Fotoğraf Sanatçısı Gül Ezen’in, Letonya’nın başkenti Riga’nın doğal ve mimari güzelliklerini yansıttığı kırk fotoğraftan oluşan “Riga, Gizli Başkent” adlı sergisi, 12-25 Mayıs 2008 tarihleri arasında Ankara’da, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde izleyicisi ile buluştu. Letonya Büyükelçiliği himayesinde açılan sergideki fotoğraflar, Riga’nın kentsel peyzajının yanısıra, ve özellikle, yapıların detaylarına odaklanıyordu.
 
1989 yılından beri fotoğraf sanatıyla ilgilenen Ezen, Riga sergisi kapsamındaki işlerini şu sözlerle tanımlıyor: “Benim için bir yerde fotoğraf çekmek, aynı zamanda orada neler olduğunu, o toplumu ve kültürü de anlamaya çalışma çabasıdır. Riga kenti mimari özellikleri öne çıkan etkileyici bir özelliğe sahip. Dünyanın gözünden bir süre uzak kalmış olması tarihiyle ilgili. ‘Uyuyan Güzel’ hikayesindeki prenses gibi keşfedilmek ve canlandırılmak için yıllarca beklemek zorunda bırakılmış. Çalışmama, bu gerçekten esinlenerek ‘Gizli Başkent’ adını verdim. Sergideki fotoğrafların, beni de çok etkilemiş olan kentin romantik atmosferini ve çarpıcı güzelliğini aktarabilmesini ümit ediyorum.”
 
Riga
Letonya bu yıl 80. yılını kutlasa da, başkenti Riga, sayısız kitap, anıt, efsane, şarkı ve hikayelere konu olan 800 yıllık tarihi ile bundan çok daha eskilere dayanıyor. Tarihi 12. yüzyıla uzanan Riga, resmî olarak 1201’de Alman Haçlı Seferleri lideri Abert tarafından kuruluyor. Riga, yüzyıllar boyunca Almanya, Polonya (ya da daha çok Polonya-Litvanya), İsveç ve Rusya egemenliğinde kaldıktan sonra 1918’de Letonya’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle başkent oluyor. 20. yüzyılda hâlâ saklı bir başkent izlenimi veren Riga, bugün bir kez daha yaratıcı bir sanat merkezi olarak gündeme geliyor. Letonya nüfusunun üçte birini barındıran kent, yüzlerce Jugendstil tarzı mimari yapısıyla dünyanın Jugendstil merkezlerinden biri sayılıyor. Art nouveau mimarlığının nitelikli ürünlerini barındıran kentle ilgili ilginç bir not düşmek gerekirse, ünlü Rus film yönetmeni Sergei Eisenstein’ın çocukluğunun geçtiği kent olan Riga’da, mimar olan babasının çok sayıda eserinin bulunduğu söylenebilir. Mikhail Eisenstein, 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başında özelikle art nouveau stilinde apartman yapıları ile tanınan bir mimar-mühendis.