329
MAYIS-HAZİRAN 2006
 
MİMARLIK'tan

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK DÜNYASINDAN

Son Dönem Toyo Ito Projeleri

2006 RIBA Altın Madalyası sahibi Japon mimar Toyo Ito son dönemde kazandığı Taichung Metropolitan Opera Evi yarışma projesi ve Tokyo’da uygulanan Mikimoto Genel Merkezi projeleri ile tekrardan gündemde. Oluşturulan kabuk ve strüktürünün projenin genel kurgusunu büyük oranda etkilediği gözlemlenen bu iki proje, Ito’nun teknolojinin sunduğu mimari olanaklara olan yaklaşımını sergiliyor. Soyut ve somut mekân kurgularının sınırlarının kaybolduğu günümüz mimari yaklaşımları arasında üretilen olağandışı ve çarpıcı mimarlık örneklerinden farklı bir teknoloji kullanımından yola çıkan projelerde, teknoloji tasarımın fiziksel kimliğini bozuma uğratmak yerine, bu fizikselliği içinde barındırıyor. Ito’nun son dönem projelerini anlatırken de değindiği gibi, bu projelerde teknolojinin proje için anlamına dair farklı bir yaklaşım geliştirilmeye çalışılıyor.

Bir mücevher dükkanı olan Mikimoto Genel Merkezi’nde de benzer stratejileri gözlemlemek mümkün. Florin-reçine bazlı bir boya ile kaplanmış yüzey ile farklı hava durumu ve mevcut ışık altında değişkenlik gösteren delikli kabuk, altında organize edilmiş iç mekânlarda farklı açılar ve algılar yakalamayı mümkün kılıyor.

‘Ses Mağarası’ olarak da adlandırılan Opera Evi’nde ise karmaşık mekânsal kurgu aslında basit geometrik bir düzene dayanıyor. İki yüzey arasındaki zar aslında iki farklı bölgeyi tanımlıyor. (A ve B) Yüzeyler birbirinden ayrıldığında A ve B bölgeleri kendi içinde bir bütünlüğü olan ve kıvrak zar tabaka sayesinde birbiriyle ilişki kuran mekânlar olarak ortaya çıkıyor. Bu kurgunun tekrarlanması sonucunda dikeyde ve yatayda tanımlanmış iki farklı mekân ve bunları kesintisiz bir şekilde sarmalayan zar tabaka, projenin dayandığı geometrik sistematiği oluşturuyor. Bu sistematiği, sabit ve değişmez olmaktan öte, akışkan bir ızgara sistem olarak tanımlayan proje, Opera Evi’nin mekânsal ve akustik gereksinimleri de bu sistemin verdiği esneklik sayesinde kolayca çözümleyebiliyor. Yine aynı düşünceden hareketle popüler, herkese açık olan sanat ve seçkin, daha mahrem bir mekân gereksimi olan sanat da birbirinden kesin çizgilerle ayrılmak yerine birbiri içinde ama kendine has mekânlarda yürütülebilme olanağı kazanıyor.

Bu icerik 1763 defa görüntülenmiştir.