374
KASIM-ARALIK 2013
 
MİMARLIK’tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • “Yol” Üzerine
    Ela Babalık Sutcliffe, Doç. Dr., ODTÜ, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARİ TASARIM

Sirkülasyon Alanları Tasarımında Kolaj Etkisi*

Nihan Canbakal Ataoğlu, Öğr. Gör. Dr., KTÜ, Trabzon Meslek Yüksek Okulu, Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü

TDK tarafından “kesyap” olarak iki boyuta referans verir biçimde Türkçeleştirilen kolajın, kendine birçok farklı alanda yer edinmesi ise üçüncü boyuta etkilerinin keşfinden sonradır. Yazar, günümüzde fotomontaj tekniklerinin popülerleşmesiyle eşzamanlı olarak, sirkülasyon alanı tasarımlarında farklı malzemelerin, biçimin, dokunun, çarpıcı renk zıtlıklarıyla birarada, bilinçli ya da bilinçsiz, sıklıkla kullanıldığını söylüyor.

Günümüz mimarisinde, farklı kütle arayışları altında çeşitlenen form zenginliği daha çok gözebatar gibi gözükse de bina iç mekân örgütlenmeleri ve yapı kesitleri incelendiğinde iç mekânın, özellikle binanın sirkülasyon alanlarının, binaya özgü ve hiç deneyimlenmemiş mekân algıları oluşturduğu görülmektedir. Sirkülasyon bir yapı içerisinde dolaşımı sağlayan, iç mekânda geçiş işlevini üstlenen, koridor, hol, sofa, antre, avlu, atrium, galeri, pasajlar gibi mekânsal geçişleri ve bu alanların yatay ve düşeydeki bağlantılarını sağlayan merdiven, rampa, asansör, köprü gibi yapı elemanlarını kapsar. Sirkülasyon alanları, evrimsel bir çizgi üzerinde değişim ve kırılma noktaları geçirerek, modern mimari öncesi, modern mimari ve modern mimari sonrası dönemlerde algısal ve biçimsel farklılıklar içermektedir. Modern öncesi ve modern dönemde sirkülasyon alanları, işlevin öngördüğü ve gerektirdiği açık, net, “algılanabilirlik” ve “yeterlilik” kavramı üzerine kurulu sirkülasyon çözümleri içerir. Modern sonrası (özellikle 1980 sonrası) dikkat çeken pek çok yapının sirkülasyon alanının, farklı bakış açıları, vistalar, yanılsamalar, ölçek, mekân ve biçim farklılaşmaları ile sağlanan sürprizlerle kullanıcıyı şaşırtan, yönlendiren, yönsüz bırakan, algılanması güç farklı senaryolar üzerine kurulu iç mekân çözümleri içerdiği saptanmaktadır. Sirkülasyon alanlarındaki bu yeni biçimlenmeyi oluşturmak için kullanılan, farklı malzemeler, biçimler, dokular, çarpıcı renk zıtlıkları, rasyonel-irrasyonel form birlikteliklerinin birarada kullanılması kolaj çalışmalarını andırmaktadır. “Kumaş, tahta, gazete ve her türlü malzemeyle yapılan kağıt veya kartona yapıştırılan resim veya kompozisyon” anlamına gelen kolaj, hem bir sanat tekniği hem de bu teknikle üretilmiş yapıtlar için kullanılabilen bir terimdir. Birbirine hiç benzemeyen öğeleri biraraya getirerek bir yapıt ortaya koyma tekniği ve bunun sonucundaki doku kopukluğunu yadırgamama özelliğiyle farklı sanatlarda ve uygulama alanlarında görülebilen kolaj, yukarıda anlatılan yakın tarihli sirkülasyon alanları tasarımlarının biçimlenme stratejileri bakımından benzerlik göstermektedir.

KOLAJIN KISA TARİHÇESİ

Kolaj, yapıştırılmış, bazen üstleri ve etrafları boyanmış fotoğraflar, gazete ve dergi, duvar kağıdı parçaları gibi malzemelerle kübistler tarafından sıklıkla kullanılan sanat formudur.(1)

Geniş anlamda kolaj, yani birbirine hiç benzemeyen öğeleri biraraya getirerek bir yapıt ortaya koyma tekniği ve bunun sonucundaki doku kopukluğunu yadırgamama özelliği bütün sanatlarda, örneğin, edebiyat, müzik, resim, fotoğraf, sinema gibi alanlarda görülebilmektedir. Kolaj tekniğinde kullanılan kopukluk ve (çoğu zaman günlük gerçeklikten alınan bazı öğelerin yapıtta kullanılması gibi) birbirine uymayan üsluplardan bilinçli olarak yararlanılması, modern sanat dilinin göreneklerinden sayılmıştır ve bu alanda Kübizm, başı çeken bir akım olmuştur.(2)

Kübizm, resmin bir betimleme sanatı olmasına son veren, çağdaş teknolojik gelişmeler (örneğin, 1840 yılında fotoğrafın bulunması) dolayısıyla ortaya çıkan geleneksel işlevin yitirilmesine karşın yeni bir kimlik anlayışından kaynaklanmış yeni bir görsel anlatı (ifade) tarzıdır. Kübistler, 1912’de gerçek nesnelerin, gazete, paketler, kumaşlar ve benzerlerinin yer aldığı resimler yapmaya başladılar. Kullandıkları tekniğe “papier colle” (yapıştırma) tekniği adı verildi. Yapıştırmayla birlikte sentetik kübizm dönemi başlamış oldu. Sentetik kübizmin birincil özelliği, bağımsız öğelerin bir araya getirilmesidir. (3)

Sanat, görsel izlenimlere güvendiği, yalnızca ışığın ve rengin optik niteliklerini araştırdığı sürece, sanatçıya duygusunu ifade edip onu öteki insanlara iletme olanağı veren yoğunluk ve tutkuyu yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Küçük bir sanatçı grubu bunun farkına varmıştır. Bu ilkeler tanınıp zafere ulaşınca, bir boşluk duygusu bırakıyordu. Sanatçılar da doğayı gördüğümüz gibi betimleme çabasında, sanatın elinden bir şeylerin kaçtığını duyumsuyorlar ve bu bir şeyleri çılgınca tekrar yakalamaya çalışıyorlardı. Modern sanat dediğimiz şey bu hoşnutsuzluklardan doğmuş ve ressamların çabalarını değişik çözümlere yöneltmiştir. İlk bakışta çılgınca görünen bu akımların, sanatçıların girdikleri çıkmazdan kurtulmaları için somut girişimler olduğunu görmek güç değildir.(4)

Sanatın göreneksel dağarcığının dışından ya da daha değersiz sayabileceğimiz kesimden malzeme kullanmak, aynı resimde birbiriyle çelişen bilgiler vermek, yapıştırma tekniği olan kolajı kullanarak her türlü resimsel dili hiçe saymak, çoğu sanatçı için modern kent insanının yaşantısını yansıtmada, kolajın karmaşıklık ve kopukluk imgelerine yaptığı vurgu nedeniyle önemli olmuştur.(5) Kolaj tekniğini benimseyen ve kullanan başlıca sanatçılar arasında Pablo Picasso, Georges Braque, Kurt Schwitters, Aleksandr Rodchenko, Juan Gris, Peter Blake, Marcel Duchamp, Richard Hamilton, Lee Krasner, Anne Ryan, Robert Rauschenberg, George Grosz, John Heartfield, Antonio Berni, Tom Wesselman ve Burhan Doğançay’ın isimleri anılabilir.

Örnek vermek gerekirse Pablo Picasso, Georges Braque ve Kurt Schwitters kağıt, kumaş ve gazete parçalarını tuvale yapıştırarak kolaj tekniğinde eserler ürettiler. Georges Braque’ın Stüdyo VII isimli eserinde olduğu gibi yağlıboya ile yapılan çalışmalarda da kolaj etkisi görülebilir. Kurt Schwitters ise tramvay biletleri, pullar ve paket sargıları gibi günlük yaşamın ürünü olan nesneleri birleştirdiği kendine özgü yönteme verdiği ad olan “merz” ile yaptığı kolajlarla, toplumun ve sanat geleneklerinin dikte ettiği kuralların, normların dışında bir anlatım yöntemi geliştirmiştir.(6) (Resim 1, 2, 3)

KOLAJ VE MİMARLIK

Picasso ve Braque’ın geliştirmiş oldukları kolaj tekniği mimarlık kuramında da bir metafor olarak kullanılmıştır. Archigram grubu 1961 yılında Warren Chalk, Peter Cook, Dennis Crompton, David Greene, Ron Herron ve Michael Webb’ten oluşan genç İngiliz mimarlar tarafından kurulmuştur. Birbirini takip eden sıkıcı projelere ve tekdüzeliğe karşı olarak kurulan Archigram grubu, eğlenceli kolajlarıyla dikkat çekmiştir. (Resim 4, 5)

İngiliz mimar, eleştirmen ve kuramcı Colin Rowe, 1978 yılında Fred Koetter ile birlikte yazdığı Kolaj Kent kitabında kolajı bir metafor olarak kullanır ve modern mimariye getirdiği eleştiriyle bir uzlaştırma kuramı oluşturur. Kolaj Kent’e, şu sözlerle giriş yapan Colin Rowe, uzlaşmaz gibi görünen uçları, en başta da geleneksel ile moderni, karşıt fikirlerin didişmesi yerine “aydın bir çoğulculuk” olarak görmek isteyen düşünce biçimini oluşturmuştur:(7)

Yapıcı hayalkırıklığı için bir öneri: Düzen ile düzensizliğin, basit ile karmaşığın, sürekli referanslar ile gelişigüzel olguların, özel ile kamusalın, yeni buluşlar ile geleneğin, geçmişe bakış ile kehanetlerin aynı anda birlikteliği için bir çağrı. Bizim için modern kentin bazı erdemleri olduğu açık; sorun, modern bir söylevin gerekliliğini kabullenirken, bu erdemleri koşullara cevap verebilir hale getirmek.

Rowe’a göre, “Kent bir müzedir. Tek tek nesnelerin ya da olayların eklektik biçimde yığılmasıyla oluşmuş bir müze.” Topyekûn tasarımlarla ve toplumsal mühendislikle planlanan kentlerin felaket sonuçlarına karşı üzerinde düşünmemiz gereken bir seçenek müze kent; en uzak yer ve zamanlardan tanışıp belli bir mekânda en olmayacak biçimlerde biraraya gelmiş nesnelerin anıtsal etkisinden oluşmuş bir parçalar kenti; Kolaj Kent kitabının başında yer alan varsayımsal kent planı “Birleşik Mevcudiyetler Kenti” eklektik parçaların anıtsal etkisini örnekler.(8) (Resim 6)

KOLAJ VE SİRKÜLASYON ALANI TASARIMI

Modern mimari sonrası dönemde binaların sirkülasyon alanı tasarımı değişmiştir. Özellikle 1980 sonrası binalarda sirkülasyon alanlarını, tasarımcılar bilinçli olarak farklı kurgular ve senaryolarla tasarlamaktadır. Günümüzde sirkülasyon alanları, farklı sahnelerle, kullanıcıyı şaşırtmak, sürprizlerle karşılamak için düzenlenmiş bir kurgu içerisinde, farklı bakış açıları, vistalarla sinema filminde olduğu gibi kesintisiz biraraya gelen sahneler şeklindedir. Sirkülasyon alanları, aynı mekân içerisinde bir resim tuvalini andırırcasına farklı dokular, farklı formlar, biçimler ve renk çeşitliliği ile kolaj tekniğiyle biraraya getirilmiş gibi görünmektedir.

Lynton’ın(9) ifade ettiği gibi, çoğu sanatçı için modern bir kent insanının yaşantısını yansıtmada, karmaşıklığın ve kopukluğun önemli imgeler olması gibi, modern sonrası sirkülasyon mekânları da mimarın fantezileri ile şekillenen, sürprizlerle kullanıcıyı şaşırtan, yönlendiren, yönsüz bırakan, algılanması güç, karmaşıklık ve kopukluğun hissedildiği mekânlar olmuşlardır. Tek bir çatı altında biçimlenen farklı perspektiflerin yer aldığı mekânlardan kesitler, bir tuvaldeki kolaj çalışmasını andırmaktadır.Sirkülasyon alanlarının tasarımdaki kolaj etkisini, aşağıdaki başlıklar altında incelemek mümkündür:

    1. Farklı malzemelerin ilişkisiyle oluşturulan kolajlar,

    2. Farklı renkler ve dokularla oluşturulan kolajlar,

    3. Rasyonel-irrasyonel form birliktelikleri,

    4. Plan ve kesitte oluşturulan kolaj etkisi.

Farklı Malzemelerin İlişkisiyle Oluşturulan Kolajlar

Günümüz mimarisinde, giydirme cam cepheler ile çelik malzeme en yaygın kullanılan, yapılarda çağdaş görüntüyü oluşturan malzemelerden birkaçıdır. Bu çağdaş malzemelerin, geleneksel ve konvansiyonel kullanım teknikleri olan taş, ahşap, kerpiç gibi malzemelerle olan birlikteliği, Colin Rowe’un Kolaj Kent kuramında olduğu gibi geçmiş ve gelecek arasında diyalektik bir ilişki oluşturmaktadır. Geleneksel ve yeni malzemenin diyalektik birlikteliği kent ortamında dikkat çektiği kadar, iç mekânda sirkülasyon alanlarında da dikkat çekmektedir. Kalıp izi çıkmış beton, plastik ve cam optik liflerle yarı saydamlaştırılmış beton, lazer teknolojisiyle istenilen desenin işlenildiği gözenekli dokulu metal yüzeyler, akrilik malzemeler, kompozit malzemeler, geleneksel malzemeler ile biraraya gelince kolaj etkisi oluşturmaktadır. Örneğin, İspanyol tasarım ofisi ON-A’nın, çağdaş çatı örtüsü ve ışıklandırılmış zemin döşemesi ile tarihî arkadları birleştirdiği kültür merkezi, geçmiş ve geleceğin aynı tablo içinde yer aldığı bir kolaj çalışması gibi durmaktadır. İçe dönük bir yapı olarak tasarlanmış olan Design Collective’in sirkülasyon alanı, yer yer sergileme nişleri açılan beyaz pürüzsüz sıvalı duvarlara üç kat boyunca süreklilik gösteren parçalı prizmatik ahşap sirkülasyonun yapıştırıldığı kolaj çalışması gibidir. Studio SKLIM tasarım ofisinin tasarladığı güzellik eğitim merkezinde, siyah sirkülasyon bandı birbirinden bağımsız üç bloğu birleştirirken beyaz alçılı düzgün duvarlar, ahşap ve siyah seramiğin kompozisyonu etkileyici bir kolaj görünümündedir. Benzer şekilde Zaha Hadid’in Roma’da tasarladığı MAXXI Müzesi sirkülasyon alanı, ipeksi dokunuşlu çıplak beton duvarları, mekâna dinamizm katan siyah çelik merdiveni ve dekoratif görünümlü kırmızı çelik boruların renklendirdiği beyaz ve gri tonlarının başarıyla kullanıldığı bir kolajı andırmaktadır. (Resim 7-10)

Farklı Renkler ve Dokularla Oluşturulan Kolajlar

Mimaride renk, yapının karakterini vurgulamak, onun biçim ve malzemesine dikkati çekmek, onun bölümlerini daha belirginleştirmek için kullanılır.(10) Renk, mekânda, mekânsal sınırları belirleyici, biçimi vurgulayarak geçişleri ve sirkülasyon alanlarını düzenleyici, yönlendirici olarak etkin bir şekilde kullanılabilir. Malzemeleri birbirinden farklılaştıran karakteristik yapılardan biri de dokudur. Kaba, sert, parlak, mat, doğal ve yapay dokular kullanıldıkları mekânlarda farklı etkiler bırakmaktadır. Farklı formların, çarpıcı renk ve desenlerin her türlü dokuyla birlikteliği, sirkülasyon alanlarında bir tuvali andırırcasına kolaj etkisi oluşturabilmektedir. Örneğin, Herman Hertzberger’in tasarladığı Montessori Koleji’nin sirkülasyon alanı, etkileşimi ve diyaloğu artırabilmek adına farklı kotları birbirine bağlayan merdivenleriyle dinamik bir kesit oluştururken, kullanılan malzeme, doku ve renk seçimlerindeki çeşitlilik mekânda kolaj etkisi yaratmaktadır. Herzog & de Meuron’un Kütüphane ve Medya Merkezi’nde kitap ve çalışma bölümleri konsantrasyon için beyaz ve gri tonlarında tasarlanırken, 6 metre çapı, parlak pembe rengiyle merdiven ve pembe, yeşil, sarı renkleriyle renk patlaması olarak değerlendirilen, sirkülasyon alanı mekânın genelinde oluşturulan doku ve renk zıtlıklarıyla kolaj etkisi oluşturmaktadır. Benzer şekilde Kimmel Sanat Merkezi kompleksi, büyük şeffaf çatı örtüsü altında farklı renklerde ve dokularda biraraya gelen prizmatik ve silindirik formlarıyla kolaj görünümündedir. Galeri BSL’de beyaz corian malzemenin parlak dokusuyla zemin, duvar ve tavan yüzeyini kaplayan akışkan organik formuyla sergileme platformu, siyah renkli iç mekân içerisine yapıştırılmış kolaj çalışması gibidir. (Resim 11-14)

Rasyonel-İrrasyonel Form Birliktelikleriyle Oluşturulan Kolajlar

Günümüzün çoğulcu mimarisinde ve kütle biçimlenmesinde akışkan, dalgalı biçimler, amorf formlar ve strüktürler dikkat çekmektedir. Konvansiyonel olarak birbiriyle dik açılı yüzeylerle kesişerek biçimlenen mekânlar ve formlar, yerini köşelerin kaybolduğu sınırların belirsizleştiği mekânlara ve akışkan formlara bırakmıştır. İç mekânda ve sirkülasyon alanlarında sınırların belirsizleşerek, mekânların, akışkan formlar ile küresel veya parçalanmış küresel formlarla, amorf biçimlerin ise rasyonel formlarla birlikteliği kolaj etkisi oluşturmaktadır. Örneğin, Rafael Vinoly’nin tasarladığı laboratuar binasının yay formundaki sirkülasyon alanında, sürprizle karşılanan amorf form, tuvale yapıştırılmış kolaj etkisindedir. Rogers’ın sıradışı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi binasında mahkeme salonlarını oluşturan ahşap dokulu konik kütleler sirkülasyon alanında peşpeşe sıralanarak, çelik strüktür ve camla birleşince, etkileyici bir kolaj tuvalini andırmaktadır. UN Studio’nun Müzik Tiyatro Binası’nın çelik ve camdan oluşan prizmatik formu, aydınlatma ve malzeme detaylarıyla dalga etkisi vurgulanan akışkan heykelsi merdiveniyle çelişerek sirkülasyon alanında kolaj etkisi oluşturmaktadır. (Resim 15-17)

Plan ve Kesitte Oluşturulan Kolaj Etkisi

Günümüzün dikkat çeken yapılarında kesitler, düzenli açıklıkların üst üste yığılması şeklinde değil de, her katta farklılaşan düzensiz açıklıklar ve yırtıklar şeklinde oluşturulmaktadır. Kot farklarıyla, düzensiz yırtıklarla delinen kesitlere eklenen amorf biçimler, irrasyonel formlar, küresel formlar, çatı örtülerinin altında kolaj etkisi oluşturmaktadır. Benzer şekilde, binaların planlarında sirkülasyon alanları, düzgün geometrik olmayan biçimlenmelerle, rasyonel ve irrasyonel biçimlerin birlikteliğiyle kolaj etkisi içerir. Örneğin, BMW Welt, büyük, kompakt, dörtgen çatı örtüsünün eğrisel hareketleri, düzensiz yırtıklarla şekillenmiş katları bağlayan rampaları, köprüleriyle dinamik bir kesit oluştururken, çatının altındaki yer yer boşaltmalar ve silindirik kitleyle tasarlanan bina kesiti kolaj çalışması gibidir. Steven Holl’un Teknoloji Enstitüsü kesiti, birbirini tekrarlayan düzenli açıklıkların üst üste yığılmasıyla oluşurken, kesitteki prizmatik boşaltmalar ve şekilsiz hava bacaları kesite kolaj etkisi katmaktadır. Daha önce örneklenen (Resim 12), Kütüphane ve Medya Merkezi, inorganik formuyla dikkat çekerken plandaki dairesel sirkülasyon çekirdekleri ve iç mekânda çalışma alanlarındaki beyaz ve gri renk skalasına eşlik eden canlı renkleriyle kolaj çalışması gibidir. (Resim 18-20)

SONUÇ

Farklı malzemeleri, biçimleri yapıştırarak biraraya getirmek anlamına gelen kolaj, mimarlık ve kentsel mekânların tasarımında farklı biçimlerin, malzemelerin birbiriyle oluşturduğu ilişkileri açımlamak için bir metafor olarak kullanılabilmektedir. Modern sonrası yapılarda mekân, tek bir perspektif içerisinde değil, farklı senaryolar üzerine kurulu pek çok mekânın üst üste birleştirilmesiyle birçok perspektiften oluşmuştur. Bu kurgu, farklılaşan merdiven tasarımları, rampalar, asansörler ile düzensiz kat kesitleri, rasyonel-irrasyonel form birliktelikleri, amorf formlar, çeşitli dokuların birlikteliği, çarpıcı renk kullanımları ile kolajları anımsatmaktadır. Farklı doku, renk ve biçimlerle, kopukluk ve karmaşayla, birbirine benzemeyen öğeleri biraraya getirerek yapıt oluşturma tekniği olan kolaj ile özelikle 1980 sonrası binaların sirkülasyon alanlarının biçimlenmeleri, iç mekân fotoğrafları ve kolaj çalışmaları yan yana getirildiğinde (Resim 21-25) ilk bakışta farklılığın algılanamamasıyla oldukça dikkat çekmektedir. Günümüzde fotomontaj tekniklerinin popülerleşerek kullanılmasıyla artan kolaj kompozisyonlar ve binaların sirkülasyon alanlarındaki biçimlenmelerindeki benzerliğin paralelliği oldukça çarpıcı ve düşündürücüdür.

 

NOTLAR

* Bu makale, “Kolaj ve Sirkülasyon Alanları Tasarımı” başlığı ile 7-8 Haziran 2012’de gerçekleşen Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 10. Ulusal Sanat Sempozyumu’ndan sunulan bildiriden düzenlenerek hazırlanmıştır.

1. Cumming, 2006.

2. Lynton, 1991.

3. Şenyapılı, 2004.

4. Gombrich, 1992, s.441.

5. Lynton, 1991.

6. Little, 2006.

7. Dostoğlu, 1984.

8. Dostoğlu, 1984.

9. Lynton, 1991.

10. Rasmussen, 1994.

 

KAYNAKLAR

2011, Picasso, YKY, İstanbul.

Aksu, A., Uludağ, Z. ve Çağlar, N., 2008, Sanat, Kent ve Mimarlık Eleştirisi için Ortak Bir Tema: Kent Kolajları, Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi, cilt:28, Sayı: 4.

Bergdoll, Barry, 1997, “John Kenen and Terence Riley Tectonic Collage”, Perspecta, sayı:28, ss.148-159.

Canbakal Ataoğlu, N., 2009, Çağdaş Mimaride Bir Antitez: Sirkülasyon, KTÜ FBE, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Trabzon.

Cummimg, R., 2006, Sanat Kitabı (Görsel Rehberler Serisi), İnkılâp Kitapevi, İstanbul.

Decq, Odile, 2007, “Odile Decq’i Anlamak”, söyleşi: Gül Kaçmaz Erk, Yapı, sayı:308.

Dostoğlu, S., 1984, “Modern Mimarlığın Ötesi, Colin Rowe ve Bir Uzlaştırma Kuramı”, Mimarlık, sayı: 207, s.7.

Fuksas, Massimiliano, 2005, “Bolle”, Yapı, sayı:278, ss.58-68.

Gombrich, E.H., 1992, Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, İstanbul.

Öymen Gür, Ş., 1998, “Eleştirel Yorumlarda Mimari Kavramlar-1”, Yapı, sayı:196, ss.48-56.

Little, S., İzmler Sanatı Anlamak, (çev.) Derya Nükhet Özer, YEM Yayın, İstanbul.

Lynton, N., 1991, Modern Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, İstanbul.

Shane, David Graham, 2000, “Colin Rowe, 1920-1999”, Journal of Architectural Education, cilt:53, sayı:4, ss.191-198.

Şenyapılı, Ö., 2004, Yirminci Yüzyıl, Boyut Yayın Grubu, İstanbul.

Rasmussen, S.E., 1994, Yaşanan Mimari, (çev.) Ömer Erduran, Remzi Kitabevi, Birinci Basım, İstanbul, ss. 64-65.

Rowe, Colin ve Koetter, Fred, 1984, Collage City, MIT Press, Cambridge, Massachusetts.

 

FOTOĞRAF KAYNAKLARI

URL1. www.wikipaintings.org [Erişim: 01.05.2012]

URL2. http://www.standard.co.uk/goingout/exhibition/kurt-schwitters-collages-and-assemblages-1920-47-103570 [Erişim: 01.02.2013]

URL3. http://www.remixtheschoolhouse.com/content/archigram-instant-city [Erişim: 01.02.2013]

URL4. http://cdn.archinect.net/images/1200x/m1/m1tehbdeai7m69tq.jpg [Erişim: 01.02.2013]

URL5. http://www.designboom.com/weblog/cat/9/view/21066/on-a-pontifical-seminary-reform.html [Erişim: 01.05.2012]

URL6. http://www.archdaily.com/263377/design-collective-neri-hu/, Fotoğraf: Shen Zhonghai [Erişim: 01.09.2012]

URL7. http://www.archdaily.com/217865/beauty-blocks-studio-sklim/sklim_bb_08_lr/ [Erişim: 01.02.2013]

URL8. http://www.spiluttini.com/image.php?media_id=57717 [Erişim: 01.06.2013]

URL9. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/e/e7/KimmelCenterInteriorHDR.jpg [Erişim: 01.06.2013]

URL10. http://www.hipshops.com/paris/shops/67/galerie-bsl [Erişim: 01.06.2013]

URL11. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/7/78/Inside_Icahn.JPG [Erişim: 01.06.2013]

URL12. http://www.richardrogers.co.uk/render.aspx?siteID=1&navIDs=1,4,25,830,834&showImages=detail&imageID=1027 [Erişim: 01.12.2007]

URL13. http://www.dezeen.com/2009/02/19/mumuth-by-unstudio/ [Erişim: 01.09.2012]

URL14. http://www.stevenholl.com/project-detail.php?id=47 [Erişim: 01.03.2008]

URL15. http://www.artchive.com/artchive/S/schwitters.html [Erişim: 01.05.2012]

URL16. http://newlearningcentre.wordpress.com/building-visits/ [Erişim: 01.06.2013]

URL17. http://www.dezeen.com/2009/02/19/mumuth-by-unstudio/ [Erişim: 01.09.2012]

URL18. http://www.architecture-buildings.com/post/armani-store-fifth-avenue-in-new-york-usa-by-massimiliano-doriana-fuksas/ [Erişim: 01.09.2012]

Bu icerik 34443 defa görüntülenmiştir.