Mimar: Ercan Ağırbaş

“Hızlı ve gürültülü demiryolu hattı ile arada oluşturulan bariyerin koruyucu işlevinin yanı sıra yerleşkeye topografik bir nitelik vermesi; farklı demografik yapı, köken ve ev kullanma alışkanlıklarındaki kullanıcılar için “yeni koşullara uyarlanabilir bir sistem” oluşturulması; konut birimi ölçeğindeki bu uyarlanabilme özelliğinin, üst ölçekte de zaman içinde konut birimlerinin biraraya gelebilme ve bütünleşebilme özellikleri ile sürdürülmesi; yerleşimin, bir yandan devamında yer aldığı mevcut konut çevresinin yapılaşma biçimi, konut üretme yaklaşımı ve dış mekân kurgusuna alternatif oluştururken, bir yandan da bu çevreyle yabancılaşmaksızın bütünleşebilmesi nedeniyle…”

Projede, Wilhemsburg’daki demiryolu hattının hemen yanında, alışılmışın dışında (yeni) bir yerleşkede birarada yaşam üzerine düşünceler geliştirilmiştir. İlk çözülmesi gereken sorun, yerleşkenin çeperindeki demiryolunun gürültüsünden koruyan duvarın koruyucu fonksiyonunun yanısıra yerleşkeye topografik bir nitelik verip ona bir kimlik kazandırmasıdır. Batıya bakan sarp yamacı ve doğuya bakan yumuşak eğimli bir çayırlığı olan (7-9 metre) bir “dağ” Korallus semtine nakledilmiştir. İnsanlar paralel cadde tarafından gelip, duvardan geçerek “dağ”ın içine girebilir, orada park edip yerleşkeye ulaşabilirler. Çevreye hayat veren şey tezatlıklardır: “Dağ”ın yüzeyi yeşil oyun alanı, dinlenme alanı ve manzara izleme noktası işlevi görür, altında kalan kısım ise yararlı fonksiyonlara sahip teknik bir yapıdır. “Dağ”ın zemin katının neredeyse tamamı otopark işlevi görür.

Farklı kökenlerden gelen insanların oturacağı, beklenmedik bir doğal çevreye sahip bir “dünya yerleşkesi” oluşturulması hedeflenmiştir. Dairelerin yerleşim planı konsepti, tüm site sakinlerinin sınırsız kullanımı fikrine dayanır. Değişik kökenlerden gelen ve farklı ev kullanma deneyimlerine sahip site sakinleri birbirinden farklı yaşam tasarımlarını yeni koşullara uyarlanabilen bir sistem içerisinde gerçekleştirebilir. Planlanan evler 278 oturma biriminden oluşur, bunlardan %7,5’i tek kişilik evler, % 27,5’i 2 kişiye yönelik daha küçük boyutlu evler ve % 65’i ailelere yönelik evlerdir. Planlanan ev boyutları ve bunların karakterleri çeşitliliği olabildiğince artırmaya yöneliktir. Çeşitlilik bir binanın iç tasarımını da kapsar, böylece büyük evler küçük evlerle genişletilebilir ve ailelerin kuşaklar boyu birlikte yaşayabilmelerine olanak sağlanır. Bu sayede gelecekte yaşlıların bakımı sorununa da bir çözüm alternatifi üretilmektedir.