GÜNCEL
Antakya Kentsel Sit Alanının Deprem Sonrası Kısa Güncesi: Koruma Amaçlı İmar Planlarına Bir Bakış
Emir Çekmecelioğlu,
Dr., Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Mimarlık Bölümü – TMMOB Mimarlar Odası Hatay Şubesi
2300 yıldır savaşlar, depremler ve ekonomik değişikliklere rağmen bir yerleşim yeri olmaya devam eden Antakya kentsel sit alanında Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerle birlikte büyük bir kırılma yaşandığını ifade eden Çekmecelioğlu, bu depremlerin ardından yaşanan planlama sürecini konu alıyor. Yazar, büyük kayıp yaşayan Antakya kentsel sit alanı için yapılan müdahaleleri ve etkilerini tartıştığı yazısında, koruma amaçlı imar planı revizyonlarını içeren planlama sürecinin sorunlarına değinirken yere özgü bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesinin önemini vurguluyor.
Antakya, günümüz yerleşim alanı olarak 2300 yıllık tarihi bir geçmişe sahip farklı dönemlere ait katmanları bütününde barındıran özel bir kenttir. Geçmişte kentin geçirdiği savaşlar, depremler, ticari ve ekonomik değişiklikler, Antakya’nın aynı yerde var olma halini değiştirmemiş; yerleşim sürekliliği devam etmiştir
[1]. Antakya kentsel sit alanının özel yapısı, 6 ve 20 Şubat 2023 tarihli depremler ve dönüştükleri felaket ile büyük bir kırılma yaşamış; depremlerin ardından gelen müdahale süreçleri ile birlikte önemli kayıplar yaşanmıştır. Bu yazıda, Antakya kentsel sit alanının depremler ve sonrasında başlayan müdahaleler ile geçirdiği süreçlere değinilerek; ardından güncel olarak önemli bir tartışma gündemi oluşturan koruma amaçlı imar planlarının durumu değerlendirilmektedir.
ŞUBAT DEPREMLERİ VE ARDINDAN GELEN MÜDAHALELERİN ETKİLERİ
Depremlerin ardından, Antakya kentsel sit alanının içerisindeki mevcut 9.729 yapının, 5285 tanesi yıkılmış veya yıkılma riski altında bulunmaktaydı (Yıkılmış Yapılar 1.651; Acil Yıktırılacak Yapılar 274; Ağır Hasarlı Yapılar 3.061; Orta Hasarlı Yapılar 299). Sayılar, sit alanı içerisindeki yapıların % 54,3’ünün depremden ciddi şekilde etkilendiğini ortaya koymaktadır. Antakya kentsel sit alanı içerisinde depremlerin öncesinde toplam 579 adet tescilli eski eser yer almaktaydı. Depremlerin ardından bu yapıların, % 75,5’inin ciddi şekilde hasar aldığı ortaya çıkmıştır
[2]. Tarihi doku içerisinde tescilli yapılar dışında tescile aday veya çevre uyumlu geleneksel yapıların sayısı da azımsanmayacak kadar fazlaydı
[3]. Yaşanan yıkım ile birlikte Antakya’nın özgün yapısını yansıtan simgesel anıtsal yapılar, dini yapılar, ticari mekânlar ve sivil mimarlık örneklerinin büyük bir kısmı zarar görmüştür.
Yıkımın şiddetini geri döndürülemeyecek bir boyutta artıran durumlardan biri enkaz kaldırma süreçleri ile birlikte sit alanı içerisinde yürütülen aceleci, özensiz ve kontrolsüz müdahaleler olmuştur. Tescilli kültür varlıkları başta olmak üzere, geleneksel veya dönem yapılarının farklı taşıyıcı sistem ve inşa tekniklerine sahip olmalarına rağmen yeni yapılar ile benzer şekilde ağır hasarlı / orta hasarlı / az hasarlı gibi bir sınıflandırma ile hasar tespit çalışmalarına konu olmaları, başlı başına bu yaklaşımın sorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Sıkıntılı başlayan süreç benzer şekilde sürmüş; konu hakkında akademik meslek kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve çeşitli platformların defalarca ses yükseltmesi ve uyarılarına rağmen süreç olumsuz şekilde devam etmiştir
[4]. Tüm bu süreçler ile birlikte, Antakya kentsel sit alanı içerisindeki kentsel doku, yapılar ve hatta yapısal izler dahi büyük oranda kaybolmuştur. Günümüzde ne yazık ki enkazın kaldırıldığı alanlarda büyük boşluklar göze çarpmaktadır. Alanın deprem öncesi ve enkaz kaldırma süreçleri sonrasına ait hava fotoğrafları süreci trajik şekilde ortaya koymaktadır (
Resim 1).
PLAN SÜRECİNE DOĞRU
Alanda devam eden fiili müdahaleler ile ilişkili ve birlikte ilerleyen karar süreçleri de bulunmaktadır. İlk olarak, kentsel sit alanını kapsayan bir şekilde, 05.04.2023 tarihli 32154 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7033 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Hatay İli Antakya İlçesindeki 307 hektarlık alan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. Maddesi gereğince “Riskli Alan” ilan edilmiştir
[5]. Bu ilanla birlikte, alanda Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olan yetkilerin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile paylaşıldığı bir durum oluşmuştur. İlanın ardından meslek kuruluşları, durumun yaratacağı olumsuzluklar ile ilgili açıklamalar gerçekleştirilmiştir
[6].
Riskli alan ilanının enkaz kaldırma süreçleri ile birlikte de değerlendirilmesi gerekir. Nitekim alan içerisindeki müdahale hızı, ilan ile birlikte büyük ölçüde artmıştır. İlanın ardından oluşan durum ile birlikte planlama çalışmaları 2023 Temmuz ayı sonlarında başlamıştır. Yaklaşık 10 ay süren planlama süreçleri içerisinde bütün paydaşların aktif katılımını sağlayacak bir çalışma organizasyonu ne yazık ki sağlanamamıştır
[7].
Planlama süreçleri ilerlerken, bir yandan kentsel sit alanı içerisinde inşaat faaliyetleri devam etmiştir. Süreç içerisinde özellikle yeni yapı tasarımlarının hangi ölçütler doğrultusunda geliştirildiği büyük bir soru işareti oluşturmuştur. Özellikle bu uygulamalardan bazılarının çevredeki özgün dokudan tamamen farklılaşan bir yaklaşım içerisinde olması, farklı boyutsal nitelikler ve malzeme özellikleri içermesi; planlama ile ilgili toplantılarda sunulan prensip kararlardan farklı olduğunun görülmesi gibi durumlar, planlama sürecine olan güveni iyice zedelemiştir. Bu duruma örnek olarak geleneksel çarşı bölgesi içerisinde Kurşunlu Han’ın güneybatısında yer alan uygulama örnek verilebilir (
Resim 2). Söz konusu yapının, farklı parsellere birden oturan bir yerleşime sahip olması ve geleneksel çarşı dokusunu tamamen göz ardı eden tasarım yaklaşımı içermesi ciddi bir sorundur.
“KORUMA” AMAÇLI İMAR PLANLARI; İTİRAZLAR VE GEREKÇELER
2024 yılı Haziran ayına gelindiğinde, 1 / 5.000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonu ve 1 / 1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu teklifleri onaylanarak; paftaları ve plan açıklama raporları 11.06.2024 tarihinden itibaren 15 gün süreyle askıya çıkarılmıştır. Askı süresinin, bayram tatiline denk gelmesinden dolayı fiilen 6 güne düşmesi büyük tepkiye sebep olmuş, ardından süre uzatılarak 15 güne tamamlanmıştır
[8].
Askıya çıkan planların incelenmesi ile birlikte çok sayıda eleştiri ve itiraz ortaya çıkmıştır. TMMOB Mimarlar Odası Hatay Şubesi 22 sayfa gibi uzun bir gerekçeli itiraz metni ile itirazını gerçekleştirmiştir. İtirazlar, plan sürecindeki usul sorunları, önerilen işlevsel dönüşümlerin yaratacağı sorunlar, tanımlanan kentsel dönüşüm alanları, tutarsız mekânsal kararlar, özel proje alanları, ulaşım sistemleri, uygulama stratejisi şeklinde başlıklarla detaylandırılarak sunulmuştur. Bunlar ile birlikte, herkesin erişimine açık bir planlama ofisi ile tüm paydaşların katılımının sağlanarak yeni bir planlama sürecinin olgunlaştırılması talep edilmiştir
[9].
TMMOB Şehir Plancıları Odası, plan kararlarının bütüncül bir çerçeveye sahip olmadığı, özellikle mülkiyet ile alakalı belirsizliklerin çözümlenmediği, usul sorunları ve planların içerdiği teknik problemlere dikkat çekerek itirazını duyurmuştur
[10].
ICOMOS Türkiye Milli Komitesi de bir bildiri yayınlayarak usul sorunları, yetki karmaşası, plan kararlarının kent bütünü ile ilişkilerindeki eksikliklere dikkat çekerek; tüm paydaşların bir arada olduğu şeffaf, katılımcı, demokratik ve uzlaşmaya dayalı bir süreç kurgulanmasının gerekliliğini vurgulamıştır. Bu süreçte yönetim planının önemine özellikle dikkat çekmiştir
[11].
Plan kararlarına dair itirazlar farklı meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri açısından arttırılarak örneklenebilir. Bu noktada itirazların, odaklandığı temel noktalardan bazılarını özetleyerek aktarmak doğru olacaktır.
Planlamanın Gideremediği Belirsizlik; Yönetim Planı Gerekliliği
Antakya kentsel sit alanı yaşanan büyük afet sonrası özgün yapısından oldukça uzak; yapı stokunu büyük oranda yitirmiş, kısıtlı bazı alanlarda hayatın sürdüğü bunun dışında büyük boşlukların hâkim olduğu bir durumdadır. Alanın hayatta kalan eski sakinleri geçici barınma alanlarında, şehrin farklı bölgelerinde veya şehir dışında hayatlarını sürdürmektedir. Böylesine büyük bir kırılma yaşayan bir alanın planlanması sürecinde yaklaşımın, mevcut yaşam döngüsünü sürdüren alanlarda gerçekleştirilen plan çalışmalarından farklı olması gerekmektedir. Planlama faaliyetinin önceliği, alanda yeniden yaşamın yeşerebilmesi için alan sakinlerinin ve toplumun yararını esas alan, güvenli ve özgün yaşam kültürüne uyumlu bir çevrenin yeniden oluşturulması olmalıdır. Dolayısıyla planlama faaliyetinin, tüm boyutlarına dair içerdiği kararların, gerekçelerini bilimsel ölçütler ile sistematik şekilde ortaya koyması ve bunların uygulanması sürecinde nasıl bir yol izleneceğini plan kararlarına eşlik eden bir yönetim planı ile açıkça belirtmesi gerekmektedir. Hâlihazırda geliştirilen Koruma Amaçlı İmar Planlarında ön görülen müdahalelerin uygulama süreçlerinin ne şekilde ilerleyeceği ve alanın sakinlerinin geri dönebilmesi açısından nasıl bir süreç yönetimi geliştirileceği belirsizdir. Özellikle önerilen revizyon plan kararları içerisinde karışık ve çok faktörlü kararlar bulunmaktadır, fakat bunların uygulama stratejileri sunulmamaktadır. Alan sakinlerinin, geleceklerine dair kararlar geliştirebilmesi açısından yeniden aynı alanda bir yaşam kurabilme sürecinde kendilerini ne beklediğini açıkça bilmesi önemlidir. Belirsizliklerin artması ne yazık ki insanların geri dönüşe dair umutlarını da yitirmesine sebep olmaktadır.
Mekânsal Kararlar - İşlevsel Dağılım
Plan revizyonlarında önerilen mekânsal düzenlemeler oldukça kapsamlı olarak ele alınabilir. Yazının sınırları dolayısıyla özellikle büyük değişimleri tetikleyen işlevsel dağılım ile alakalı kararlara odaklanılmaktadır. Meri imar planı ve revizyon imar planına dair işlevsel dağılım haritaları
Resim 3’te sunulmaktadır.
• Revizyon planlama kararlarında ön görülen mekân kullanımları içerisinde, Kurtuluş Caddesi’nin batısında; Kemalpaşa Caddesi’nin güneyinde yer alan ve Asi Nehri’ne kadar yayılan alan için ağırlıklı olarak ticaret+turizm+konut (TİCTK) tanımı yapılmaktadır. Karşılaştırmalı bir harita olarak sunulan
[12] meri plan ve revizyon plan değişikliği görünümlerinde, Kurtuluş Caddesi’nin batısındaki konut alanlarının kalkması ön görülmektedir (
Resim 4). Konut işlevinin ortadan kalkması, alanın yaşamdan soyutlanmasına ve özgün karakterinin kaybolmasına doğru giden bir sonuç doğuracaktır. Özellikle alan içerisinde konut işlevine dair kullanımın desteklenmesine dair özel plan hükümlerinin geliştirilmesi önemlidir.
• Kentsel sit alanının kuzey bölümünde Haraparası Mahallesi sınırları içerisinde yer alan ve deprem öncesi süreçte ticaret alanı işlevine sahip bölge, revizyon plan kararlarında ticaret+konut alanı olarak önerilmektedir
[13] (
Resim 5). Uzun zamandır ticari faaliyetlerin yürütüldüğü ve kent merkezi için bir ulaşım transfer merkezi işlevi de gören bu alanın, konut alanına dönüştürülme gerekçesi plan açıklama raporlarında yer almamaktadır. Söz konusu alan, kent merkezinden antik kentin merkezini oluşturan Küçükdalyan Mahallesi’ne geçiş güzergâhında yer almaktadır. Alanın içerisinde yer alan Müze Otel yapısı da bölgenin arkeolojik değerini ortaya koyan bir örnektir. Bu alanlarda geliştirilecek planlama faaliyeti, alan ile ilgili arkeolojik araştırma süreçleriyle birlikte geliştirilmelidir. Alanın konut bölgesi olarak işlevinin değişmesi kararı, gelişecek yoğun yapılı çevre ile birlikte kültürel miras öğelerinin zarar görmesi ile sonuçlanabilir. Bu durumla beraber, net olarak ifade edilmemekle birlikte merkezde bulunan konut alanlarının bu alana yani çepere doğru taşınmasının ön görüldüğü anlaşılmaktadır. Alanda yapı yoğunluğunun arttırılmaması ve kent merkezi ile arkeolojik alanlar açısından bir bütünlük içerisinde değerlendirilerek plan kararlarının geliştirilmesi önemlidir.
• Öngörülen revizyon kararlar içerisinde, Asi Nehri kıyısına yakın parsellerin yeşil alana dönüştürülmesi ve planlama alanının güney bölümünde özellikle İnönü Caddesi civarında yer alan yüksek katlı apartman bloklarının kat yüksekliğini azaltılması bulunmaktadır. Yönetim planının gerekliliği ile ilgili olarak vurgulandığı şekilde bu kararın nasıl uygulanabileceği, hâlihazırda yaşamın sürdüğü bu alandaki hak sahiplerini ne beklediği, mülkiyet haklarının nasıl korunacağı gibi konular plan ve eklerinden anlaşılamamaktadır. Konut alanlarına dair dağılımları sunan grafikler yoğunlukları ifade etmemektedir, fakat toplam konut alanının plan bütünü içerisinde korunmuş olduğu, alan bilgisi üzerinden anlaşılmaktadır (
Resim 4). Yukarıdaki maddede de özetlendiği gibi bu verilerden hareketle, güney kısımda bulunan yerleşimlerin kuzey bölümüne doğru taşınmasının ön görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu karar, özellikle demografik yapı ve özgün sosyo-kültürel ilişkiler bakımından sıkıntılı sonuçlara gebedir. Konut kullanımının revize edilmesi durumunda hak sahiplerinin mümkün olabilecek en yakın çevre içerisinde yeniden ev sahibi yapılabilmesi temel hedef olmalıdır. Bu süreçlerin nasıl işletileceğine dair kapsamlı bir yönetim planı sunulması önemlidir.
• Plan revizyon kararları içerisinde üç adet özel proje alanı belirlenmiştir. Bu alanlar içerisinde özellikle ön görülen müdahale kararları açısından Özel Proje Alanı-2’ye (ÖPA-2) değinilmektedir. Söz konusu alan, eski otogar alanı ile çevresindeki küçük sanayi, atölyeler ve ticaret alanlarını kapsamaktadır (
Resim 6). Bu bölge, kentin geleneksel ticaret merkezi olan çarşı bölgesinin devamında konumlanmakta ve çarşı bölgesini besleyen / destekleyen bir ticari alan niteliğindedir
[14]. Revizyon kararlar içerisinde alanın Konaklama Tercihli Ticaret Alanı olarak işlevlendirilmesi önerilmektedir. Bölgenin çarşı bölgesi ile kurduğu üretim ilişkileri, çarşı içerisinde yerel ürünlerin bulunabilmesini sağlamakta ve geleneksel ticaretin sürebilmesine imkân vermektedir. Özellikle bu alan başta olmak üzere, çarşı bölgesi ile ilişkili olan alanların mekânsal ilişkilerin yanında üretim ağlarını da içerecek bir kapsamda bütüncül olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Alan içerisinde çarşı bölgesi ile doğrudan ilişkili kısımlarda özel kararlar geliştirilerek geleneksel çarşı işleyişini sürebilmesi için önlemler alınmalıdır. Aksi durumda, çarşı bölgesinin özgün karakterini zamanla tamamen yitirmesi ve turistik bir çarşı halini alması kaçınılmaz olacaktır.
NASIL OLMALI / YDI?
Yazının kısıtları içerisinde Antakya Kentsel Sit Alanı’nın geçirdiği deprem süreçlerinden itibaren yaşadığı ve güncel olarak koruma amaçlı imar planı revizyonları üzerinden ilerleyen durum özetlenmiştir. Özellikle revize plan kararları açısından değerlendirme ve tartışmalar farklı kapsamlarda oldukça detaylandırılabilir. Plan içerisinde olumsuz değerlendirmelerin yanında olumlu öneriler de tabii ki bulunmaktadır. Güncel durumda, önerilen plan kararlarının revizyonlar ile yeniden yayınlanması beklenmektedir. Bu süreçte en önemli hedef; yaşam alanlarından uzaklaşmış insanların alana geri dönüşlerini sağlayacak ve burada uzun süreler var olabilmelerini garanti altına alabilecek çözümlerin geliştirilmesi olmalıdır. Büyük bir afet geçirmiş, tarifi mümkün olmayan acılar yaşamış insanların olduğu Antakya’nın, bilinen / alışılan süreçlerden farklı özel bir yaklaşım üzerine olgunlaştırılan bir süreç ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sürecin bir planlama etkinliğinden öte bir iyileşme süreci olarak kavramsallaştırılması daha doğru olacaktır. Böyle bir sürecin inşasında, tüm paydaşların karşılıklı uzlaşmasına dayalı bir düzen kurgulanması doğruya bulmada en önemli ilk adım olacaktır.
NOTLAR
[1] Demir, Ataman, 1996, Çağlar İçinde Antakya, Akbank Yayınları, İstanbul.
[2] “Hatay (Antakya) Tarihi Kent Merkezi 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı Plan Açıklama Raporu”, (https://bulutsehir.csb.gov.tr/share/preview/KQ4pMshZpggxCpHvpxTbzxAFJJau36pgwSCbgNqTAENHexhkfh). [Erişim: 22.10.2024]
[3] Hatay Planlama Merkezi, 2024, Hatay İli Birinci Yıl İzleme Raporu, (https://drive.google.com/file/d/1ddD-KfLqaTmSjZrokHou7Nf_l_xUKKU-/view). [Erişim: 22.10.2024]
[4] TMMOB Mimarlar Odası, 2023, Ağustos, “Antakya Tarihi Kent Merkezi; Tarihimizi, Kültürümüzü, Kentimizi Özgün Durumuyla Korumak Zorundayız", (http://www.mimarlarodasi.org.tr/index.cfm?sayfa=belge&sub=detail&bid=44&mid=44&tip=0&Recid=15662), [Erişim: 22.10.2024]; “Açık Mektup: Antakya Tarihi Kent Dokusunun Deprem Sonrası Korunması – Canlandırılması Konusunda Yetki Ve Görev Üstlenen Tüm Taraflara”, 2023, (https://www.cekulvakfi.org.tr/haber/acik-mektup-antakya-tarihi-kent-dokusunun-deprem-sonrasi-korunmasi-canlandirilmasi-konusunda), [Erişim: 22.10.2024].
[5] “7033 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı”, (05.04.2023), 32154 sayılı 5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete, (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/04/20230405-14.pdf). [Erişim: 22.10.2024]
[6] TMMOB Mimarlar Odası, 2023, “Basın Açıklaması: Antakya'da Koruma Süreçlerini Devre Dışı Bırakmak Açık Bir Kültürel Katliamdır!” (http://www.mimarlarodasi.org.tr/index.cfm?sayfa=belge&sub=detail&bid=44&mid=44&tip=0&Recid=15635). [Erişim: 22.10.2024]; TMMOB Mimarlar Odası, 2023, “Antakya'da Koruma Süreçlerini Devre Dışı Bırakan Riskli Alan Kararı İptal Edilmelidir”, (http://www.mimarlarodasi.org.tr/index.cfm?sayfa=belge&sub=detail&bid=44&mid=44&tip=0&Recid=15645). [Erişim: 22.10.2024]
[7] TMMOB Mimarlar Odası Hatay Şubesi, 2024, “Koruma Amaçlı Revizyon İmar Planı İtiraz Gerekçeleri”, (https://www.facebook.com/share/p/A3KajaM2b7npxvd2/). [Erişim: 22.10.2024]
[8] “Hatay İli, Antakya İlçesi, Tarihi Kent Merkezine İlişkin İmar Planı Revizyonu İlan Süresi Uzatıldı”, (https://hatay.csb.gov.tr/hatay-ili-antakya-ilcesi-tarihi-kent-merkezine-iliskin-imar-plani-revizyonu-ilan-suresi-uzatildi-duyuru-451050), [Erişim: 22.10.2024]; “İtirazlar sonuç verdi”, (2024), Antakya Gazetesi, (https://antakyagazetesi.com/itirazlar-sonuc-verdi/). [Erişim: 22.10.2024]
[9] TMMOB Mimarlar Odası Hatay Şubesi, 2024.
[10] TMMOB Şehir Plancıları Odası, 2024, “Antakya’daki Çalışmalar Şehircilik İlkeleri Işığında Yürütülmelidir”, (https://www.spo.org.tr/detay.php?sube=0&tip=3&kod=12944). [Erişim: 22.10.2024]
[11] ICOMOS Türkiye, 2024, “Antakya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planları Hakkında Icomos Türkiye Milli Komitesi Görüşü”, (https://www.icomos.org.tr/Dosyalar/ICOMOSTR_tr0608795001722457653.pdf). [Erişim: 22.10.2024].
[12] Hatay (Antakya) Tarihi Kent Merkezi 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı Plan Açıklama Raporu, s.328.
[13] A.g.e.
[14] Çekmecelioğlu, Emir, 2016, “Antakya Kentindeki Geleneksel Ticaret Mekânlarının Değişimi”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
URL-1: “KAIP Plan Açıklama Raporu”, (https://bulutsehir.csb.gov.tr/share/preview/KQ4pMshZpggxCpHvpxTbzxAFJJau36pgwSCbgNqTAENHexhkfh). [Erişim: 22.10.2024])
Bu icerik 144 defa görüntülenmiştir.