425
MAYIS-HAZİRAN 2022
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: 2022 ULUSAL MİMARLIK ÖDÜLLERİ

YAYINLAR



KÜNYE
DOSYA: 2022 ULUSAL MİMARLIK ÖDÜLLERİ

Kurumsal Bir Yapının Değerli Ürünü: Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri

Deniz Mazlum

Türkiye’de sıkça yakınılan konulardan biri de,  kurumsal yapıların ve onlarla bağlantılı etkinliklerin kısa ömürlü olması, süreklilik gösterememesidir. Artık gelenekselleştiği sanılan kimi programların, özverili kişisel çabalarla yaşatılmaya çalışılsa da günün birinde kesintiye uğraması ve sonra da unutulması, bu yakınmanın çoğu kez haklı olduğunu ortaya koymuştur.

Mimarlar Odası’nın 1988 yılında başlatılan sergi ve ödül programını bu yıl on sekizinci kez gerçekleştirmiş olması, Odamızın kurumsal gücünü ve mimarların meslek kuruluşlarına duyduğu güveni göstermesi bakımından önemlidir. Seçici Kurul üyelerinden biri olarak yakından izlediğim XVIII. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programıyla ilgili birkaç gözlem ve önerimi belirtmek isterim.

Öncelikle, Düzenleme Komitesi’nin profesyonel yaklaşımının ve ciddiyetinin övgüye değer olduğunu söylemem gerekir. Tüm sürece hâkim olan Petek Ceyhan, Melis Özge Gayretli ve Serhat Ulubay, düzenleme ve raportörlük görevlerini başarıyla yürütmüş, kendilerine yöneltilen soruları açıklıkla yanıtlarken nesnellik ve tarafsızlıktan hiç uzaklaşmamıştır. Ön hazırlıkların da ciddiyetle yapılmış olması Seçici Kurul’un işini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Genç meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunmak ve bu görevi uzun yıllar başarıyla sürdürmelerini dilemek isterim.

Seçici Kurul bu yıl, Yapı, Proje ve Fikir Sunumu dallarında toplam 98 ürünü değerlendirmiştir. Dikkat çekici ilk konu, inşası tamamlanarak kullanıma açılmış, -Çevre ve Koruma dalları da dahil- toplam 50 yapı ödül adayı olurken, mimari proje dalında bu sayının 33’le sınırlı kalmasıdır. Oysa 2020 yılında bu durumun tam tersi yönde olduğu, XVII. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programına proje dalından yapılan başvuruların daha yüksek sayıya ulaştığı jüri raporundan anlaşılmaktadır. “Güncel ekonomik şartlarda yapı üretiminin yavaşlaması” ile açıklanan bu durumun, koşulların daha da ağırlaştığı bu dönemde tersine dönmesi ve proje dalından yapılan başvuruların azalmış olması dikkat çekicidir. Buna, yönetmelik gereği müelliflik ve telif hakkı tescil işlemi yaptırılmış olma koşulunun yerine getirilmesinde yaşanan gecikmeler/ güçlükler yol açmış olabilir.

Ödül yönetmeliğine göre “bitmiş ve kullanılmakta olan” yapılara, bitiriliş tarihi dikkate alınmadan verilen Yapı Dalı Başarı Ödülleri için değerlendirilen 50 yapıdan 10’u İzmir’de yer alırken, sekizer yapıyla İstanbul ve Ankara ikinci sırada bulunmaktadır. Türkiye’nin diğer illerinden katılan 21 yapının yanı sıra Azerbaycan’da inşa edilmiş 3 yapı da değerlendirmeye sunulmuştur. Geçtiğimiz yıllarda da ilgili Seçici Kurul üyeleri tarafından dile getirilen, Yapı Dalı ödül adaylarının kurul üyeleri tarafından ziyaret edildikten sonra değerlendirilmesinin daha isabetli olacağı yönündeki görüşün, sayı ve coğrafi dağılım dikkate alındığında ancak sınırlı bir biçimde uygulanabilir olduğu görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda, Yapı Dalı başvurularında müelliflerin panolarında dijital görselleştirmeler / renderlar kullanmaktan kaçınarak, yapılarını gerçek fotoğraf ve görüntülerle sunmaları ve başvuruları sırasında yapılarını ayrıntılı bir biçimde tanıtan video kayıtlarına da yer vermeleri kendilerinden istenebilir.

XVIII. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programına başvuran 33 projeden 4’ü çevre, 6’sı koruma alanına aittir. Bu projelerden yalnız 9’u İstanbul ve İzmir için tasarlanmışken, 20’si Türkiye’nin diğer illerinde, 4’ü Türkiye dışında konumlanan yapılar için hazırlanmıştır. Bu coğrafi dağılımın yanı sıra, yapı dalında da olduğu gibi, işlev ve ölçek bakımından zengin bir çeşitliliğin bulunması dikkate değerdir.

Ödül ve sergi programının bir başka kategorisini oluşturan Fikir Sunumu Dalı, yönetmelikte “Yarım kalmış tasarım çalışmaları, fikir düzeyindeki etütler, ütopik çalışmalar, mimarlığa ilişkin bir tema etrafında gelişen ve özgün fikirler içeren her türlü sunuş” biçiminde tanımlanmıştır. Bu yıl Fikir Sunumu Dalı’nda yapılan 15 başvuru, yapılı ve doğal çevre, ekoloji, iz bırakan kişi ve olaylar konusunda geliştirilmiş ilginç fikirleri yansıtmaktadır.

Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri Programı’nın kanımca en değerli katkılarından biri, iki yılda bir Türkiye’nin mimari tasarım ve ürünlerini bir katalogda bir araya getirerek tanıtmasıdır. Ulusal mimarlık envanterinin derlenmesi ve arşivlenmesi için bu önemli bir çabadır. Öte yandan, unutulmaya yüz tutmuş meslek büyüklerimizin yeniden hatırlanarak anılması; Mimar Sinan Büyük Ödülü verilen bir mimarın tüm üretimiyle “retrospektif” olarak değerlendirilmesi; meslek alanına yapılan değerli katkıların Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülleri ile taçlandırılması genç mimarlar için de özendirici ve esinlendirici bir rol oynamaktadır. Örnek meslek insanlarının tanıtılması, yalnız genç mimarlar için değil, mimar adayları için de rol modeller tanımladığından önemlidir.

Anma Programı için Mimar Leman Tomsu’yu seçen; Mimar Sinan Büyük Ödülü’nün meslek büyüğümüz mimar Sevinç Hadi’ye; Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülleri’nin Zeynep Ahunbay ile Aykut Köksal’a verilmesi yönünde karar alan ve Yıldız Sey ile Herkes İçin Mimarlık Derneği’ne özel ödül sunan Seçici Kurul’un bir üyesi olmaktan onur duydum. Tüm oturumları uyumlu bir biçimde, anlayış ve saygı çerçevesinde yürüttüğümüz için de özellikle mutluyum. Seçici Kurulda birlikte görev yaptığım meslektaşlarıma teşekkür ve sevgilerimi sunarım. XVIII. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programının tüm katılımcılarına da teşekkür etmek ve hepsini kutlamak isterim. Kanımca, ulusal mimarlık envanterinde yer alıp ürünlerini paylaşarak tartışmaya açmak da, ödül almak ya da sergilenmek kadar değerli ve övgüye değerdir.

Bu icerik 395 defa görüntülenmiştir.