439
EYLÜL-EKİM 2024
 

MİMARLIK'tan



KÜNYE
KORUMA / YAŞATMA

Kırsal Miras Alanlarında Soylulaşma: Cumalıkızık Köyü

İzel Meral, Yüksek Mimar; Yasemin Erkan Yazıcı, Prof. Dr., İstanbul Kültür Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü

Cumalıkızık Köyü, Uludağ’ın eteklerinde, koruma altına alınmış bir kırsal alan. Kültürel değeri nedeniyle UNESCO tarafından “Dünya Mirası” ilan edilen yerleşim, turizm alanında da büyük bir görünürlük kazanmış. Ne var ki ziyaretçilerin ve yatırımcıların ilgisi, bu özgün kırsal yerleşimi, kültürel varlığının bütünlüğünü tehdit eden soylulaşma sorunu ile karşı karşıya getiriyor. Cumalıkızık’ta soylulaşma sürecini özgün bir araştırmayla ele alan yazarlar, turizmin köyün sosyal yapısı ve fiziksel dokusunu nasıl etkilediğini ele alıyor; yerleşimin toplumsal bellekteki yerini koruyabilmeye yönelik bütüncül müdahalelerin önemine dikkat çekiyor.

Soylulaşma kavramı kent mekânlarının eskiyip bakımsız kalması sonucunda yapılan yenileme ve canlandırma çalışmaları ile bu mekânlara kentli insan profillerinin yerleşerek, mekânları kendi yaşam tarzlarına göre değiştirmesidir [1]. Kent mekânlarında ortaya çıkan bu kavram zamanla kırsal mekânlarda da yaygınlaşmıştır.

Günümüzde insanlar kentlerin kalabalık, yoğun ve kaotik yapısından kaçarak doğa ile iç içe olmak, yaşam tarzını daha basite indirgemek ve sakin bir hayat sürdürmek için kentlerden kırsal alanlara göç etmektedir. Quintanal ve González-Fuente kırsal soylulaşma kavramını değerlendirirken kârlılık, manzara değişikliği, kamu-özel sektör iş birliği ve nüfus hareketliliği olmak üzere 4 temel unsuru göz önünde bulundurmaktadır [2]. Bu bağlamda, kırsal soylulaşma kırsal mekânda kamu ile özel sektörü bir araya getirerek mevcut alanı canlandıracak çözümler bulmalı, böylece bölgedeki arsa ve evlerin değerini arttırmalıdır. Bölgenin canlanmasıyla beraber turizm ve hizmet sektörünün de ön plana çıkmasıyla nüfus hareketliliği ve kırsal dokuda birtakım manzara değişikliklerinin olması kaçınılmazdır.

Kırsal soylulaşmada kırsal yerleşimdeki geleneksel evler kentlerden gelen yeni kullanıcıların konfor düzeyleri, ihtiyaçları ve beğenileri doğrultusunda yenilenip dönüşmektedir. “Idyllic Ruralities, Displacement and Changing Forms of Gentrification in Rural Hertfordshire England” ve “Putting Together Ruralities: Towards a Symbolic Analysis of Rurality in the British Mass Media” adlı çalışmalarda yeni kullanıcıların akıllarındaki köy temsilinin mevcut kırsal yaşam gerçeklerine karşıt görüntüler sunduğunu vurgulamıştır [3]. Kırsal soylulaşma, sosyal yaşantıda, fiziksel çevrede ve ekonomik düzende bazı değişikliklere sebep olmaktadır. [4]

Bu makalede, Bursa Cumalıkızık köyünün kırsal soylulaşma süreci ele alınmıştır. Cumalıkızık köyünün doğal ve kentsel sit alanı ilan edilmesi, kırsal mimari değerinin yüksek olması, geleneksel kırsal dokusunun özgün olması, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alması, tarihi ve kültürel çekiciliği ve turizm potansiyeline sahip olması gibi faktörler bu köyün kapsam olarak seçilmesinde etkili olmuştur.

Çalışmada nitel paradigma içinde yer alan etnografik araştırma yöntemi kullanılmıştır. Etnografi, ortak bir kültüre sahip bir grubun davranışlarını, deneyimlerini, kültürünü yorumlayan ve pek çok veri toplama yöntemini içeren bir araştırma desenidir [5].

Bu bağlamda makalede farklı veri toplama yöntemlerinden yararlanılmıştır. Bu yöntemlerden ilki kırsal soylulaşmanın sosyal yapıya etkilerini incelemek için köyde yaşayanlar ile yüz yüze yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerdir. Köy muhtarı, köy sakinleri, köyde ticaret yapanlar ve köyü ziyaret edenler ile yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Çalışmada, görüşülen kişilerin isimleri değiştirilmiştir. Bu görüşmeler sonucunda bir söylem analizi yapılmış ve yapılan görüşmelerde köy sakinlerinin en çok vurguladıkları söylemlerden bazı anahtar kelimeler belirlenmiştir. Bunlar; doğallık, samimilik / yakınlık, özgünlük, kentten uzaklaşma ve ayrışma kavramlarıdır. Bu anahtar kelimeler ve köy halkının anlattıklarından hareketle köyün sosyal yapısının değişimi incelenmiştir.

Diğer veri toplama yöntemi ise kırsal soylulaşmanın fiziksel mekânda meydana getirdiği değişiklikleri irdelemek için Cumalıkızık köyünde yapılan alan incelemesi ve gözlemdir. Alan incelemesi ve gözlemlerden elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemiyle geleneksel doku, tekil müdahaleler ve işlev değişiklikleri tema başlıklarına göre değerlendirilmiştir. Böylece kırsal soylulaşma kavramı hem sosyal hem de fiziksel olarak değerlendirilmiştir (Resim 1).

CUMALIKIZIK KÖYÜ

Cumalıkızık köyü, Bursa ilinin doğusundaki Uludağ’ın kuzey eteklerinde bulunan şehre yaklaşık 12 km uzaklıkta, yaklaşık 10 hektarlık eğimli bir arazide kurulmuş tarihî bir yerleşimdir. Köyün güney tarafında meşe, çam ve kestane ağaçlarından oluşan ormanlık arazi bulunur. Bölgede bulunan 7 farklı Kızık köyünden, yalnızca Cumalıkızık köyü mimari dokusunu koruyabilmiştir [6].

1930’lardan 1950’li yıllara kadar köyde tütün ekimi yapılmış; üründen elde edilen verim az olunca bırakılmıştır. Köyün yakınında ormanlık arazi bulunduğundan odunculuk yapılmış, fakat 1980’de köy ve çevresi sit alanı ilan edilince odunculuk yapılması yasaklanmıştır. 1940-1950’li yıllarda köyde kestane üretimi büyük ölçüde artmıştır. 1955’te gelen bir hastalık ile ağaçların uzun yıllar kestane veremeyeceği anlaşılmıştır [7]. Bunun üzerine 1990’ların sonundan günümüze dek ahududu, böğürtlen gibi meyvelerin tarımı yapılmaya başlanmıştır. Geçmişte köyde büyükbaş hayvancılık da yapılmıştır, fakat artık yapılmamaktadır. Verimli topraklara sahip köyde ana geçim kaynağı tarımdır. Her yıl haziran ayında düzenlenen Cumalıkızık Ahududu Şenliği tarımı ve turizmi canlandırılmaktadır [8]. Böylece köye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yıldan yıla artmaktadır.

Cumalıkızık köyündeki kırsal soylulaşma süreci 1980 yılında köyün “Doğal ve Kentsel Sit Alanı” ilan edilip koruma altına alınmasıyla başlamıştır. Köy, 12.11.1981 tarihinde alınan 12730 sayılı karar ile GEEAYK (Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu) tarafından Doğal ve Kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir. Böylece köyün özgün dokusu günümüze kadar ulaşabilmiştir [9].

1983’te köyde Ağa Han Mimarlık Vakfı ve Mimarlar Odası işbirliğiyle öğrenciler arası “2007 Yılında Bursa’da Bir Köy” isimli mimari fikir yarışması düzenlenmiştir. 1987 yılından itibaren köyde diziler çekilmeye başlamıştır. 1989 yılında bir girişimcinin gayretiyle Cumalıkızık Etnografya Müzesi kurulmuş ve bölgenin tanınırlığı artmıştır. Köy, 2002-2004 yılları arasında “Kınalı Kar” dizisinin çekilmesiyle ünlenmiştir. 2000 yılında Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Cumalıkızık köyü, 2014’te UNESCO tarafından “kültürel” varlık kapsamında “Dünya Mirası” ilan edilmiştir. Köyün popülerliğinin artması kırsal soylulaşma sürecini hızlandırmış, bu durum köyde fiziksel ve sosyal birtakım değişikliklere neden olmuştur [10]. (Resim 2)

Sosyal Değişiklikler

Köyün tanınırlığının artmasıyla sosyal yapısı da değişmeye başlamıştır. Dizilerle, filmlerle ve alınan koruma kararlarıyla köy turistleri kendine çeken bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Sosyal yapıdaki değişiklikleri analiz etmek için köy sakinlerinden 30 kişi ile yüz yüze görüşme yapılmıştır.

Köydeki Selma teyzeden (ticaret yeri sahibi) edinilen bilgilere göre;

“Doğma büyüme Bursa Cumalıkızıklıyım. Gelenek görenek ve komşuluklar neredeyse bitti. Eskiden köy sakinleri akşamları toplanıp otururdu. Şimdi akşam köyde kalan çok az kişi kaldı. Turistler olduğundan kapıları açıp oturamıyoruz. Evimin alt katını kahvaltı evine çevirdim 20 yıl önce. Topladığımız ahududu, kiraz, böğürtlen gibi meyveleri satıyoruz. Ben reçel yapıyorum bir kısmıyla, onları da satıyorum. Herkesin köyün dışında bahçeleri var ama köyden gidenlerinki bakımsız kaldı. Kışın da burada kalan nüfus var ama 3-4 hane. Bir kısmı gündüz satış yapıp akşama Bursa’ya gidiyor. Evim için restorasyon bekliyorum. Belediye evleri belirli bir sıraya koymuş ve o sıraya göre restore ediyor.”

Köyün muhtarı Emin Yavuz Bey’den elde edilen bilgilere göre;

“2014 yılından beri köyün muhtarıyım. Doğma büyüme Cumalıkızıklıyım. Köyü sahipsiz bir köy olarak nitelendirebilirim. Köyde boru patlar yollara sular akar, önlem aldığımızda ceza yeriz koruma altında diye. Ama kimse de tamir etmez, sıkıntımızı çözmez. UNESCO’nun turizm anlamında faydası var. Ticaret yapanların %80’i yerli halktan oluşuyor. Kışın ticaret biraz daha sönük oluyor. Köyün nüfusu şu an 740 kişi. Restorasyonu tamamlanan evlerin bir kısmı gelip burada kalmışlar. Turizmin büyümesi tabi sosyal yapıyı da değiştiriyor. Burada her şey turizm odaklıdır. Köy kalabalıklaşıyor ama köyümüz insanlar tarafından biliniyor artık.”

Köy kahvesinde oturan Kemal amcadan edinilen bilgilere göre ise;

“Önceden her evin bahçesinde küçükbaş ya da büyükbaş bir hayvan bulunurdu. Tarım ve hayvancılık yapılırdı. Belediye el attıktan sonra hayvancılık bitti. Şimdi 5 ya da 6 kişi vardır hayvanı olan. Önceden her türlü sebze yetiştirilirdi; biber, domates vs. Ama şimdi turizmden rağbet gören meyveler, sebzeler satılıyor şeftali, ahududu, böğürtlen gibi. Festival oluyor fakat pandemi yüzünden 2 yıldır yapılmıyor. Düğün çekimi için geliyorlar bazen, buradaki evleri güzel buldukları için. Komşuluk ilişkileri turistler artınca bayağı değişti. Bir de eski esnaf da kalmadı ki hiç. Hep dışarıdan gelen esnaf. Komşuluk ilişkileri bitti.”

Köyün sosyal yapısı turistlerin etkisiyle farklılaşmış, kırsal yaşam şekli turizme hizmet edecek biçimde değişiklikler göstermiştir. Tarımsal faaliyetler yerine ticaret ve hizmet sektörü ön plana çıkmıştır.

Köy nüfusunda 90’lı yıllardan itibaren azalma gözlemlenmiştir. TÜİK ve muhtarlık verilerinden hareketle 1970 yılında 872 olan nüfus evlerin yıpranıp eskimeye başlamasıyla 2000’de 660’a düşmüştür. Muhtarlık verilerine göre köyde 2021 yılında nüfus 740 kişidir. Sezonluk kullanımlardan dolayı nüfus yazın artmakta kışın ise azalmaktadır. Nüfusun artıp azalmasından ziyade ikamet edenlerin yerli ve yabancı dengesi turizm ve artan fiyatların etkisiyle değişmiştir.

Köyün sosyal yapısındaki değişimi incelemek için köy sakinleri ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden hareketle bazı anahtar kelimeler belirlenmiş ve bir söylem analizi yapılmıştır. Bu anahtar kelimeler köy sakinlerinin en çok vurguladıkları; doğallık, samimilik-yakınlık, özgünlük, kentten uzaklaşma ve ayrışma kelimeleridir. Görüşme kayıtları köydeki sosyal değişimi sembolize eden bu kelimelere göre söylem analizi yöntemiyle analiz edilmiştir (Tablo 1).

Köy yaşamının doğal ve kalabalıktan uzak olması, köyün yerlilerinin bahçelerinde yetiştirdikleri ürünleri satarak köydeki doğal yaşantıyı devam ettirmesi, köyün cazibesini arttırmakta ve kentli bireylerin burayı tercih etmesini sağlamaktadır. Günden güne artan turist sayısı ve kentli bireylerin göçü köyün nüfusunu arttırırken komşuluk ilişkilerini zayıflatmaktadır. Komşusunu görmek için sokağa çıkan yerli bir birey, sokakta bilmediği onlarca turisti görünce komşusuna gidiş-gelişi azaltmaktadır. Köydeki evleri satın alan yabancılar ise izole bir yaşantıyı tercih eden komşularıyla yakınlık kuran kişiler değil, aldıkları evleri restore edip ya bu evlerde sezonluk oturan ya da ticaret yapan kişilerdir. Dolayısıyla köylülerle samimiyetleri ticari boyutta olup, belirli bir sınırdadır. Köydeki evlerin koruma altında olması ve özgünlüğünü koruması estetik algıyı güçlendirmekte ve mekânın cazibesini arttırmaktadır. Kentlerdeki kaostan, hareketli yaşantıdan yorulan bireyler kentten uzaklaşmak ve yaşantılarına dinginlik katmak için bu köyü tercih etmektedir. Fakat gelen turistlerin ve köye yerleşen kentlilerin artmasıyla kırsal yaşam tarzı da kentsele doğru evrilmiştir. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık neredeyse bitmiş, turistlerin rağbet gösterdiği meyve ve sebzeler ekilip dikilmeye başlanmıştır. Bu da kırsal soylulaşma olgusunun “tüketim” yönünü güçlendirmektedir. Tüketimin artması sosyal ilişkileri de zayıflatmış, sosyal ilişkilerdeki samimilik ve yakınlığı zedelemiştir. Kentli yeni gelenler ile yerel halkın ihtiyaçları, imkânları ve sosyal yapıları birbirinden farklı olduğu için köyün yerlileri ile kentli yeni gelenleri ayrıştırarak sosyal değişikliklere sebep olmuştur.

Fiziksel Değişiklikler

Köyün sosyal yapısı kadar fiziksel çevresi de değişikliğe uğramıştır. Geçmişte köyün yaşadığı ekonomik sıkıntılar sonucunda yerli halk evlerinin tadilatlarını yapamamış dahası yaşanan dışa göçlerle bakımsız kalan evlerin bir kısmı yıkılmıştır. Ekonomik sıkıntı yaşayan yerli halk evlerinin bahçelerini parselleyerek satmak zorunda kalmıştır. Köyün zamanla turistik bir merkez haline gelmesi sonucunda yapılarda yoğun kullanım sebebiyle eskime ve bozulmalar artmıştır.

Turist çekmek için mekânların işlevleri değiştirilmiş, bu da fiziksel çevreyi etkilemiştir. Yapıların zemin katlarında hem işlev hem tasarım değişiklikleri yaşanmıştır. Evlerin “hayat” olarak isimlendirilen kısmında geçmişte samanlık ve hayvanların olduğu ahırlar, hane halkının yiyeceği kadar sebze ve meyvenin yetiştiği ağaçlar varken günümüzde bu mekânlar turistlere hizmet eden birimlere dönüşmüştür. [11] Kapı önleri hediyelik eşya dükkânlarına, zemin katlarda hayat ve balkonlar yeme-içme birimlerine dönüşmüştür.

Alınan koruma kararlarıyla, köyün geleneksel dokusunun özgünlüğü korunmaya çalışılsa da kırsal alan birtakım tekil müdahalelere maruz kalmıştır. Bu müdahaleler geleneksel dokuya uymamakta ve kırsal bütünlüğü bozmaktadır. Yapıların işlevlerinde görülen değişiklikler de fiziksel çevreyi etkilemiştir.

Her yenileme ve onarım çalışması turistlerin beğenisine odaklı olduğundan kırsal peyzaj ve kırsal yaşam şekli değişmektedir. Yarı yapılandırılmış görüşmelerde köy halkından edinilen bilgilere göre; turistlerin rağbet gösterdiği meyve ve sebzeler yetiştirilmekte, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, turistler hayvanların gürültülerinden ve kokularından rahatsız olduğu için neredeyse yapılmamaktadır.

Kentlilerin bu estetik kaygıları kır yaşantısıyla bağdaşmamakta ve kır yaşantısını değiştirmektedir. Resim 3’te kırsal soylulaşmanın köyün fiziksel yapısına etkileri; köyün geleneksel dokusu, yapılara yapılan tekil müdahaleler ve yapıların işlevlerindeki değişiklikler başlıklarıyla gösterilmiştir. Köyün taş, ahşap ve kerpiç malzemelerle inşa edilen geleneksel evleri, organik sokak dokusu ve hem köyün içinde hem de çevresinde bulunan kırsal peyzajıyla özgün bir kırsal doku oluşturmaktadır. Bu dokuya sonradan yapılan tekil müdahaleler zaman zaman mevcut geleneksel doku ile bütünleşememekte ve bu dokuyu zedelemektedir. Sonradan yapılan ekler, mevcut dokuya uymayan malzeme seçimleri kırsal doku bütünlüğünü bozmaktadır. Kapı pervazları ve pencere doğramalarındaki uyumsuzluklar, kahvaltı evlerine ve ticari birimlere dönüştürülen zemin katlar, yeme-içme birimlerine dönüşen teraslar ve avlular köyün fiziksel görünümünü değiştirmiştir.

Cumalıkızık köyünde 1970’li yıllarda bütün yapılar konut işlevindeyken, 2022 yılındaki işlev haritasında ticaret ve ticaret+konut işlevinin önemli ölçüde arttığı görülmüştür (Resim 4) [12]. Köyde konut işlevi geri planda kalmış, eskiyen ve restorasyon bekleyen evlerin sayısı da artmıştır. İncelenen konutlardan 34 tanesi âtıl durumdadır. 25 adet konut tamamen ticari işlevli kullanılmak üzere dönüştürülmüştür. 28 adet ticaret+konut işlevli yapı mevcuttur. Bu konutların zemin katları ya da terasları ticari işleve hizmet edecek şekilde dönüştürülmüştür. 4 adet pansiyon bulunmaktadır. 1 adet pansiyon hizmet vermemekte, sadece restoranı ticari işlevine devam etmektedir. Konut işlevli yapılardan da 3 tanesi dönem dönem evlerinin odalarını pansiyon gibi kiralamaktadır. 14 adet eve iç kısımda kaldığından, âtıl olduğundan ya da zemin katlarının yüksek duvarları olduğundan ulaşılamamış, komşulara ve çevrede yaşayan insanlara sorularak işlevleri belirlenmiştir.

Yapılarda işlev değişikliği olmasa bile kapı, pencere pervazı ve boya badana gibi değişiklikler görülmüştür. UNESCO koruma sınırının dışında kalan yapılar tespit alanına dâhil edilmemiştir. Sınırın içindeki yapılardan 14 tanesinde değişiklik durumu zemin katlardaki yüksek duvarlar ve ağaçlardan saptanamamıştır. 54 adet yapının zemin kat ve birinci katlarında görülen değişikliklerin düzeyi çok olup, bu yapılarda işlevsel değişiklikler olduğu kadar plan şemasında ve cephe düzeninde de değişiklikler gözlemlenmiştir (Resim 5) [13].

SONUÇ

Geleneksel mimari doku, doğal ve tarihi değerler kırsal alanları ön plana çıkaran unsurlardır. Özellikle tarihi ve doğal güzelliklere sahip yerleşimlerde çoğunlukla turizm potansiyelinin artmasına bağlı olarak kırsal alanların sosyal yapısı ve fiziksel dokusu değişir. Kırsal alanlara göçün artmasıyla, kentliler kent hayatında edindikleri kazanımları kırsal yerleşimlere aktarır. Kırsaldaki evleri kendi kullanım önceliklerine göre tasarlayıp, bu mekânları restore etmeleri sonucunda görülen mekânsal değişiklikler de bu durumun bir göstergesidir. Alınan koruma kararları yapılacak fiziksel değişikliklerde belirleyici olmaktadır.

Kırsal mekânda turizmin artmasıyla ziyaretçi sayısı artmakta, tarımsal faaliyetler, hayvancılık ve üretim ise azalmaktadır. Bu sebepten kırsal alanları cazip kılan sessizlik, doğallık, huzur gibi unsurlar geri plana itilmektedir.

Cumalıkızık köyünde gerçekleşen kırsal soylulaşmada Quintanal ve González-Fuente’nin belirttiği 4 temel unsurun varlığı tespit edilmiştir. Kamu özel sektör iş birliği ile kentten gelenler turizmi canlandırmış, nüfus hareketliliği de arsa fiyatlarını ve rantı artırmıştır. Yapılan tadilatlar koruma kararlarının elverdiği ölçüde çoğunlukla çevreyle uyumlu gibi görünse de kâr elde etmek için yapılan ek ve müdahaleler mevcut peyzaj ile bütünleşememiştir. Yaşanan bu değişikliklere bağlı olarak Cumalıkızık köyünün kendine özgü kırsal karakteristik yapısı zedelenerek tüketim mekânı haline dönüşmüştür. Kırsal soylulaşmanın etkisiyle kentsel yaşantının kırsal yerleşimle birleştiği yeni mekânlar oluşmuştur.

Kırsal yerleşimler, fiziksel olarak yüksek nüfusa hizmet verebilecek altyapıya sahip değildir. Yeni gelen kullanıcıların, ziyaretçilerin ve turizmin etkisiyle yeşil alanlar zarar görmemeli, bakımsız bırakılmamalıdır. Köyde yaya öncelikli kullanım teşvik edilmeli, araç trafiği sınırlandırılmalı ve otopark ihtiyacı minimuma indirgenmelidir. Günümüz ihtiyaçlarına göre yapılan ekler cephe düzenine ve özgün dokuya zarar vermeyecek şekilde geri dönüştürülebilir nitelikte olmalıdır. Yapıların tarihsellik değeri göz önünde bulundurularak buna zarar verecek müdahalelerden kaçınılmalıdır.

Köydeki evlerin restore edilerek devamlılığının sağlanması ve geleceğe aktarılması yerinde bir girişimdir. Fakat günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenen yapılara yapılan ekler ve bireysel müdahalelerle yapılan restorasyon çalışmaları bütüne hitap edememekte, yöresel mimari dokuyu zedelemektedir. Cephe nizamını bozan uygulamalar, köyün özgünlüğünü tehdit etmekte, niteliksiz yapılan eklentiler ise kırsal peyzaj bütünlüğünü bozmaktadır.

Bu tür tarihi ve doğal güzelliklere sahip geleneksel yerleşimler toplumsal bellekteki yerini sürdürme çabasındadır. Yaşanan soylulaşma sürecinde yapılan yanlış fiziksel müdahaleler bu mekânların sahip oldukları tarihi ve doğal niteliklere zarar vermektedir. Bu da kırsal mimari zenginliğimizi koruma noktasında önemli bir tehdit oluşturmaktadır.

* Bu makale birinci yazarın ikinci yazar danışmanlığında hazırladığı “Kırsal Miras Alanlarında Soylulaşma: Cumalıkızık Köyü” başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir.

KAYNAKLAR

Behar, David; İslam, Tolga, 2006, İstanbul’da Soylulaştırma, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul.

Bursa Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2013, Cumalıkızık (UNESCO Dünya Miras Listesine Aday Köy), Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara.

“Bursa Yıldırım Belediyesi İmar Müdürlüğü”, (https://www.yildirim.bel.tr/mudurluk-detay/Imar-ve-Sehircilik-Mudurlugu/9). [Erişim: 13.06.2022].

Creswell, John Ward, 2018, Nitel Araştırma Yöntemleri: Beş Yaklaşıma Göre Nitel Araştırma ve Araştırma Deseni, M. Bütün (çev.) ve S. B. Demir (çev.), Siyasal Kitabevi, Ankara.

“Cumalıkızık Köyü Kentsel ve Doğal Sit Alanları 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu Açıklama Raporu”, (http://alanbaskanligi.bursa.bel.tr/wp-content/uploads/2013/06/Bursa-Y%C3%B6netim-Plan%C4%B1.pdf). [Erişim:13.06.2022].

“Cumalıkızık Köyü Kentsel ve Doğal Sit Alanları 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu Araştırma Raporu”, (http://alanbaskanligi.bursa.bel.tr/wp-content/uploads/2013/06/Bursa-Y%C3%B6netim-Plan%C4%B1.pdf). [Erişim:13.06.2022].

Güleç, Melda Medine, 2011, “700 Yıllık Tarihi Geçmişe Sahip Bursa Cumalıkızık

Köyü Alan Araştırmasının Sosyolojik Analizi”, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, sayı:20, ss.35-49.

Köşklük Kaya, Nezihat, 2016, “Kırsal Mimarlık Mirasının Korunmasında Turizmin

Rolü: Cumalıkızık Köyü Örneği”, Ege Mimarlık, sayı:92, ss.28-31.

Perker, Zehra Sevgen, 2012, “Geleneksel Cumalıkızık Konutlarında Cephe Özellikleri

Ve Günümüzdeki Durum”, 6. Ulusal Çatı & Cephe Sempozyumu, Bursa.

Phillips, Martin; Fish, Rob; Agg, Jennifer, 2001, “Putting Together Ruralities: Towards a Symbolic Analysis of Rurality in The British Mass Media”, Science Direct, ss.1-27.

Phillips, Martin; Smith, Darren; Brooking, Hannah; Duer, Mara, 2020, “Idyllic Ruralities, Displacement and Changing Forms of Gentrification in Rural Hertfordshire, England”, Documents d’Anàlisi Geogràfica, ss.1-29.

Quintanal, Hernán Salas; González-Fuente, Iñigo, 2022, “Gentrificación rural en México. Fragmentar el espacio, desplazar la civitas, explotar lo cotidiano”, Revista Latinoamericana de Estudios Rurales, 7(13), Ene-Jun.

Yenigül, Sevinç Bahar, 2016, “Kırsal Soylulaştırma: Soylulaştırma Sürecinin Kırsaldaki Yansımaları”, Mimarlık, sayı:391, ss.61-65.

NOTLAR

[1] Behar, David; İslam, Tolga, 2006, İstanbul’da Soylulaştırma, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul.

[2] Quintanal, Hernán Salas; González-Fuente, Iñigo, 2022, “Gentrificación rural en México. Fragmentar el espacio, desplazar la civitas, explotar lo cotidiano”, Revista Latinoamericana de Estudios Rurales, sayı:7(13), Ene-Jun.

[3] Phillips, Martin; Smith, Darren; Brooking, Hannah; Duer, Mara, 2020, “Idyllic Ruralities, Displacement and Changing Forms of Gentrification in Rural Hertfordshire, England”, Documents d’Anàlisi Geogràfica, ss.1-29; Phillips, Martin; Fish, Rob; Agg, Jennifer, 2001, “Putting Together Ruralities: Towards a Symbolic Analysis of Rurality in the British Mass Media”, Science Direct, ss.1-27.

[4] Yenigül, Sevinç Bahar, 2016, “Kırsal Soylulaştırma: Soylulaştırma Sürecinin Kırsaldaki Yansımaları”, Mimarlık, sayı:391, ss.61-65.

[5] Creswell, John Ward, 2018, Nitel Araştırma Yöntemleri: Beş Yaklaşıma Göre Nitel Araştırma ve Araştırma Deseni, M. Bütün (çev.), S. B. Demir (çev.), Siyasal Kitabevi, Ankara.

[6] Köşklük Kaya, Nezihat, 2016, “Kırsal Mimarlık Mirasının Korunmasında Turizmin Rolü: Cumalıkızık Köyü Örneği”, Ege Mimarlık, sayı:92, ss.28-31.

[7] Güleç, Melda Medine, 2011, “700 Yıllık Tarihi Geçmişe Sahip Bursa Cumalıkızık Köyü Alan Araştırmasının Sosyolojik Analizi”, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler, sayı:20, ss.35-49.

[8] Bursa Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2013, Cumalıkızık (UNESCO Dünya Miras Listesine Aday Köy), Ankara: Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayınları.

[9] “Cumalıkızık Köyü Kentsel ve Doğal Sit Alanları 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu Araştırma Raporu”, (http://alanbaskanligi.bursa.bel.tr/ wp content/uploads/2013/06/Bursa-Y%C3%B6netim-Plan%C4%B1.pdf). [Erişim tarihi:13.06.2022].

[10] “Cumalıkızık Köyü Kentsel ve Doğal Sit Alanları 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planı Revizyonu Açıklama Raporu”, (http://alanbaskanligi.bursa.bel.tr/wp-content/uploads/2013/06/Bursa-Y%C3%B6netim-Plan%C4%B1.pdf). [Erişim tarihi:13.06.2022].

[11] Perker, Zehra Sevgen, 2012, “Geleneksel Cumalıkızık Konutlarında Cephe Özellikleri Ve Günümüzdeki Durum”, 6. Ulusal Çatı & Cephe Sempozyumu, Bursa.

[12] “Bursa Yıldırım Belediyesi İmar Müdürlüğü”, (https://www.yildirim.bel.tr/mudurluk detay/Imar-ve-Sehircilik-Mudurlugu/9). [Erişim: 13.06.2022].

[13] Bursa Yıldırım Belediyesi İmar Müdürlüğü.

Bu icerik 104 defa görüntülenmiştir.