319
EYLÜL-EKİM 2004
 
MİMARLIK'TAN

UIA 2005 İSTANBUL’A DOĞRU

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: Mesleğe İlişkin Son Dönemdeki Yasal Düzenlemeler Neler Öngörüyor?

  • PORRO
    Gürhan Tümer

    Prof.Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü, Yayın Komitesi Üyesi



KÜNYE
KENT MÜZESİ

İzmir Kentinin “İmar” Edilmesinde Geride Duran Bir İsim: Mimar Mesut Özok

Derleyen: N. Müge Cengizkan

MİMARLIK’ın 1984 yılındaki 84/6 sayısında Besim Çeçener “70 Yıldır Durmayan Maratoncu: Mimar Mesut Özok” başlığıyla, mimar ile yaptığı söyleşiyi kaleme almış. İzmir Kent Arşivi ve Müzesi’ne dönüştürülen İtfaiye Merkezi yapısı, Özok’un çeşitli dönemlerde İmar ve İskân Bakanlığı ve İzmir Belediyesi bünyesinde yaptığı farklı ölçekteki birçok işinden yalnızca birisiydi. Bu söyleşiden İzmir’deki meslek hayatına ilişkin kısa bir kesitle, Mesut Özok’u daha yakından tanıtmak istedik.

“1895 yılında Üsküdar Doğancılar semtinde doğan, bu semtte 400 yıllık bir dergahı da bulunan, Nasuhioğulları ailesinden olan Sayın Mesut Özok, üç erkek kardeşin en küçüğü olduğunu söyleyerek söze başladı. Babası, şimdiki adı ile, Genelkurmay Başkanlığı, Kurmay dairesi Müdürlerinden Albay Mehmet Sait Efendi’dir. (...) Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girişi ise 1913 yılındadır.(...)

1923 yılı sonlarında kurulan İmar ve İskân Bakanlığı’na Celal Bayar getiriliyor. Yerli halka ev sağlama derdinin yanısıra, bir de Balkan göçmenlerine yer sağlama sonucu çıkmıştır. Arif Hikmet Koyunoğlu’nun uyarısı üzerine Mimar Necmettin (Emre), Mimar Şükrü (Gökay), Mimar Mesut’un (Özok), İmar ve İskan Bakanlığı, İzmir İmar ve İskan Müdürlüğü’ne tayinleri çıkarılıyor. (...) Yıl 1925. Yangın harabeleri hâlâ kaldırılmamış. Mesut Özok, İzmir Belediye Fen İşleri Müdürlüğü’nde İmar ve Yapı İşleri Şefliği’ne atanıyor. (...) Yıl 1930. Doğunun Paris’i İzmir’de hâlâ yangın harabeleri kaldırılmamış. Kimse bu büyük işe kalkışmaya cesaret edememiş. Bilgili, dinamik bir insana gereksinim var. Belediye Reisi, Mimar Necmettin Emre ve diğer arkadaşları, Mesut Bey’i ısrarla çağırıyorlar. (...) Eşini de iknâ ederek, İzmir Belediyesi’ndeki İmar ve Yapı İşleri Şefliği görevini kabul ediyor. 1930 yılı birinci gününden, 1936 yılı Eylül ayı sonuna kadar sürecek 7 yıllık dönem başlıyor. Bu dönem bence İzmir Fuarı tarihidir. Fuarın bilinmeyen yaratıcısının öyküsüdür. Bağırsaklarındaki amansız hastalığa karşın kollar sıvanıyor; İtfaiye Merkez ve Şube Binaları planlanıp gerçekleştiriliyor. Betonarme deniz banyoları ve hamamları yapılıyor. Atatürk Konağı onarılıyor. İzmir fırınları sağlıklı hale getiriliyor. Kentin bulvarları düzenleniyor. (...)

Panayır Komisyonu, 1935’te serginin (“9 Eylül Arsıulusal Panayırı”) bugün üzerinde Efes Oteli’nin bulunduğu sahada açılmasına karar veriyor. Ancak bu saha yangın molozları ile doludur. Mesut Bey’in hazırladığı plan üzerine saha temizlenip çevre duvarları ve giriş kapısı yapılıyor. Betonarme üstü taraçalı bir gazino ve önünde fıskiyeli bir havuz ile 15 adet ahşap pavyon, polis ve itfaiye binaları inşa ediliyor. Panayır sonradan gelenek haline gelen “9 Eylül Arsıulusal (Uluslararası) Panayırı” adı altında 20 Ağustos’ta açılıyor. Bu panayır bütünüyle Mimar Mesut Özok’un eseridir.”

Bu icerik 4657 defa görüntülenmiştir.