarihi   : 2010-2012

Toplam İnşaat Alanı: 12.597 m2

Fotoğraflar      : Sepin Mimarlık

*Fotoğraflar aksi belirtilmedikçe Sepin Mimarlık’tan alınmıştır.

NOTLAR

1. Sargın, Güven Arif, 2014, “Toplumsal Ahlak Ayracında Türkiye Mimarlık Ödülleri Sergisi: Devrimci Bir Praksis Hala Olası mı?”, Mekân_Praxis. https://gasmekan.wordpress.com/2014/12/07/mesleki-etik-ve-toplumsal-ahlak-ayracinda-turkiye-mimarlik-odulleri-ve-sergisi-devrimci-bir-praksis-hala-olasi-mi/ [Erişim: 09.01.2020]

2. Akın, Günkut, 2018, “16. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri Üzerine”, Mimarlık, sayı:401, s.36.

3. 27268 sayılı Resmi Gazete, 24.06.2009. https://www.resmigazete.gov.tr/ilanlar/eskiilanlar/2009/06/20090624-4.htm#%C3%8702

4. Gürkani, Salime Leyla, 1998-2003, “Nazar”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV İslam Araştırmaları Merkezi, Ankara, ss.443-444.

5. Değişke ismi her ne kadar biyolojik bir terim olarak kullanılsa da anlamının içerdiği “dış etkilerle ortaya çıkabilen, kalıtımla ilgili olmayan değişiklik” ifadesi dolayısıyla tasarım öngörüsünün karşılaştığı reel dinamiklerden sonra ortaya çıkan varyantı anlamlandırmak için tercih edildi.

6. Mevcut siyasetin mekân inşasını ortaya koymaya girişen, bu yönde başvurulan mekânsal stratejilere ve üretilen kentsel biçimlere odaklanan bir çalışma için, bkz: Batuman, Bülent, 2019, Milletin Mimarisi Yeni İslamcı Ulus İnşasının Kent ve Mekân Siyaseti, Metis, İstanbul.

7. Vali Yavuz Erkmen’in açılış konuşmasında konu şöyle geçiyordu: “Tabii, bakanlığın bina anlamında bir takım hassasiyetleri var. Çünkü yarışma şartnamesinde de bütün arkadaşların gördüğü gibi ‘Denizli’ye özgü, Denizli’nin çizgisini taşıyan, işte tarihini, kültürünü taşıyan bir çizgi olması’ temel şart olarak konduğu için o anlamda bakanlıkla bir takım görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah bunları da aşabiliriz.” Kolokyumun kolokyum.com sitesi tarafından alınan video kayıtlarını paylaşan Evren Başbuğ’a teşekkür ederim. Konuya değinen bir başka metin için: (der.) Öktem, Zeynep, 2009, ”Denizli Hükümet Konağı Yarışması Kolokyum Notları”, Mimarlık, sayı:350, Ankara, s.44-45. Yavuz Selim Sepin konuyla ilgili olarak Hasan Özbay’a verdiği mülakatta şu görüşlerini paylaşmıştı: “Siz istediğiniz kadar yarışma kazanın, orada Valilik konusunda belirli bir klişeleşmiş görüş var. Benim edindiğim izlenime göre, o klişeye oturmayan bir tasarımı kabullenmeleri imkânsız […] Denizli’nin ve Türk mimarisinin gelenek ve göreneklerine uygun bir mimari tarz bekleniyor. Önerimizin kentsel yaklaşımını beğeniyorlar ama ‘bu yapı çok modern’ diyorlar […] projenin devamında bir sorun yaşayacağımızı tahmin ediyorum.” Özbay, Hasan, 2009, “Kadı Konağından, Kent Merkezi Planlamasına Evrimin Son Halkaları: Bitlis ve Denizli Hükümet Konağı Yarışmaları”, Serbest Mimar, sayı:4, s.59.

8. 2009, “Denizli Hükümet Konağı ve Yakın Çevresi”, Mimarlık, sayı:350, s.87.

9. Sepin, Yavuz Selim, 2009, Denizli Hükümet Konağı Mimari Projesi ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Projesi Yarışması Kolokyumu, Denizli.

10. Özbay, Hasan, 2009, “Kadı Konağından, Kent Merkezi Planlamasına Evrimin Son Halkaları: Bitlis ve Denizli Hükümet Konağı Yarışmaları”, Serbest Mimar, sayı:4, ss.56-65.

11. Dönemin Mimarlar Odası Denizli Şubesi Başkanı İbrahim Şenel’in Arkitera’ya verdiği demeç. (der.) Öztürk, Dilek, 2009, “Denizli Hükümet Konağı Yarışması'nda Plan Tadilatına Mimarından Onay”, https://v3.arkitera.com/h47153-denizli-hukumet-konagi-yarismasinda-plan-tadilatina-mimarindan-onay.html [Erişim: 09.01.2020]

12. Yapıdaki değişiklikleri Sepin şöyle özetliyor: “13.000 m2'lik yapıda birkaç değişildik yapıldı; valilik katı birinci kattan üst kata alındı ve üst kat tamamen valilik bölümüne ayrıldı. Ayrıca kuzey-doğu ve kuzey-batı cephelerindeki cam cepheler traverten kaplamalarla değiştirilerek mevcut dokudaki "Loch Fassade" (delikli cephe) şekline dönüştürüldü. Bu şekilde hem Denizli'ye özgü malzeme daha fazla kullanılmış oldu, hem de çevrenin karakterine uygun hale getirilmesi önemsendi.”. Sepin, Yavuz Selim, Aralık 2011-Ocak 2012, “Kente Entegre Yönetim Odağı”, XXI, sayı:105, s.10.

 

Bu icerik 1971 defa görüntülenmiştir.