360
TEMMUZ-AĞUSTOS 2011
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Siena ve Palio
    Feride Pınar Arabacıoğlu, Arş. Gör. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
    Burçin Cem Arabacıoğlu, Doç. Dr., MSGSÜ İç Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
YAYINLAR

TENİN GÖZLERİ / Mimarlık ve Duyular
TEKİL NESNELER / Mimarlık ve Felsefe

Juhani Pallasmaa, Mart 2011, (çev.) Aziz Ufuk Kılıç, YEM Yayın, İstanbul, 90 sayfa. Jean Baudrillard, Jean Nouvel, Mart 2011, (çev.) Aziz Ufuk Kılıç, YEM Yayın, İstanbul, 102 sayfa.

Juhani Pallasmaa’nın bir mimarlık kuramı klasiğine dönüşen Tenin Gözleri ve Jean Baudrillard ile Jean Nouvel’in, kendi yapıt ve araştırmalarına kaynaklık eden “tekillik” motifi dolayımında gerçekleştirdikleri ufuk açıcı bir söyleşiden oluşan Tekil Nesneler adlı kitapları, Türkçeleştirilerek literatüre kazandırıldı. 1996’da yayımlanan Tenin Gözleri, kısa sürede bir mimarlık kuramı klasiğine dönüşerek dünyanın pek çok yerinde mimarlık okullarında ders kitabı olarak okutulmaya başlandı. Temelde iki uzun makaleden oluşan kitabın ilk makalesinde, Batı kültüründeki görsel paradigmanın tarihte Greklerden bu yana nasıl geliştiği, dünya deneyimi ve mimarlığın doğası üzerinde ne gibi etkileri olduğu ele alınıyor. İkinci makalede ise, sahici mimarlık deneyiminde diğer duyuların rolü incelenerek, aidiyet ve bütünleşme duygusunu olanaklı kılan çokduyulu bir mimarlığın yolu gösteriliyor. Yazar, kitabını 2005’te gözden geçirip savlarını pekiştirdi, Türkçeye çevrilen bu geliştirilmiş basım, mimarlara ve öğrencilere bütüncül bir mimarlık arayışında esin kaynağı olmayı ve genel okurun dünyayı algılama biçimini zenginleştirmeyi bugün de sürdürüyor.

Dizinin ikinci kitabı Tekil Nesneler’de ise yazarlar, kültürün medyatikleşmesi ve küreselleşmesi, değerlerin değersizleşmesi ve yalnızca kanılardan oluşan bir düşüncenin genelleşmesi karşısında tekil nesneler hâlâ nerede bulunabilir, nasıl tanımlanabilir, yaratılabilir, korunabilir, tanınabilirler, gibi soruların cevaplarını arıyor. Bu temalar çerçevesinde gerçekleşen söyleşide, çağımızı ilgilendiren başka temel, yakıcı sorunlara da değiniliyor. Ütopyacı ruhu hortlatarak geleceğin şehri hayal ediliyor. Özgür olmanın zorluğu üzerinde durularak, saydamlık ideali ya da ideolojisinin, siyasetten mimarlığa, hemen her alana nasıl yavaş yavaş nüfuz ettiği soruşturuluyor.

Bu icerik 3234 defa görüntülenmiştir.