342
TEMMUZ-AĞUSTOS 2008
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: XI. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri, 2008

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET



KÜNYE
DOSYA: XI. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri, 2008

XI. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri, 2008 Yılı Sonuçları Hakkında Kişisel Görüş / Atilla Yücel

 Atilla Yücel XI. Dönem Ulusal Mimarlık Ödülleri Seçici Kurul üyesi

XI. ULUSAL MİMARLIK SERGİSİ VE ÖDÜLLERİ, 2008 YILI SONUÇLARI HAKKINDA KİŞİSEL GÖRÜŞ
Ulusal Mimarlık Ödülleri, ödül programına eşlik eden sergi ile birlikte, bugün için Türkiye’nin kurumsallaşmış en önemli mimarlık ödül programıdır. Değerlendirmelerinin, ödüllendirdiği ürün ve katkıların, sergilediği ve yayınladığı yapıtların, dönemin ülke mimarlık verimini ulusal ve uluslararası meslek ve kültür ortamına taşıyan en ciddi ve güvenilir tarihsel belgeler olması gerekir. Böylesi bir kültürel ve tarihsel çerçevede ise temel kriterin mimarinin ya da mimariye düşünsel katkının hiçbir sınırlandırma ve sansüre başvurulmaksızın tanınması, onurlandırılması ve tanıtılması beklenir. Bu tanıtma ve onurlandırma, sadece ödül verilen, sergilenen ve yayınlanan yapıtlara değil, ulusal mimarlık ortamına, camiasına ve varoluş nedeni sadece onun ortamı ve örgütü olmak durumunda olan Oda’ya onur verir.
 
Bu kültürel ve tarihi felsefe açısından bakıldığında, adı Ulusal Mimarlık Ödülleri olan bir programda, telif hakkının yasal sahipliği gibi temel ve yadsınamaz bir kriter dışında, Mimarlar Odası’nın meslek uygulaması ile ilgili ve kanımca sadece işlevsel prosedür boyutu olan ölçütlerin ya da nesnelliği zaman içinde tartışılabilir olan çevresel değerlendirme ölçütlerinin bir "Ödül Değerlendirme Normu" oluşturmasının yanlış, sakıncalı ve ülke mimarlık veriminin kurumsal olarak sahiplenilmesinde Mimarlar Odası’nın giderek dışlanmasına neden olabilecek biçimci bir yaklaşım olduğu düşüncesindeyim. Kültür yaşamının evrensel ve özgül değerlerini, mimarlığa gösterilen özeni kollayan çağdaş bir tutum, bu düşünsel, kültürel ve sanatsal değerlerin, hele bir ödül programı çerçevesinde, zaman ve koşullar bağlamında bugünden yarına değişebilecek olan bürokratik prosedür tanımlarını aşmasını gerektirir. Bir ödül kurumu ve onun sahibi olan meslek örgütü de bu özgürlükten sadece tarihsel saygınlık ve onur payı alır. Tıpkı cezalandırılmış, lanetlenmiş, yazarların-müelliflerin, yasal (!), ulusal (!), ahlaki (!) gerekçelerle cezalandırılmış yapıtların, dünyanın en saygın ödül programlarınca ödüllendirilmesinin, o ödül kurumuna verdiği yücelikte olduğu gibi..
 
XI. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programına Seçici Kurul üyesi olarak katıldım. Ödül Komitesi tarafından kurula sunulan ödül koşulları çerçevesinde oybirliği ile alınan değerlendirme sonuçlarına da. Kurulun komite tarafından kendisine sunulan verileri, ödül dönemi başında ilan edildiği bildirilen koşullar çerçevesinde almış olmasını - değerlendirme dışı kalan kimi yapıtların üstün düşünce, anlam ve mimari yetkinlik düzeyi karşısında değerlendirme dışı bırakılmasından kişisel olarak büyük sıkıntı duymakla birlikte - etik olarak yanlış bulmuyorum. Bu nedenle verdiğim oyun sorumluluğunu taşımayı sürdürüyorum. Ancak bu, yukarıdaki çok ciddi ve ilkesel çekincemi belirtmeme engel değil. Bu kriterleri uygulamanın ödül programını biçimci bir mecraya yönelttiğini, ulusal mimarlık veriminin ülke mimarlarının mesleki temsilcisi olan oda ve onun seçtiği Değerlendirme Kurulu tarafından sonuçta eksik ve yetersiz değerlendirilmiş olduğunu ve bunun ülke mimarlığının kültürel tarihinin meslek örgütü tarafından yazımında, giderek bir zaaf oluşturacağını içtenlikle düşünüyorum.
 
Türkiye Mimarlar Odası, ödül programı içinde, ülkenin mimarlık veriminin gerçek içeriği ve düzeyi bağlamında bir geri kalışı temsil eden bu tavrı aşmalı, kalıcı kültürel değerleri, özellikle hiçbir maddi ve prosedürel niteliği olmayan bir ödül programında, güncel uygulama formatlarının, oda politikalarının, idari ve mali endişe ve mekanizmaların üstünde görebilme olgunluğuna ve özgüvenine sahip olmalıdır. Bu ödül koşulları, Ulusal Mimarlık Ödülleri kurumunun, tarihinin, felsefesinin ve kültür değerinin özü doğrultusunda yeniden gözden geçirilmeli ve değiştirilmelidir.
 
 
 
 
 
 
 

Bu icerik 1299 defa görüntülenmiştir.