GÜNCEL
			39. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı: Diyalog Ortamı, Kazanımlar ve Başarılar
			Nevra Ertürk, Doç. Dr., MSGSÜ, Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü; UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi; Somut Kültürel Miras İhtisas Komitesi Başkanı
			
			
			
			
			
			39. UNESCO Dünya  Miras Komitesi Toplantısı, 28 Haziran-8 Temmuz 2015 tarihleri arasında  Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleştirildi. 1972 UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’ni kabul eden 191 taraf devletten 2000’nin üzerinde delegenin katıldığı  toplantıya, Türkiye 90 delege ile en yüksek sayıda katılım sağlayan ülke oldu.
Toplantıda  değerlendirilen 36 miras alanından 24’ü Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiş;  böylece 2015 yılı itibarıyla listedeki miras alanı sayısı 1031’e yükselmiştir. Türkiye’nin  iki miras alanı; “Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı” ile  “Efes” listeye kaydedilirken, “İstanbul’un Tarihî Alanları Koruma Durum Raporu”  tartışmaya açılmadan kabul edilmiştir.(1) Türkiye’nin geçici listedeki miras alanı sayısı ise 52’den 62’e yükselmiştir.
Toplantıda  öne çıkan konular; son dönemde Suriye, Irak, Libya ve Yemen’de kültür mirasına  yönelik saldırılar ve bu nedenle Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi’ne  eklenen miras alanları; Nepal depremi ve sonrasında gerçekleştirilen rehabilitasyon  çalışmaları; “Dünya Mirasına İlişkin Bonn Bildirisi”nin(2) yayınlanması ve “Unite for Heritage”(3) Küresel Koalisyonu’nun başlatılmasıdır. “Dünya Miras Sözleşmesi’nin  Uygulanmasına İlişkin Operasyonel Rehber’de” yapılmasını öngörülen değişiklikler  ile “bütçe” konulu çalışma grubu toplantıları katılımın en yüksek olduğu  toplantılar olmuştur. 
Adaylık dosyalarıyla ilgili öne çıkan konular ise, aday  olarak gösterilen doğal ve karma miras alanları sayısının azlığı; listede miras  alanı olmayan taraf ülkelerin temsiliyeti ve daha dengeli bir liste ihtiyacı;  ICOMOS ve taraf ülkeler arasındaki iletişim ve diyalogun artmış olması; yönetim  planı, yönetim sistemi ve koruma durumundaki eksiklikler; risk yönetimi ve  ziyaretçi yönetimi hususlarının yönetim planlarında yeterince  vurgulanmamasıdır.
LİSTE’YE KAYIT SÜRECİNDE “DİYALOG ORTAMI”:  JAPONYA-GÜNEY KORE ÖRNEĞİ 
UNESCO’nun  temel kuruluş amaçlarından biri; kültür yoluyla, küresel barışın tesisine ve  paylaşılan ortak değerlere dayalı toplumlararası diyalog ortamı oluşturmaktır. “Japonya’nın Meiji Sanayi Devrimi  Alanları: Demir ve Çelik, Gemi Yapımı ve Kömür İşletmesi” miras alanı buna örnek teşkil etmektedir.
Meiji Sanayi  Devrimi Alanları’na ilişkin ICOMOS’un taslak kararı listeye kaydedilme yönünde  olsa da, toplantı öncesinde Güney Kore, 1940’larda miras alanının bazı bölümlerinde  Güney Kore’li işçilerin kötü koşullarda ve zorla çalıştırılmış olmasını gündeme  getirmiş ve “kayıt” yönündeki taslak karara karşı çıkmıştır.
İki taraf  devlet arasında diyalog ortamı oluşturmak ve uzlaşma yoluyla süreci  yönetebilmek adına, Meiji Sanayi Devrimi Alanları’nın görüşülmesi iki gün ertelenerek,  miras alanı adaylık dosyalarının görüşüldüğü son gün değerlendirilmeye alınmış  ve oybirliğiyle listeye kayıt yönünde karara varılmıştır. Toplantı Başkanı iki taraf  ülkeye sadece söz vermiş; ayrıca Almanya tarafından kararın(4) 4. Maddesi’nin g bendine(5) bir dipnot eklemiştir. Dipnotta, Dünya Miras Komitesi’nin, her iki tarafın  tarihini anlamaya imkân veren yorumlama stratejisiyle ilgili Japonya’nın  beyanını not ettiği ifade edilmektedir. 
Miras  alanına dair Japonya, ICOMOS’un teknik ve uzman görüşlerini içeren  tavsiyelerini dikkate alacaklarını, özellikle de her iki tarafın geçmişini  anlatmaya aracı olan yorumlama stratejisinin geliştirilmesi yönünde hassasiyet  göstereceklerini belirtmiştir. 1940’larda miras alanının bazı bölümlerinde  acımasız koşullarda çalışmaya zorlanan Koreliler ve diğer ülke vatandaşlarını  anlamaya ve hatırlamaya yönelik olarak Japonya’nın önlemler almaya hazır olduğunu;  mağdur olan kişileri hatırlamak amacıyla bir bilgilendirme merkezi kurma  yönünde hazırlık yaptıklarının altını çizmiştir.
Güney Kore  ise, Japonya’nın konuşmasında adı geçen bilgilendirme merkezine vurgu yaparak,  komitenin yetkisine tam olarak güvendiğini, öte yandan Japonya’nın da vaat  ettiklerini yapacağına inandıklarını; oybirliğine dayalı listeye kayıt kararının  Dünya Miras Sözleşmesi’nin ruhuna uygun olduğunu belirtmiştir. Güney Kore  ayrıca komitenin dikkatini karardaki 6. maddeye çekerek, Japonya’nın karar metninde  adı geçen tüm tavsiyelerin uygulanması için ICOMOS’un danışmanlığına  başvuracağına; ICOMOS’un tavsiyelerinin uygulanıp uygulanmadığını ise, komitenin  takip etmeye devam edeceğine inandıklarını vurgulamıştır.
Japonya ve  Güney Kore arasında yaşananların diyalog ortamı ve çözümle sonuçlanması, sadece  komite başkanı ve komite üye ülkelerin gösterdiği özverili çalışmanın sonucu  değildir. Aynı zamanda, 1972 UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi uyarınca sözkonusu  miras alanının tüm dünyanın ortak mirası olduğu ve taraf devletlerin miras  alanı üzerinde söz hakkına sahip olduğunun her iki taraf ülke tarafından kabul  edilmesidir. Dünya Miras Sözleşmesi’ne göre Japonya sadece alanın korunması ve  yönetiminden değil, aynı zamanda yaptığı çalışmaları içeren raporları (ilerleme  raporu, koruma durumu raporu, periyodik raporlama) sunmaktan da tüm taraf  ülkelere karşı sorumludur. Dolayısıyla bu tür bir mekanizma listeye kayıtlı  miras alanı bulunan tüm taraf devletler için bir tür baskı oluşturmaktadır.
UNESCO SÜRECİNİN SAĞLADIĞI BAŞARI: DİYARBAKIR KALESİ  VE HEVSEL BAHÇELERİ KÜLTÜREL PEYZAJ ALANI
  2000 yılında  “Diyarbakır Kalesi ve Surları” Geçici Liste’ye kabul edilmiş, 2013 yılında  “Diyarbakır Kalesi ve Tarihî Şehir” başlıklı ICOMOS / ICOFORT’un(6) Yıllık Toplantısı Diyarbakır’da gerçekleştirilmiş, bu vesileyle toplantıda  UNESCO süreci de görüşülmüş ve toplantı sonucunda uzmanlar Hevsel Bahçeleri’nin  de miras alanı içinde yer alması yönünde öneride bulunmuşlardır.
Listeye kaydedilme sürecinde miras alanına dair  yapılan çalışmaları diğer deneyimlerden ayıran en önemli husus, yerel halkın  UNESCO sürecine ve miras alanına sahip çıkması yönündeki çalışmalara sürecin en  başından itibaren öncelik verilmesidir. Kentte adeta UNESCO sürecine dair bir  “farkındalık yaratma kampanyası” başlatılmış; eğitim faaliyetleri, seminerler  düzenlenmiş; yazılı ve görsel yayın organları aracılığıyla bilinçlendirme çalışmaları  yürütülmüştür. Öte yandan, yönetim planının hazırlık, planlama ve uygulama  aşamalarında çok paydaşlı bir katılım sözkonusu olmuştur. Dolayısıyla Alan  Yönetim Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyarbakır Büyükşehir  Belediyesi ve ilgili diğer Belediyeler başta  olmak üzere, STK’lar, kent gönüllüleri, akademisyenler ve diğer kurum ve  kişilerin işbirliği ve eşgüdümlü çalışmalarıyla miras alanı listeye kaydedilmiştir.
Ağustos 2014’te  ICOMOS uzmanının miras alanını ziyareti ve öncesindeki dosya değerlendirme çalışması  sonucuna göre, adaylık dosyasında  kısıtlı değişiklikler yapılıp, bir yıl sonraki komite toplantısında tekrar  değerlendirilmesi (referral) yönünde taslak karar çıkmış ve taslak karardaki tavsiyelerin tamamı çok kısa bir  sürede hayata geçirilmiştir. Yapılan  çalışmalar şunlardır:
  - Hevsel Bahçeleri 2863 sayılı Kültür ve Tabiat       Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma       Kurulu’nun kararıyla koruma altına alınmış; surları ve sur için koruma       bölgesini kapsayan Koruma Amaçlı İmar Planı sınırları, Hevsel Bahçeleri ve       Tampon Bölge 2’yi de içine alacak şekilde genişletilmiştir.
  - Dicle Nehri üzerinde yapılması planlanan, Hevsel  Bahçeleri ile Dicle Vadisi’nin özgünlüğü, bütünlüğüyle mevcut ekosistemi tahrip  edecek üç adet HES Projesi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından iptal  edilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Dicle Vadisi üzerinde  yapılması öngörülen fiziki müdahalelere ilişkin alınan “Yapı Rezerv Alanı”  kararı ise mahkeme tarafından iptal edilerek, Dicle Vadisi Projesi’nden  vazgeçilmiştir. 
  - Surların  restorasyon çalışmaları için 43 milyon Euro ödenek ayrılmış olmasına karşın,  Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talimatıyla, surlardaki restorasyon çalışmaları  durdurulmuş; “Sur Master Planı” oluşturmak amacıyla, Bakanlık tarafından  “Diyarbakır Surları Bilim Komisyonu” kurulmuştur. 
  - Dicle Nehri Rehabilitasyon Projesi çalışmaları başlamış; Diyarbakır  Surları Aydınlatma Projesi, Mardin Kapı Peyzaj Düzenleme Projesi ile Hevsel  Bahçeleri Sulama Projesi Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na  sunularak onay alınmıştır. Su drenaj sisteminin ve bitki örtüsünün surlara  zarar vermesini önlemek amacıyla, Mardin Kapısı ve çevresindeki peyzaj  uygulamasında yaklaşık 400 metre’lik bir alanda bitki örtüsü ve sulama sistemi  sur duvarlarından dört metre uzaklaştırılarak zararın etkisi azaltılmıştır. Bu  çalışmaların tüm sur çevresine uygulanması planlanmaktadır. 
  - Alan Yönetimi Bilim  Komisyonu tarafından Hevsel Bahçeleri’ndeki hidrolik sistem ve tarımsal  faaliyetlerle toprak ve su kalitesinin tespitine ve geliştirilmesine yönelik  çalışmalar başlatılmıştır.
  - İzleme       göstergeleri güncellenerek, hem yönetim planını hem de alanın koruma       durumunu izlemek için iki ayrı izleme göstergesi hazırlanmıştır. Yönetim       planı kapsamında alanda geliştirilecek projelerde, ICOMOS’un Dünya Kültür       Mirası Varlıkları Miras Etki Değerlendirme Rehberi’ne göre çalışmalarının       yapılması karara bağlanmış; öte yandan, Dünya Miras Listesi ve Geçici       Liste’de yer alan alanlardaki kalkınma faaliyetleri için Kültür ve Turizm       Bakanlığı tarafından Etki Değerlendirme Raporu’nun hazırlanması hususunda       genelge dağıtılarak, sözkonusu raporun hazırlanması zorunlu kılınmıştır.
 
Yönetim  Planı’nda öngörülen araştırma ve tanıtım faaliyetlerinin yüzde yetmişi on ay  gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. 
UNESCO  sürecinde, miras alanı ve bölge için risk unsuru taşıyan projelerin iptal  edilmesi, miras alanının korunmasına yönelik yasal altyapıyı güçlendiren  kararların alınması, uygulamalarla ilgili olarak bilimsel komisyonların  kurulması, miras alanına dair bilimsel bir kitabın yayınlanması başta olmak  üzere, birçok başarılı çalışma, Diyarbakır için büyük bir kazanım olmuştur. Öte  yandan, miras alanının bir tür “prestij listesine” kaydedilmesi, ulusal ölçekte değil,  evrensel ölçekte bir sorumluluktur. Nitekim Diyarbakırlılar’ın UNESCO sürecine en  baştan itibaren sahip çıkması, gelecekte oluşabilecek risklerin ya da hatalı  uygulamaların da önüne geçecektir.
EFES’İN DÜNYA MİRAS LİSTESİ’NDEKİ ÖNEMİ
  Bu  yıl Türkiye’den Liste’ye kaydedilen bir diğer miras alanı olan Efes için Dünya  Miras Merkezi’ne ilk defa 2001 yılında başvuruda bulunulmuş, ancak o tarihte,  adaylık dosyasında kapsamlı değişiklikler ve bir uzman ziyareti daha yapılıp,  dosyanın iki yıl sonra tekrar değerlendirilmesi (deferral) yönünde ICOMOS’un  taslak kararı çıkmıştır. 
Geçen  on dört yıllık süre zarfında, Alan Yönetim Başkanlığı, Kültür ve Turizm  Bakanlığı, Selçuk Belediyesi başta olmak üzere, STK’lar, akademisyenler,  gönüllüler ile ilgili diğer kurum ve kişilerin özverili çalışmaları sonucunda  Efes’in ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte bir yönetim planı hazırlanmış; ayrıca  Efes miras alanını doğru anlatan birçok proje hayata geçirilmiştir. Miras  alanına ilişkin iki önemli özellik; 100 yılı aşkın bir süredir Efes antik  kentinde devam eden Avusturya Arkeoloji Enstitüsü kazıları ve bilimsel  çalışmaları ile 2012 yılında hayata geçirilen ve gönüllülük esasına dayalı  Selçuk-Efes Kent Belleği Projesi’dir.  
Liste’ye  kaydedilen Efes miras alanı sanılanın aksine sadece Efes antik kentini değil,  dört ayrı öğeyi kapsamaktadır. Bunlar; Çukuriçi Höyük; Efes antik kenti; St.  Jean Bazilikası’nı içine alan Ayasuluk Tepesi, Orta Çağ Yerleşmesi ve  Artemision ile Meryem Ana Evi’dir. Efes’e dair ICOMOS’un Liste’ye kayıt yönünde  çıkan taslak kararında dikkat çekici birkaç husus vardır. Örneğin; miras alanı  kapsamındaki öğelerden Meryem Ana Evi’nin özgünlük ve bütünlüğü sağlamadığı ve  bu nedenle seri adaylıktan çıkarılması önerilmekte; ayrıca önerilen 1, 2, 3, 4  ve 6 numaralı kriterlerden  3 ve 4  numaralı kriterin Meryem Ana Evi tarafından sağlanmadığı; 6 numaralı kriter  kapsamında ise, Meryem Ana Evi haricindeki miras alanında dini inanışlar ve  hacla bağlantılı Üstün Evrensel Değer’e sahip, elle tutulur bir kanıt olmadığı  belirtilmektedir. Bu noktada, Alan Yönetim Başkanlığı ile Kültür ve Turizm  Bakanlığı geri adım atmamış, Efes Liste’ye Meryem Ana Evi’nin de dâhil olduğu  dört öğe; 3, 4 ve 6 numaralı kriterlerle Liste’ye kaydedilmiştir. 
Pek  çok Dünya Miras Komitesi uzmanının da belirttiği gibi, Efes’siz bir Dünya Miras  Listesi düşünülemezdi. Dünya mirası ölçütlerini neredeyse birebir sağlayan  Efes’in Liste’deki varlığı, miras alanının Liste’ye katacağı tarihi, kültürel,  estetik, sanatsal, bilimsel ve somut olmayan değerler açısından önemlidir.
SONSÖZ
  UNESCO Dünya  Miras Listesi’ne kaydedilmenin sağladığı avantajlar miras alanının tanınırlığının  artmasıyla sınırlı olmamakta, bölge ve/veya ülke ekonomisine katkı sağlandığı  gibi, istihdam olanakları ile yatırımlar da artmaktadır. Öte yandan Liste’ye  kaydedilme süreci tüm çalışmaların %30-40’nı oluşturmakta, Liste’de kalabilmek  ise daha zorlu bir süreç olmaktadır. Taraf Ülkeler, 1972 UNESCO Dünya Miras  Sözleşmesi ve Operasyonel Rehber’de adı geçen yükümlülük ve sorumlulukları  yerine getirdiği müddetçe Liste’de kalabilme başarısını göstermektedirler. 
Önümüzdeki  yıl 40. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı Türkiye’nin ev sahipliğinde,  10-20 Temmuz 2016 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecektir.  Türkiye’de ilk defa düzenlenecek toplantının başkanlığını Büyükelçi ve aynı  zamanda UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Gürcan Türkoğlu  yapacaktır. 
Temennim,  Dünya Miras Listesi’ndeki miras alanı sayımızı önümüzdeki yıllarda arttırarak,  Liste’de 51 miras alanı bulunan İtalya, Çin (48 miras alanı) ya da İspanya (44  miras alanı) gibi varlığımızı daha görünür kılmak; ayrıca sadece kültürel  alanlarla değil, doğal veya karma miras alanlarıyla da Dünya Miras Listesi’ne  dâhil olmaktır.
NOTLAR
1. Türkiye’nin  1 Şubat 2016 tarihinde Dünya Miras Merkezi’ne ilerleme raporu sunmasına; 2017  yılında gerçekleşecek 41. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda sunulmak  üzere ise, yönetici özetini içeren güncellenmiş Koruma Durumu Raporu’nun  tamamlanarak 1 Aralık 2016 tarihine kadar iletilmesine karar verilmiştir.
2. Bildirinin  Türkçe metnine, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu web sitesindeki www.unesco.org.tr/dokumanlar/duyurular/bonn_.pdf  linkinden ulaşılabilir.
3. Unite4Heritage  Kampanyası’nın web sitesi için bkz. www.unite4heritage.com
4. Detaylar  için bkz. WHC-15/39.COM/19 numaralı  karar dokümanı: whc.unesco.org/en/sessions/39com
5. Üstün Evrensel Değer’e katkı sağlayan;  sanayileşmenin bir veya daha fazla aşamasını yansıtan; her alanın tarihini  anlamaya imkân veren varlığın sunumuna ilişkin bir yorumlama stratejisinin  hazırlanması. 
6. ICOFORT,  ICOMOS Uluslararası İstihkâm ve Askeri Miras Bilimsel Komitesi (ICOMOS  International Scientific Committee on Fortifications and Military Heritage).
			
			
			Bu icerik 7536 defa görüntülenmiştir.