350
KASIM-ARALIK 2009
 
MİMARLIK'TAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Giriş
    Editör: Ayşen Ciravoğlu

YAYINLAR



KÜNYE
KORUMA-CANLANDIRMA

Hereke Fabrika-i Hümayunu’nun Mimari Analizi ve Koruma Önerileri

Elif Özlem Aydın Oral
Yrd. Doç. Dr., Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mimarlık Bölümü
Yusuf Utkaner
Mimar

Osmanlı’nın endüstriyel arkeolojik birikiminin yerleşke bazında elde kalan az sayıdaki örneğinden biri Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası. Yerleşkenin özellikle mekânsal örgütlenmesi / biçimlenmesi, yapıların mülkiyeti farklı kurum ve kuruluşlarda olmasına rağmen hâlâ okunabiliyor. Yazarlar, yerleşkenin kent ve üniversite yaşamı ile bütünleşmesi için yeniden-programlamayı öneriyorlar.

Osmanlı Devleti’ndeki geleneksel zanaatlar, 19. yüzyılda Avrupa’da Sanayi Devrimi’nin etkisiyle gelişen sanayi karşısında yeniden yapılanmak zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti’nin sanayileşmesinde devlet girişimleri ön plana çıkmış ve Batılı endüstriyel yöntemlerini uygulayacak yeni ve büyük ölçekli tesisler bizzat devletin girişimiyle oluşturulmuştur. Böylece devletin ekonomik hayata üretici olarak müdahalesinin örneklerinden olan Fabrika-i Hümayun’lar, 19. yüzyılın ortalarına doğru ülkenin çeşitli yerlerinde hizmete girmiştir. (1) Bunlardan biri olan Hereke Fabrika-i Hümayunu 1843 yılında saray ve ordunun tekstil alanındaki talebini karşılamak amacıyla Hereke’de kurulmuştur. 19. yüzyılda kurulan ve 20. yüzyılda çeşitli müdahaleler gören Hereke Fabrika-i Hümayunu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden günümüze ulaşan bir endüstri mirasıdır. Çalışma kapsamında, yaklaşık 20 hektarlık alan üzerine yerleşen Hereke Fabrika-i Hümayunu’nun üretim, servis ve sosyal amaçlı kullanılan üniteleri tanıtılarak tesisin bütüncül kullanımına yönelik koruma önerileri geliştirilmiştir.

KONUMU

Osmanlı dokuma sanayinin ilk büyük fabrikalarından biri olan Hereke Fabrika-i Hümayunu, Türkiye’de İzmit Körfezi'nin kuzey kıyısında Hereke beldesinde kurulmuştur. Fabrika, İstanbul-İzmit karayolunun güneyi ile Marmara Denizi arasında kalan, Ulupınar deresinin izlediği hattın her iki yanındaki yaklaşık 196 bin m2 alana yerleşmiştir. Bu alanda doğu-batı doğrultusunda uzanan Haydarpaşa-Ankara demiryolu tesisi ikiye ayırmaktadır. (Resim 1)

TARİHÇESİ

1843 yılında Ohannes ve Bogos Dadyan Biraderler tarafından Hereke’de kurulan fabrika aynı yıl 50 pamuklu ve 25 ipekli canfes tezgahla faaliyete geçmiştir. (2) 1850 yılında fabrikaya 100 ipekli tezgâh getirildiği, fabrikada bulunan 50 pamuklu tezgahın ise başka yere aktarıldığı bilinmektedir. (3)Buna dayanarak fabrikanın üretiminin 1850’li yıllardan sonra tamamen ipekli dokuma alanına kaydığını söylemek mümkündür.

20. yüzyılın ilk çeyreğinde Hereke Fabrika-i Hümayunu’nun da yeni üretim mekânları kurulmuştur. (4)1902 yılında Hazine-i Hassa Nazırı Sakız Ohannes Efendi tarafından Çuha, Şayak ve İplik Dairesi açılmıştır. (5) Bu tarihten itibaren tesiste ipekli dışında da üretime geçildiği bilinmektedir. (6) 1918 yılında Hereke Fabrika-i Hümayunu giderek bir yünlü dokuma fabrikasına dönüşmüştür. Çuha, Şayak ve İplik dairelerinde tezgah sayısı 20’den 52’ye çıkarılarak, kapasitesi arttırılmıştır. (7)

Kurulduğu 1843 yılından beri Osmanlı dokuma sanayinin en önemli kurumu olarak faaliyet gösteren ve ürünleriyle imparatorluk yaşantısını renklendiren Hereke Fabrika-i Hümayunu, kuruluşundan kısa bir süre sonra Avrupa’da prestijli bir markaya dönüşmüş ve 1855 Paris Uluslararası Sergisi’nde kurdele ve şeritler için mansiyon, 1862 Londra II. Uluslararası Sergisi’nde ipekli dokumalar için madalya, 1892 Viyana, 1894 Lyon, 1910 Brüksel ve 1911 Torino sergilerinde büyük ödüle layık görülmüştür. (8)

MÜLKİYETİ

Hereke Fabrikası’na ait yapıların bir kısmı Başbakanlık Özelleştirme Kurulu’nun 14 Haziran 1995 tarih ve 95/45 sayılı kararıyla özelleştirilmişlerdir. (9) Haydarpaşa-Ankara demiryolunun güneyi ile Marmara Denizi arasındaki alanda yer alan 5 adet yapı (1, 2, 3, 4 ve 5 numaralı üniteler) Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na, demiryolu hattının kuzeyinde bulunan yünlü dokuma atölyeleri ve bunlara ait depo, makine ve kazan dairesi (9, 10,11 ve 12 numaralı üniteler) ise özel sektöre devredilmiştir. Hereke Fabrikası memur lojmanları ise (6, 7 ve 8 numaralı üniteler) 1999 depreminden sonra Kocaeli Üniversitesi’nin kullanımına verilmiştir.

FABRİKA ÜNİTELERİ

Avrupa’da 19. yüzyılda tekstil fabrikaları genellikle tek bir fabrika yapısı içinde toplanırken (10), Osmanlı Devleti’ndeki tekstil fabrikaları ise genellikle pavyonlardan oluşan yaygın yerleşimler şeklinde gelişmiştir. (11) Hereke Fabrikası’nda üretim, servis ve sosyal amaçlı kullanılan 31 üniteden oluşmaktadır. Farklı dönemlerde inşa edilen bu ünitelerden 4’ü üretim, 4’ü servis ünitesidir. Diğerleri ise sosyal amaçlı kullanılmıştır. Yemekhane ve idare binası olarak kullanılan 2 servis ünitesinde çalışma izni alınamadığından toplam 29 ünite alt başlıklarda tanıtılmıştır.

Üretim Üniteleri

3, 9, 11 ve 12 numaralı üniteler tesisin üretim üniteleridir. (Resim 1) 3 numaralı ünitenin ipekli üretiminde, 9, 11 ve 12 numaralı ünitelerin ise çuha, sayak ve iplik üretiminde kullanıldığı düşünülmektedir. (12)

Özgün işlevi filatur dairesi olan 3 numaralı ünite, geçirdiği yangın ve onarımlar sonucunda ipek üretimiyle ilgili mekânsal özelliklerini kısmen kaybetmiştir. Günümüzde halı ve ipekli dokuma atölyesi olarak kullanılmaktadır. 26.40 x 41.80 metre boyutlarında iki katlı ana yapı (Resim 2) ile bu yapıya kuzey yönünden bitişik 12.80 x 22.40 metre boyutlarında dikdörtgen planlı, üç katlı betonarme ekten oluşmaktadır. 19. yüzyıl yapısı olan ana yapıya eklenen betonarme ek, 1970’li yıllarda inşa edilmiştir. Ana yapı 10.42 metre yüksekliğinde kagir olarak inşa edilmiştir. Yapının kat döşemeleri zemin katta çelik dikmeler, birinci katta ise ahşap dikmeler ve beden duvarlarına mesnetlenen ahşap kirişlerden oluşmaktadır. (13) Yapının zemin katında yer alan yaklaşık 6.00 x 27.40 metre boyutlarındaki ipekli dokuma atölyesinde orjinal jakar tezgâhlar bulunmaktadır. (Resim 3)


Günümüzde kumaş deposu olarak kullanılan 9 numaralı ünitenin ise 1918 yılındaki inşaat faaliyetleri (14) sırasında inşa edildiği düşünülmektedir. 16.00 x 92.00 metre boyutlarındaki yapı kagir olarak inşa edilmiştir. Dört farklı kota oturan, dört ayrı bölümden oluşmaktadır. (Resim 4) Dört farklı bölümün her birinde sonradan eklenildiği düşünülen birer asma kat bulunmaktadır. Asma katların döşemesi zemin katlardaki çelik taşıyıcılarla taşınmaktadır. Yapının beden duvarları 65 cm. kalınlığında taş duvardır. Cepheleri ise mozaik örgü taş kaplamadır. Her bölüm beşik çatılıdır. Bu betonarme çatılar asma katlardan yükselen, sonradan eklenmiş betonarme kolonlar üzerine oturmaktadır. (15)

11 numaralı ünitenin de 1918 yılında fabrikanın yünlü dokuma kapasitesini arttırmak için başlatılan yapım faaliyetleri sırasında inşa edildiği düşünülmektedir. 2009 yılı itibariyle yün deposu ve teknik atölye olarak kullanılan yapı 16.00 x 80.60 metre boyutlarındadır. Saçak kotuna kadar 5.80 metre yüksekliğindeki kagir yapıya sonradan betonarme kat ilave edilmiştir. Yapının beden duvarları birinci kat döşeme kotuna kadar 65 cm. kalınlığında taş duvardır. İlave olan birinci kat beden duvarları ise 20 cm. kalınlığında tuğla duvardır. Yapının betonarme beşik çatısı yapıya sonradan yerleştirilen betonarme elemanlarla taşınmaktadır. Cephe zemin kat beden duvarlarının bitimine kadar mozaik örgü taş kaplamadır. Bu kottan çatıya kadar ise sıvalıdır. (16) (Resim 5)

Özgün durumunda çuha, fes dairesi ve boyahane olarak kullanılan 12 numaralı unite, 11 farklı yapıdan oluşan bir yapı topluluğudur. (Resim 6) 1931 yılında büyük bir yangın geçiren yapının 1933 yılında eklenen yapılarla bugünkü halini aldığı eski çalışanlarından öğrenilmiştir. Yapıda yünlü üretimi özgün makineleriyle kısmen de olsa sürdürülmektedir. Yaklaşık 89.45 x 128.70 metre boyutlarında bir alana oturan yapı topluluğunun arasından Ulupınar deresi akmaktadır. (Resim 7) Üniteyi oluşturan yapıların büyük bölümü kagir olarak inşa edilmiştir. Onarım geçiren bu yapılara sonradan betonarme elemanlar eklenmiştir. (17)

Servis Üniteleri

5 ve 10 numaralı üniteler fabrikanın servis üniteleridir. 5 numaralı ünitenin yapım tarihi ile ilgili herhangi bir belgeye ulaşılamamıştır. IRCICA fotoğraf arşivinde bulunan 90607/19 fon kodlu fotoğraftan yapının fabrikanın kimyahanesi olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Yapı günümüzde kullanılmamaktadır. Yaklaşık 4.48 x 15.00 metre boyutlarındaki tek katlı yapı, 3.73 metre yüksekliğindedir. (Resim 8) Giriş mekânı ve bu mekânın her iki yanında yer alan odalardan oluşan yapı, ahşap karkas olarak inşa edilmiştir. Yapı ahşap kırma çatı ile sonlanmaktadır. (18)

Mekanik-elektrik atölyesi ve kazan dairesi olarak kullanılan 10 numaralı ünitenin yapım tarihinin, kuzeybatı cephesinde yer alan pencere kemerindeki tarih kaydından 1916 (1332) olduğu anlaşılmaktadır. İnşa edildiği yıllarda şifonez dairesi, kazan dairesi, mekanik atölye gibi farklı işlevleri bir arada bulunduran yapıya, 1933 yılından sonra kaynak atölyesi ve sachane bölümleri eklenmiştir. 1999 Gölcük depreminde kısmen yıkılan yapıda sadece kazan dairesi, elektrik ve mekanik atölye kullanılmaktadır. Ünite farklı mekânsal özellikler taşıyan, farklı işlevli birimleri bünyesinde toplamış bir yapı topluluğudur. Bu yapı topluluğu yaklaşık 34.00 x 80.00 metre boyutlarındaki bir alana oturmaktadır. (19) (Resim 9)

Sosyal Amaçlı Kullanılan Üniteler

Hereke dokumalarının 19. yüzyılın sonlarına doğru uluslararası bir ün kazanmasından sonra, Hereke’ye gelen yabancı misafirlerin ağırlanması amacıyla bir yapıya gerek duyulmuştur. Bu amaçla 1898 yılında Hereke’de kurulduğu bilinen 1 numaralı ünitenin yani köşkün, Yıldız Sarayı’nda parçalar halinde hazırlandığı ve deniz yoluyla Hereke’ye getirilerek mevcut yerinde monte edildiği düşünülmektedir. Hereke’de kurulan köşkte Alman II. Wilhelm’in ağırlandığı IRCICA fotoğraf albümünde 90483/5 fon koduyla kayıtlı fotoğraftan anlaşılmaktadır. Mimar Sarkis Balyan tasarımı olan köşk (20) (Resim 10) dikdörtgen planlı bir ana yapı ile bu yapının kuzeydoğu ve güneybatı yönlerine bitişik kare planlı iki mekândan oluşmaktadır. Tek katlı köşkün ana mekânı, yan kanatlarındaki diğer mekânlarından daha yüksektir. Kırma çatılı ana mekânın her iki yanındaki tali mekânların çatıları kubbelidir. Yapının çatı örtüsü ise kurşun kaplamadır. Hereke köşkünün iç mekânlarının tefrişinde Hereke dokuması halılar, ipekli döşemelik ve perdelikler kullanılmıştır. (21)

Yapım tarihi ve özgün işlevi ile ilgili herhangi bir belgeye ulaşılamayan 2 numaralı ünitenin 1890 yılında fabrika yakınlarında başlayan inşaat faaliyetleri (22) sırasında inşa edildiği düşünülmektedir. 1933 yılından sonra misafirhane olarak kullanılan yapının 1990’lı yıllarda kapsamlı bir onarım geçirdiği bilinmektedir. (23) Günümüzde kullanılmayan yapı yaklaşık 9.10 x 10.92 metre boyutlarında, dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Ahşap karkas sistemdeki yapı 6.55 metre yüksekliğindedir ve kırma çatı ile sonlanmaktadır. (24) (Resim 11)

4 numaralı ünitenin inşa tarihi ve özgün işlevi ile ilgili herhangi yazılı bir belgeye ulaşılamamıştır. Bu yapının 1890’lı yıllarda fabrika civarında süren inşaat faaliyetleri sırasında inşa edildiği düşünülmektedir. (25) Yapıyla ilgili ulaşılan en eski belge, 1910 yılında Sultan Reşat’ın fabrikayı ziyareti sırasında çekilmiş olan fotoğrafıdır. (Resim 12) 19. yüzyıl sonlarında inşa edildiği düşünülen yapı, günümüzde (2009) onarım görmektedir. 10.05 x 10.95 metre boyutlarında, dikdörtgen planlı yapı, iki katlı ve 7.30 metre yüksekliğindedir. Zemin katı kagir, birinci katı ahşap karkas olan yapı ahşap kırma çatı ile sonlanmaktadır. (26)

1938-1941 yılı Sümerbank yıllıklarının Sümerbank yatırımları ile ilgili bölümünde Hereke Fabrikası’nda 96 ailelik apartman inşaatlarının devam ettiği belirtilmektedir. (Resim 13) Bu lojmanlar tek katlı, iki katlı ve üç katlı olmak üzere üç tiptedir. Altı adet tek katlı, altı adet iki katlı, sekiz adet üç katlı olmak üzere 20 bloktan oluşmaktadır. Bu yapılar günümüzde Kocaeli Üniversitesi tarafından derslik olarak kullanılmaktadır.


7.60 x 18.95 metre boyutlarındaki tek katlı lojmanlar, yaklaşık 3.65 metre yüksekliğindedir. Kagir olarak inşa edilen bu yapılar ahşap kırma çatı ile sonlanmaktadır. Beden duvarlarının kalınlığı yaklaşık 65 cm.’dir. Bodrum ve zemin kattan oluşan iki katlı lojmanlar, yaklaşık 8.55 x 16.45 metre boyutlarındadır. Kagir olarak inşa edilen yapının zemin kotundan saçak kotuna olan yüksekliği 3.70 metredir. Ahşap kırma çatı ile sonlanan yapının beden duvarları diğer tipte olduğu gibi 65 cm.’dir. Üç katlı lojmanlar 8.75 x 28.40 metre boyutlarında dikdörtgen planlıdır. Kagir olan bu yapıların yüksekliği yaklaşık 8.20 metredir. Özgün plan şeması değişen yapının orta bölümünde katlararası sirkülasyonu sağlayan bir merdiven ile bu merdivenin kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinde derslikler yer almaktadır. (27)

ÖNERİLER VE SONUÇ

Osmanlı Devleti’nin ilk fabrikalarından biri olan Hereke Fabrika-i Hümayunu, dokuma geleneği ile markalaşarak Hereke’nin dünya çapında tanınmasını sağlamıştır. Belde zamanla dokuma alanındaki başarısıyla anılır hale gelmiştir. 1995 yılına kadar üretimine devam eden tesis, bu tarihten sonra özelleştirilmiş ve üretimine kısmen son verilmiştir. Tesise ait yapılar, özgün mimarisi ve orijinal makine donanımıyla bakımsız bir vaziyette günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir.

Hereke Fabrika-i Hümayunu, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemi tekstil sanayinin izlerini taşıyan özgün bir endüstri mirasıdır. Geleneğini kısmen de olsa sürdüren fabrika yapılarının gelecek kuşaklara aktarılabilmeleri için öncelikle yasal koruma altına alınmaları gerekmektedir. Arşiv araştırmalarından, alanda kapsamlı tescil çalışmasının yapılmadığı bilinmektedir. (28) Çalışma kapsamında incelenen dokuz ünite ile lojman yapıları tescil edilerek koruma altına alınması gereken nitelikli fabrika yapılarıdır. Ayrıca detaylı inceleme izni alınamayan yemekhane ve idari bina yapıları da 20. yüzyılın modern mimari çizgisini taşımaktadırlar. (29)

Etkin ve sürekli bir koruma, korunması düşünülen yapıların günümüz koşullarına uygun bir işlevle yaşatılması ile mümkün olur. Ancak yapının, herşeyden önce geçmişin kültür değerlerine ait bir belge olduğu unutulmamalıdır. Her yapı, sanatsal değerinin yanısıra yapıldığı dönemin sosyo-ekonomik durumu, yapım tekniği ve estetik anlayışı hakkında fikir vermesi açısından önemlidir. Bu nitelikleri gözönünde bulundurularak yapıların geleneksel işlevlerini sürdürmek korumanın temel amacı olmalıdır. Ancak geleneksel işlevin ortadan kalktığı ya da yapının bulunduğu alan içinde etkinliğini yitirdiği durumlarda özgün değerini bozmayacak yeni işlevler önerilebilir. Türkiye tekstil sanayinin önemli bir belgesi olan Hereke Fabrika-i Hümayunu’na ait nitelikli fabrika yapılarının korunabilmeleri amacıyla bu yapılar için yeni işlev önerileri geliştirilmiştir. 20 hektar gibi geniş bir alana oturan tesis bütün olarak ele alınmış ve tüm yapıları kapsayan bir çevre düzenlemesi önerilmiştir. (Resim 14)

Tesisin güneyinde Haydarpaşa-Ankara demiryolu ile Marmara denizi arasında kalan bölgede yer alan 3 numaralı halıhane ünitesinin yaşayan müze olarak değerlendirilmesi önerilmiştir. Ünitenin geniş ve yüksek tavanlı birinci katındaki halı tezgahlarının ziyarete açık olarak işlevini sürdürmeleri yerinde olacaktır. Kullanılmayan tezgahlardan tarihsel veya teknik özellik taşıyanlar bilgilendirme panoları ile düzenli birer sergi malzemesi niteliğinde değerlendirilebilir. 4 numaralı ünitenin satış birimi, 5 numaralı ünitenin ise sergi mekânı olarak işlevlendirilmesi önerilmiştir. 5 numaralı ünitede gerek halı, gerekse ipekli dokumanın, tarihsel üretim süreci içerisinde imalat tarihini anlatan ve üretimde kullanılmış makine vb. araçların oluşturduğu özgün bir sergi mekânı oluşturulabilir. Ayrıca bu yapıların arasında kalan alanda da açık sergilerin yapılması yöre halkını buraya çekecektir.

2 numaralı misafirhane ünitesinin giriş katı ile müze olarak kullanılan Hereke Köşkü’nün rıhtım terasının bahçe ile birlikte kafeterya olarak düzenlenmesi Hereke tesislerini ziyaret edeceklere ve yöre halkına hizmet verecek çekici bir odak olması bakımından uygun olacaktır. 2 numaralı misafirhanenin birinci katının, tesisi ziyaret eden araştırmacıların konaklaması için kullanılması uygun olacaktır. Müze ziyaretçileri için alanın güneybatısında bir otopark alanı düşünülmüştür.

Tesisin kuzeyinde yer alan bölgenin ise yaşayan müze ile Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılması önerilmiştir. 10, 11 ve 12 numaralı ünitelerin endüstri müzesi işlevine tahsis edilen yapılar olarak kullanılması düşünülmüştür. Bu ünitelerden 10 numaralı ünite de yer alan kazan dairesinin çok amaçlı salon, diğer mekânlarının ise makinelerinin sergilendiği özgün alanlar olarak planlanması uygun olacaktır. 11 numaralı ünitenin dijital dökümantasyon merkezi, 12 numaralı ünitenin ise yünlü üretimin devam ettiği bir yaşayan müze olarak kullanılması önerilmektedir. Dijital dökümantasyon merkezinden araştırmacıların ödeme yaparak yararlanabilmeleri sağlanabilir. 12 numaralı ünitede ise yünlü dokuma üretiminin tüm aşamaları, ustalar rehberliğinde ziyaretçilere uygulamalı olarak gösterilebilir. 9 numaralı ünitenin Kocaeli Üniversitesi’ne bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi’ne ait derslik ve atölye olarak işlevlendirilmesi önerilmiştir. Yemekhanenin de Kocaeli Üniversitesi’ne tahsis edilmesi uygun olacaktır. Öğrencilerin tesis yapılarından faydalanmaları, alanı sürekli canlı ve hareketli tutacaktır. Kocaeli Üniversitesi’ne bağlı derslik ve idari birimler olarak kullanılan lojmanların işlevlerini devam ettirmeleri uygun olacaktır. 9 ve 10 numaralı ünitelere sonradan ilave edilen betonarme ekler kaldırılarak yapıların taşıyıcı sistemi güçlendirilmelidir. Demiryolunun kuzey ve güneyinde kalan alanlar arasındaki bağlantı mevcut alt geçitten sağlanmıştır. (30) Alt geçitin rehabilitasyonu gereklidir.

Fabrikaya ait 3 numaralı halıhane ile 12 numaralı yünlü dokuma üniteleri özgün mimari özellikleri ve özgün makine donanımıyla endüstri mirası özelliklerinden taviz verilemeyecek yapılardır. Bu nedenle bu iki yapının geleneksel üretim işlevlerini sürdüren yaşayan müzeler olarak kullanılması uygun görülmüştür. Haydarpaşa-Ankara demiryolunun güneyinde kalan halıhanenin etrafında yer alan köşk, karakol, kimyahane yapıları ile demiryolunun kuzeyinde kalan 12 numaralı yünlü dokuma ünitesinin etrafındaki 10 ve 11 numaralı ünitelerin, yaşayan müzelere hizmet veren servis mekânları olarak düzenlenmesi uygun olacaktır. Bu ünitelere müzeye gelir getirecek yeni işlevler kazandırılabilir. Farklı mülkiyetteki fabrika yapılarının yeniden kullanımına ilişkin bu önerilerin ve gerekli çevre düzenlemelerinin ortak kararlarla gerçekleştirilmesi, bütüncül bir yaklaşımla ele alınması önerilmektedir.

Fransa’nın Lyon şehrinde 1864 yılında kurulan Lyon Tekstil Müzesi, yine Fransa'nın Alsace Bölgesi'nin önemli kentlerinden biri olan Mulhouse'da 1833 yılında kurulan Mulhouse Tekstil Müzesi, Almanya’nın Krefeld kentinde 1936'da kurulan Alman Tekstil Müzesi, Hollanda'nın Tilburg kentinde 19. yüzyılda kurulan tarihî bir yün dokuma fabrikasında hizmet veren tekstil müzesi Hereke’de önerilen tekstil ve endüstri müzesi için örnek teşkil edecektir. Fabrikanın tekstil müzesine dönüştürülmesi durumunda adı geçen müzelerin yerinde incelenmesi uygun olacaktır. Bu müzeler Hereke Fabrika-i Hümayunu için önerilen yeni işlev için örnek oluşturmaktadır.

NOTLAR

* Araştırma GYTE Bilimsel Araştırma Projesi Fonu tarafından desteklenmiştir. Yazarlar desteği için GYTE’ye teşekkürlerini sunarlar.

1. Batur, ve Batur, 1981.

2. Toprak, 1985a.

3. Toprak, 1985a.

4. Toprak, 1985b.

5. Toprak, 1985a.

6. Toprak, 1985a.

7. Toprak, 1985b.

8. Yılmaz, 1998.

9. Kaya, 1999.

10. Durand, ve Wienin, 1991.

11. Oral ve Ahunbay, 2005.

12. Aydın ve Utkaner, 2006.

13. Aydın ve Utkaner, 2006.

14. Toprak, 1985b.

15. Aydın ve Utkaner, 2006.

16. Aydın ve Utkaner, 2006.

17. Aydın ve Utkaner, 2006.

18. Aydın ve Utkaner, 2006.

19. Aydın ve Utkaner, 2006.

20. Tuğlacı, 1993.

21. Aydın ve Utkaner, 2006.

22. Küçükerman, 1987.

23. Erbil, 2004.

24. Aydın ve Utkaner, 2006.

25. Küçükerman, 1987.

26. Aydın ve Utkaner, 2006.

27. Aydın ve Utkaner, 2006.

28. Aydın ve Utkaner, 2006.

29. Aydın ve Utkaner, 2006.

30. Aydın ve Utkaner, 2006.

KAYNAKLAR

Aydın, E. Ö. ve Y. Utkaner, 2006, Hereke Fabrika-i Hümayu’nun Mimari Analizi ve Koruma Önerileri, GYTE Bilimsel Araştırma Projesi Bitirme Raporu, Proje no: GYTE 2005-A-18, Gebze.

Batur, A. ve S. Batur, 1981, "İstanbul'da 19. Yüzyıl Sanayi Yapılarından Fabrika-i Hümayunlar", I. Uluslararası Türk-İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi, İTÜ, 14-18 Eylül 1981, İstanbul, ss.331-341.

Durand, G. ve M. Wienin, 1991, Architectures d’une Industrie en Cevennes: Au fil de la soie, General en Languedoc-Roussillon, Montpellier.

Erbil, A. 2004, Kişisel görüşme.

Kaya, M.K. 1999, Milli Saraylar Kolleksiyonu’nda Hereke Dokumaları ve Halıları, Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, İstanbul.

Küçükerman, Ö. 1987, Anadolu’nun Geleneksel Halı ve Dokuma Sanatı İçinde Hereke Fabrikası-Saraydan Hereke’ye Giden Yol, Sümerbank Yayınları, İstanbul.

Oral, E. Ö. ve Z. Ahunbay, 2005, "Bursa’nın İpekçilikle İlgili Endüstri Mirasının Korunması", İTÜ Dergisi/a, cilt: 4, sayı: 2, ss.37-46.

Toprak, Z. 1985a, “Osmanlı Devleti ve Sanayileşme Sorunu”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, cilt: 5, İstanbul, ss.1340-1347.

Toprak, Z. 1985b, “İkinci Meşrutiyet ve Osmanlı Sanayi”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, cilt: 5, İstanbul, ss.1348-1359.

Tuğlacı, P. 1993, Osmanlı Mimarlığında Balyan Ailesi’nin Rolü, Çığır Yayınları, İstanbul.

Yılmaz, Y. 1998, Hereke Jakarlı Dokumaları ve Milli Saraylar Mobilyasında Kullanımı, MSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul.

Bu icerik 9607 defa görüntülenmiştir.