354
TEMMUZ-AĞUSTOS 2010
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR

  • Pisa Kulesi
    Gürhan Tümer, Prof. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü



KÜNYE
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI

İzmir’de Moderni Nesnelleştirmek: BİR DÖNEM, ÜÇ MEKÂN VE RIZA AŞKAN

Meltem Ö. Gürel

İzmir Belediyesi, Fen ve İmar İşleri Müdürü olarak Rıza Aşkan… Merkezî ve yerel yönetimlerdeki mimari proje birimlerinin etkin ve etkili çalıştığı dönemlerde büro şefi olarak nitelikli işler üreten bir mimar. Modern olanı mimari biçimde temsil etme çabalarının yanı sıra, kentin sosyal yaşamını ve baskın kültürel değerlerini yansıtan mimarlık üzerinden kurulmuş bir dünya görüşü.

İzmir’de 1950-60 dönemi modern mimarlık arayışlarının en çarpıcı örnekleri arasında belediyenin hayata geçirdiği yapılar bulunur. Fen ve İmar İşleri Müdürlüğü’nde oluşturulmuş bir mimari büro tarafından projelendirilen bu yapıların tasarım, nitelik ve işlevlerinin şekillenmesinde, 1950’lerde Fen ve İmar İşleri Müdürü olan Rıza Aşkan’ın büyük bir rolü vardır. Modern olanı mimari biçimde temsil etme çabalarının yanı sıra Aşkan’ın tasarımları, kentin sosyal yaşamını ve baskın kültürel değerlerini yansıtır; mimarlık üzerinden kurulmuş bir dünya görüşünü içerir. Bu bağlamda Aşkan, tasarımlarıyla İzmir’de Batılı ve çağdaş bir yaşam tarzını yansıtmayı ve yaşatmayı hedeflemiştir.

Bu yazıda bu yapılardan üçü mercek altına alınmış, Aşkan ve temsil etmek istediği mimarlık kültürü incelenmiştir. Üçleme 1950’lerin ortalarından 1960’ların başlarına kadar olan dönemde modern mimarinin İzmir’de olan açılımını olduğu kadar kentin hoş vakit geçirme anlayışını, yaşam ve eğlence kültürünü yansıtması açısından da önemli görüldüğü için seçilmiştir. Bu yıllar II. Dünya Savaşı’nın ardından baskın Amerikan etkisinin eğlence sektöründe yoğun olarak hissedildiği ve Batılı bir hayat stilinin kentlerde geniş ölçüde içselleştirildiği bir dönemdir. Bu yazının kapsamına, dönemin kentsel ve toplumsal değerleri ve belleği de girer. Bina estetiği kültürel bir form ve fiziksel mekân toplumsal objeler olarak kavramsallaştırılarak, mimar ve binaları, yapıldıkları dönemin aynası olarak ele alınır. Bu bağlamda, 1950’li yıllar ve savaş sonrası modern mimarlık üzerine yapılacak çalışmaların çeşitlendirilmesi amaçlanır.

FEN VE İMAR İŞLERİ MÜDÜRÜ OLARAK RIZA AŞKAN

1912 yılında İzmir’de doğan Aşkan, mimarlık eğitimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlamıştır. Hayatını kaleme aldığı basılmamış anılarında mimar, küçük yaşlarından itibaren resim ve el işlerini sevdiğini, ortaokul ve lise yıllarında resim ve heykel yapma tutkusu olduğunu anlatır. Lise öğretmenlerinin çabalarıyla İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa’dan İtalya’da okumak için burs sözü alır. Ancak ailesi doktor olmasını istediği için tıp fakültesinde eğitimine başlar. Tıp eğitimine ısınamayan Aşkan, burayı bırakarak Güzel Sanatlar Akademisi, Mimarlık Bölümü sınavlarına girer ve kazanır. Mimarlık eğitimini sürdürebilmek için İzmir’e giderek Kazım Dirik’e eski burs vaadini hatırlatır ve bütün eğitim süresini kapsayan bir bursu 1935’te alarak okula devam etme imkânını elde eder. İstanbul’da kaldığı dönemde hocası Sedad Hakkı Eldem’le çalışan Aşkan, mezuniyetinden sonra İzmir’e dönmeyi seçmiş ve 17 yıl İzmir Belediyesi Fen ve İmar İşleri Müdürlügü’nde çalışmıştır. (Resim 1) Burada müdürlüğe yükselen Aşkan, 1957 yılından sonra serbest çalışma hayatına atılır. (1)

İzmir Belediyesi Fen ve İmar İşleri Müdürü olarak Rıza Aşkan, kentin gelişiminde ve modern mimarinin biçimlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. (Resim 2) Bu yıllarda belediyenin projeleri, kurum içerisinde oluşturulmuş en çok 4-5 kişilik kadrosu olan küçük bir mimari büro tarafından yapılmıştır. Aşkan bu büroyu yetkin bir “patron” gibi yürütmüş ve yönetiminde beraber proje yaptığı birçok mimar çalışmıştır. Bu mimarlar arasında kendine yaşça yakın olan Harbi Hotan ve zamanın genç mimarlarından Doğan Tekeli ve Erdoğan Tözge’yi sayabiliriz. Kararlı kişiliği, donanımlı mimarlık bilgisi, detaya olan düşkünlüğü ve yeteneği ile anılan Aşkan’ın meslek anlayışının, idareciliğinin ve disiplinli çalışma kültürünün şekillenmesinde, kuşkusuz Akademi’de öğrenciyken hocası olan Sedad Hakkı Eldem’in büyük etkisi olmuştur. (2)

İmar müdürlüğü sırasında yaptığı önemli işler arasında, kendi kalemiyle Aşkan, “İzmir şehri müstakbel plan çalışmaları işi için şehir imar raporu ve müsabaka hazırlıkları”, “Le Corbusier’nin İzmir’e daveti” ve “müstakbel şehir planı hakkında rapor alınması” olduğunu yazar. Yine kendi kaleminden, belediye için proje ve tatbikatını yaptığı önemli işler arasında, burada (kısmen) incelenen, “Şark Kahvesi Binası”, “İzmir Kültürpark’ta Ada Gazinosu ve Bahçesi” ve “Atatürk Meydanı Tanzimi Projesi” vardır. (3)

Konumu itibarıyla Aşkan’ın mimari ve estetik görüşü önemlidir. Dönemin birçok mimarı gibi Aşkan da modernizmi (ve özellikle betonarme ağırlıklı Brezilya modernizmini) benimsemiştir. Betonla elde edilen formlar, brise-soleil kullanımı ve akışkan peyzaj tasarımı, sırasıyla Oscar Niemeyer ve peyzaj mimarı Roberto Burle Marx’ı andırır. Kordonboyu’nun simgesi haline gelen siyah-beyaz dalgalı kaldırım deseni kuşkusuz Burle Marx’ın motiflerinden ve mozaik kaldırımlarından esinlenmiştir. (Resim 3) Bu desenin etkilerini daha sonra diğer kentlerde, örneğin Nejat Ersin’in Ankara’da Cinnah Caddesi üzerinde yaptığı Cinnah 19 apartmanında görmek mümkündür. (4) (Resim 4) Belediye’de çalıştığı yıllarda Aşkan, Le Corbusier ve Richard Neutra ile tanışma ve çalışma fırsatı ele geçirmiştir. Neutra’yı Türkiye’yi ziyaret ettiği sırada Konak Sitesi projesini göstermek için İzmir’e davet etmiştir. (5) (Resim 5) Le Corbusier ile ise daha önce 1948 yılında, ünlü mimarın İzmir’e kentin nazım planı üzerinde çalışmalarını yapabilmek için belediyenin davetlisi olarak geldiğinde tanışmıştır. (6) Le Corbusier’yi karşılayıp kenti gezdirme görevi, Fransızca bilen Aşkan’a verilmiştir. (Resim 6) Kentte geçirdiği beş gün içerisinde Le Corbusier ile Fransız kültürüne ve özellikle müziğine büyük sevgisi olan Aşkan arasında bir dostluk gelişir. İzmir’den ayrılmadan önce ünlü mimar Aşkan'a kendisiyle Fransa’ya gelip bürosunda çalışmasını teklif eder. Aşkan bu tekliften onur duysa da kişisel nedenlerden ötürü kabul etmez ve İzmir’de kalmayı tercih eder. (7)         

Bu tercih ve İzmir odaklı bir kariyer, mimarın daha sonraki yıllarda yakın çevresiyle paylaştığı bir sorgulamayı beraberinde getirir. (8) Serbest çalışma hayatına atıldığı ilk yıllarda arkadaşı Suat Erdeniz ile bir ortaklık kuran Aşkan, 1994 yılında ölümüne kadar özel sektör için başta eğitim mekânları ve konut projeleri olmak üzere birçok proje üretmiştir. (9) Her ne kadar ulusal yarışmalarla ismini duyursa ve yapıtları 1950’lerde Arkitekt dergisinde yayımlanan ayrıcalıklı İzmirli mimarlar arasında yerini alsa da, İstanbullu meslektaşlarının ülke çapında yakaladıkları itibara kavuşamayacağını düşünmüştür. (10) İzmir’in mimarı olarak kalmış ve bir dönemin “sade ve modern bir görünüşün [mimaride] elde edilmesi” çabalarına damgasını vurmuştur. (11)

ADA GAZİNOSU (1958, İzmir Enternasyonel Fuarı) (12)

Ada Gazinosu, 1950-60 modernizminin İzmir’deki en çarpıcı örneklerinden biri olarak nitelendirilebilir. Tasarımında, modernizmin şiirsel plastik formlarının ve iç-dış ilişkisinin vurgulandığı mekân kurgusunu barındıran yapı, inşa edildiği dönemin toplumsal yapısını da yansıtması açısından mercek altına almaya değer.

İzmir Enternasyonal Fuarı içinde yer alan yapı, ilk olarak 1937 yılında, Behçet Uz’un belediye başkanlığı döneminde, “süt/çay bahçesi” olarak inşa edilmiştir. (Resim 7) Halkın çay içmesi ve annelerin çocuklarını sütle besleyebilmesi için tasarlanan yapı, ismini üzerinde bulunduğu adacıktan alır. (13) Bu ada, fuar alanında yapılan gölün içinde, gölün hafriyatından elde edilen toprakla oluşturulmuştur.

İzmir Belediyesi, 1940’larda restoran ağırlıklı kullanılan yapıyı çağdaşlaştırmak için, 1958 yılında eski binanın yerine modernizmin etkilerini yansıtan betonarme ve cam bir yapı inşa etmiştir. (Resim 8) Rıza Aşkan tarafından tasarlanan yeni binada Brezilyalı ünlü mimar Oscar Niemeyer’in etkisini görebiliriz. Eğrisel hatların hakim olduğu bina, uzantısı olarak tasarlanan ve yuvarlak kolonlar tarafından taşınan beton pergola ile Niemeyer’in 1942 yılında Pampulha’da bir göl kenarında yaptığı Casa do Baile Dans Salonu’nu çağrıştırır. (14) (Resim 9) Bu yapı Ada Gazinosu’nda olduğu gibi yapay bir adacık üzerinde konumlandırılmış ve karaya küçük beton bir köprüyle bağlanmıştır. Dış mekândaki pergola, Ada Gazinosu’nda kalp şeklinde tasarlanan dans pistini ve orkestranın yerini tanımlar.

Restoranın mekânsal programı II. Dünya Savaşı sonrasındaki sosyal, politik ve mimari değişimleri yansıtır. Amerikan etkisinin yoğun biçimde hissedildiği bu dönemde eğlence sektörü, belediyenin girişimleriyle açılan restoran ve gece kulüpleriyle gelişir. Bu bağlamda, yeni gazinonun mekânsal programında “Amerikan bar,” dans pisti, orkestra yeri ve şömine kurgulanması tesadüfi değildir. (15) (Resim 10) Belediyenin binanın işletmecisi Hüseyin Türkmenoğlu ile imzaladığı sözleşmenin özel şartnamesi, restoranda fuar süresince en az bir ay “birinci sınıf caz” bulundurulmasını şart koşar. (16) Kuşkusuz bu sözleşme ve mekânsal program kentin eğlence kültürünü yönlendirmeyi hedeflediği kadar belli bir kesimin temayüllerini de yansıtır.

Bina kütlesinin konumlandırıldığı düzlemden göle doğru üzerine masaların yerleştirilebileceği setler tasarlanmıştır. Modern binayla üzerinde bulunduğu adacığı bütünleştirmek üzere ele alınan çevre tasarımı Niemeyer’le beraber çalışmış olan ünlü peyzaj mimarı Roberto Burle Marx’ın asimetrik ve eğrisel planlarını andırır. (17) (Resim 11) 1960 yılında adacığı karaya bağlayan ahşap köprü yıkılarak yerine beton rampalar ve beton bir köprü yapılmıştır. (Resim 12)

Bu etkilenmelerin yanı sıra, yapıda yerel malzemeler kullanılmıştır. Betebe (eğrisel duvarlar) ve Famerit karo (dans pisti) gibi zamanın yeni ve modern malzemeleriyle Çeşme taşı ve siyah mermer gibi bilindik malzemeler de modern mimari dile başarıyla bütünleştirilir. Çeşme taşının kullanımındaki bu ustalık Rıza Aşkan’ın diğer modern yapılarında da görülür. (Resim 13) Bunların arasında en kişisel uygulama Aşkan’ın serbest çalışma hayatına atıldıktan sonra kendi ailesi için tasarladığı yazlık evdedir.

İç-dış ilişkisine gösterilen özen, mekân kurgusunda, malzeme seçiminde ve detaylarda farkedilebilir. Var olan akasya ağaçlarını binaya dahil edebilmek için içeride binanın tavanına, dışarıda ise beton pergolaya geometrik şekilli delikler açılmıştır. (Resim 14) Beton pergolanın delikli kısımları yerde ışık motifler yaratır. Aydınlatma elamanı olarak spotlar ve bakır aplikler kullanılmıştır. Yere kadar inen cam duvarların yanı sıra, iç mekânda tasarlanan dairesel süs havuzu ve duvardan kopartılmış taş şömine dışarıdaki peyzajla içeriyi bütünleştirmeyi hedefler.

Bu tasarım öğelerinden bir kısmı günümüze ulaşamamakla beraber, çeşitli renovasyonlardan geçen bina, 1991 yılında Ş. Kocagöz, M. Karaaslan ve M. Günday’ın birincilik ödülü aldığı İzmir Fuarı ve Kültürparkı Yarışması’nı takiben korunacak yapı stoku arasına alınmıştır. (18) Fuarın büyümüş yeşil dokusu içinde gizlenen modernizmin bu çarpıcı örneği, halen ilk işletmecisi Türkmenoğlu Ailesi tarafından restoran olarak çalıştırılmaktadır.

ATIF ŞEHİR LOKALİ (1961-81, Atatürk [Konak] Meydanı)

İzmir Belediyesi Fen ve İmar İşleri Müdürlüğü Proje Bürosu’nun bir diğer ürünü de, Atatürk Meydanı Tanzimi Projesi kapsamında inşaatı 1960’ların başında tamamlandıktan sonra, 1961-81 yılları arasında halka hizmet veren Atıf Şehir Lokali’dir. Atatürk Meydanı’nda Konak Vapur İskelesi ile İzmir’in sembolü Saat Kulesi’ne komşu olarak konumlandırılan yapı, bu tarihler arasında Atıf (Ömür) Gönülşen tarafından işletilmiştir. (19) Binanın planları, proje bürosunca üretilen diğer çizimler gibi imha edilmiş, ancak projenin Aşkan tarafından tasarlandığı sözlü tarih çalışmasıyla gündeme gelmiştir. Aşkan’ın biyografisinin yanı sıra mekânın genel kurgusu ve mimari estetiğinin incelenmesi de bu bulguyu desteklemiştir. Yapı asimetrik ve ortogonal planı, düz çatısı, betonarme silindirik kolonları, cam duvarları ve ortadan kırılmış (butterfly) betonarme giriş kanopisi ile modernist estetiğin tipik bir örneğidir. (Resim 15) Ada Gazinosu’nda olduğu gibi lokalin mimari dili ve mekân kurgusu, modernizmin önemli prensiplerinden olan iç-dış ilişkisini vurgular. Bu anlamda yapı, Richard Neutra ve Mies van der Rohe’nin akışkan, ortogonal, cam ve çelik mimarisinin zamanın Türkiye şartlarına uyarlaması olarak yorumlanabilir. Mekânı saran cam duvarlar, duvardan kopartılmış silindirik betonarme kolonlarla taşınan düz çatılı salonu, ince metal koloncuklarla taşınan pergolalı verandaya kenetler. (Resim 16) Aydınlık ve geniş salonun ortasında cam duvarları olan, kare planlı, küçücük bir iç bahçe tasarlanmıştır. Buraya Ömürgönülşen tarafından ekilen palmiye zaman içerisinde büyüyerek binanın siluetini zenginleştirmiştir. (Resim 17) İç-dış sınırını geçirgen kılan tasarım esintili salonuyla ve üzeri örtülü verandalarıyla İzmir’in yumuşak ikliminin tadını çıkartır. Giriş cephesinde malzemesi betebe ve Çeşme taşı olan duvar, Saat Kulesi’nin süslemeli tasarım diline tezat oluştururken, aynı zamanda mimaride taş kullanımına gönderme yaparak kütlesel bir süreklilik sağlar. (Resim 18) Yerel bir malzeme olan Çeşme taşının modern mimari dille bütünleştirilmesindeki ustalık, Aşkan’ın imzasını taşır.

Estetik kaygılar ve gösterilen bu özen, binanın işlevsel tasarımına yansımamıştır. Mutfak gibi servis alanlarının küçüklüğü ve kullanışsızlığı mekânın tasarımını zedeleyen eklemelere gerek kılmıştır. Aynı problemi günümüzde halen hizmet veren Ada Gazinosu’nda da gözleyebiliriz. Bu bağlamda, Aşkan’ın mimarisinde birçok modern mimarın tasarımında eleştirilen, işlevi ikinci plana atarak biçimci olma tavrı kendini gösterir. (20) Kuşkusuz bu tavır “biçim işlevi takip eder” klişesi ile ortaya çıkan modern mimarinin en büyük paradokslarından olmakla beraber, II. Dünya Savaşı sonrası geçirdiği değişimin bir göstergesidir.

Merkezî konumu itibariyle mekân kentin belleğinde önemli bir yer tutar. “Deniz kenarında halkın istirahat edebileceği” modern bir kafe olarak açılan yapı, mönüsünde sunduğu spagetti ve bonfile gibi zamanın yeni sayılabilecek lüks ve Batılı yemeklerini, tatlı ve pasta çeşitlerini İzmir halkıyla buluşturmuştur. (21) İç mekân için özel olarak üretilen renkli formika masalar ve lake sandalyeler ile dış mekânda kullanılan demir bacaklı mermer masalar ve demir sandalyeler zamanın popüler mobilya seçimlerini yansıtır. İlk yıllarda seçkin ve çağdaş olarak algılanmış formika mobilyalar daha sonra gözden düşmüştür. (22) Lokal, birçok insanda, Karşıyaka vapurunun izlendiği, körfezin seyredildiği ve meraklıların balık tuttuğu denize nazır bir buluşma ve hoşca zaman geçirme mekânı olarak iz bırakmıştır. Konak Meydanı’nda denizin doldurulması ve dolayısıyla coğrafi yapının değiştirilmesiyle bina yıkılmış, geriye sadece palmiye ağacı kalmıştır.

ŞATO RESTORAN (1954-55, Varyant)

Aşkan’ın İzmir’de modern yaşamın ete kemiğe büründüğü önemli bir yapısı Şato Restoran’dır. Ancak, binanın üslubunda diğer örneklerden farklı olarak, modernist estetik yaklaşım benimsenmemiştir. (Resim 19) Burada Aşkan, Sedad Hakkı Eldem’in 1948’de İstanbul’da yaptığı ve daha sonra yıkılan Taşlık Kahvesi’ni İzmir’e uyarlamıştır. (23) Taşlık Kahvesi, Eldem’in ve 1940’ların ulusal mimarlık söyleminin önemli bir yapıtıdır. Taşlık Kahvesi’ne olan göndermeden dolayı mimar, binayı Şark Kahvesi olarak adlandırmış ve 1955 yılında Arkitekt dergisinde bu isimle yayımlanmıştır. Taşlık Kahvesi gibi Şato Restoran da, Batılı yaşam biçimini benimsemiş kişilerin kullanacağı lüks bir restoran olarak düşünülmüştür. (24) Değişik işletmeciler tarafından işletilen restoran, kente gelen birçok ünlü konuğu da ağırlamıştır. (25) Bunlar arasında dönemin uluslararası ve Türkiye (magazin) gündemini çok meşgul eden İran Şahı Rıza Pehlevi ve Kraliçe Süreyya’yı da sayabiliriz. (26)

Yapı, Konak’ı Eşrefpaşa ve Hatay semtlerine bağlamak üzere açılan Varyant (Birleşmiş Milletler) yolunun üzerinde eğimli bir araziye inşa edilmiştir. (Resim 20) Körfez manzarasına hakim bir park içinde konumlandırılan yapının girişi yol kotunda düzenlenmiştir. Giriş katı 200 kişilik ana yemek salonu, üzeri örtülü bir teras, özel bir yemek locası ve idari ofis içerir. (Resim 21) Alt katta ise sedirlerle döşenmiş, çay ve kahve servisi için öngörülen yazlık alan, açık teraslar ve servis alanları yer alır. Ulusal mimarlık akımına uygun olarak zemin katı tavanına kadar kagir ve betonarme olan yapının salon ve üzeri örtülü veranda kısımları ahşap iskelet ve kaplamalı olarak düzenlenmiştir. (Resim 22) Binanın dekorasyonu ve mobilyaları da soyutlanmış Türk motiflerine uygun olarak düşünülmüştür. (27) Şato Restoran biçimsel olarak her ne kadar Aşkan’ın o dönem benimsediği modernist estetikten uzak dursa da, özünde modern mekân anlayışını barındırır. Burada mercek altına alınan Ada Gazinosu ve Atıf Şehir Lokali gibi teraslarla bütünleştirilmiş iç mekânlar ve modern mimari ile yerel öğeleri birleştiren bir mimari dil içerir. En önemlisi çağdaş ve Batılı bir eğlence kültürüne evsahipliği yapan bir mekân kurgusu oluşturur.

SONUÇ

Bu yapıların ortak paydaları, biçimsel arayışların yanı sıra hepsinin 1950’li ve onu takip eden yıllarda eğlence sektörüne ve sosyal hayata olan katkılarıdır. Çağdaş ve Batılı bir eğlence kültürünü popüler kılması veya yayması bağlamında bu yapılar aynı yıllarda belediye tarafından yaptırılan Mogambo ve Kübana gibi gece kulüplerini çağrıştırır. Aşkan kendi hayatında benimsediği Batılı kent kültürünü, müzik, estetik ve sanat anlayışını, yaptığı binalarda nesnelleştirmiş ve beraber çalıştığı meslektaşlarını bu yönde etkilemiştir.

Belediyenin projeleri, İzmir’de Türkiye genelinde dönüşen toplumsal değerlerin kavranmasında ve yaşanmasında önemli bir rol oynamıştır. Analitik bir gözle bakıldığında, İzmir Belediyesi Fen ve İmar İşleri Müdürlüğü Proje Bürosu tarafından inşa edilen binaların, kentin eğlence hayatını ve kültürünü biçimlendireceği öngörülür. Bu kültürün kısmen Cumhuriyet öncesine dayandığı söylenebilir. Önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi olarak İzmir, 19. yüzyılda kozmopolitan bir nüfus barındırır. Cumhuriyet sonrasında kentin zengin sosyal hayatının Müslüman nüfus –ve özellikle kadınlar– tarafından da yaşanması için önemli girişimler olmuştur. Örneğin, 1930’larda bugünkü NATO Binası’nın yerinde kurulan ve işletmecisi Ada Gazinosu’nun kurucusu Hüseyin Türkmenoğlu’nun babası Murat Türkmenoğlu olan Şehir Gazinosu’nun kentin belleğinde önemli bir yeri vardır. Kadınla erkeğin canlı orkestra eşliğinde beraber dans edebildiği, çocukların aileleriyle beraber oynayabildiği bu mekân, kentin süregelen eğlence kültürünü olduğu kadar Cumhuriyetin kazanımlarını da belgeler. Burada incelenen binaların kurguları, varolan bu kültürü ve kazanımları zenginleştirmenin yanı sıra Batıdaki gelişmeleri ve yaşam biçimini yakalama ve özümseme endişesini de sergiler. İçerdikleri işlevler (yabancı orkestra müziği, dans, yemek, içki, vb.) ve mekânsal programları (Amerikan bar, şömine, dans pisti, vb.), müşterilerin davranışlarını, eğlence ve yeme içme kültürünü etkilemek üzere kurgulanmıştır. Binaların modern estetikleri ve mekân tasarımları kadar belediyenin işletmecilerine imzalattığı kontratlar da kente çağdaş ve Batılı mekânlar kazandırma amacının göstergesidir. İlk açıldıkları yıllara ait kontratlar ve öngörülen koşullar mekânlarda birinci sınıf donanım ve servisi şart koşar. Garsonların giyiminden tabakların cinsine, yiyeceklerin özelliğinden Ada Gazinosu’nda olduğu gibi müziğin niteliğine kadar birçok koşul açıkça belirtilmiştir. Bu anlamda, bu yapılar toplumu çağdaşlaştırmak ve II. Dünya Savaşı sonrası Batılı medeniyetlere ayak uydurmak için kurgulanan bir mekanizma gibi çalışır.

Meltem Ö. Gürel

Yrd. Doç. Dr., Bilkent Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü


NOTLAR

* Sözlü tarih çalışmasını mümkün kılan tüm katılımcılara ve onlarla iletişime geçmeme katkıları olan Timur Ömürgönülşen ve Demet Aşkan’a yardımlarından ötürü teşekkür ederim.

1. Aşkan’ın yayımlanmamış anıları; Derman ile söyleşi, 2009.

2. Tözge ile söyleşi, 2009; Tekeli, 2002. A. Aşkan ile söyleşi, 2009.

3. Aşkan’ın yayımlanmamış biyografisi.

4. Ersin ile söyleşi, 2006; Kortan ile söyleşi, 2006.

5. Bu bir yarışma projesiydi ve yarışmayı Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Tekin Aydın kazanmıştı: Tekeli ve Sisa, 1994. Neutra’nın Türkiye ziyareti için bakınız: 1955, Arkitekt, s.44.

6. Le Corbusier ve İzmir’in nazım planı için bakınız: Bilsel, 2003, ss.151-165; Bayraktar, 1992, ss.323-326; 2009, Le Corbusier İzmir’de 1939-1949 Sergisi.

7. Derman ile söyleşi, 2009; Tümer, 2009.

8. Derman ile söyleşi, 2009.

9. Aşkan’ın 1957 yılı sonrası özel sektör için yaptığı projeler bu çalışmanın kapsamı dışında olmakla beraber daha sonraki araştırmacılara yardımcı olabilmesi açısından bu projeler şöyle özetlenebilir: İzmir Bornova Binaları Sitesi (mimari proje ve tatbikatı). Özel Türk Koleji Dershane ve Yatakhane binaları proje tatbikatı (Karantina Mithat Paşa caddesi ve civarında). Özel Türk Koleji’ne ait İnciraltı’nda Yüksekokul binaları, idare, dershaneler, yatakhaneler, yemekhaneler, kantin bina proje ve tatbikatın idaresi.

İzmir Hatay’da: Yüksek İslam Enstitüsü ve İmam Hatip Okulları Sitesi dershane, yatakhane ve tatbikat mescidi binaları proje ve tatbikatı. Özel Türk Koleji Öğretmen Lojmanları: 48 mesken ünitesi ve dükkânlar, havuzlu iç bahçe sitesi proje ve tatbikatı. Güzel Yalı Üçkuyular’da: Özel Fatih Lisesi binaları, dershane, yatakhane, yemekhane ve konferans salonları proje ve tatbikatı. Narlıdere Liman Reis’te: Haftasonu tatil evleri, yazlık evler (Mimarlar Sitesi). Şehirde: İmbat Apartmanı, Park Apartmanı, Kemalettin Bey’de Güven Mağazaları proje ve tatbikatı.

10. Derman ile söyleşi, 2009; Tanyeli, 1992, ss.333-337. Rıza Aşkan’ın Türkiye genelinde kazandığı yarışma projeleri arasında Ankara’da Modern Çarşı (1957) vardır.

11. Aşkan ve Hotan, s.77.

12. Bu makale yayımlanmamış bir araştırma ve metinden uyarlamadır. Poster sunumu için bakınız: Gürel, 2008.

13. Türkmenoğlu ile söyleşi, 2008. Ayrıca bakınız: Hazar, 1984, s.13; Dağtaş, 2004, ss.61-64.

14. Gürel, 2008.

15. Gürel, 2009, ss.59-61.

16. Kira Kontratosu, Hususi Şartlar. Caz müziğinden kasıt yabancı (Batılı) orkestra müziğidir.

17. Fraser, 2000, ss.180-193; Underwood, 1994, ss.55-61.

18. Kocagöz ile söyleşi, 2008.

19. 1961, Yeni Asır, s.2. Burada (ve başka kaynaklarda) Ömürgönülşen soyadı Gönülşen olarak kısaltılmıştır.

20. Bu tavrı modernist akımın bir paradoksu olarak ilk kaleme alan Reyner Banham’dır.

21. Ömürgönülşen ile söyleşi, 2008; 1961, Yeni Asır, s.2.

22. Gürel, 2009, ss.61-64.

23. Bina Arkitekt dergisinde sadece R. Aşkan imzasıyla yayımlanmıştır. (1955, Arkitekt, ss.5-8.) Ancak Tanyeli’ye göre bu proje, 1955 yılı İzmir Fuarı’ında R. Aşkan ve D. Tekeli’nin ortak ürünü olarak sergilenmiştir. Tanyeli, 1992, s.335; Güner, 2005, s.143. Söyleşiler sırasında Tözge de bu projede çalıştığını söylemiştir. Ancak bu mimarların da belirttiği gibi, binanın ortaya çıkış fikri ve tasarımı Aşkan’a aittir.

24. Tekeli, İ. 2007.

25. Tözge ile söyleşi, 2009. Ömürgönülşen’e göre mekânın ilk işletmecisi Recep Özgen’dir. Ömürgönülşen, söyleşi.

26. Dağtaş, 2004, ss.88-89.

27. Aşkan, 1955, s.5.

 

KAYNAKLAR

1955, “Meşhur Amerikan Mimarı Richard Neutra’nın İstanbul’u Ziyareti”, Arkitekt, sayı:279, s.44.

1958, TC Maliye Vekaleti Kira Kontratosu, Hususi Şartlar, İzmir Belediyesi ve Ada Gazinosu müsteciri Hüseyin Türkmenoğlu, 24 Ekim 1958.

1961, “Şehir Gazinosu İhale Ediliyor”, Yeni Asır, 25 Kasım 1961, s.2.

1961, “İzmir Lokali İhale Edildi”, Yeni Asır, 14 Aralık 1961, s.2.

2003, “Le Corbusier’nin Türkiye Mektuplaşmalarından Bir Seçki”, çev. Orçun Türkay, Sanat Dünyamız, sayı:86-87, ss.141-149.

2009, Le Corbusier İzmir’de 1939-1949, Sergi, 6 Mayıs-6 Haziran 2009, İzmir Fransız Kültür Merkezi, İzmir

Tekeli, Doğan, 2002, Özgeçmiş, Arkitera, www.arkitera.com/diyalog/dogantekeli/ozgecmis.htm (9 Ekim 2009)

Aşkan, Alp, 2009, Doğan Tekeli ile Rıza Aşkan hakkında yayımlanmamış bir söyleşi.

Aşkan, Rıza, 1955, “Şark Kahvesi (İzmir)”, Arkitekt, sayı:279, ss.5-8.

Aşkan, Rıza, Yayımlanmamış Anıları, ailesinin izniyle.

Aşkan, Rıza, Yayımlanmamış Biyografi, ailesinin izniyle.

Aşkan, Rıza, 1955, “İzmir Belediyesi Evlendirme Dairesi, Eşref Paşa”, Arkitekt, sayı:279, s.77.

Banham, Reyner, 1960, Theory and Design in the First Machine Age, Praeger, New York.

Bayraktar, Aysel, 1992, “Le Corbusier’nin Şehir Planı Önerisi”, Üç İzmir, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, ss.323-326.

 

Bilsel, Cânâ, 2003, “Le Corbusier ve İzmir: Geleceğin Kenti Üzerine Tematik Bir Proje”, Sanat Dünyamız, sayı:86-87, ss.151-165.

Dağtaş, Lütfü, 2004, İzmir Gazinoları 1800’lerden 1970’lere, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, İzmir.

Fraser, Valerie, 2000 “Cannibalizing Le Corbusier: The MES Gardens of Roberto Burle Marx”, The Journal of the Society of Architectural Historians, cilt:59, sayı:2, ss.180-193.

Güner, Deniz, 2005, “Şato Restoran”, İzmir Architectural Guide 2005, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yayınları, İzmir, s.143.

Gürel, Meltem Ö. 2009, “Consumption of Modern Furniture as a Strategy of Distinction in Turkey”, Journal of Design History, cilt:22, sayı:1, ss.47-67.

 

Gürel, Meltem, 2008, “Ada Gazinosu, İzmir Enternasyonel Fuarı”, DOCOMOMO-tr Ulusal Çalışma Grubu Poster Sunuşları IV: Türkiye Mimarlığında Modernizmin Yerel Açılımları, 26-27 Aralık 2008, Uludağ Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Bursa.

 

Hazar, Özdemir, 1984, “Bebelerin Kahvaltı Yeri ve Ülsere İyi Gelen Su”, Yeni Asır, 28 Ağustos 1984, s.13.

Tanyeli, Uğur, 1992, “Çağdaş İzmir’in Mimarlık Serüveni”, Üç İzmir, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, ss.327-338.

 

Tekeli, Doğan ve Sami Sisa, 1994, Projeler, Yapılar 1954-1994, YEM Yayın, İstanbul.

Tekeli, İlhan, 2007, “Türkiye’de Mimarlığın Gelişiminin Sosyal Bağlamı”, Modern Türk Mimarlığı, Ed. R. Holod, A. Evin, S Özkan, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara, ss.14-36.

Tümer, Gürhan, 2009, “Le Corbusier İzmir’de”, www.yapiteklif.com (13 Temmuz 2009)

Underwood, David Kendrick, 1994, Oscar Niemeyer and the Architecture of Brazil, Rizzoli, New York.

Sözlü Tarih:

Nejat Ersin, 29 Mayıs 2006, Ankara.

Enis Kortan, 21 Aralık 2006, Ankara.

Şükrü Kocagöz, 12 Kasım 2008, telefon görüşmesi.

Atıf Ömürgönülşen, 10 Aralık 2008, İzmir.

Cem Türkmenoğlu, 12 Aralık 2008, 7 Kasım 2008, Ada Gazinosu, İzmir.

Erdoğan Tözge, 28 Temmuz 2009, İzmir.

Gülen (Aşkan) Derman ve Eray Derman, 5 Ağustos 2009, Çeşme-İzmir.

Bu icerik 9069 defa görüntülenmiştir.