319
EYLÜL-EKİM 2004
 
MİMARLIK'TAN

UIA 2005 İSTANBUL’A DOĞRU

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: Mesleğe İlişkin Son Dönemdeki Yasal Düzenlemeler Neler Öngörüyor?

  • PORRO
    Gürhan Tümer

    Prof.Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü, Yayın Komitesi Üyesi



KÜNYE
DOSYA: Mesleğe İlişkin Son Dönemdeki Yasal Düzenlemeler Neler Öngörüyor?

Mesleğe İlişkin Son Dönemdeki Yasal Düzenlemeler Neler Öngörüyor?

Oktay Ekinci

Hukuk Mimarlığın da Güvencesidir...

Akademi’de öğrenciyken, imar ya da meslek yasaları değil, “Hukuk Bilgisi” dersimiz vardı; hocamız da Prof. Safa Erkün’dü… Özgürlükleriyle tarihe geçen 1962 Anayasası hazırlıklarında genç bir hukukçu olarak raportörlük görevi yapmış olmasından övünerek söz eden Erkün derdi ki: “Bizde en önemli eksiklik, meslek eğitiminde sadece meslek yasalarıyla yetinilmesi… Oysa, genel hukuk bilgisi olmadan, yasa ve yönetmeliklerdeki en teknik kuralların bile toplumsal çıkarlar için nedenlerini ve önemini kavramak zordur…” Safa Bey, bu ilkesini eğitime de taşıyarak, bize önce “Anayasa Hukuku”nun temellerini öğretti. İlerleyen derslerindeki, o günlerden bu yana unutamadığım ve zaman zaman da hala rehber aldığım iki vurgulamasını da aynı hukuk kültürü içinde kavrayabilmiştim.

Birincisi, demişti ki: “Cebri (zorla) ve herkesin uyması gereken kuralların aleni (açık) olması gerekir. Örneğin imar planları da böyledir ve herkese açık olmalıdır…” Ders notlarım arasında altı çizili kalan bu söz, mezuniyetimden sonra ki Muğla Belediyesi İmar Müdürlüğü yıllarımın başlangıcına da yol gösterdi… O yıla kadar belediyede “çekmecelerde” saklanan imar planını, oradan çıkartıp belediyenin duvarına astık. Kent halkı ilk kez “planın bütününü” görüyordu ve herkes gelip kendi arsasının durumuna bakarken, bütün Muğla’yı da inceliyor, kıyaslıyordu… İzleyen yıllarda, kentin yarısından fazlasının “Sit” kararıyla korumaya alınmasına karşı halkın gösterdiği “uyumlu” tutumda da işte bu “açıklığın” büyük payı vardı…

Safa Hoca’nın unutulmaz ikinci sözü ise, “Hukuk soluduğumuz hava gibidir. Ancak onsuz kalırsak, varlığını ve değerini anlarız…” idi… Nitekim, 1970’lerin ikinci yarısında bunları “öğrendikten” sonra başımıza gelen “12 Eylül 1980” darbesi ve sürecindeki ortam da “hukuksuzluğun” ne anlama geldiğini bize “yaşatarak” kanıtladı…

Şimdi, aradan onca yıl geçtikten sonra, MİMARLIK dergimizin dosya konusu olarak belirlenen “yeni yasalar” kapsamında, örneğin “kamu yönetimi” hakkındaki son düzenlemelerin de ele alınmasını, bir “meslek Odası” yayını olmamız açısından kimilerine “Yine işiniz olmayan alanlara karışıyorsunuz…” sözünü söyletecekse bile, Safa Erkün’e saygıyla çok anlamlı ve tarihsel buluyorum. Çünkü, bunca deneyimlerden ve bunca birikimlerden sonra artık çok iyi biliyoruz ki, “Hukuk, mimarlığın da güvencesidir…”

Yine 12 Eylül 1980’den sonra, bu ülkede mimarlığın toplum yararına, meslek ilkelerine ve çevreye bağlı bir ortam içinde gerçekleşmesini değil de, aynı mesleği tam tersi niyetleri gözeten bir imar düzenine bağımlı kılan hemen tüm politikalar, kendilerine uygun bir “hukuk dışı yasalar dünyası” yaratarak yaşama geçtiler. Ayrıcalıklı imar haklarıyla kentsel dokuları parçalayan “azman rant binaları”; kaçak yapılaşmaya göz yumanlara hiçbir yaptırım getirmeyen bir imar hukuku sistemi içinde yaygınlaşan “yasa dışı kentleşme”; doğa ve kültürü korumayı “ekonominin engeli” sayan anlayışın yine yasalarda destek bulduğu hükümlerle yaşanan “tarih ve çevre tahribatı”… sonunda bütün bunlarla uyuşamadığı için “mimarlığın” bile dışlandığı bir düzeni, binyılların mimarlık ülkesinde egemen kıldı... Peki ama imar, çevre, kültür, belediyeler ve kent alanındaki son yasal düzenlemelerde, acaba böylesi bir egemenliğin “kırılması” için neler öngörüldü? Ya da aynı ortam daha da mı güçleniyor?...

Dosyamız, işte bu gerçeğin ve bu soruların da gözetilmesiyle derlenen ve son zamanlarda ardı ardına gündeme gelmiş yasalar hakkındaki uzman ve birikimli arkadaşlarımızın değerlendirmelerini kapsıyor. Mesleğin, toplumun ve ülkenin geleceği için, sadece mimarların değil, ilgili herkesin “hukukumuza” olan ilgisini arttırabilirsek, emeklerimizin karşılığını almış olacağız…

Bu icerik 1438 defa görüntülenmiştir.