368
KASIM-ARALIK 2012
 
MİMARLIK'tan

YAYINLAR



KÜNYE
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI

Modernleşme ve Doğal Yaşam Sürecinde Gölgede Kalmış Bir Kesit: Bursa Karacabey Harası Üzerine Bir İrdeleme

Özlem Arıtan, Yrd. Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü

Bursa-Balıkesir anayolu üzerinde konumlanan Bursa Karacabey Harası, Osmanlı döneminde kurulan ve Cumhuriyet döneminde yeni işlevler yüklenerek bugüne kadar gelen bir tarım-hayvancılık yerleşkesidir. Cumhuriyet modernleşmesi ve doğal yaşam bağlamında içerdiği çok yönlü potansiyeli korumak ve geliştirmek üzere yazar, bu tür yerleşkelerin kamusal kullanıma açık tutulması ve özelleştirme gereken durumlarda ise kamusal duyarlılığın ön plana alınması gerektiğini vurguluyor.

Modernleşme sürecinde Cumhuriyet mimarlığının görece gölgede kalmış alanlarından birini oluşturan ancak ona özgü rasyonel, mekanikleştirici, seküler, kolektif, toplumcu ve püriten olma temalarını etkin biçimde yaşama geçiren (1), üstelik bu temaları sanayileşme, kentleşme olgusu yerine doğal yaşamı yeniden üreten bir anlayışla birleştiren tarım-hayvancılık yerleşkeleri, Cumhuriyet modernleşmesi ve doğal yaşam eksenleri bağlamında anlamlı bilgiler sunar. Makineleşmiş tarım-hayvancılık etkinliğini mekânsallaştırarak doğal yaşamı modernleşme süreciyle uyumlu hale getirmeye yönelen, ülke kalkınmasına ciddi katkılarda bulunan ve günümüzde özelleştirme politikalarının etkilerini yansıtmaya başlayan söz konusu yerleşkeler içinde “Bursa Karacabey Harası” özellikli bir konum ortaya koyar.

BURSA KARACABEY HARASI ÜZERİNE İRDELEMELER

Cumhuriyet döneminde sayıları 40’ı bulan tarım-hayvancılık yerleşkelerinden hayvancılığa odaklanan hara (atçılık birimi olan yerleşke) ve inekhaneler ile tarımsal üretimi baz alanlar, 1980’li yıllara kadar devletin farklı birimleri içinde görev yapar, 1984’te Tarım Bakanlığı çatısı altında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlanır (2) ve 2000 yıl sonrasında bazı noktalarda kamusal kullanımdan çekilerek özel şirketlere kiralanmaya ya da satılmaya başlanır. Bu işletmelerin kuruluş kanununda belirtildiği üzere temel hedefi, Cumhuriyet Türkiye’sinde modern teknikleri kullanarak sağlıklı tohumluk, damızlık hayvan üretmek, ürettiklerini uygun fiyatla halka sunmak, insanlarımızı eğitmek ve ulusal ölçekte tarımsal kalkınmayı sağlamaktır. Halen devlet mülkiyetinde bulunan Bursa Karacabey Harası da sözü edilen hedefi tam anlamıyla benimseyen bir işletmedir.

1300 yıllarında Osmanlı Sultanı Orhan Gazi’ye kayınpederi Köse Mihal tarafından hediye edilen arazi üzerinde kurulan, zamanla Çiftlikat-ı Hümayun adını alarak ordunun binek at, keçe, yapağı gibi ihtiyaçlarını karşılayan, Cumhuriyet döneminde 1926’da Atatürk’ün direktifi sonucu Ziraat Vekâleti’ne (Tarım Bakanlığı) devredilen, kısa sürede Balkanlar’ın en büyük harası olmayı başaran ve 1984’te TİGEM yönetimi altına giren Karacabey Harası, günümüzde de işlevini sürdürür. (3) Osmanlı’dan devralınan az sayıdaki yerleşkelerden biri olması ve Cumhuriyetin en gelişmiş tarım-hayvancılık yerleşkesi haline gelmesi nedeniyle çalışma konusu olarak seçilen hara burada, Yerleşke Merkezi ve yerleşkenin iç bölgelerinde yer alan asal üretim alanı bağlamında, Cumhuriyet modernleşmesi ve doğal yaşam eksenleri çerçevesinde irdelenecektir.

YERLEŞKE MERKEZİ BAĞLAMINDA İRDELEMELER

Bursa-Balıkesir anayoluna bakan az meskûn bir bölgede konumlanan ve 87.442 dekarlık bir alanı kapsayan Karacabey Harası’nın “Yerleşke Merkezi” olarak adlandırılabilecek bölümü, anayoldan içeri uzanan arterin sonunda yer alır. Bu alanda Cumhuriyetin tüm yerleşkelerinde var olan çok yönlü işlevsellik gereği üretimi destekleyen, gerçekleştiren, sosyal, idari, ikamete dayalı işlevleri karşılayan ve rekreasyona hizmet veren mekânlar birarada, basit, ortogonal bir dolaşım ağı içinde konumlanır. (Resim 1) Çalışanlar tarafından “antre” olarak adlandırılan ana girişten ayrılan arter içeride, Yerleşke Merkezi’nin kurucu omurgası olduğu gözlenen ana artere ve idari binaya bağlanır. (Resim 2, 3) Kurucu omurga-ana arterin kuzey-güney doğrultusunda ele alındığında sağındaki alanda, üretim destek, üretim, ikamet ve idare, solundaki alanda ise sosyalleşme ve ikamet işlevleri ağırlık kazanır.

Üretimi Destekleyici (Hayvancılık ve Tarım) Yapılar

Yerleşke Merkezi’nde hayvancılık, tarım üretimini destekleyen mekânların başında, idari binanın iki yanında konumlanan, Osmanlı döneminden devreden, kırma çatılı, kemerli, söveli pencereleri bulunan ve konturları taş ve ahşap cephe kaplamalarıyla vurgulanan ambar yapıları gelir. (Resim 4) İdarenin arkasında yer alan ve bugün futbol sahası olarak kullanılan eski manej sahasını çevreleyen ince uzun ambarların ise kuzeyde yer alanı geçmişte idman tavlası (at ahırı) olarak işlevlendirilir, aynı bölgede Cumhuriyet döneminde çok sayıda gösterime evsahipliği yapan, ancak günümüzde kapalı tutulan bir sinema salonu bulunduğu belirtilir. Ambarların gerisinde konumlanan garaj birimi özgün halinde atölye binasıdır, zaman içinde yeni atölye mekânları inşa edilir ve bu birim garaj olarak hizmet görmeye başlar, bugün ise garaj da ambar olarak kullanılmaktadır. Yeni atölye mekânları ile depo/alet parkı, ana arterden doğuya ayrılan Yolağzı köyü yolunu besleyen son üretim destek birimleridir.

Yerleşke Merkezi’ndeki üretimi destekleyici yapıların, Cumhuriyet modernleşmesi ekseni bağlamında, üretimin doğasından gelen rasyonel ve mekanikleştirici mantığı yansıttığı; bu anlamda eski idman tavlası, manej sahası kullanımlarının rasyonalize edilmiş bir at yetiştiriciliğinin izlerini taşıdığı ve atölyelerin tarım-hayvancılığın mekanizasyonuna dönük somut nesneleri bünyesinde barındırdığı söylenebilir. Ayrıca eski idman tavlası ile manej sahasının toplu kullanımı baz alması kolektif olma, sinema salonunun Cumhuriyet modernleşmesinin halka tanıttığı yeni bir sosyalleşme pratiğini kadınlı erkekli kullanım eşliğinde yaşama geçirmesi, seküler, kolektif ve toplumcu olma değerlerini mekânsallaştırır. (Resim 5) Üretimi destekleyici birimlerin, hara mekânlarının tümünde gözlenen süsten arınmış sade biçim dilini yansıttığı da açıktır. Osmanlı’dan devreden ambar yapılarında dahi görece geleneksel anlayış, sade bir ifadeyle biçime aktarılır. Öte yandan, tüm bu mekânların sağlıklı hayvan yetiştiriciliğine hizmet veren özü gereği, doğal yaşam ekseni bağlamında da anlamlı birikimler içerdiği gözlenir. Bu birikimlerin günümüzde daha etkin biçimde kullanılabilmesi ve mekânsal sürdürülebilirlik açısından, atıl durumdaki eski manej sahasının ve sinema salonunun yeniden hizmete sokulabileceği, mekanikleşme ve doğal yaşama ilişkin çelişki ve uyumu birebir yansıtan atölyelerde çeşitli sergileme alanları oluşturulabileceği, Yolağzı köyü aksının kırsal üretim atmosferinin farklı grupların deneyimlerine açılabileceği söylenmelidir.

Üretime Yönelik (Tarım) Alanlar

Yerleşke Merkezi’nin tarımsal üretim alanları da üretimi destekleyen birimlere benzer biçimde ana arterin sağındaki bölgede yer alan zeytinlik ve çamlık alanları olmaktadır. Yolağzı köyünün üst kısmında bulunan bu alanlar, Cumhuriyet modernleşmesi süreci kapsamında tarımsal rasyonalizasyona, kalkınmaya ve doğal yaşamın tarım eksenli parçasına ilişkin çeşitli bilgiler sunar.

Sosyal Yapılar

Karacabey Harası’nın, yerleşke içinde kendi kendine yeterli ve topluma model oluşturucu bir dünya yaratma hedefi, sosyal gereksinimleri karşılayan yapılarla da karşılığını bulur. Ana arterin sol kolunda yer alan temel sosyalleşme mekânlarından iki katlı misafirhane binası, 1964 depremi öncesinde zemin katta memur yemekhanesi (alakart salon), dinlenme salonu, balo salonu, kütüphane, mutfak, tuvalet mekânlarını, üst katta konaklama birimlerini barındırır. (Resim 6-7) Günümüzde ise üst katta yine konaklama birimleri bulunur, ancak zemin kotunda “balo salonu” nitelemesi ortadan kalkar ve diğer mekânların yerlerinde bazı değişiklikler olur. Depremde gördüğü zarardan dolayı tadilata uğrayan misafirhaneye 1970’li yıllarda ikinci bir kütle eklenir. Yapı doluluk-boşluk oranlarının netlikle okunduğu sade bir biçimleniş ortaya koyar. Geç dönemde cephede tuğla malzemeyle kaplama yapılır.

Yine 1964 depremi sonrasında inşa edilen ve sohbet, dinlenme, oyun mekânı olarak kullanılan memur lokali günümüzde özellikle çalışan eşlerinin biraraya geldiği bir odak olarak hizmet vermektedir. Tek katlı yapıya sonraki dönemlerde yapının genel karakteriyle uyumlu görünmeyen ahşap bir sundurma eklenir. Misafirhanenin güneyinde yer alan bir diğer temel sosyalleşme mekânı da tabldot binasıdır. Özgün halinde binicilik okulu olarak kurulan binanın zaman içinde zemin katı memur tabldot yemekhanesine dönüştürülür, üst katı ise konaklama mekânı / bekâr pansiyonu olarak kullanılır. Tabldot yapısı dili itibariyle idarenin iki yanındaki ambar yapılarına benzer biçimde geleneksel çizgiler taşır, bu kapsamda yapının Osmanlı dönemine ya da henüz modernist biçimlenişlerin resmî tercih haline getirilmediği 1930’lu yıllar öncesine tarihlenmesi olasıdır.

Yerleşke Merkezi ana arterinin sağındaki alanda yer alan az sayıdaki sosyal yapılardan biri işçi yemekhanesi ve lokalidir. (Resim 8) Memur-işçi yemekhanesi ayırımı, işçilere yönelik sosyal mekânları onların çalışma alanlarına yakın mesafede konumlandırma gereği ve memurlara daha konforlu bir mekânsallık sunma isteği ile ilgili görünür. Yine de işçi ve memur mekânlarının niteliği arasında büyük farklar yoktur. Yapımı 1960 öncesine tarihlenen, betonarme, tek katlı, yüksek tavanlı işçi yemekhanesi zamanla bölünerek lokal işlevine de hizmet verecek hale getirilir. Lojmanlarla iç içe bir alanda konumlanan ilkokul binası yedi yıllık kesintisiz eğitim modelinin kabulünden sonra kapanır ve yerleşke çalışanlarının çocukları, Karacabey ve Kemalpaşa yerleşimlerinde bulunan okullara servisle gitmeye başlar. İşletme’nin Yolağzı köyü yolundaki camisi de geç dönemde inşa edilir.

Sonuçta sosyal yapıların Cumhuriyet modernleşmesi süreci bağlamında işlevlerine göre gruplanmış ve sistematize edilmiş mekânsallığı rasyonel yaklaşımı; kadın-erkeğin ortaklaşa kullanımını temel alan kurgusu seküler anlayışı; hizmete soktuğu cami mekânı seküler anlayışta zaman içinde ortaya çıkan esnemeyi; çalışanların konaklama, yeme-içme, eğlenme, eğitim gibi gereksinimlerinin hemen hemen tümüne yanıt veren işlevselliği toplumcu, kolektif yapılanmayı ve yalın çizgileri püriten biçim dilini örnekler. Doğal yaşam ekseni çerçevesinde ise sosyal mekânların, Karacabey Harası’nın modernize edilmiş kırsal atmosferini kültürel, sosyal düzeyde desteklediği, bu destekleri güçlendirme yönünde ilkokulun yeniden eğitim amaçlı kullanımının sağlanabileceği, bazı gezi, eğitim gruplarının sosyal mekânlardan yararlandırılabileceği ve var olan yapıların yetersiz kalması durumunda doğaya saygılı yeni, ufak bir konaklama mekânının önerilebileceği vurgulanmalıdır.

İdare Yapısı

Karacabey Yerleşkesi’nin idare yapısı antreden gelen ve içinde Atatürk büstünün, süs havuzunun, çiçeklerin bulunduğu karşılama meydanını iki yandan saran yol ile yerleşke ana arterinin kesiştiği noktada, sağ tarafta konumlanır. (Resim 9) Karşılama meydanı ile birlikte bir tür idari çekirdek yaratan bugünkü bina 1964’te gerçekleşen deprem sırasında yıkılan ve yalın ama geleneksel çizgiler taşıyan eski binanın yerine inşa edilmiş olandır. (Resim 10) İdari binanın zemin katında idari ve teknik çalışma birimleri, birinci katında müdür, müdür muavini odaları ve Atatürk’ün işletmeyi ziyareti sırasında çekilen fotoğraflarla geçmişteki yerleşke müdürlerinin fotoğraflarının sergilendiği toplantı salonu homojen bir düzen içinde örgütlenir. Cumhuriyet modernleşmesi değerleri bağlamında yapının homojen çalışma düzeni ve giriş saçağının yansıttığı 1960’lı yıllara özgü biçim dili rasyonel anlayışa, kadın-erkek personele aynı anda hizmet veren kurgusu seküler ve kolektif kullanıma ilişkin bilgiler iletir. Ayrıca idari binanın haranın doğal yaşam potansiyelini daha etkin biçimde ortaya koyacak politikaları, mekânsallıkları yönlendirecek merkez olduğu da saptanmalıdır.

İkamet Yapıları

Yerleşke Merkezi’nde ana arterin kuzey bölümünde sağlı sollu dizilen memur ve işçi lojmanları bu alanı aktif bir ikamet bölgesi haline getirir. Ana arterin sağındaki alanda sıra evler ve apartmanlar konumlanır. Yolağzı köyü yolu boyunca uzanan sıra evler, tek katlı, sobalı, kendi girişleri, bahçeleri bulunan, yaşama mekânı hariç iki oda barındıran, sade bir biçim dili ortaya koyan lojman yapılarıdır. Bu yapılar 1944-1959 yılları arasında inşa edilen ve 1964 depreminde zarar görüp sonrasında yıkılan özgün konutların yerine yapılan ikinci kuşak konutlardır. Sıra evlerin gerisinde kalan apartman yapıları, apartmanlaşmanın ülke genelinde hızlandığı 1970 sonrası dönemde inşa edilmiştir. Ana arterin sol kolunda hafif eğimli bir arazi üzerinde yayılan müstakil lojmanlar ise dik açılı, ortogonal yerleşim düzenini yineleyen, erken Cumhuriyet dönemine tarihlenen, sıra evler gibi tek katlı, sobalı, bahçeli, bahçelerinde kömürlük/odunluk birimleri bulunan, betonarme giriş merdivenlerine, düz söveli pencere açıklıklarına ve sade cephelere sahip olan ikamet birimleridir. (Resim 11) Bu konutların bitiminde yer alan Müdür Evi, Osmanlı’dan devrettiği düşünülen kuleli eski Müdür Evi’nin (Resim 12)1964 depreminde yıkılmasının ardından inşa edilen, diğer müstakil evlerden daha büyük metrekarelere sahip üç oda ve bir yaşama mekânından oluşan, tek katlı, sobalı ve betonarme plastiğin yalın ifadelerini sunan bir yapı olmaktadır. (Resim 13)

Yerleşkenin lojman yapıları, Cumhuriyet modernleşmesi değerleri kapsamında homojen, ortogonal bir düzen içine yerleştirilmeleri ve yer yer oldukça nitelikli hale gelen biçimsellikleri nedeniyle rasyonel, püriten; geçmişin görece dışa kapalı geniş evlerde büyük aileyle topluluk yaratan yaklaşımı yerine, çekirdek aile konutlarının dışa taşan kadınlı erkekli toplu kullanım anlayışını yansıtmaları nedeniyle seküler, kolektif; cüzi kiralarla sundukları görece nitelikli ikamet olanağıyla toplumcu mekânsallığı yaşama geçirir. Doğal yaşam ölçeğinde ise belirli bir kalitede inşa edilen lojmanlar yarattıkları kırsal konut peyzajı ile çalışanlar ve dışardan gelebilecek olası gruplar için anlamlı bilgiler/deneyimler sunar.

ASAL ÜRETİM ALANI BAĞLAMINDA İRDELEMELER

Karacabey Harası’nın iç bölgelere yayılan ancak ekili alanları ve otlaklarıyla Bursa-Balıkesir anayoluna kadar uzanan ve Yerleşke Merkezi’nden Yolağzı köyü yoluyla ulaşılan “Asal Üretim Alanı”, hayvancılığa hizmet veren at, inek, koyun, tavuk, köpek yetiştiriciliği ve laboratuar mekânlarıyla tarımsal üretimi baz alan ekim alanlarını kapsar. (Resim 14) Asal Üretim Alanı, Yerleşke Merkezi’ne oranla daha esnek bir yerleşim düzeni ortaya koyar, ancak tek tek üretim mekânları rasyonel örgütlenme mantığını somutlaştırır. (Resim 15, 16)

Üretim / Hayvancılık Yapıları

Asal Üretim Alanı’nın en önemli mekânları at yetiştiriciliğine hizmet veren yapılarıdır. Cumhuriyet döneminde Osmanlıdan devreden basit atçılık yapılarının yerine 1938 tarihinde “Elit Tavlası” olarak adlandırılan yeni tavlalar inşa edilir, bu tavlalar yerleşkedeki en eski besicilik tesisleridir. (Resim 17-20) Elit Tavlası’nda merkezdeki giriş holüne bir yandan tayların diğer yandan büyük atların barındığı doğrusal bloklar bağlanır. Yüksek tavanlı, bant pencereli, çelik makas çatılı blokların içinde duvarlar boyunca yalaklar uzanır. Tavlanın çevresinde ise demir parapetlerle sınırlandırılmış yeni manej sahası konumlanır. Atlarla uzman bakıcıların ilgilendiği harada, Cumhuriyet döneminde ve günümüzde ülkenin en iyi atları yetiştirilir. Arap atları ve 1960’lı yıllarda dönemin Yerleşke Müdürü Sait Abuşoğlu tarafından ülkeye getirilen Haflinger cinsi küçük yük atları, harada yetiştirilen en önemli cins atlardır. Zaman içinde Türkiye Jokey Kulübü’nü bulunduğu bölgeye çeken hara, özellikle yarış atlarını bu kulübe yüksek rakamlarla satmaya başlamıştır.

Karacabey Harası’nın belkemiğini oluşturan atçılık kolu dışında Cumhuriyet döneminde yerleşkede inek, koyun ve tavuk besiciliğine yönelik mekânlar da açılır. Montafon cinsi, esmer ırkta ve diğer cinslerde inek yetiştiriciliğinin yapıldığı bölgede 1960 sonrasında inşa edilen sağma binasında, bir sağma bölümü, tesisatı zaman içinde yenilenen bir süt deposu ve yarı açık bir alan vardır. Doğrusal uzanan sağma bölümünün üst kottan açılan cephesinden alınan hayvanlar düz bir hat boyunca turnikelerle ayrılan alanlara yönlendirilir, hayvanların sağma işlemi ise alt kotta yer alan mekanizmalar ile gerçekleştirilir ve sağılan süt borularla depo bölümüne gönderilir. Hayvanlar sağma binasına iki yanda yer alan ahırlardan çıkarılarak getirilir. Ahır yapılarının kapalı bölümlerinde ineklerin barınma, yarı açık alanlarında yemlenme gereksinimleri giderilir. Yeni doğmuş inek yavruları buzağılar, hastalık bulaşmasını önlemek amacıyla büyüklerden ayrılır ve onların ahırlarına yakın bir noktada yan yana dizilmiş plastik bungalovlar içine alınır. (Resim 21)

Cumhuriyet döneminde tavukçuluk bölümü de açılan harada, yakın zamanda köpek yetiştiriciliği kolu hizmete girmiştir. Özellikle Sivas kangalı besiciliğine odaklanan köpek ünitesinde uzun koridorun bir yanında depolar diğer yanında köpeklerin yerleştirildiği küçük odalar konumlanır. Bu oda dizisine dış mekânda, yanları tellerle kapalı ve damızlık köpeklerin tek tek yerleştirildiği küçük birimler dayanır. Soyun karışmaması için damızlık kangallar kafeslerden hiç çıkartılmaz. Doğum yapan damızlık kangal yavrularının bir süre anneleriyle kalmaları sağlanır, ancak yavrular biraz büyüyünce dışarı satılır.

Asal Üretim Alanı’ndaki hayvancılığa dönük üretim yapılarının Cumhuriyet modernleşmesi ekseni çerçevesinde, tavla ve manej üzerinden örgütlenen, uzman kişiler, veterinerler eliyle bakım hizmetleri verilen at; mekanize sağma, depolama alanlarına, özel buzağı birimlerine sahip olan inek ve sistematik bir barınma düzeni ortaya koyan köpek yetiştiriciliği mekânlarıyla rasyonel yaklaşımı birebir yaşama geçirdiği söylenebilir. Ancak burada aşırı rasyonel örgütlenmelerin, soy ıslahı kapsamında artırılan tecrit koşullarının ters yönde irrasyonel bir duruma ve bazı sıkıntılara yol açabileceği belirtilmelidir. Öte yandan hayvancılık yapılarının yerleşkenin diğer yapılarına özgü püriten biçim dilini yinelediği açıktır. Bu yapılar, toplu at besiciliği, eğitimi, biniciliği eylemlerini Türkiye Jokey Kulübü ile bağlantılı biçimde gerçekleyen, yaptığı satışlarla insan/köpek buluşmasına olanak sağlayan mekânlarıyla kolektif olma değerini iletir. Yöre çiftçisine ve ülke geneline sağlıklı, kendi topraklarımızda yetiştirilmiş hayvan ve hayvansal ürün sunma anlamında ciddi katkılarda bulunan tesislerinin tamamıyla da toplumcu olma değerini aktarır. Üretim mekânlarının ve otlak alanlarının doğal yaşamı insan / hayvan birlikteliği üzerinden etkin biçimde yansıttığı ve hayvancılık odaklı eğitim, çalışma, gezi programlarıyla toplumsal sürdürülebilirlik açısından daha da güçlendirilebileceği belirtilmelidir.

Üretim/Tarım Alanları

Karacabey Harası’nın Asal Üretim Alanı’nda tarımsal üretime ayrılmış alanlar da bulunur. Bu alanlarda Cumhuriyet döneminde çilek, şeftali, üzüm, kavun, karpuz, elma, armut, dut gibi meyvelerin, sebze ve tahıl ürünlerinin ekimi gerçekleştirilir. Ancak zamanla harada ürün çeşitliliği azalır ve çoğunlukla tahıl, ayçiçeği üretimi yapılmaya başlanır. 1970’li, 1980’li yıllara kadar hayvancılık kollarının görece ön planda olduğu yerleşkede, bu yıllarda merkezî yönetimde tarım bölümün ağırlık kazanması sonucu ilgi belirli bir oranda tarımsal üretime kayar. Ancak 1980’lerde harada, ahırlara kadar bütün boş alanlara ekim yapıldığı, bunun da ürün çeşitliliğinin azalmasını hızlandırdığı, hayvancılığa olumsuz etkilerinin olduğu, bazı çalışanlar tarafından ifade edilir. Bu anlamda doğal yaşamın temel ayaklarından tarım alanlarının modernize edilmiş ekim bölgeleri olduğu, çiftçiye sağlıklı tohumluk olanağı, ülkeye ciddi bir ekonomik girdi sağladığı, ancak aşırı yüklenmenin ters yönde bir irrasyonaliteye de yol açmış olabileceği söylenebilir.

DEĞERLENDİRMELER

Sonuç olarak Karacabey Harası’nın Cumhuriyet modernleşmesi ve doğal yaşam eksenleri çerçevesinde anlamlı veriler ilettiği saptanabilir. Bu bağlamda haranın Yerleşke Merkezi’ndeki homojen, ortogonal dolaşım ağının; Asal Üretim Alanı’nda yer alan, yöreye ve tüm ülkeye katkı sağlayan sistematik hayvancılık mekânlarının; çalışanların gereksinimleri doğrultusunda düzenlenmiş sosyalleşme, ikamet yapılarının ve Cumhuriyet’in tarım-hayvancılığını geliştirmeye yönelik politikalarını yerleşke ölçeğinde uygulayan idare binasının Cumhuriyet modernleşmesine özgü rasyonel, mekanikleştirici ve toplumcu olma değerlerini yoğun biçimde yansıttığı söylenebilir. Rasyonel yaklaşım, yapıların püriten biçim diliyle de kendini gösterir. Özellikle hayvancılık mekânlarında var olan basit, sade dil, üretim etkinliklerinin görece zor, kirlenme yaratan doğasından destek alıyor gibidir, ancak bu mekânların biçimsel tercihleri de yalın bir betonarme estetikten yanadır. Öte yandan sosyalleşme ve ikamet mekânlarının memur ve işçilerin yeme-içme, eğlenme, konaklama, eğitim, barınma gereksinimlerini dayanışmacı, kadınlı erkekli bir kullanımla karşılıyor olması, modernleşme sürecini tanımlayan toplumcu, kolektif, seküler yapılanmayı somutlaştırır.

Karacabey Harası’nın, insan/hayvan ilişkilerini kuran, tarımsal üretimi gerçekleştiren özü gereği doğal yaşam ve onun yeniden üretimi kapsamında da birçok fırsat içerdiği, ancak bu fırsatları günümüzde farklı toplum kesimleriyle paylaşma anlamında doğa odaklı eğitim, turizm açılımları yaratabileceği, böylelikle özellikle Orta Avrupa’daki benzerlerinde görülen güçlü toplumsal iletişimi yakalayabileceği söylenebilir. Ayrıca organik tarım-hayvancılık yaklaşımının belirli bir oranda haraya taşınması, doğayı kimi zaman aşırı mekanik düzeyde ele alan tavrı dengelemede yol gösterici olabilecektir. Sonuçta Karacabey Harası’nın ve diğer haraların Cumhuriyet modernleşmesi ve doğal yaşam eksenleri bağlamında içerdiği çok yönlü potansiyeli korumak, geliştirmek, günümüzde anlamlı mekânsal, toplumsal, ekonomik süreklilikler kurabilmek açısından son derece yararlı olacaktır. Süreklilikleri oluşturabilmenin yolu ise yerleşkelerin büyük ölçüde kamusal kullanıma açık tutulmasından, mutlaka özelleştirilmesi gerekenler varsa onların da kamusal duyarlılıklar üstlenmesinden geçiyor görünmektedir.

NOTLAR

1. Bozdoğan, 2002; Harvey, 1997.

2. www.tigem.gov.tr/Pages/Tarihce.aspx (10.05.2012)

3. TİGEM- Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğü Brifing Dosyası; www.tigem.gov.tr/isletmeler/Isletmeler/KARACABEY.pdf (12.05.2012)

KAYNAKLAR

  • Bozdoğan, S. 2002, Modernizm ve Ulusun İnşası-Erken Cumhuriyet Türkiyesi’nde Mimari Kültür, Metis Yayınları, İstanbul.
  • Harvey, D. 1997, Postmodernliğin Durumu-Kültürel Değişimin Kökenleri, (çev.) S. Savran, Metis Yayınları, İstanbul.
  • Karacabey Tarım İşletmesi Arşivi’nden edinilen Yerleşke Vaziyet Planı.
  • Karacabey Tarım İşletmesi Tanıtım CD’si.
  • Karacabey Tarım İşletmesi Sinevizyon Gösterimi
  • TİGEM- Karacabey Tarım İşletmesi Brifing Dosyası
  • TİGEM Arşivinden edinilen Karacabey İşletmesi’ne ait bazı yapıların proje paftaları.
  • Yerleşke Müdürüyle ve çalışanlarıyla yapılan yüz yüze görüşmeler.
  • Eski Yerleşke sakinleriyle yapılan yüz yüze görüşmeler (Kaynak: Nilüfer Abuşoğlu, Gülçin Arıtan, Cemil Arıtan, Gülden Bayazıt)
  • www.tigem.gov.tr/Pages/Tarihce.aspx [10.05.2012]
  • www.tigem.gov.tr/isletmeler/Isletmeler/KARACABEY.pdf [12.05.2012]

 RESİMLER

* Yazarın Arşivi: 2, 4, 7, 8, 10, 11, 13, 16, 20, 21

* Karacabey Harası Arşivi: 1, 3, 5, 6, 9, 12, 14, 15, 17, 18, 19

Bu icerik 6657 defa görüntülenmiştir.