326
KASIM-ARALIK 2005
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK TARİHİ

ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE BİR MODERNLEŞME PROJESİ:

İzmir’in Yangın Bölgesinin İmarı

Sıdıka Çetin

Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü

Cumhuriyetin ilanından sonra ilk İktisat Kongresi’nin İzmir’de yapılması, kentin “ulusal bir iktisadi merkez” olarak düşünüldüğünü gösteriyor. Bu temsiliyet, 1922 yılında yaşanan yangın felaketinden sonra, kentin yeniden inşasında da kendini gösterir. Kentsel olarak yeniden yapılandırılan Yangın Alanı’nda bir fuar bölgesi olarak Kültürpark tasarlanmış; yanısıra yeni bulvarlar, meydanlar açılmış ve 175 hektarlık alanın 92 hektarında yeni mahalleler kurulmuştur. Yürütülen imar faaliyeti, alanın bu anlamda yapılandırılması için, “bir eylem alanı” olarak seçildiğini gösteriyor.

19. yüzyılda başlayan Türkiye’deki Batılılaşma çabalarında asıl önemli aşamayı Tanzimat Fermanı’nın ilân edilme süreci oluşturmaktadır. Bu olay, geleneksel bir toplumsal yapıdan modernliğe geçişte, yasal ve idari reformların gerçekleştirilmesinde önemli bir dürtü niteliğini taşımaktadır.(1) 1923 devrimiyle başlatılan Cumhuriyet modernleşmesinin benimsediği ideolojik tavır ise onu, Osmanlı modernleşmesinden kesin hatlarıyla ayırmaktadır. Cumhuriyetçi kadrolar ne pahasına olursa olsun statükoyu korumayı değil, rakip siyasal güçlere asla yer olmayan; ilke, norm ve işleyiş prensiplerini kendilerinin belirlediği yepyeni bir düzenin inşasını amaçlamaktadır.(2) Batı tarzı yaşama biçiminin model alındığı Cumhuriyet modernleşmesinde, modern bir toplum ideali bir “proje” olarak sunulmakta, yukarıdan aşağıya reformist bir hareket olarak uygulanmakta ve çağdaş ulus-devletlere denk bir kültürel ve politik yapıya ulaşmak ana hedef olarak benimsenmektedir.(3) Bununla birlikte Cumhuriyet modernleşmesi Batı’nın emperyalist milliyetçiliğine de karşı koymaktadır.

Sosyal anlamda Kemalist modernleşme, özel alanı etkileyen derin toplumsal ve kültürel dönüşümlerin başlangıç noktası olarak görülebilir. Kemalist reformcuların halkın günlük alışkanlıklarını, davranış biçimlerini ve yaşam tarzını değiştirmeye dönük bu çalışmaları (4) Batılı dünya görüşünün topluma kazandırılması olarak algılanmalıdır. Bu nedenle 1940’ların ortalarına değin Batılılaşma “Batılılaştırma” biçimini almış ve toplumsal reformlar “halka rağmen halk için” anlayışıyla gerçekleştirilmiştir.(5) Burada aktör rol üstlenen elit sınıf, modernliğin beraberinde getireceği alışkanlık ve davranış biçimlerinin ilk taşıyıcısı olmuş ve toplumun geri kalanına örnek teşkil edecek yaşam pratiklerini çok daha çabuk içselleştirmiştir.(6)

Cumhuriyet yönetimi kuşkusuz sadece toplumsal ve sosyal anlamda bir değişim öngörmemiştir. Uygulanan modernleşme projesi ile toplumsal ve sosyal yaşamda ortaya çıkan hızlı değişimi kent mekânlarında da görünür kılmak amacıyla, daha Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kentlerin yeniden imar edilmesi konusuna öncelik verilmiştir. Bütçedeki açıklar ve kısıtlı mali olanaklara rağmen Türkiye’de hükümetin en öncelikli konularını ulaşım, savaşta yanan yıkılan yerlerin imarı, bataklıkların kurutulması, Ankara’nın başkent olarak yeniden inşası gibi sorunlar oluşturmaktadır.(7)

Yeni başkentin devrimci bir kararla Ankara’ya taşınması ve kentin modern bir Cumhuriyet kenti olarak inşası, rejiminin somut bir başarısı olarak görüldüğü için, bu konuya merkezî yönetim büyük önem vermektedir. Ancak yangınla harabeye dönen İzmir’in de aynı şekilde yeniden inşası, rejimin gücünü kanıtlamak bakımından bir o kadar önem taşımaktadır. Bu temsili anlamın yanısıra Yangın Bölgesi’nin imarı, alanın büyüklüğü ve denetimsizliği gözönünde tutulduğunda, ortaya çıkan düzensizliğin önlenebilmesi bakımından pratik bir zorunluluk arz etmektedir. Üstelik kentte gelen mübadil ve göçmenlerden dolayı ortaya çıkan konut sorununu ve hayat pahalılığı da en az güvenlik sorunu kadar acil çözüm gerektirmektedir.(8) İşte bu çalışmayla hedeflenen de, 1922 yılında yaşanan yangının ardından, Erken Cumhuriyet Dönemi boyunca İzmir’in ‘Yangın Bölgesi’nde yürütülen imar faaliyetlerinin morfolojik yapıya etkileri ve bunun uzantısında ortaya çıkan konutlardaki tipolojik farklılıkların irdelenmesidir.

Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Ulusalcı Bir Kent Merkezinin Kurulması

İzmir’in düşman işgalinden kurtarılmasının ardından, 13 Eylül 1922’de yaşanan yangın felaketi, zengin bir ticaret ve sanayi kentinin merkez bölgesini birkaç gün içinde küle dönüştürmüştür. Yangınla birlikte liman çevresinde bulunan iş merkezleri, depolar, ünlü eğlence mekânları, oteller mağaza ve dükkanlar ile büyük ölçekte bir konut alanını içeren yaklaşık 300 hektarlık bir bölge tahrip olmuştur.(9) (Resim 1) Öte yandan yangın sonrasında Levanten sermaye ve bunların yerel aracılarının da kentten ayrılması sonucu uluslararası ticaretin temeli çökmüştür.

Tüm bu olumsuzluklara karşın Cumhuriyet yönetimi bu talihsiz olayı, şehrin geçmişinde varolan sömürgeci yapıdan kurtarmak ve ulus-devletin temel ideolojisine uygun modern bir kent merkezi oluşturmak adına bir fırsat olarak görmüştür. İlk İktisat Kongresi’nin İzmir’de düzenlenmesi de bu anlamda, ulusal bir iktisadi merkez kurma hedefi ile yeni Cumhuriyeti temsil edecek bir kent inşası hedefinin birleştirilmesi isteğinden kaynaklanmaktadır.(10) Bunun sonucunda hem merkezî, hem de yerel yönetim Yangın Bölgesi’nin belirlenen hedefler çerçevesinde yapılandırılması için, burasını bir eylem alanı olarak seçmiştir.

Ulus inşası sürecinin önemli bir adımı olarak görülen kent planlarının hazırlatılması, dönemin en öncelikli konusudur. Çünkü modern kent, ulus-devletin mekânsal bir ifadesi olarak görülmekte ve modern kentteki yeni kurumların, kent mekânı ve mimarisi ile fiziksel somutluk kazanacağı düşünülmektedir.(11) Cumhuriyetin modernleşme projesi çerçevesinde yeniden kurgulanmak istenen İzmir’de de acil bir kent planına ihtiyaç bulunmaktadır. İzmir’in yangın sonrası yeniden inşa edilme sürecinde hazırlanan ilk kent planı, 1925 yılında onaylanarak yürürlüğe giren Danger-Prost Planı’dır. (Plan 1) Yangın Bölgesi’nin imarına yönelik hazırlanan bu plan ile alanın Cumhuriyet dönemindeki ana strüktürü oluşturulmuştur. İzmir kentini işlevsel bir bütün olarak yeniden düzenleyen nazım plan, işlevsel bölgeleme (zoning) ilkesine dayanması açısından bir yandan modernist bir planlama anlayışını yansıtırken, diğer yandan Fransız Beaux-Arts Okulu’na özgü klasik bir mekân düzenleme geleneğinin ürünüdür.(12)

Plan ayrıca, Cumhuriyetin modernleşme hedefini kentsel mekânda görünür kılacak mekân temsillerini de üretmektedir. Fevzipaşa Bulvarı’ndan başlayarak Alsancak kesiminin önemli bir bölümünü içine alan bölgede geniş bulvarların kesişim noktasında yer alan meydanlar, Danger-Prost Planı için özel bir önem taşımaktadır. Bunlar arasında, anıtsal özellikteki Cumhuriyet Meydanı’nın merkezinde yer alan Atatürk Anıtı ve karşısında öngörülen belediye binası, yeni kurulan devletin temsili öğeleri niteliğindedir. Tüm kompozisyonun merkezinde ise 60 hektar genişliğinde bir yeşil aks oluşturulmuştur.(13) Daha sonraları genişletilerek bugünkü Kültürpark’ı oluşturacak olan bu yeşil alan, ideolojik bağlamda geniş halk kitlelerini eğitmeyi amaçlayan bir “halk üniversitesi” mantığında kurgulanmıştır. Bu anlamda Kültürpark, içinde Cumhuriyetin modern yaşam pratiklerini doğrudan yansıtan temsili tipolojilerin bulunduğu bir kentsel rekreasyon alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.(14)

Bu rasyonel ağın mafsallaşan uzantıları, belirtilen kamusal odağa yönlendirilmiş konut alanlarıdır. Ana hatlarıyla 8 bölgeye ayrılan Danger-Prost Planı’nda konut alanları, planın en önemli bölümünü oluşturmaktadır.(15) Yeni plan, yangın kalıntılarının temizlenmesi ile elde edilen boş alanda önceki fiziksel doku ve mülkiyet sistemine hiçbir biçimde bağlı kalmaksızın hazırlanmıştır.(16) Plandaki konut alanları, yangın öncesinde Levanten nüfusun ve yerli etnik grupların egemenliğinde olan mahallelerde (Frenk, Rum ve Ermeni mahalleleri) odaklanmaktadır. Bu nedenle ulus-devlet imajına daha güçlü bir vurgu sağlayabilmek için, Yangın Bölgesi’nin modernist konutlar ve ideolojik içerikli kent imgeleriyle donatılmasına özel önem verilmiştir.

Plana göre konutların inşa edilebilmesi için öncelikle yol, kanalizasyon ve su gibi altyapı işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Halk arasında “yangınlık” olarak tabir edilen mezbelelik alanların genel görünümünü düzeltmeye yönelik çalışmalar sonucu 1935 yılına kadar 207.000 metre kare arazi üzerinde Vasıf Çınar, Kazım Özalp, Şükrü Kaya bulvarları ile Doktor Mustafa Enver Bulvarı’nın bir bölümü, Çayırlıbahçe ve Alsancak meydanları, Panayır’dan Lise’nin yanına giden yollar yapılmış ve 175 hektarlık yangın sahasının 92 hektarında yeni mahalleler kurulmuştur.(17) Bununla birlikte plana ilişkin revizyonlar, uygulanmasından vazgeçilen 1937 yılına kadar devam etmiştir.

Alsancak ve Kahramanlar Semtlerinde Parsel Morfolojisi ve Konut Tipolojileri

Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Yangın Bölgesi’ne yönelik hazırlatılan ilk plan olan Danger-Prost Planı daha yapıldıktan bir yıl gibi kısa bir süre sonra bazı değişikliklere uğramıştır. 1926 yılında geniş bulvarların daraltılmasına yönelik hazırlanan ilk revizyonu, 1930’lu yılların başında gerçekleştirilen ikinci revizyon izlemiştir. Kültürpark Alanı ile Amele Mahallesi’nin plana dahil edildiği bu çalışmanın kesin tarihi hakkında bir bilgiye rastlanmamakla birlikte Behçet Uz’un belediye başkanı seçilmesinden sonra yapılması ve 1933 yılına kadar 400 işçi konutunun tamamlanmasından dolayı bu tarih büyük olasılıkla 1931-1932 yıllarıdır. 1936-1939 yılları arasında ise Belediye Fen Heyeti’nin yürüttüğü bir çalışma sonucu alanın 1/1000 ve 1/500 ölçekli hal-i hazır kısmi haritaları çıkarılmıştır. Bu haritaların birleştirilmesi sonucu elde edilen kadastral plan, Danger-Prost Planı’nın uygulamaya konmasından o ana dek yapılan tüm imar faaliyetlerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. (Plan 2)

Danger-Prost Planı’na göre Yangın Bölgesi’nin konut açısından asıl gelişimi, planda yeşil alan ve fakülteler için ayrılan bölümler ile bir kısım konut alanının 1934 yılına kadar Kültürpark’a dönüştürülmesinin ardından mümkün olabilmiştir. Park, bölgedeki asayişsizliği önemli oranda azaltmış ve çevresindeki arsalar kısa sürede değer kazanmıştır. Yapılan değişiklilikle planda iskân mıntıkası olarak tarif edilmeyen ve parkın doğu tarafına rastlayan bölgenin ‘amele evleri’ne ayrılmasına, batı ve kuzey batı tarafında ise ‘bahçeli evler’ yapılmasına karar verilmiştir. Bu durum planın ruhunu çok esaslı bir şekilde değiştirmiş ve şehrin merkez bölgesi bu suretle ikiye ayrılmıştır.(18) Daha sonraki yıllarda daha da derinleşerek gelişen bu ikili yapı, birbirine bu kadar yakın iki konut bölgesinde birbirinden oldukça farklı konut tipolojilerinin doğmasına neden olmuştur.

Bahçeli evlerin yapımına ayrılan Alsancak kesimindeki parseller, kıyının her devirde bir sosyal çekim merkezi olması nedeniyle önem kazanmış ve düşük yoğunluklu bu alan, tıpkı Ankara’nın Yenişehir’i gibi Cumhuriyet seçkinlerinin ve gelir düzeyi yüksek kesimin tercih ettiği bir dokuya dönüşmüştür. Alsancak’ta konut alanı olarak en hızlı gelişme kaydeden bölüm ise, I. Kordon’dan Kültürpark’a doğru açılan yollar üzerinde gerçekleşmiştir. Olgaç 1930’ların sonunda Alsancak’taki konut gelişiminden bahsederken Dr. Mustafa Enver Caddesi ve Vasıf Çınar Bulvarı’nın çok mutana iki katlı bahçeli apartmanlar ve villalar ile donatıldığını, yoldan geçerken insanların bir vitrin seyreder gibi villaların bahçeleri ile meşgul olduğunu belirtmektedir.(19) Fakat Alsancak’ta 1930 yılına kadar sadece Gazi Bulvarı’nın açılabildiği düşünülünce, alandaki konut gelişiminin ancak bu tarihten sonra mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Bu sürecin sonunda ‘yangınlık’ tabir edilen çöküntü alanlarında, Modern mimari ilkelerine göre şekillenen konutlar hızla çoğalmıştır. (Resim 2)

Danger-Prost Plan’ına göre “bahçe şehir” tarzında, müstakil evlerin öngörüldüğü Alsancak kesimindeki parsel bölüntüleri, belirlenen ana konsepte uygun olarak düzgün geometrilerden (dikdörtgen, kare) oluşmaktadır. Konutlar, yer aldıkları parseller üzerinde ayrık nizam yapı düzenine uygun olarak konumlanmışlardır. (Plan 3 ve Resim 3) Planda yapılaşma koşullarına ilişkin tek somut bilgi, konutların sokak genişliğine bakılmaksızın 1-4 katlı yapılacağı yönündeki hükümdür. Alandaki uygulamalar, bu konuda belediyenin kendi inisiyatifini kullandığı fikrini vermektedir. Burada dikkat çeken önemli bir ayrıntı, Alsancak’ta olmasına karşın 1. ve 2. Kordon’da yer alan bir kısım parselin, tıpkı Kahramanlar’daki gibi ince uzun geometriye, yer yer ada derinliği kadar uzunluğa ve bitişik nizam parsel düzenine sahip olmasıdır. Kıyıdaki bu biçim ve boyut farklılığının nedeni, burada 1922 Yangını’ndan etkilenmemiş çok sayıda parselin varlığını halen devam ettirmesidir. Söz konusu parsellerdeki mülkiyet sistemi 1951 Kemal Ahmet Aru Planı’na kadar yangın öncesindeki haliyle korunmuştur.

Alsancak kesimindeki söz konusu geniş parsellerde yoğun olarak rastlanan konut tipi ise, “tek ev” ve “apartman” tipi konutlardır. Özellikle Dr. Mustafa Enver Caddesi ve çevresinde modern mimari anlayışı ile tasarlanmış “kübik villalar” yoğun bir şekilde uygulanmıştır. Tek aile için tasarlanan ve genellikle iki kattan oluşan konutlarda katlar, içerden bir merdivenle bağlantılıdır. Zemin katlar yaşama ve servis mekânları için ayrılırken, üst katlarda yatak odaları, konutun büyüklüğüne göre çalışma odası ve banyo yer almaktadır. (Örnek 1) Kimi konutta depo, hizmetçi odaları ve bunlara ait ıslak mekânların bulunduğu üçüncü bir kat gibi düşünülen bodrum bulunur. Tek aile için tasarlanan bu lüks konutlar, sahip olduğu işlevler açısından geniş bir açılıma sahiptir. Ayrı bir misafir odası, yemek odası, sandık odası, hizmetli odası, çamaşır odası gibi mekânsal kullanımlar üst düzey gelir seviyesindeki insanların gereksinimlerini karşılamaya yöneliktir. Fakat tek ev niteliğindeki konutlardan bir bölümü daha sonra yapılan tadilatlar ile her katı birbirinden bağımsız apartmanlara dönüştürülmüştür. (Örnek 2)

Alsancak’ta yoğun olarak görülen diğer konut tipi apartmanlardır. Her katında bir ya da iki birim bulunan bu yapılar, kira amaçlı tasarlanmışlardır. Üç-dört katlı olan konutlar mütevazı ölçülerine rağmen, modern yapılardır. Daha çok Vasıf Çınar, Şükrü Kaya ve Celal Bayar Bulvarı ve çevresinde görülen apartmanlar, 2-3 odalı fazla büyük olmayan konutlar olabildiği gibi, çok daha geniş 5-6 odalı ve inşaat alanları 180 m2nin üzerinde lüks konutlar da olabilmektedir. Fakat büyük bir çoğunluğu oldukça geniş tasarlanmıştır. Buradaki 4-5 odalı apartman sayısı, aynı dönemdeki Ankara apartmanlarından çok daha fazladır.(20) Ankara’da daha çok memur ve bürokratlar için tasarlanan kira konutları orta düzey gelir seviyesine hitap ederken, Alsancak’taki aynı tip konutlar üst düzey gelir seviyesine hitap etmektedir. Bu nedenle konutlar modern yaşam biçimlerine uygun, ev içi mekân kullanımlarına da sahiptir. Konutlarda işlevsel ayrışma büyük ölçüde sağlanmıştır. Birçok yapıda ana giriş kapısının yanı sıra, servis amaçlı ikinci bir giriş kapısı daha bulunmaktadır. (Örnek 3)

Ancak konutlar her ne kadar modernist ilkeler doğrultusunda tasarlanmış olsalar da, mekân örgütlenmesinde kilit rol oynayan merkezi konumdaki “ana hol”ün geleneksel konutun “orta sofa”sı ile olan mekânsal benzerliği şaşırtıcıdır. (Örnek 4) Ayrıca mahremiyetin korunması için yatma grubunun mutlaka daha iç kısımda yer alması, yaşamaya ait mekânlarda günlük oturma ile misafir bölümlerinin ayrılması ve özellikle 2 odalı konutlarda odaların çok işlevli mekânlar olarak kullanılması gibi bulgular, kültürel sürekliliğin devam ettiğini ve tasarımlarda geleneksel ilkelerden tümüyle ve birden bire kopulmadığını göstermesi bakımından anlamlıdır.

Bu yıllarda inşa edilen Alsancak konutlarında yapım sistemi betonarme iskelettir. Cepheler gri sıvalıdır. Köşe pencereler ve yuvarlatılmış köşeler yaygın olarak kullanılmıştır. (Resim 4) Bu açıdan alanda inşa edilen dönemin tek ev ve apartman konutları, hem plan kurgusu hem de cephe özelliği bakımından yeni ve modern hayatın İzmir’deki mekânsal ifadeleridir.

Çalışmada Kahramanlar kesimi olarak tanımlanan Fuar’ın doğu kesiminde ise daha yoğun bir yerleşme dokusu göze çarpmaktadır. Kültürpark’ın açılışını takip eden dönemde belediye buradaki arsaları işçilere taksitle, takasla veya istimlak bedeline karşılık olarak vermiştir.(21) Revizyon planında İşçi Mahallesi olarak öngörülen, Fuar’a paralel konumlanmış yapı adaları, geliştirilen ana konsapte uygun olarak sokak boyunca uzanan küçük, dar ve daha tek biçimli sıralar şeklinde parsellere bölünmüştür.(22) Parsellerin boyutları, burada yaşaması öngörülen kesimin gelir düzeyi ile doğru orantılıdır. Bu nedenle Kahramanlar’daki söz konusu adalarda bitişik nizam yapı uygulaması hakimdir. Tüm konutlar arsa üzerinde, yoldan ve yan komşudan çekme mesafesi bulunmaksızın konumlanmıştır. Bu, mevcut alanı en rasyonel biçimde kullanma amacına yönelik bir uygulamadır. Böylece ortalama genişliği 60-90 m2 arasında değişen parsellerde, tipleştirilmiş konutlar için uygun bir zemin hazırlanmıştır. (Plan 4, Resim 5) Kahramanlar kesiminde Yangın Bölgesi’nin sınırları içinde olmasına karşın, önemli büyüklükteki bir alan “belediye arsası” olarak bırakılmıştır. Söz konusu adalarda yangın öncesi dönemden kalma pek çok parselin hâlâ varlığını sürdürmesi nedeniyle, buradaki imar düzenlemesi ancak 1951 Kemal Ahmet Aru Planı’ndan sonra, alanın kooperatif bölgesi olarak iskâna açılmasıyla mümkün olabilmiştir

1920-1935 döneminde, Avrupa’da ekonomik tasarımların ve yeni teknolojik imkânların kullanıldığı önemli toplu konut yatırımları geliştirilmiştir. İşçiler için Walter Gropius’un önderliğinde bir mimar grubunun gerçekleştirdiği 1929 tarihli Berlin yakınlarındaki Siemensstadt İşçi Konutları ve J.J.P.Oud’un 1924-1927 yıllarında gerçekleştirdiği Hook of Holland İşçi Konutları bu konudaki önemli örneklerdendir.(23) Türkiye’de bu konuyla ilgili en somut çalışma S. Arkan’ın Zonguldak, Kozlu’daki kömür işçilerine ait lojman projesidir. Fakat Frankfurt ve Berlin’de uygulanan ve anonim lojman bloklarının ya da birbirine bağlı birimlerden oluşan sıraların tersine, Arkan’ın planında minyatür boyutlarda da olsa tek ev önceliğini korumaktadır.(24) Bunun dışında Ankara için yapılan Jansen Planı’nda da bir Amele Mahallesi’nin kurulması düşünülmüş, ama bu gerçekleşmemiştir.

Ancak aynı dönemde İzmir Belediyesi ise, kentin merkezinde, dar gelirli insanlar için bir Amele Mahallesi kurmayı başarmıştır. Belediyenin bu girişimini, o dönemde Türkiye’de örneğine fazla rastlanmayan bir “sosyal politika” olarak değerlendirmek gerekir. Kahramanlar’daki Amele Evleri’nin, 1920’lerde Almanya’daki Weimer Lojmanları ve Avrupa’daki diğer sosyalist deneylerde görülen ve temel fikrin işçilerin barınması ve kollektif yaşamı olduğu örneklerdeki (25) anlayışla olan benzerliği dikkat çekicidir. Evlerin inşasında aynı dönemde Avrupa’daki uygulamalarda kullanılan ve seri üretimi sağlayan ileri teknoloji ve rasyonelleştirilmiş üretim süreçleri yerine, oldukça klasik -hatta ilkel denilebilecek- inşaat teknikleri kullanılmıştır. Buna rağmen Kahramanlar İşçi Konutları, sanayileşmemiş ve yetersiz ekonomik koşullardaki bir ülke için, gerçekçi ve rasyonel bir şehircilik örneği olarak görülmelidir. Bu çerçevede 1933 yılına kadar yapımı tamamlanan 400 konut, tıpkı Alman örneklerinde olduğu gibi birbirine bağlı birimlerden oluşan “sıra ev” tipolojisindedir.

Bitişik nizam yapı parsellerinde uygulanan Kahramanlar Konutları’na ait ilk planlardan anlaşıldığı kadarıyla konutlar, genellikle tek katlı veya dubleks özellikte inşa edilmiştir. Fakat bunların çoğu sonradan kira amaçlı olarak bağımsız iki kata dönüştürülmüş yada kat ilaveleri yapılmıştır. Konutlarda mekânsal çeşitlilik çok sınırlıdır ve mekân boyutları minimum ölçülerdedir. Odalar genellikle fonksiyonları gereği tanımlanmamıştır. İşçi konutlarının orijinal planları biri ön, diğeri arka cepheye bakan iki oda ile odaların önünde bulunan çok amaçlı holden oluşmaktadır. Arka cepheye bakan oda, kimi konutta mutfak ve bunun içinde tasarlanan tuvalet olarak düşünülmüştür. (Örnek 5) Bu tip konutlarda ıslak mekân anlayışı fazla gelişmemiştir. Mutfak ve tuvaletin çoğunlukla mevcut olduğu konutlarda, yıkanma eylemi için kimi zaman bu iki mekândan biri kullanılmıştır.

Çok kısıtlı mekânsal olanaklara sahip Kahramanlar Konutları, zaman içinde kullanıcıların gereksinimine yetersiz gelmesi sonucu, ekonomik ve sosyal yaşam koşullarındaki değişimler paralelinde yeniden düzenlenmiştir. Servis mekânlarının çok amaçlı mekân doğrultusunda ve lineer bir kol şeklinde konuta dahil edildiği plan şeması, bu çerçevede karşılaşılan en ilginç uygulamadır. Ancak ilaveler sadece gereksinimleri karşılamaya yönelik yapıldığı için, mekân kalitesine ve işleyişe fazla önem verilmemiştir. Dolayısıyla ortaya çıkan şemalar, minimal boyutlardaki duş ve tuvalet mekânlarının mutfak üzerinden bağlandığı hiçte işlevsel olmayan akış düzeninde olabilmektedir. (Örnek 6) 6-8 metre cephe genişliğinde ve 10-15 metre cephe derinliğinde ince, uzun dikdörtgenlerden meydana gelen sıra ev tipolojisindeki bu ilk örnekler, daha çok barınma amaçlı tasarlanmıştır. Bu yüzden konutlar istenen mekân standardında da değildir.

Kahramanlar’daki konutlarda tipolojik gelişim açısından bir sonraki adımı, yardımcı hollerin plana dahil edildiği örnekler oluşturmaktadır. Havalandırma boşluklarının tasarımda kullanılmaya başlaması, bu yeni plan tipine olanak sağlamıştır. Bu tip konutlarda ya servis grubu (Örnek 7), ya da yaşama grubu (Örnek 8) konut bütününden ayrışmaktadır. Ancak her iki durumda da yatma grubu kendisiyle ilişkili olmayan ikinci bir mekânsal alt grupla birarada çözülmek zorunda olduğundan istenen mekânsal örgütlenme bu tip konutlarda da sağlanamamıştır.

Erken Cumhuriyet Dönemi’ne ait Kahramanlar Konutları’nın büyük bir çoğunluğu 2 odalıdır. Kaya’nın kent bütününe yönelik yaptığı çalışmada da İzmir’de belirtilen dönemde inşa edilen 2 odalı konutların diğerlerine oranla daha fazla olduğu belirtilmektedir.(26) Bu konutlardaki odalar tıpkı geleneksel konuttaki gibi çok fonksiyonlu mekânlar olarak düzenlenmiştir. Aynı dönemde Kahramanlar’da ikinci sıklıkta karşılaşılan 3 odalı konutlar da yine alan olarak çok sınırlı bir metrekareden oluştukları için, bunlarda da mekânsal çeşitlilik yeterince gelişmemiştir. Bu konutların ön cephesinde bulunan 2 oda yaşama amaçlı kullanılmakta ve mutlaka misafir ve oturma olarak iki ayrı hücreden oluşmaktadır. Diğer oda ise yatma amaçlı kullanılmakta ve istisnasız tüm konutlarda mutfakla birlikte arka cepheye baktırılmaktadır. Burada genellikle ortak bir mekânda çözülen banyo ve tuvaletin ortak kullanılmasına karşın, alaturka tuvalet alışkanlığının devam ediyor olması şaşırtıcıdır.

Sonuca İlişkin

Kentsel ölçekte elde edilen bulgular, Erken Cumhuriyet Dönemi boyunca Yangın Bölgesi’ndeki mekânsal değişim ve dönüşümlerin, Alsancak ve Kahramanlar semtleri olmak üzere iki farklı düzeyde yaşandığını ortaya koymaktadır. Alanın söz konusu dönemdeki morfolojik yapısı, Danger-Prost Planı çerçevesinde şekillenmiştir. Yapılan morfo-tipolojik analizler, yeni morfolojik yapının burada ortaya çıkan konutların biçimlenmesinde, doğrudan belirleyici olduğunu açıkça göstermektedir.

Konut ölçeğinde elde edilen sonuçlar ise, Yangın Bölgesi’ndeki konutların mimari nitelik açısından alanın tümünde homojen özellikler taşımadığını göstermektedir. Kültürpark’ın tampon vazifesi gördüğü Alsancak ve Kahramanlar semtleri, konut odaklı yerleşim alanları olmakla birlikte, tipolojik özellikler açısından birbirlerinden ayrışmaktadır. Tıpkı geçmişte olduğu gibi denize yakın olan bölümler, üst düzey gelir gruplarının tercih ettiği ve nitelikli konutların yüksek ücretle kiralandığı bir alan olarak gelişirken, Kültürpark’la bu alandan ayrılan ve denizden daha gerideki bölümler ise düşük gelir düzeyindeki grupların tercih ettikleri yerleşim alanlarını olarak gelişmiştir. Ekonomik, sosyal ve kültürel etkenlerce de desteklenen bu ikili yapı, bu gün de varlığını hâlâ sürdürmektedir.

Bununla birlikte Yangın Bölgesi’ndeki Erken Cumhuriyet Dönemi konutları, Cumhuriyetin temsili bir mekânındaki yeni yaşam pratiklerinin ve toplumsal değişimlerin izlerini taşıdıkları açıktır. İki kesime ait konutlar arasında yapılan tipolojik kıyaslama, Alsancak kesiminde inşa edilen konutların mekânsal nitelik açısından Ankara ve İstanbul’un gerisinde olmadığını göstermektedir. Kahramalar Konutları ise mekânsal nitelik açısından yetersiz olmakla birlikte, taşıdığı sosyal değer açısından son derece önemlidir. Ancak, apartmanlaşma olgusu ile ortaya çıkan yıkım sürecinde, Cumhuriyetin bu temsili mekânına ait erken dönem konut örnekleri yok denecek kadar azalmıştır.

NOTLAR

* Makalenin son okumasını yapan hocam sayın Prof. Dr. Gürhan Tümer’e ve mimari projelerin temin edilmesi sırasında yardımlarını gördüğüm Konak Belediyesi’ne teşekkür ederim.

1. Zürcher, 1998, 58.

2. Kaliber, 2002, 110.

3. Tekeli, 1998.

4. Karal, 1981, 11-36.

5. Deren, 2002, 382.

6. Yalım, 2002, 188.

7. Aslanoğlu, 2001, 27.

8. Çetin, 2004, 34.

9. Atay, 1978, 92.

10. Bilsel, 1996, 13-30.

11. Temiz, 2001, 84.

12. Bilsel, 2001, 44.

13. Atay, 1998; Bilsel, 1996.

14. Çetin, 2004.

15. Say, 1941.

16. Serim, 1979.

17. Baran, 2003, 70.

18. Say, 1941.

19. Olgaç, 1939, 34-36.

20. Kaya, 1961, 9.

21. Say, 1941, 110.

22. Çetin, 2004, 199.

23. Aslanoğlu, 2001, 45.

24. Bozdoğan, 2002, 241.

25. Bozdoğan, 2002, 239.

26. Kaya, 1961.

KAYNAKÇA

- Aslanoğlu, İ. 2001, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı (1923-1938), ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara.

- Atay, Ç. 1978, Tarih İçinde İzmir, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayını: 3, Tifset Basım ve Yayın Sanayii, İzmir.

- Atay, Ç. 1998, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İzmir Planları, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, Ankara.

- Baran, T.A. 2003, Bir Kentin Yeniden Yapılanması, İzmir 1923-1938, Arma Yayınları: 44, İstanbul.

- Bilsel, C. 1996, “Ideology and Urbanism During the Early Republican Period: Two Master Plans for İzmir and Scenarios of Modernization”, METU Journal of Faculty of Architecture, 1-2, pp.13-30.

- Bilsel, C. 2001, “İzmir’de Cumhuriyet’in Modern Kentine Geçişte Şehircilik Deneyimi ve Model Transferi Sorunu, Danger-Prost Planı ve Le Corbusier’nin Nazım Plan Önerisi”, Domus, Şubat-Mart 2001, 9, ss.42-46.

- Bozdoğan S. 2002, Modernizm ve Ulusun İnşası: Erken Cumhuriyet Türkiyesinde Mimari Kültür, Çev. Tuncay Birkan, Metis Yayınları, İstanbul.

- Çetin S. 2004, İzmir’in Yangın Bölgesinde 1922-1965 Yılları Arasında Yaşanan Mekânsal Değişim ve Dönüşümlerin Konut Bağlamında Değerlendirilmesi, DEÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir.

- Deren, S. 2002, “Kültürel Batılılaşma”, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 3: ‘Modernleşme ve Batıcılık’, İletişim Yayınları, İstanbul .

- Karal, E.Z. 1981, The Principles of Kemalism, Atatürk Founder of a Modern State, eds. E. Özbudun, A. Kazancıgil, C. Hurst and Company, London.

- Kaliber, A. 2002, “Türk Modernleşmesini Sorunsallaştıran Üç Ana Paradigma Üzerine”, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 3: ‘Modernleşme ve Batıcılık’, İletişim Yayınları, İstanbul .

- Kaya, A. Ö. 1961, Cumhuriyet Devrinde Mesken Meselesi, Ankara.

- Olgaç, U. 1939, Güzel İzmir Ne İdi, Ne Oldu?, Meşher Basımevi, İzmir.

- Say, M. 1941, İjiyen Bakımından İzmir Şehri, Bilgi Matbaası, İzmir.

- Serim E. 1979, Yıkım, Yapım, Satım Olgusu ve Kentsel Yenileme, İzmir Alsancak Örnek Olay Üzerine Bir Araştırma, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir.

- Temiz, A. D. 2001, “Tarihi Kent Merkezi Kemeraltı’nda 19. Yüzyıldan Bu Güne Meydana Gelen Mekânsal Dönüşümler”, İzmir Kent Kültürü Dergisi, 4, ss.81-91.

- Tekeli İ. 1999, “Bir Modernleşme Projesi Olarak Türkiye’de Kent Planlaması”, Türkiye’de Modernleşme ve Ulusal Kimlik, eds. S. Bozdoğan and R. Kasaba, çev. N. Elhüseyni, Türk Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul.

- Yalım, İ. 2002, “Ulus Devletin Kamusal Alanda Meşruiyet Aracı:Toplumsal Belleğin Ulus Meydanı Üzerinden Kurgulanma Çabası”, Başkent Üzerine Mekân-Politik Tezler: Ankara’nın Kamusal Yüzleri, der. G. A.Sargın, İletişim Yayınları, İstanbul

- Zürcher, E. J. 1998, Turkey a Modern History, I.B. Tauris & Co. Ltd. Publisher, Londra, Oxford, New York.

Resim 1. Yangın kalıntıları temizlendikten sonra alanın büyüklüğü çarpıcı bir biçimde görülmektedir. (E. Serçe, F. Yılmaz ve S. Yetkin, 2003, Küllerinden Doğan Şehir, Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kent Kitaplığı Dizisi, 45, İzmir)

Plan 1. Danger-Prost Planı’a göre Yangın Bölgesi

Plan 2. Danger-Prost Planı’nın revizyonlardan sonraki durumu (1939)

Resim 2. Dr. Mustafa Enver Bulvarı üzerinde modernist konutlar (1930’lar) (C. Alkış, 1998, Kalbim Ege’de Kaldı / Cemal Alkışın Gözüyle Bir Zamanlar İzmir, EGS Bank Bilim Kültür Ve Sanat Yayınları, İstanbul)

Resim 3. Alsancak kesiminde ayrık nizam bahçeli konutlar. (Tepekule Kitaplığı Koleksiyonu)

Plan 3. Alsancak kesiminde ayrık nizam konut parselleri

Örnek 1. Tek aile için tasarlanmış dubleks bir villa. (Necmettin Emre, 1938, “İzmir’de Bir Ev”, Arkitekt, No:8, ss.218-220)

Örnek 2. Merdiven ilave edilmek suretiyle tek evden apartmana dönüştürülen bir konut (1177 ada / 3 parsel - Alsancak)

Örnek 3. Üst düzey gelir seviyesindeki insanlar için tasarlanmış altı odası ve ayrı servis girişi olan konut (1165 ada / 3 parsel - Alsancak)

Örnek 4. Orta sofalı geleneksel konutlardaki gibi bütün mekânların merkezi konumdaki ana hole açıldığı konut örneği (1177 ada / 2 parsel - Alsancak)

Resim 4. Necmettin Emre’nin Voroşilof (Plevne) Bulvarı üzerinde modern mimari ilkelerine göre biçimlendirdiği bir konut (Arkitekt, 1938, No:8, ss.218-220)

Plan 4. Kahramanlar’da bitişik nizam konut parselleri

Resim 5. Kahramanlar’da sıkışık dokudaki konut yerleşimi (Belediyeler Dergisi, 1935, s.61)

Örnek 5. Kahramanlar’daki işçi konutlarına ait ilk plan örneği (1898 ada / 17 parsel -Kahramanlar)

Örnek 6. Islak mekânların ana hol doğrultusunda sonradan ilave edildiği konut tipi (1919 ada / 14 parsel - Kahramanlar)

Örnek 7. Servis grubunun konut bütününden ayrıştığı iki odalı konut örneği; son iki kat yapıya daha sonra ilave edilmiştir. (1923 ada / 5 parsel - Kahramanlar)

Örnek 8. İki ayrı birimden oluşan yaşama grubunun konut bütününden ayrıştığı üç odalı konut örneği (1913 ada / 20 parsel - Kahramanlar)

Bu icerik 11604 defa görüntülenmiştir.