328
MART-NİSAN 2006
 

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

TÜRKÇE ÖZET

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR

MİMARLIK’tan 328



KÜNYE
DOSYA: Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’nın Ardından

AB-GATS SÜRECİNDE MESLEK UYGULAMASI:AB Sürecinde Ülkemiz Mimarlarının Stratejisi / Politikalar Gündemi…

Kubilay Önal

Mimar

Avrupa, “Birlik” Sürecini, Avrupalı Mimarlar da Bu Süreçte “Mimarlığı” Tartışmayı Sürdürüyor…

Birlik Süreci, son Anayasa tartışmalarıyla açılan yaraları henüz kapatamadı. Özellikle Fransa’da verilen “hayır” oylarının nedeni, uygulanan liberalizasyon sonucu gerileyen sosyal politikalardı. Liberalizasyona bağlı olarak da, ana stratejisini “serbest dolaşım önündeki engellerin kaldırılması”na bağlayan ve bunu ilke olarak “en az kuralla”, yani “kuralsızlaştırma” ile sağlamayı öneren “birlik” düşüncesinin, yaygın olarak yeniden sorgulandığı bir döneme girdik. Bu sorgulama örneklerinden biri de bir süre önce sunulan Avrupa Mimarlar Konseyi”nin (ACE) “Strateji / Politikalar Gündemi” belgesi.

Serbest dolaşımın önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik olarak 2000’de belirlenen Lizbon Stratejisi bağlamında biçimlenen “İç Pazar Direktifi”ne yönelik eleştirilerin, Birlik sürecini bir yol ayrımına getirdiği bilinmekteydi. Bu direktifle önerilen “Menşe Ülke” uygulaması, birçok eleştiriye rağmen 2005 yılında Avrupa Konseyi’nce kabul edilen “Mesleki Yeterliklerle ilgili Direktif” ile de çelişiyordu. Birlik koşullarını fırsat bilerek “mimarlık meslek standartlarının yükseltilmesi” çabasında olan ACE’nin, bu gelişmelerle birlikte eleştirilerini sistematik bir bütünlüğe kavuşturmak ve öneriler geliştirmek için bir “Strateji ve Politika Belgesi” oluşturması gündeme geldi. Kasım 2005’te onaylanan bu belge, süreci değerlendiriyor ve ACE Çalışma Programı’nın önceliklerini saptıyor. Aslında bu belge de, bir anlamda mimarlık mesleğinin dönüşüm süreci değerlendiriliyor ve mesleğin kendi olanakları tartışılıyor. Mesleğe ilişkin çelişkili ifadelere karşın, bu metnin, mimarlığın reformasyonuna yönelik ciddi bir çaba olduğunu da görmekteyiz.

Bu belgenin bazı ifadelerine biraz göz atalım:

“… Komisyon tarafından önerilen politikalar, kör ve bürokratik bir mantığa ve ayırım gözetmeksizin uygulanan evrensel liberal ekonomik bir felsefeye dayalı olduğu sürece, bu hedefe erişmek mümkün olmayacaktır.”

“… ACE’nin, şu ana kadar sürdürdüğü ve daha çok teknik nitelikte olan -ve bu çerçevede dahi yetersiz kalan- tartışmadan uzaklaşıp, bu tartışmaya gerçek anlamda siyasi bir boyut kazandırması ve böylelikle kendisinin de aşılması gereken bu gerçek zorlu sorun karşısında daha politize olması gerekmektedir.”

“Avrupa üzerinde güçlü bir liberalizm rüzgarı esiyor. Bu rüzgarın her zaman siyasi önderlerin ve/veya ilgili ülkelerdeki halk çoğunluğunun rüzgarı olduğunu sanmak yanlış olur.”

“… Politika yapıcıları tarafından sektör olarak tüm diğer hizmet sektörleriyle birmiş gibi algılanan mimarlık mesleğinin gerçek özellikleri hâlâ yeterli düzeyde fark edilmemektedir. Buna koşut ve yanlış olarak, mimarlık çok kez inşaat sektörünün bir parçası olarak görülmektedir. Durum böyle olunca da, mimarlar tarafından sunulan hizmet her zaman olmasa da, çoğunlukla, sadece ekonomik ve su katılmamış rekabet ölçütlerine göre ele alınmakta ve mimarlık hizmetlerinin yapılı çevre ve halkın esenliği üzerindeki gerçek etkisi, politikaları tanımlayanlar tarafından yeterince önemsenmemektedir.”

“Avrupa’da tüketicinin korunmasına giderek daha fazla ağırlık veriliyor ve bu da doğru bir yaklaşımdır. Ancak bu yaklaşım, yaşam çevresi söz konusu olduğunda, mimarlar ve diğer tasarımcı meslekler tarafından yaratılan mekânların son kullanıcılarının çok kez bu hizmetin başlangıcındaki işveren olmadığı gerçeğini atlamaktadır. Dolayısıyla, tam burada ACE açısından bir fırsat penceresi açılmakta ve aynı zamanda da mimarlığın, şu anda AB politikalarında geçerli olan saf tüketicilik kavramının çok ötesine geçen, toplumsal çıkarla bağdaşık niteliğinin çok daha iyi anlatılması gerekli olmaktadır.”

Bu metnin (Politikalar Gündemi) dili, görüldüğü gibi daha önce pek alışık olmadığımız biçimde bir politik eleştirel tavrı ortaya koymaktadır. Zaman zaman sorgulamanın ötesine geçerek, mesleki bağlamda belli “saptamaların” bulunduğu bu metnin aslında Mimarlar Odası’nda sürdürülen bazı çalışmalarla örtüştüğünü de görüyoruz.

III. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’nda Yapılan Değerlendirmeler…

Mimarlar Odası kurumsal deneyiminin önemli aşamalarından olan Mimarlık ve Eğitim Kurultayları, ACE çalışmalarıyla örtüşen bu çalışmalardan biri. Gerek Kurultay öncesi AB-GATS’la ilgili atölye çalışmaların, gerek Kurultay’ın, bilgilenme açısından oldukça verimli toplantılar olduğunu belirtmeliyim. Ancak tartışma, değerlendirme bağlamında, yalnızca bazı başlangıçların yapılmaya çalışıldığını söyleyebilirim. Kanımca, bir Kurultay formatında bu konunun değerlendirilmesine pek girilemedi; daha çok yapılması gereken çalışmalar üzerinde duruldu. Bu durumun Kurultay Sonuç Raporu’ndaki yansımasını şu ifadelerde görüyoruz:

“Artık bunların bir adım ötesine giderek, bütüncül bir eylem planının acilen oluşturulması hedeflenmektedir.”

“- Mesleğe ilişkin konu başlıkları belirlenip, tema odaklı çalışma grupları kurularak üretime yönelik çalışma yapılması amaçlanmalıdır.”

“- AB ve GATS kapsamındaki durumumuz irdelenerek verilen taahhütler ile birlikte değerlendirilmeli; ülkemizdeki mimarlık hizmet alanını sıkıntıya sokacak çakışmaların hem uluslararası meslek kuruluşları platformuna getirilerek hem de hükümet düzeyinde girişim arayışı içinde çözülmesi sağlanmalıdır.”

“- AB süreçleri kapsamında Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ve DTÖ düzenlemeleri kapsamında ise Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) belgelerinden yararlanmak önem kazanmaktadır.”

“- Mimarlık hizmetlerinin dünya pazarlarında serbest dolaşımı ile ilgili olarak, ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan düzenlemelerin yürürlüğe girdiği günün ertesi ile ilgili senaryolar geliştirilmelidir… ülkemizdeki mimarların, diğer ülke mimarlarına ile eşit koşullarda bulunabilmesinin olanakları sağlanmalıdır.”

Bu ifadelere ilişkin açılımın oluşturulması için, ACE’nin tartışmaya başladığı “birlik sürecini” ve bu süreçte “mimarlığı” gerçekten tartışabiliyor olmamız gerekiyor. Bu tartışmayla birlikte, ACE örneğinde olduğu gibi, süre baskısına karşın (kısa süreli bir çalışmayla) olabildiğince ortak bir “Mimarlar Odası Strateji Belgesi”ni ortaya koyabileceğimizi düşünüyorum.

Ülkemiz Mimarlarının Stratejisi / Politikalar Gündemi…

Böyle bir gündemin belirlenmesine ilişkin dikkate almamız gereken başlıca konular kanımca şunlardır:

1. Avrupa Birliği içindeki tartışmalarla birlikte kendini 2010 yılına hazırlıyor. Ancak bu hedefin, bu süredeki dünya konjonktürüne bağlı olarak değişen dinamik bir sürecin içinde değişebileceğini de görmek gerekir. Ülkemizin üyeliği de bu çerçevede değerlendirilmektedir ve bizim açımızdan da öyle değerlendirilmelidir. Bu bağlamda üyelik sürecimizin “açık bir biçimde tanımlanmış” olmadığını görmemiz gerekir. Bu bağlamda gelişmelere bağlı olarak değişebilen esnek bir strateji belirlememiz gerekir.

2. Kuşkusuz, mevcut olumsuz kentleşme, yapı ve mimarlık pratiğimiz içinde birikmiş sorunlarımız nedeniyle bazı yapısal düzenlemeler gerekmektedir. AB süreci çerçevesinde bu sorunlarımıza çözüm aramamız da doğaldır. Ancak, ACE tarafından da eleştirilen sıradan bir “hizmet” kategorisine indirgenmiş bir mimarlık hizmetinin kabul edilemez olduğunu açıkça bizim de ifade etmemiz ve bu “dönüşümü” sorgulayıcı bir tarzla değerlendirmemiz gerekir. Bu bağlamda meslek pratiğinin dönüşümüne ilişkin ciddi araştırma ve model oluşturma çalışmalarına ağırlık vermeliyiz.

3. Önümüzdeki süreçte (en azından 2015 yılına kadar) AB ve GATS bağlamında gündeme gelecek bütün gelişme ve düzenleme önerilerini sürekli ve hızlı değerlendirecek bir örgütlenme yapısına ihtiyacımız var: Hızlı değerlendirme yapan inisiyatif sahibi değerlendirme grubu, danışmanlar ve görüşmeciler; dokümantasyon, çeviri ve sekreterlik hizmetlerini kapsayan büro; süreci değerlendirmeyi yaygınlaştıran, mimarlara ve kitlelere ulaştıran ve sistemin geri beslemesini sağlayan uzmanlar; konuyla ilgili Değerlendirme/Danışma Kurulları…

Sonsöz Yerine…

Kuşkusuz bu kısa metin içinde bazı temel noktalara değinebildim. Dileğim, önümüzdeki dönemin esasını oluşturan bu konuda, sonuç itibariyle politik çıkarımlar açısından hemen hemen benzer sonuçlara vardığımız ACE’nin yöntemlerinden yararlanmamız ve kendi dilimizle yazacağımız “Ülkemiz Mimarlarının Stratejisi / Politikalar Gündemi” belgesine kısa sürede ulaşmamız.

kurultay sonuç bildirisinden

AB ve GATS sürecinde meslek uygulaması

Uluslararası süreçlerin ülkemizdeki mimarlık uygulaması üzerindeki etkisi konusunda, özellikle AB’ye uyum süreci ve Dünya Ticaret Örgütü bağlamındaki Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) ve benzeri düzenlemelerin, baskın iki etki alanı olarak ön plana çıktığı görülmektedir. Bu iki süreç, özellikle Türkiye gibi bir yandan uyum sürecinde ilerlerken, diğer yanda da GATS gibi uluslararası anlaşmalarda müzakereleri sürdüren bir ülke için, hem kendi iç dinamiklerine sahip olan hem de birbirleriyle ilişki içinde ele alınması gereken konular haline gelmiştir. Uygulamada yaratacakları çakışmaların dikkatli bir şekilde değerlendirilmemesi durumunda ise, ülkemizin mesleki hizmetler ve hizmet ticareti konusunda kendi pazarını koruma altına alması ve geliştirmesi oldukça güçleşecektir.

Şu ana kadar, hem Mimarlar Odası hem de konuyla ilgili diğer çalışma grupları tarafından yapılan çalışmalar azımsanamayacak kadar ciddi bir enerji ve çaba sarf edilerek, durum tespiti yapılmasına odaklanmış ve bu büyük ölçüde başarılmıştır. Bunun ötesinde, sürmekte olan yasal düzenlemelere ilişkin hem kamu kurumları hem de AB Genel Sekreterliği ile yakın görüş alışverişi sürmektedir. Mimarlar Odası’nın uluslararası belgeler konusunda yaptığı araştırma ve çalışmalar, hem Oda’nın sıkça güncellenen web sayfası www.mo.org.tr, hem de iki ayda bir yayımlanan BELGELER bülteni aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılmaktadır.

Artık bunların bir adım ötesine giderek, bütüncül bir eylem planının acilen oluşturulması hedeflenmektedir. Bu eylem planı çerçevesinde:

- Mesleğe ilişkin konu başlıkları belirlenip, tema odaklı çalışma grupları kurularak üretime yönelik çalışma yapılması amaçlanmalıdır. Kurultay’da elde edilen kazanımlarla, ana çalışma başlıkları belirlenmiştir.

- AB ve GATS kapsamındaki durumumuz irdelenerek verilen taahhütler ile birlikte değerlendirilmeli; ülkemizdeki mimarlık hizmet alanını sıkıntıya sokacak çakışmaların hem uluslararası meslek kuruluşları platformuna getirilerek hem de hükümet düzeyinde girişim arayışı içinde çözülmesi sağlanmalıdır.

- Diğer birçok ülkede örneğini gördüğümüz şekilde, bu süreçlerde ülke olarak güçlü durabilmek için, kamu kuruluşları, üniversiteler ve meslek kuruluşlarının yakın işbirliği gerekmektedir. Kurultay, tüm bu tarafların tartışmalara katılımını sağlamış, bu konuda yakın bir işbirliğinin habercisi olmuştur.

- AB süreçleri kapsamında Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) ve DTÖ düzenlemeleri kapsamında ise Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) belgelerinden yararlanmak önem kazanmaktadır. Her iki kuruluşun da çalışmalarını izlemekte olan Mimarlar Odası, aktif olarak uluslararası çalışma gruplarında görev almayı planlamaktadır.

- Yabancı mimarların (hem AB vatandaşları hem de diğer dünya ülkesi vatandaşları) ülkemize gelmesi ve Türk mimarların diğer ülkelere gitmesi halinde geçerli olacak karşılıklı tanıma ve çalışma izni prosedürlerinin ne olacağı ve bunun pazar paylarını nasıl etkileyeceği konusunun araştırılması gerekmektedir. Bu iki konuda pazar paylarına erişim konusunda eşitsizlikler olması beklenmekte, bunların nasıl giderileceği konusunun araştırılması önem kazanmaktadır.

- Mimarlık hizmetlerinin dünya pazarlarında serbest dolaşımı ile ilgili olarak, ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan düzenlemelerin yürürlüğe girdiği günün ertesi ile ilgili senaryolar geliştirilmelidir. Yabancı mimarlar, uluslararası pazarlara açılma şansı elde etmiş ve pazar payı alma konusunda önemli deneyimler elde etmişlerdir. Bu durum karşısında, uluslararası pazarda ülkemiz mimarlarını nasıl koşulların beklediği tespit edilmelidir. Yapılan pazar ekonomisi düzenlemelerinde amaç mimarın hizmet alanını genişletmektir; bu nedenle, gücümüzün bir bölümünü de, yurt içinde bu hizmetten yararlanamayan büyük kitleyi potansiyel yararlanıcı durumuna getirmenin yollarını aramak için seferber etmek gerekmektedir. Bu kapsamda ülkemizdeki mimarların, diğer ülke mimarlarına ile eşit koşullarda bulunabilmesinin olanakları sağlanmalıdır.

Bu icerik 3721 defa görüntülenmiştir.