328
MART-NİSAN 2006
 

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

TÜRKÇE ÖZET

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR

MİMARLIK’tan 328



KÜNYE
YİTİRDİKLERİMİZ

Sevgili Hocamız Sayın Prof. Kemal Ahmet Arû’ya...

Hande Suher

Prof., İTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi

Saygıdeğer ve Sevgili Hocam,

Son bir yılın içinde, sizin çalışma masanız ve bilgisayarınızdan ayrılarak köşedeki koltuğunuza geçtiğiniz günlerden beri böylesine zorlu bir görevle karşı karşıya kalacağım korkusunu taşıyordum. İşte, o gün bugün geldi.

Çok üzgünüm, eminim temelini atmış olduğunuz şehircilik alanının tüm mensupları aynı üzüntü içindedir. İTÜ topluluğu içinde de, sizin dengeli, hoşgörülü ve çözüm üretici yönetiminize tanık olan topluluğumuz üzüntü içinde.

Sizi her zaman güçlü görmeğe alışık olan bizler, her türlü olumsuz koşulda cesaretini yitirmeyen ve bizlere aşılayan, çalışmaktan zevk almayı bilen ve çevresine bunu öğreten, çalışmaktan yorunulduğunda, başka bir konuda çalışmayı çözüm olarak gösteren, konulara objektif yaklaşımı ve genel çerçeve içinde sistemi görmeyi ve anlamayı bizlere mükemmel bir yöntem denemesi ile öğreten, demokratik ve hoşgörülü bir kürsü ortamını, tüm kürsü üyeleriyle ortak kürsü kurullarını, takım çalışmasını benimseten, yaşamayı ve insanları seven sizin yokluğunuza ve rehbersiz kalmaya nasıl alışacağız... Siz emeklilik hakkınızı aldığınızdan beri yıllar geçti. İnanıyorum ki, hâlâ yönetimde görev alan arkadaşlarımız, öğrencilerle yerel incelemelere giden arkadaşlarımız, çoğu kez bir sorun karşısında, “Hoca olsaydı ne düşünürdü?” diye kendi kendine sormuştur.

Sevgili ve Saygıdeğer Hocam,

Babamı kaybettiğimde o henüz 56, ben 22 yaşındaydım. Belleğimin 4 yaşına kadar inebilmesi bağlamında, babamla beraber olduğum süre sadece 18 yıl. Oysaki Şehircilik Kürsüsü’ne asistan adayı olarak atandığımız tarih, sevgili oda arkadaşım Ahmet Keskin ile 1951 yılının bu günlerine rastlar. 54 yıl dile kolay. Şehircilik Kürsüsü’nde çalışmalarımıza, 5 yıllık öğretimin 3. yılında yer alan şehircilik dersi ve uygulamalarımızdan başlarsak ve yazın staj çalışması olarak Gümüşsuyu binasında Gaziantep İmar Planı’nı çizmeye çalıştığımız 1948 yılından alırsak, bu birliktelik, siz ve sevgili ağabeyimiz Gündüz Özdeş ile beraber 57 yılını tamamlıyor. 1951 yılında siz profesör, Gündüz Bey henüz doçentlik çalışmasını tamamlamakta olan asistan ve Ahmet Bey ile ben asistan adayları olarak toplam 4 kişiydik. Bugün bu kürsü 40 kişiyi alan bir bölüm ve bünyesinde yeni bölümler oluşuyor.

Yarım yüzyıldan fazla bir sürede dersler, projeler, ortak bilimsel çalışmalar, ortak yarışma çalışmaları, yurtdışı, yurtiçi incelemeler, kongreler, ortak yayınlar, Şehircilik Enstitüsü’nün kurulması, Şehircilik Dergisi’ni yayımlamamız, 1980 yılında Bölüm’ün kurulmasıyla gelişen ortak çalışmalar. Üniversite ve kürsü dışında 1957 yılında kurduğumuz AHE Mimarlık ve Şehircilik Atölyesi, bugün sizinle buluşmayı bekleyen Rahmetli Mehmet Ali Handan ve Tekin Aydın, geride kalan Yalçın Emiroğlu, Altay Erol ve ben. Bu atölye bir ikinci öğretim kurumuydu. Ulusal ve uluslararası mimarlık ve şehircilik yarışmalarıyla gelişen, özel mesleki çalışmalarımızdaki son derecede verimli ve zevkli ortak çalışmalar. Geceli, gündüzlü, saat kavramı söz konusu olmadan yapılan tartışmalar, çalışmalar, eskizler, eskiz sergileri, bitmeyen eleştiriler, öz eleştiriler.

Tüm bu birliktelikte, kökünden hiç sarsılmayan bir bağlılık, sevgi ve saygı var. Bu acılı günlerde, Hocamın sevgili ailesinin yanında, kendisinin başkanı olduğu kürsüdeki eski doktora öğrencileri, asistanları, ki bugünün emekli öğretim üyeleri, bugünün öğretim üyeleri, Mimarlık Fakültesi Dekanı, Bölüm Başkanı, AHE’nin üyeleri, eşleri, ne yapmamız gerektiğini bilemediğimiz halde, gene de aileye destek vermeğe çalışıyorduk. Onlarla bütünleşmiştik, aynı kaybı hissediyorduk. Bütün bu bağlılık karşısında, her zaman olduğu gibi, bir kez daha, Hocamın yanında yetişmiş olmamın gururunu ve memnuniyetini duyumsadım.

Hocamız, bilgisi, deneyimi, görgüsü, çevre ile ilişkileri, hoşgörüsü, konulara genel sistem içinde egemen oluşu, vurgulanması gerekeni sağlıkla teşhisi, asla abartılı olmaması ve buna izin vermemesi yönüyle sıradışı bir hocaydı.

Prof. Kemal Ahmet Arû Hocamızın, candan bağlı olduğu İTÜ’nün gelişimi için Gümüşsuyu ve Taşkışla binaları ile sınırlı kalınamayacağını savunması, geniş bir kampüs alanında özellikle laboratuarlara yer verilmesi ve gelişimini desteklemesine çok karşı çıkan oldu. Oysaki Hoca haklıydı. İTÜ’nün potansiyelini görmüş ve tanımıştı. 4-5 fakülte ile yetinilemiyeceğine inanıyordu. Ayazağa Kampusü’nü hedefleyen ve gerçekleşmesine büyük katkıda bulunan Prof. Kemal A. Aru’nun İTÜ’ye bu hizmetini anımsatacak ve yüceltecek unvanlarla, adlandırmalarda taçlandırılmasını İTÜ Rektörlüğü ve yönetimince de değerlendireceği inancını taşıyorum.

Ülkemizde Şehircilik Bilim Dalı’nın kuruluş ve gelişiminin öncüsü olan Prof. Kemal A. Aru’nun, Taşkışla binasının İTÜ Rektörlük ve Mimarlık Fakültesi olarak devamını ve mimarlık mesleğinin kent içi incelemelerle bütünleşmesi yönünden Taşkışla’da kalması gereğini savunması, 3 dönem Mimarlık Fakültesi Dekanı seçilerek, zor günlerin yöneticisi olarak görevini başarı ile yürütmesinin anısına, Taşkışla içinde, bir mahalde adının değerlendirilmesini candan dilerim.

Hoca, akşamüstleri çayda tatlı çörek yemesini severdi. Ben de her ziyaretimden önce “Hoca için çok güzel 2 paskalya çöreği” siparişini verirdim. Yılbaşı günlerinde, gelecek yılı simgeleyen tarihli çöreği “Dikkat Hoca içindir” diyerek alır ve götürürdüm. Dün de gözlerimden yaşlar akarak son siparişi verdim, son kez götürdüm. Fakat ikrâm edemedik.

Hocam, artık, size yapabileceğimiz ikrâm, bütün bu verimli ve gerçekten güzel anlaşmış bir geçmişisin anısına, sizin gibi sonuna kadar, sizin gibi köşedeki koltuğumuza çekilinceye kadar, verimli olmak, çalışmak, olabildiğince ürün vermek ve en önemlisi, herkesi ve her şeyi severek ve sevgi ile dolu olarak geride kalan kısa ömrümüzü tamamlamaktır.

Rahat ve müsterih uyuyunuz Hocam. Mekânınızın cennet olacağına inanıyorum. Çünkü 57 yıldır tanığım ki, kamu yararı çok hizmetiniz var. Çok insan yetiştirdiniz. Şehircilik Bilim Dalı’nı yayabilmek için çaba gösterdiniz. Hemen her mimarlık öğretimi veren kurumda ders verdiniz. Doktora yaptırdınız. Biz yakın çevrenizdekileri bilgi ve deneyimlerinizle donattınız ve kimseye de kötülük etmediniz.

* Prof. Hande Suher’in 23 Aralık 2005, Cuma günü Prof. Kemal Ahmet Arû’ya saygı töreninde yaptığı konuşmanın metnidir.

Bu icerik 3597 defa görüntülenmiştir.