370
MART-NİSAN 2013
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Erk ve Hakikat Algısı
    Güven Arif Sargın, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi

  • Mimarlık’la Kaçamaklar
    Güven Birkan, Mimarlık dergisi, ’76 yılı Yayın Yönetmeni; Nisan’77 - Aralık’78 Dergi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü; Ocak’81-Haziran’81 Yayın ve Teknik Yönetmen

  • Ankara Gazi Mahallesi
    Elif Selena Ayhan, Yarı Zamanlı Öğr. Gör., Başkent Ü., İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü

  • Antropotektür
    Vintilă Mihăilescu, Prof. Dr., Bükreş Üniversitesi, Antropoloji Bölümü

  • İzmir Kırsal Alan Konutları
    Tonguç Akış, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Ülkü İnceköse, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Selim Sarp Tunçoku, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Adile Arslan Avar, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
KORUMA YAŞATMA

Barselona’da Bir Yeniden İşlevlendirme Örneği: Tarihî Arena Günümüzde Nasıl AVM Oldu?

Füsun Seçer Kariptaş, Yrd. Doç. Dr., Haliç Ü., Mimarlık Bölümü

Boğa güreşlerine duyulan tepkinin artmasıyla sembolik de olsa yasaklanan boğa güreşleri, İspanya’da çok sayıda arenanın işlevsiz kalmasına yol açtı. Barselona’nın merkezî meydanlarından İspanya Meydanı’nda konumlanan, kentin 14 bin kişi kapasiteli ilk boğa güreşi arenası olarak inşa edilen Las Arenas Barcelona da, 2011 yılında tamamlanan koruma uygulamasının ardından alışveriş merkezi olarak kapılarını açtı. Katalan Mimar Alonso Balaquer ve İngiliz Mimar Richard Rogers tarafından yeniden işlevlendirilen arena, kentli ve turistler tarafından oldukça benimsense de, mimarlık kamuoyu tarafından eleştirilen bir dönüşüm.

Barselona, tarihî yapısı, modern eserleri, kültürü, iklimi ve lezzetli yemekleri ile görülmesi gereken önemli bir metropol olmasının yanı sıra, özellikle özgün mimarisi ayrı bir yere sahiptir. Özellikle ünlü mimar Gaudi’nin başını çektiği modernizm akımıyla planlanmış olan Barselona, 1900’lerden kalma grid planlı kentleşmesi ile ilgi çekmektedir. Son yıllarda, kent dokusunun düzeni, kentteki yapıların korunmasına verilen önem ve bu konuda yapılan restorasyon çalışmaları ile pek çok araştırmanın konusu olmaktadır. Barselona’da yapılan birçok yeniden işlevlendirme örneğinin arasında, “Las Arenas Barcelona” yapısı, olumlu-olumsuz tarafları ve eski ve yeni işlevin birbirinden çok farklı olması nedeniyle dikkat çekmektedir.

İSPANYA’DA BOĞA GÜREŞLERİ VE ARENALAR

Barselona, Katalan kültürünün eserlerini barındıran eski kent merkezi, Cerda’nın planı, sonrasında kentin gelişiminde sürdürülen yenilikçi yaklaşımlar, kentin hemen önünde uzanan kumsalları ve canlı gündelik hayatı ile sadece mimari değil kültürel olarak da öne çıkan Avrupa kentlerinden biridir. Kuşkusuz dünyanın herhangi bir bölgesinde, İspanyol kültürü denilince ilk akla gelen şey boğa güreşi, boğa güreşi denilince de ilk hatırlanan büyük ve ihtişamlı yapılar olan arenalardır. (Resim 1)

Geçmiş dönemde İspanyolların ulusal sporu olan boğa güreşleri özellikle Antik Roma’da ve daha sıklıkla Tesalya’da yapılırdı. Castilla kralları ve başka İspanyol prensleri boğa güreşlerine büyük ilgi gösterirlerdi. Bu dönemde boğa güreşleri at sırtında ve elde mızrakla yapılıyordu. Ancak bilenen anlamda İspanyolların ulusal gösterisi olan gerçek boğa güreşleri 18. yüzyılın başında yapılmaya başlanmış, atlı boğa güreşçisinin yerini yaya boğa güreşçisi almıştır.(1)

Boğa güreşlerinin yapılacağı gün halk 50 metre çapındaki arenayı çevreleyen amfi tiyatrolarda toplanır, güreşlere matador ekibinin geçişiyle başlanırdı. Plazas de Toros denilen çember şeklindeki bu arenalarda, seyircilerin oturduğu sıraları boğalardan korumak için ön taraflarına görüşe mani olmayan yüksek duvarlar yapılarak, herhangi bir tehlikeye karşı önlem alınırdı. (2) (Resim 2)

Genellikle arenaya açılan üç kapı bulunur, bu kapıların birinden matador, diğerinden boğalar girer; üçüncü kapıdan ise öldürülen hayvan dışarı çıkarılır. Üç aşamada yapılan boğa güreşlerinde ilk önce pikador denilen süvariler ilk saldırıyı önlerler, ikinci aşamada boğa kışkırtılır. Bunun için boğanın iki omzuna renkli kağıtlarla süslü sivri uçlu şişler saplanır, son aşamada ise iyice sinirlenen boğa ile matador karşı karşıya kalır. Boğa güreşlerinde matador arenada yaşamını tehlikeye atar. Göze aldığı tehlike ne kadar büyükse, ödülü de o kadar büyük olur. (3) (Resim 3)

Zamanla oldukça tehlikeli olan boğa güreşlerini heyecanla takip eden bir kısım insanın yanında, tamamen yasaklanmasını isteyenler de olmuş ve bu sayı gün geçtikçe giderek artmıştır. Bu tepkilerin sonucu olarak, son aylarda alınan bir kararla İspanya’nın bir bölümünde boğa güreşleri yasaklanmış; Barselona’nın hâlâ işlevini sürdüren ünlü La Monumental Arenası'nda da son boğa güreşi yapılarak arena kapatılmıştır. (Resim 4) Alınan bu karar, yıllardır verdikleri mücadeleyi başarıya ulaştıran hayvanseverleri memnun ederken, boğa güreşi sevenleri ise hayalkırıklığına uğratmıştır. Özellikle Katalonya bölgesinde boğa güreşleri rağbet görmemeye başlamış, bu nedenle Barselona’da bulunan bazı arenalar uzun süredir boş ve işlevsiz kalmıştır. Bu durumda kalarak hayatta kalma mücadelesi veren ancak daha sonra bambaşka bir işlev ile yeniden hayat bulan arenalardan biri de Las Arenas de Barcelona’dır.

LAS ARENAS, Barcelona

Barselona’nın tüm kavşak noktalarının birleşiminde yer alan ve kentin en merkezî meydanlarından biri olan İspanya Meydanı’nda (Plaça d’Espanya) konumlanan Las Arenas Barcelona, Mudejar tarzı tuğla işçiliği ile inşa edilmiştir. Arena, Endülüs Emevi Devleti yıkıldıktan sonra İspanya'da kalmalarına izin verilen Arapların mimaride kullandıkları at nalı kemerler, sarkıtlı kubbe süslemeleri, malakâri işleri ve majolika çinileri kullanılan bir üslup ile 1900’lü yıllarda mimar Augusto Fonti Carreras tarafından tasarlanmıştır.

Barselona’nın 14 bin kişi kapasiteli ilk boğa güreşi arenası olarak inşa edilmiş, 1970’li yıllara kadar çok farklı işlevlerle kullanılmıştır. Mimarisinin şekillenmesinde fonksiyonel olması haricinde, önemli kavşak noktalarının birleşiminde yer alan konumu da etkili olmuştur. Olimpiyat stadyumu ile Montjuic mahallesi yakınlarında, El Prat Havalimanı’nın yer aldığı Via Gran’a bağlayan eksen üzerinde bulunan yapı, bu bölge için bir referans noktasıdır. Bu konumundan dolayı yapının güncel kullanımı ile ilgili çok farklı işlevler düşünülmüş, sonunda bugünkü işlevine karar verilmiştir. (Resim 5)

Arenas de Barcelona’nın etrafında da birçok önemli yapı ve bölge bulunmaktadır. Arena, Barselona’nın ünlü ızgara düzeninde bulunan birkaç dairesel yapıdan biridir. Montjuic Tepesi’nin yamacında konumlanan İspanya Meydanı, 1715’te darağacı Ciutadella’ya taşınana dek kamuya açık infazların gerçekleştirildiği bir alan olmuştur. 1915 yılında mimar Josep Amargos tarafından tasarlanarak bugünkü adını alan meydan, asıl hedef olan 1929 Dünya Sergisi’ne ancak yetişebilmiştir. Venedik’teki San Marko Bazilikası’nın çan kulesi kopyalanarak, 1929 Sergisi için inşa edilen 47 metrelik ikiz kulelerin yer aldığı alan, bugün kentin önemli ticari fuarlarına evsahipliği yapmaktadır.

Katalanlar tarafından pek benimsenmeyen boğa güreşi, Arenas de Barcelona’yı uzunca bir süre yalnızlığa mahkûm etmiştir. Bu nedenle kentin hareketli noktasında yer alan yapının, restorasyon sonrasında halkın sosyal yaşamına eklenmesi amaçlanmıştır. Bu arada, mekânın yeniden kullanımı ve restorasyon çalışmaları ile ilgili protestolar da yaşanmıştır. Bu tartışmalardan sonra son olarak büyük bir eğlence kompleksi işlevi ile yapının kullanımına karar verilmiş, bu amaç doğrultusunda Arenanın yeniden-kullanım tasarımı, Katalan Mimar Alonso Y. Balaquer ve Mimar Richard Rogers ile işbirliği sonucunda yapılmıştır. Mimarlar tarafından eğlence için önemli bir merkez haline getirilmesi düşünülen yapı, 24 saat açık ve şehrin merkezi ile İspanya Meydanı arasında ulaşımın mevcut bağlantı unsuru olacak şekilde tasarlanmıştır.

Yapının iç brüt arena toplamı 105.816 m2, arena bölümü 46.973 m2, tribün bölümü 5.500 m2, park alanı ise 53.343 m2’dir. Yeniden işlevlendirme sırasında önerilen projelerde arenanın dairesel yapısına uygun olarak büyük bir orta mekân etrafında organize edilen mekânlar bulunmaktadır. İçinde eğlence, müze, kültür ve spor kompleksi de bulunan yapı tasarlanırken, bir de kenti tümüyle görebilen, 40 bin metrekare alanı olan bir seyir terası düşünülmüştür. (Resim 6)

Yapının yeniden kullanımı esneklik prensibine dayandırılmıştır. Kentsel açıdan bakıldığında mevcut yapı, kurulmuş bağlantıları ile kentsel trafik ağının ortasında bağlayıcı bir mekândır. Binanın alt katından metroya doğrudan bağlantı yapılmış, üstüne ise ahşap bir kubbe kondurulmuştur. Ayrıca Arenanın altında büyük çapta bir otopark tasarlanmış, bu da alışveriş merkezine ulaşımı daha da kolaylaştırmıştır. (Resim 7, 8)

Arenadaki uygulama 2003 yılında başlanmış, ancak ortaya çıkan finansal sorunlar nedeniyle bir süre çalışmalara ara vermek zorunda kalınmıştır. Finansal kriz çözüldükten sonra restorasyon çalışmasına devam edilmiş ve arena yeniden işlevlendirilmiş hali ile 2011 yılında kapılarını halka açmıştır. Arenas de Barcelona, müzesi, spor merkezi, ofisleri, sinema salonları ve eğlence merkezleri ile toplamda 116 farklı işletmesiyle büyük bir kompleks haline gelmiştir. Günümüzde 100 bin metrekarelik yüzölçümü ve 27 metrelik uzunluğu ile Avrupa’nın en yükseklerinden biri olan arenanın restorasyonun 200 milyon Euro’ya yakın bir bütçeyle tamamlanması mümkün olmuştur. (Resim 9) İçerisinde 2.600 metrekarelik konser salonunun yanı sıra bir de Rock Müzesi yer almaktadır. Müzede The Rolling Stones ve Beatles gibi müziğin özel isimlerine ayrılan bölümler de bulunmaktadır.

Arena yeniden işlevlendirilirken beton strüktürler, boyalı çelikler ve ahşap malzemenin birarada kullanılması tercih edilmiştir. Çatı katındaki seyir terasında ve cephelerde cam paneller, korkuluklar ve metal levha kaplamalar kullanılmıştır. Tarihî arenanın tuğla cephesi mümkün olduğunca korunmasına rağmen, metal, cam ve ahşap gibi diğer malzemeleri kullanmaktan ve bir karışım oluşturmaktan da kaçınılmamıştır. (Resim 10)

Yapının çatısı tasarlanırken, binanın esneklik konsepti çerçevesinde, maksimum esneklikte bir çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla çatı örtüsünü taşıyan sekiz güçlü metal ünite kullanılmıştır. (Resim 11) Dışarıdan bakıldığında yapının büyük ölçüde gelenekselliğini koruduğu, ama bunun yanında yeni ve yüksek teknolojili malzemeler, strüktürler kullanılarak çağdaş mimari öğeler de barındırdığı görülmektedir.

Arena, çevresindeki binaların arasında anahtar konumundadır. Kesişen iki ana yolun ortasında, adeta Gran Via, Joan Miro Parkı, Carrer Tarragona ve Carrer de Llança ile birlikte bir haç oluşturmaktadır. Arena iç içe geçmiş dört parçadan oluşmaktadır: Birinci parça aynen korunan dış cephe, ikinci parça tarihî duvardan koparılmış iç strüktür, üçüncü parça Arenanın üzerine konan 100 metre çapındaki çelik çanak ve dördüncü parça çatıdaki seyir terasıdır. (Resim 12)

Arenanın üst katında bulunan seyir terası, İspanya Meydanı’nın varlığını pekiştirmektedir. Özgün arena planında, yukarıya doğru büyüyerek katları çevreleyen koridor, rampa ve merdivenlerle geçiş sağlanırken, yeniden işlevlendirme çalışmaları sonrası yapılan restorasyon projesinde yapı tabanı etrafında ulaşım sağlamak, kamusal alanı yeniden kurmak ve restoranlar, mağazalar vb. yeni mekânlar yaratmak için kompozit cephe ve ekleme kemerler, mevcut duvar desteklenerek kullanılmıştır. Restorasyon çalışmasında yapılan bu çözüm oldukça etkileyicidir. Çünkü yapının dış duvarları, çelik taşıyıcı strüktürler ile sıkıştırılarak ayağa kaldırılmıştır. Bu sayede Arenanın tarihî duvarlarının bu şekilde korunması sağlanarak, yapının altında tamamen yeni katlar elde edilmiştir. Bu bölümde de alışveriş merkezinin otopark bölümü çözülmüştür. (Resim 13, 14, 15)

Böylece yapının tabanı etrafında erişim rahatlamıştır. Aslında Arenanın dış kabuğu korunarak içeriden bazı yerlerde duvar örülmüş, bazı yerlerde cam cepheler kullanılmıştır. Ziyaretçilerin isteğine bağlı olarak alışveriş merkezine girmeden, seyir terasına çıkarak Barselona’nın tüm siluetini görmek isteyenler için dışarıdan yapılan ek bir sistemle asansör düşünülmüştür. Burada ücret karşılığında asansörlerle çatıya doğrudan çıkmak mümkün olmakta, daha sonra alışveriş merkezine yukarıdan giriş yapılabilmektedir. Yukarıdaki seyir terasına çıkışı sağlayan asansör ve arenadan acil durumlarda halkın çıkışını sağlayacak olan yangın merdivenleri, ana binaya ek olarak ve çelik strüktürden yapılmıştır.

Arenanın yeniden işlevlendirme projesinde, yapının özgün halindeki merkezî orta avlu korunmuştur. Böylece alışveriş merkezinin her yerinden orta avlu rahatlıkla hissedilmektedir. Bu mekânda alışveriş merkezinde olabilecek organizasyonlar, gösteriler, sergiler ve toplantıların yapılması düşünülmüştür. Zemin katta bu mekâna açılan çelik ve cam malzemeden oluşan iki asansör bulunmaktadır. (Resim 16, 17)

Las Arenas Barcelona’nın restorasyonu sırasında iç ve dış cephede renklerin kullanımından da kaçınılmamıştır. Dış cephede mudejar tarzı tuğla işçiliği korunmuş, kemerli pencereler ve kapılar da cam ile kapatılmıştır. Ayrıca bu kısımlarda bazı katlarda pembe, sarı, kırmızı gibi sıcak renkler kullanılarak alışveriş merkezi mekânının hareketi ve canlılığı yansıtılmaya çalışılmıştır. Bu renkler iç mekânda taşıyıcı çelik kolonlarda ve çaprazlarda da kullanılmıştır. (Resim 18)

Tarihî Arena yapısının yanına, yeni bir ek forum binası tasarlanmıştır. Bu bina, Arenanın dairesel formdaki yapısının yanında, oval formlu iki kütlenin birleşmesiyle oluşan bir binadır. Giydirme cepheye sahip yapının içinde ofis ve servis mekânları bulunmaktadır.

Arenanın yeniden işlevlendirilmiş hali, “Bu kadar değiştirilmiş olmasına rağmen yapı hâlâ korunmuş sayılabilir mi?” düşüncesini uyandırıyor. Yapının bir şekilde yaşaması, büyük bir bölümünün ayakta kalması güzel ama bir taraftan da özellikle iç mekânında yapının kimliğinden bu kadar uzak bir atmosfer yaratılması ne kadar doğru diye düşündürtüyor. Bu düşünceler, yapıya Barselona halkının ve turistlerin ilgisini görünce daha da karmaşık hale geliyor. Çünkü yapı halk ve turistler tarafından kabul görmüş görünüyor ve günün her saatinde çeşitli etkinliklerle yaşıyor. Panoramik seyir terasında kesintisiz Barselona manzarasını seyretmek, yine bu terasta bulunan çeşitli bar ve kafelerde, yapının müze ve sinemalarında vakit geçirmek, mağazalarda alışveriş, spor merkezinde günlük spor aktivitelerini yapmak, özellikle bulunduğu konum itibariyle çevre halkı tarafından tercih ediliyor. Ancak mimari anlamda bakıldığında Arenanın sadece dış kabuğunun bırakılarak, içeride birçok kısmının yıkılması ve değerlendirilememesi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yine de yapının yeniden işlevlendirme sonrası kendisine, çevreye, kullanıcıya olan avantajları ve dezavantajlarının, Barselona gibi mimari eserleri bu kadar korunan ve korumaya değer verilen bir kentte dikkate alınmış olduğunu umuyorum.

Sonuç olarak, özellikle Barselona’nın Katalan bölgesinde bugün hâlâ özgün işlevini sürdüren arena kalmamış ve dolayısıyla boğa güreşleri yapılmamaktadır. Arenalar, eski dönemlerdeki toplumun yaşamını, eğlence anlayışını yansıtması açısından önemlidir. Zamanla fonksiyonunu yitiren bu yapılar boş ve bakımsız kalarak hızla tahrip olmaya başlamıştır. Günümüzde harap olan birçok tarihî yapı gibi arenaların da zaman içinde hasar görmesini önlemek ve mümkün olduğunca korumak önemlidir. Bu tür işlevini kaybeden yapıların yaşayabilmeleri için restore edilmeleri ve ne şekilde değerlendirilmeleri gerektiği düşünülmeli, yapısal onarım ve sağlamlaştırmaların yanı sıra, uygun bir işlev ile sürekliliğinin sağlanması da gerekmektedir. Yapılacak restorasyon çalışmalarında, yapılara müdahale en az şekilde olmalı, yapılar hakkında bilgi toplanmalı, belgeler bulunmalı ve bu belgeler çok iyi değerlendirildikten sonra belgeye dayalı, restitüsyonuna sadık kalınarak restorasyon yöntemleri uygulanmalıdır.

2011 Dünya Mimarlık Festivali’nde “Eski-Yeni” kategorisinde de yarışan Arenas de Barcelona, jüri üyeleri tarafından dış cephesi ile iç mekânları arasında farklılık olması nedeniyle eleştirilmiş; iç mekâna girilince günümüzün AVM’lerinden farksız bir etki yarattığı konusunda tepkiler almıştır. Yapının kendine has mimarisini ve tarihî dokusunu mümkün olduğunca iç mekânda da görmek isteyen jüri üyeleri, bu konuda restorasyon projesini eksik bulmuştur. Ancak tüm bunların yanında artık ortadan kalkan boğa güreşleri nedeniyle işlevsiz kalan Arenas de Barcelona yapısının yapılan bu restorasyon çalışması ile hayatta kalarak yaşamını devam ettirmesi önemlidir. Arenanın yeniden işlevlendirilerek AVM olması, yapılan tüm eleştirilere rağmen, Barselona halkı ve şehre gelen turistler tarafından benimsenmiş gözükmektedir. Oldukça işlek bir bölgede olması ve alt katında metro durağı bulunmasından dolayı yapı AVM olarak tercih edilmekte, insanlar alışveriş ihtiyaçlarını karşılamak için burayı kullanmaktadırlar. Arenanın üst katındaki seyir terası da tüm şehre hakim bir nokta da bulunduğu ve Barselona siluetini her açıdan görebildiği için turistler tarafından rağbet görmektedir. Üstelik belli bir ücret karşılığında gezilebilen seyir terası AVM binasına ufak bir gelir de sağlamaktadır. Yeniden işlevlendirilen Arenas de Barcelona yapısı da, tarihî mimari bir eseri, yeni içerikler ve yüksek teknoloji ile birleştirerek yaşatmaya çalışan bir örnektir.

NOTLAR

1. Pierson, 1999.

2. Brown, 2009.

3. Brown, 2009

KAYNAKLAR

Alonso, L. 2011, Arenas de Barcelona, The History of A Transformation, Loft Publications, İspanya.

Brown, J. 2009, The Rough Guide to Spain, İspanya.

Pierson, P. 1999, The History of Spain, Greenword Press, Londra.

URL1. www.rsh-p.com

URL2. http://english.independentrip.com/39-spain/quever/42-barcelona/1/424-plaza-de-espana-of-barcelona

URL4. www.panoramio.com/user/539540?comment_page=2&photo_page=1

URL5. www.inquisitr.com/144905/brutal-sport-of-bull-fighting-ends-in-barcelona-today

 

Bu icerik 19784 defa görüntülenmiştir.