342
TEMMUZ-AĞUSTOS 2008
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: XI. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri, 2008

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET



KÜNYE
MEA ARCHITECTURA MEA CULPA

Manastır, Yalı ve Villa

Gürhan Tümer Prof. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü

Atlas Okyanusu’nda, Fransa’ya ait bir ada vardır. Bu, koni ya da piramit biçiminde ve yaklaşık 80 metre yüksekliğinde, granit bir kayadır. Adı “Le Mont Saint-Michel”dir. Görünüşü ise, özellikle geceleri gizemlidir, ürkütücüdür; hele yağmurlu rüzgarlı, sisli puslu havalarda, daha da gizemli, daha da ürkütücüdür.
 
Orada bir manastır vardır. O manastırı oluşturan binalar, o adayla, o kayalıkla öylesine bütünleşmişlerdir ki, görenler, onların birlikte yaratıldıklarını düşünürler. Sanki yeryüzünden gökyüzüne yükselen kayalar yavaş yavaş manastır binalarına; manastır binaları da aşağılara indikçe, kayalara dönüşmüşlerdir.
 
Yani bir tür “vahdet-i vücut” sözkonusudur.
 
Şimdi de, İstanbul’da, Boğaziçi’nde, ama eski Boğaziçi’ndeyiz.
 
Orada “leb-i derya” yalılar vardır ve Abdülhak Şinasi Hisar, Boğaziçi’ni ve oradaki yalıları şöyle anlatır:
 
Kendi içine kapalı bir âlem, kendine has, tamamiyle milli ve mahalli bir medeniyetin ifadesiydi.[…] Sanki bir göldü ve burada her yalı bir diğerine, bu suların içinden geçen bir manevi rabıtayla, büyük ve gizli bir tesanütle bağlı ve birleşik gibiydi. […] Yalılar bulundukları noktalara o kadar uyarlardı ki, ruhlarıyle bulundukları yerler arasındaki rabıtalar adeta gözle sezilirdi. Öyle ki bu yalılar buralara hariçten getirilmiş malzemelerle, rastgele yapılmışa değil, fakat kendi hususiyetlerine göre bulundukları noktada hasıl olmuşa benzerlerdi.
 
Eğer Abdülhak Şinasi Hisar haklıysa, ki öyledir bence, o zaman Boğaziçi yalıları sözkonusu olduğunda da vahdet-i vücut olgusuyla karşı karşıyayız demektir.
 
Oysa, Villa Savoye örneğinde, durum çok farklıdır.
 
Le Corbusier’nin bu ünlü yapısı Poissy’dedir; ne var ki oralı değildir. Aslında Villa Savoye sanki dünyalı değildir, buraların yabancısıdır. O, mimarının dediği gibi bir makinedir belki, ama uzaydan gelme bir makinedir, bir uzay aracıdır, gelip konmuştur Poissy’e nazik ve narin bacaklarının üzerinde. Biraz sonra, havalanıp gidecektir başka yerlere, başka gezegenlere; oralarda bir yerlere konacaktır; konup konaklayacaktır bir süre oralarda.
 
Sonra yeniden yola koyulacaktır yabancısı olduğu başka yerlere doğru.

Bu icerik 3054 defa görüntülenmiştir.