369
OCAK-ŞUBAT 2013
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • MİMARLIK Dergisinin Elli Yıllık Birikimi
    Ali Artun, 1975-1980 arasında Mimarlar Odası'nda Araştırma Sekreteri, Yayın Komitesi Üyesi, Genel Sekreter. Galeri Nev Kurucusu. İletişim Yayınları Sanathayat Dizisi Editörü

YAYINLAR



KÜNYE
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI

Endüstri Mirası Olarak Eski Zeytinyağı İşlikleri

Kunter Manisa, Araş. Gör. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü

Ege bölgesinde çoğu atıl durumda, kısmen tescilli 127 eski zeytinyağı imalathanesinin 70’i belgelenerek kayıt altına alınmış durumda. Yazar, Ayvacık-Küçükkuyu bölgesindeki eski zeytinyağı üretim yapılarını endüstri arkeolojisi kapsamında değerlendiriyor ve bölgenin turizm yaşamına kazandırılması için önerilerde bulunuyor.

ZEYTİN AĞACI VE ZEYTİNCİLİĞİN AKDENİZ KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ

Ege bölgesi Akdeniz havzasında zeytin ağacının bulunduğu ve tarih boyunca zeytinyağının üretildiği en önem coğrafyalardan biridir. Kaynaklara göre Finikeliler MÖ 2600-1600 arasında deniz ticareti yoluyla zeytinyağının ve zeytin fidelerinin tüm Akdeniz coğrafyasına yayılmasında önemli rol oynamışlardır.(1) Endüstri devrimi ile beraber öncelikle Ayvalık’ta, sonrasında Ege bölgesindeki diğer yerleşmelerde geleneksel yolla üretim yapan eski işlikler, buhar makineleri, presler (baskı) vb. aletlerin kullanılmaya başlamasıyla zeytinyağı fabrikalarına dönüşmüşlerdir.

Batı Anadolu’da Bakırçay'ın beslediği Dikili-Bergama bölgesi, Gediz deltasının beslediği Manisa, Akhisar, Küçük Menderes deltasının beslediği Nazilli, Ödemiş, Birgi ve Büyük Menderes deltasının beslediği Bafa, Milas ve Bodrum en önemli zeytincilik ve zeytinyağı üretim bölgeleridir. Edremit körfezinin kuzey kıyısında bulunan Ayvacık-Küçükkuyu bölgesinde bulunan 18 eski zeytinyağı işliği, mimari özellikleri ve karakteristikleri ile diğer bölgelerde bulunan yapılardan farklılaşmaktadır. Makalede, Ayvacık-Küçükkuyu kıyı bandında bulunan zeytinyağı üretim yapıları endüstriyel miras perspektifinde morfolojik ve tipolojik olarak incelenmektedir.

ENDÜSTRİYEL MİRAS OLARAK ESKİ ZEYTİNYAĞI İŞLİKLERİ

Endüstri mirası, 20. yüzyılın ikinci yarısında bilimsel olarak tartışılmaya başlanmıştır ve endüstriyel arkeolojinin ilgi alanına girmiştir. 1973 yılında İngiltere’de Uluslararası Endüstri Mirasını KorumaKomitesi (The International Commitee for The Conservation of Industrial Heritage - TICCIH) kurulmuş ve endüstri yapıları arkeolojik miras olarak kabul edilmeye ve korunması gerekliliği fikri oluşmaya başlamıştır. Bu süreçte endüstri yapıları da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeye başlamıştır. 2011 yılı Kasım ayı itibariyle listede bulunan 936 anıt-sit ve yerleşimin 37’si endüstri mirasıdır.(2)

1999 yılında kurulan Avrupa Endüstri Mirası Güzergâhı (The European Route of Industrial Heritage - ERIH) kurumu da, Avrupa ülkelerindeki endüstri bölgelerinin korunmasını, kamuoyu tarafından bilinirliğinin sağlanmasını ve söz konusu bölgelere olan ilginin yaratılması ile turizmin gelişmesini amaçlamaktadır. Türkiye ERIH’a üye olmamasına karşın, İstanbul’da bulunan Rahmi Koç Endüstri Müzesi ve Santral İstanbul Enerji Müzesi bu endüstri güzergâh listesi içinde durak noktaları olarak yer almaktadır.(3) Zeytincilik ve zeytinyağı üretimi “imalat” teması başlığı altında değerlendirilmekte ve Yunanistan’ın Midilli adasında, Agia Paraskevi’de bulunan Museum of Industrial Olive Oil Production, listede bulunan tek zeytinyağı üretim yapısıdır. ERIH endüstriyel miras rota ve durak noktalarını belirlerken bazı değerlendirme ölçütleri kullanmaktadır:

  • Çekicilik değeri,
  • Tarihî değer,
  • Sembolik değer,
  • Özgünlük değeri,
  • Turistik altyapı,
  • Alanın kalitesi,
  • Yeni perspektifler sunma olanağı,
  • Toplu ulaşım ağı: Yol, bisiklet ve deniz ulaşımı bağlantıları,
  • Özel ulaşım ağı: Araba, tur otobüsleri için yol bağlantılarının varlığı.

Akdeniz’in bir parçası olan Batı Anadolu yüzyıllardır önemli bir zeytin coğrafyası olması anlamında tarihî, sembolik ve çekicilik değerine doğal olarak sahiptir. Ayvacık-Küçükkuyu bölgesinin altyapı ve olanaklar konusunda eksikleri bulunmasına karşın potansiyelleri mevcuttur. Ancak bölgede bulunan eski zeytinyağı işlikleri ise mimari özellikleri bakımından diğer bölgelerdeki yapılardan farklıdır. Söz konusu farklılıklar bölgedeki yapılara özgünlük değeri katmaktadır.

AYVACIK-KÜÇÜKKUYU KIYI BANDINDA BULUNAN ESKİ YAĞHANE YAPILARI

Ege bölgesindeki yağhane yapılarının konumları ve yoğunlukları aslında benzer doğal ve beşeri unsurların (havza) oluşturduğu bölge ve alt bölgelere işaret etmektedir. Bu durum doğal olarak söz konusu ortak ve benzer unsurların oluşturduğu zeytincilik ve zeytinyağı üretimi aktivitesine yansımaktadır. Bununla beraber Edremit körfezinin kuzeyinde bulunan yerleşmeler; doğal (iklim, coğrafya, topografya, bitki örtüsü, su kaynakları vb.) ve beşeri (nüfus, yerleşme, ulaşım vb.) özellikleri Ege bölgesindeki havza yerleşmelerinden farklıdır. Buna paralel olarak bölgede bulunan zeytinyağı üretim yapıları, ölçekleri, konumları, yapım yöntemleri ve mimari özellikleri açısından benzerlikler gösterir ve bu karakteristik özellikler kısmen Ege bölgesinde bulunan diğer yapılardan morfolojik ve tipolojik olarak farklılaşmasına neden olmaktadır. (Harita 1)

Edremit körfezinin kuzeyinde bulunan Ayvacık-Küçükkuyu bölgesi toprakları batı ve güneydeki dar ova kıyıları ve bu ovaların gerisinde bulunan plato ve tepelerden oluşmaktadır. Söz konusu ova ve platolar, Biga yarımadasının en büyük dağı olan Kaz dağının (İda) uzantılarında yer almaktadır. İklim olarak Çanakkale Karadeniz ile Akdeniz ikliminin geçiş bölgesi olmasına karşın, Edremit körfezi kıyı bandı kuzeyinde Kaz dağları ile çevrili olması ve güneye yönelimi nedeniyle Akdeniz iklimi tesiri altındadır ve bu durum Ayvacık-Küçükkuyu kıyı bandını zeytincilik için elverişli kılmaktadır. Bölgede ayakta kalmış 18 eski yağhane yapısı tespit edilmiş ve belgelenmiştir. Söz konusu eski yağhane yapılarının birçoğu tescilli olup, bazıları restorasyon görerek farklı işlevler ile kullanılmaktadırlar. (Tablo 1) Restorasyon gören yapıların özgün donanımları mevcut değilken, atıl durumda bulunanların çoğunda donanımlar kullanım dışı olsalar da mevcutturlar.

  KONUM MEVCUT YAPISAL DURUM İŞLEV DONANIM DURUMU TESCİL DURUMU
1 Ahmetçe atıl durumda boş mevcut tescilli
2 Ahmetçe restorasyon görmüş konut mevcut değil tescilli
3 Ahmetçe atıl durumda boş mevcut tescilli
4 Ahmetçe atıl durumda boş mevcut değil tescilli
5 Ahmetçe restorasyon görmüş boş mevcut değil tescilli
6 Ahmetçe atıl durumda boş mevcut tescilsiz
7 Büyük Hüsun restorasyon görmüş boş mevcut değil tescilli
8 Büyük Hüsun atıl durumda boş mevcut tescilli
9 Sazlı atıl durumda boş mevcut tescilli
10 Sazlı restorasyon görmüş otel mevcut değil tescilli
11 Sazlı restorasyon görmüş konut mevcut değil tescilsiz
12 Ahmetçe tadilat görmüş depo kısmen mevcut tescilli
13 Kayalar atıl durumda boş mevcut tescilli
14 Kayalar restorasyon görmüş konut mevcut değil tescilli
15 Nusratlı atıl durumda boş mevcut tescilli
16 Arıklı atıl durumda boş mevcut tescilli
17 Kozlu restorasyon görmüş konut mevcut değil tescilli
18 Adatepe tadilat görmüş yağhane kısmen mevcut tescilli

Tablo 1. Bölgedeki yapıların konumları, yapısal, donanımsal ve tescil durumları.

Ayvacık ilçesine bağlı 65 köy bulunmaktadır. Zeytinciliğin yaygın olduğu güney kıyı bandındaki 8 köyün tamamı, kıyı bandının gerisindeki söz konusu plato ve ovalardaki yüksek rakımlı noktalarda konumlanmaktadır. Buna karşın eski yağhane yapılarının çoğunluğu, köy yerleşmelerinden uzakta kırsal nitelikteki kıyı alanlarda konumlanmaktadır. Bu lokasyon seçiminin birkaç nedeni olduğu düşünülebilinir. Bölgede kıyı bandının topografya olarak düz olması ve denizin varlığı, bina yapılmasını, malzeme taşınmasını ve ulaşımı kolaylaştırmaktadır. Kıyı bandında iklim yüksek rakımlara nazaran daha ılımandır, çalışmaya ve depolanan zeytinlerin ve zeytinyağının iklim koşullarından etkilenmemesi için daha uygun ortamı sağlarlar. Zira zeytinin yağının sıkılması ve zeytinyağı üretimi Kasım ve Aralık ayı (Tablo 2) gibi don vb. olumsuz koşulların oluşabileceği aylarda gerçekleştirilir ve Ocak, Şubat aylarında depolarda saklanır ve satılır. Diğer önemli bir husus ise, atıklarla ilgilidir. Zeytinyağı üretiminde çıkan ve “kara su” olarak adlandırılan sıvı atık ya yapı çevresinde inşa edilen havuzlarda toplanarak bir taşıma aracıyla en yakın su kaynağına boşaltılmak üzere taşınır veya deniz, nehir gibi doğal su kaynaklarına boşaltılır. Ayvacık bölgesinde fazlaca nehir veya dere bulunmayışı, Ege denizini atıkların atılabileceği en önemli kaynak haline getirmiştir. Bu nedenle tüm eski yağhaneler köy yerleşmeleri dışında deniz kıyısında konumlanmaktadırlar.

Ocak Satış Depolama Temmuz -
Şubat Satış Depolama Ağustos -
Mart Aşılama Eylül -
Nisan İhracat Ekim Hasat
Mayıs İhracat Kasım Hasat Üretim
Haziran - Aralık Hasat Üretim

Tablo 2. Yıl içindeki zeytinyağı üretim süreci (Kaynak: Boynudelik, Boynudelik, 2007, s.53)

Yapıların söz konusu unsurlardan dolayı köy vb. yerleşmelerin yakınında konumlanmayışı yapıların salt bir üretim yapısı olmalarından öte, parsel içinde konaklamaya da olanak tanıyan çok sayıda müştemilatın bulunduğu birden fazla kütleli bir vaziyet planı şemasına işaret eder. (Resim 1, 5, 9) Söz konusu müştemilatlar sezonluk işçilerin konaklamasına olanak sağlayan basit yapılardır; zira zeytinyağı sıkma işi yılın iki ayı gerçekleştirilen sezonluk bir iştir. Bazı yapılarda işçilerin temizlenmesi amacıyla kullanılan hamamlık yapıları da mevcuttur. Bununla beraber önemli bir taşıma yolu olan denizin varlığı; denize bitişik konumlanan iskele ile bağlantılı girişlerin şekillendirdiği bir vaziyet planına işaret eder ki, bu da Küçükkuyu bölgesindeki eski yağhane yapıları için karakteristik bir özelliktir. Sonuç olarak, karadan ve kumsaldan girişi bulunan ortak bir avlu etrafında kümelenmiş yağhane binası, depolar, konaklama birimleri, hamamlığın bulunduğu, avlu içinde çok sayıda zeytin havuzu bulunan işlevsel bir vaziyet planı morfolojisi ortaya çıkmaktadır. (Resim 1-8)

Bölgede bulunan yağhane binalarının farklı üretim kapasiteleri (ölçekleri) olmasına karşın tamamı tek katlıdır. Bu anlamda Ege bölgesindeki Ayvalık, Nazilli, Dikli gibi bölgelerdeki eş değer kapasiteli yapılardan farklıdırlar. Üretim kapasitesindeki artış, bina plan şemalarının yatayda büyümesi ve bölünmesi sonucunu doğurmuştur. Zeytinin yıkanması ve temizlenmesi genellikle avlulardaki havuzlarda gerçekleştirilir, ancak bu işlev için kapalı mekânların oluşturulduğu yapılara da rastlanmaktadır. (Resim 6, 10) Temizlenen zeytinlerin kırıldığı ve ezildiği değirmenler ve sıkıldığı baskılar (presler) aynı mekân içinde bulunur. Ancak değirmeni ve baskıyı çalıştıran makineler (üretim kapasitesi büyüdükçe) hijyen amaçlı olarak üretim mekânının bitişiğinde konumlandırılan ayrı bir mekâna veya nişe yerleştirilmişlerdir. (Resim 10) Sıkılan zeytinyağı ise yine yatayda ayrılmış bir mekân içinde tankların bulunduğu bir mekânda dinlendirilir ve depolanır. Yapıların kırsal alanlarda geniş parsellerde konumlanması plan şemalarının yatayda gelişmesi için tercih sebebi olmuştur.

Bu bölgedeki eski yağhane yapıları ile ilgili bir diğer farklı durum bacalar ile ilgilidir. Ege bölgesindeki üretim kapasitesi fazla yapılarda yapının beden duvarından ayrı konumlanmış gabarileri yüksek oldukça karakteristik tuğla bacaları bulunmaktadır. (Resim 11) Ancak bu bölgedeki büyük ölçekli yağhane yapılarında beden duvarına bitişik gabarileri düşük sıradan bacaları mevcuttur. Bu durum yine yapıların çevresinde yerleşik bir nüfusun bulunmaması nedeniyle gaz atıkların insan sağlığını etkilememesinden dolayı ve yapıların çoğunun sadece zeytinyağı üretimi için kullanıldığı kimyasal atığı çok zehirli olan sabun vb. ürünlerin üretilmediğinden dolayı gerçekleştiği düşünülebilir.

Bütün bu bilgilerin ışığında, Ayvacık-Küçükkuyu bölgesindeki eski yağhane yapıları ile ilgili neden-sonuç ilişkisi içinde şu değerlendirmeler yapılabilir:

  • Nüfus-Yerleşmeler: Yüksek rakımlı, eğimli arazilerde köy yerleşmelerinde konumlanmaktadırlar.
  • Yer seçimi: Topografyanın düz, iklimin yumuşak olduğu, ulaşım kolaylığı olan, atık suların boşaltılabileceği, deniz kıyısındaki kırsal alanları seçilmiştir.
  • Vaziyet planı kararları: Geniş arazi kullanımına sahip, deniz ve karadan girişi olan işlevsel vaziyet planı şemalarına sahiptirler.
  • Mimari Özellikler: Yatayda genişleyen, çok kütleli, kapalı depolama alanları olan, tek katlı yapılaşma - düşük gabarili baca kullanımına sahip yapılardır.

SONUÇ

Akdeniz havzasında zeytinyağı üretimi endüstri devrimine kadar çiğneme, manüel taş baskı, manüel mengeneler vb. gereçler kullanılarak geleneksel yöntemlerle üretilmiştir. Endüstri devrimi ile üretim sürecine makinelerin girmesi üretim süresini kısaltsa / hızlandırsa da, üretim sürecinde fazlaca bir değişime neden olmamıştır. Bu bağlamda makineler (buhar makineleri, hidrolik baskılar vb.) yardımıyla zeytinyağı üretimi günümüzde geleneksel olarak kabul edilmektedir. Ancak son dönemlerde sürekli sistem olarak adlandırılan “continu” sistemlerin kullanılmaya başlaması, seri-kitlesel üretime olanak tanımasına karşın üretilen zeytinyağının kalitesini düşürmüştür. Bu nedenle fabrika ölçeğinden küçük olan eski zeytinyağı işlik ve imalathaneleri boş ve atıl kalmışlardır. Küresel iktisadi dinamiklerin yönlendirdiği dünyamızda bu gelişmeler yaşanırken biryandan da başına “sürdürülebilir, alternatif, yeşil” gibi takıların yerleştirildiği doğal, kültürel, sosyal, yerel ve geleneksel değerlerin korunmasını amaç edinen düşünceler gelişmeye ve bu yönde uygulanmalar gerçekleşmeye başlamıştır. Bu bakış açısıyla zeytincilik ve zeytinyağı üretimi, Akdeniz ülkeleri için salt ekonomik bir meta olmaktan öte, geleneklerinin, kültürlerinin yansıtan doğal ve beşeri bir unsur olarak da önemlidir. Bu nedenle zeytincilik ve zeytinyağı üretiminde dünyanın önde gelen Akdeniz ülkeleri (Yunanistan, İspanya ve İtalya) orta ve ufak ölçekli üreticiyi, üreticilerin kullandıkları geleneksel üretim şekillerini ve dolayısıyla eski üretim yapılarını korumakta ve işletmelerine olanak sağlamaktadırlar.

Bağcılık ve şarap üretimi bu tür yaklaşımların ilk ve en başarılı örneğidir. Fransa’da bağcılık ve şarap üretiminin çok geliştiği Alsace, Bordeaux, Burgonya, Champagne, Korsika, Jura, Languedoc-Roussillon, Saint-Emillion, Loire, Provence, Rhone ve Savoy gibi bölgelerde orta ve ufak ölçekli üretim yapılırken, bu bölgeler tarımsal endüstri (agri-industrial) turizmi, endüstriyel arkeoloji turizmi, gurme turizmi, alternatif turizm ve gastronomi turizmi gibi birçok turizm türünün ilgi odağı haline gelmiştir. Böylece hem endüstriyel miras ve geleneksel üretim şekillerinin hayat bulduğu yapılar korunurken, hem de buradan elde edilen gelir ile üretim kalitesi yükseltilmiştir. Bu süreç sonunda Fransa dünyada en bilindik şarap ülkesi (markası) haline dönüştürülmüştür.

Tarıma dayalı endüstriyel faaliyetlerin gerçekleştirildiği eski yapılar endüstriyel arkeolojinin kapsamına girse de, faaliyetin sürdürülebilir ve doğayla barışık içeriği nedeniyle diğer endüstri mirası yapılardan farklıdırlar. Örneğin bir kömür madeni, elektrik santrali veya demir-çelik tesisi endüstri mirası olabilmekle beraber işlevini yitirmesi sonucu farklı işlevler ile dönüştürülerek korunabilirken, zeytinyağı işliği, şarap veya viski imalathanesi özgün işlevini devam ettirerek korunabilmektedir. Bu bakış açısıyladır ki ERIH endüstriyel mirası on farklı kategoride sınıflandırırken, bu tür endüstriyel yapıları “imalathane” başlığı altında ayırmıştır. Söz konusu yapıların endüstriyel arkeolojinin konusuna giren yapılardan diğer bir farkı da, salt üretim teknolojilerinin şekillendirdiği işlevsel yapılar olmamaları, yerel özelliklerin de binaların fizyonomilerine yansımış olmasıdır. Bu bağlamda farklı yerlerde bulunan iki yapı bulundukları bölgedeki doğal ve beşeri özelliklere bağlı olarak aynı üretimi gerçekleştirmesine karşın çok farklı mimari özelliklere sahip olabilmektedirler. Bu özellikli durum söz konusu yapıların korunabilmesi, değişim ve dönüşüm olanakları üzerine fikir geliştirebilmesini için, yapıların doğal ve beşeri özelliklerinin şekillendirdiği mimari yapılarını tespit etmeyi ve anlamayı zorunlu kılmaktadır.

Ege bölgesinde eski zeytinyağı imalathaneleri ile ilgili gerçekleştirdiğimiz araştırma projesinde Ayvacık-Küçükkuyu bölgesindeki yağhanelerin özgün ve diğer bölgelerdeki yapılardan farklı mimari özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu bakış açısıyla bölgede bulunan yapıların korunmaları ve işlevlendirilmeleri üzerine geliştirilecek senaryoların da, konumlarından vaziyet planı yerleşimlerine, mekân organizasyonlarından mimari tasarımlarına, ortak özgün özelliklerine uygun olarak üretilmesi kaçınılmazdır.

Buna göre bölge ölçeğinde:

  • Bölgede kültür (Behramkale) ve deniz-kum-güneşe bağlı turizm aktivitesinin bulunması ve zeytinyağı üretiminin söz konusu turizmin gerçekleştiği dönemler ile çakışmaması, zeytincilik ve zeytinyağı odaklı geliştirilebilecek turizm aktivitesinin sürdürülebilirliğini olanaklı kılacaktır. Bu durum bölgedeki konaklama tesislerinin ve ikinci konutların yıl boyunca kullanılmasına olanak sağlayacaktır.(Tablo 3)
  • Bölgedeki eski zeytinyağı işliklerinin köy yerleşmelerinin dışında kırsal alanlarda konumlanmaları ve üretim kapasitelerinin (ölçeklerinin) küçük oluşu nedeniyle üretim işlevlerini sürdürerek korunmaları olanaklıdır. Çünkü kentleşme tehdidi altındaki üretim yapıları zaman içinde gerek halk sağlığı gerekse de ekonomik açıdan işlevini yitirir ve farklı işlevlerle dönüştürülmek zorunda kalır. Örneğin Ayvalık’ta bulunan zeytinyağı fabrikaları için durum bu şekilde olmuştur. Kentin gelişmesiyle yapılar kent içinde kalmış, arazi değerlenmiş ve kentsel işlevler değişmiştir. Sonuç olarak üretim kapasitesi yüksek bu yapılar halk sağlığını ve çevreyi olumsuz yönde etkilemeye başlamış ve çoğu fabrika ya kapanmış ya da farklı işlevler yüklenmek suretiyle korunarak muhafaza edilmişlerdir. Bununla beraber araştırma alanındaki yapıların üretim işlevlerini sürdürmesi durumunda ortaya çıkacak atıkların (kara su) eskisi gibi denize boşaltılması mümkün değildir. Bu nedenle atıkların arıtılarak boşaltılması veya depolanarak tahliye edilebilmesi için gerekli düzenlemelerin oluşturulması gerekmektedir.
  • Bölgedeki yapıların birbirine yakın mesafelerde konumlanmaları ve çok sayıda olmaları yapı ölçeğinde farklı işlevler ile yüklenebilmelerini olanaklı kılmaktadır. Çünkü yapıların bir kısmının üretim amaçlı olarak diğerlerinin farklı işlevler ile kullanılması bölgedeki üretim ortamını (ambiyansını) olumsuz yönde etkilemeyecektir. Söz konusu farklı işlevler kültür (müze), eğitim (gastronomi), tadım ve satış gibi bölgedeki zeytinyağı üretim kültürünün sürdürebilmesine katkıda bulunacak işlevler olmalıdır.

Vaziyet planı ve yapı ölçeğinde:

  • Bölgedeki yapıların deniz kıyısında, yatayda gelişmiş düşük yoğunluklu vaziyet planlarına sahip olmaları, üretime odaklı turizm aktivitesini destekleyecek rekreatif ek işlevlerin yerleştirilebilmesini olanaklı kılmaktadır.
  • Bölgedeki eski yağhanelerin tamamı çok kütleli vaziyet planlarına sahiptir. Üretim ve depolama amaçlı yapılar haricindeki hamamlık gibi yapıların özgün işlevleri sezonluk işçilerin konaklaması ve günlük ihtiyaçlarının giderilmesi içindir. Ancak bu yapıların günümüzde özgün işlevlerinin korunma gerekliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle kültür (müze), eğitim (gastronomi), tadım ve satış gibi yağhane ölçeğinde zeytinyağı üretim kültürüne katkıda bulunacak işlevler ile yüklenebilir.

NOTLAR

1. Ünsal, 2000.

2. http://whc.unesco.org/en/list/

3. www.erih.net

KAYNAKLAR

Boynudelik, M. ve Z.İ. Boynudelik, 2007, Zeytin Kitabı / Zeytin’den Zeytinyağına, Oğlak Yayınları, İstanbul.

Cohard, J.C.R. ve M. Parras, 2011 “The Olive Growing Agri-Industrial District of Jaen And The International Olive Oils Cluster”, The Open Geography Journal, sayı:4, ss.55-72.

Doğan, F. 2007, Osmanlı’da Zeytinyağı (1800-1920), Marmara Üniversitesi, SBE, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul

Kabasakal, S. 1987, A Study on Refunctioning of the 19th Century Industrial Buildings: A Case Study in Ayvalık Center Area, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Jones, H.L. 1969, Strabo Geography, cilt:10-14 (Asia Minor), Harvard University Press, ABD.

Köksal, G. 2012, “Endüstri Mirasını Koruma ve Yeniden Kullanım Yaklaşımı”, Güney Mimarlık, sayı:8, ss.18-23.

Manisa, K. ve B. Yerliyurt, 2010 “Egedeki Turizm Bölgelerinde Bulunan Eski Yağhane (Zeytinyağı) Binalarının Tespiti, Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Perspektifte Turizm ve Üretime Yönelik olarak Değerlendirilmesi”, YTÜ, BAPK 2010-03-01-GEP01 no.lu Bilimsel Araştırma Projesi, İstanbul.

Terzi, E. 2007, The 19th Century Olive Oil Industry in Ayvalık and Its Impact On The Settlement Pattern, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Ünsal, A. 2000 “Ölmez Ağacın Peşinde: Türkiye’de Zeytin ve Zeytinyağı”, YKY, İstanbul.

Zaferatos, C. 2008, “The History of Olive Oil”, Rapor, Research AWISH Hellas, Euromed Sustainable Connections: 1.1 History of Olive Oil, Anna Lidth Vakfı, www.awish-hellas.org [01.12.2012]

UNESCO Dünya Mirası Listesi: http://whc.unesco.org/en/list/ [01.12.2012]

The European Routes of Industrial Heritage (ERIH): www.erih.net [01.12.2012]

Jaen Olive Oil Museum: http://www.oliveoiltimes.com/olive-oil-basics/world/museum-opens-in-jaen/24415 [01.12.2012]

 

Bu icerik 9098 defa görüntülenmiştir.