349
EYLÜL-EKİM 2009
 
MİMARLIK'TAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
2010’da Avrupa Kültür Başkenti Olmak: İSTANBUL, RUHR, PEÇ

2010 Avrupa Kültür Başkenti Olarak Peç

Peç 2010 Yönetim Merkezi

Avrupa Birliği tarafından, İstanbul ve Almanya’nın Ruhr Bölgesi ile birlikte Macaristan’ın Peç kentine 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti ünvanı verilmiştir. Avrupa Birliği vatandaşlarını birbirlerine yakınlaştırmanın bir yolu olarak görülen Avrupa Kültür Kenti programı, Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri’nin girişimi ile Bakanlar Konseyi tarafından 1985 yılında başlatılmıştır. O zamandan beri girişim, Avrupa vatandaşları arasında giderek daha başarılı olmuş ve gittikçe büyüyen kültürel ve sosyo-ekonomik bir etkiye sahip olmuştur.

Zengin ve çeşitli ölçeklerdeki kültürel etkinliklerin ötesinde Peç, hazırlığını bütün bölgede kültürel sektörün gelişimini sağlayacak önemli yatırımlar ile yapmaktadır. Pek çok park ve meydan, açık hava etkinlikleri için mükemmel alanlar sağlayacak biçimde yenilenecektir. Peç’in dünyaca ünlü Zsolnay Porselen Fabrikası yeniden inşa edilecektir; bu, Orta ve Doğu Avrupa’da tarihî bir yapı için gerçekleştirilmiş en büyük ölçekli yatırımdır. Ayrıca kurulacak olan yeni kültür-sanat bölgesi ile kentin turistik pazarı yeni ve etkileyici bir vurgu ile zenginleştirilecektir.

Kent merkezinin, ünlü sanatçıların sergilerinin birbirini izlediği keyifli caddeleri ve bahçeleri de ayrıca yenilenecektir. Avrupa Kültür Başkenti unvanı kente gurur duyulacak iki yeni sembol getirecektir; iki yeni, sıfırdan (green-field) yatırım: Güney Transdanubia Kütüphane ve Bilgi Merkezi ile birlikte Peç Kültür ve Kongre Merkezi.

Yeni yapılar için olduğu kadar kent meydanlarının ve parkların yenilenmesi için de 21. yüzyılın en gelişmiş teknolojisi kullanılacaktır. Mimarlar tarafından açık fikirli, geniş ölçekli, dikkat çekici fakat aynı zamanda kullanışlı tasarımlar üretilmiştir. Günümüzün kent meydanının işlevlerini daha iyi yerine getirebilmesi için belirgin değişiklikler geçirecek kentin ana meydanı, ışık tasarımcılarının çalışmasıyla ayrıca zenginleştirilecektir.

Pek çok gezi kitabı Peç’i, bir tutam Akdeniz eklenmiş bir Macar kenti olarak tanıtır. Coğrafi olarak Akdeniz bölgesinde yer almayan bir kent, kendisini Akdeniz havasına sahip bir yer olarak tanımlarken, amacı basitçe daha çok turist çekmek değildir. Böyle bir kent kendisini, neşe ve kahkahanın gündelik hayatın bir parçası olduğu, insanların biraraya gelip gece geç saatlere kadar meydan ve cadde gibi kamusal alanlarda zaman geçirdiği ve birbirlerine yabancı olanların oturup sohbet etmekten mutlu oldukları bir dünya ile özdeşleştirme eğilimindedir.

Peç’in kendine özgü karakteri ve havası büyük oranda bir üniversite kenti olması olgusuyla belirlenmiştir. Peç Üniversitesi’nin 35 binden fazla ulusal ve uluslararası öğrencisi sayesinde kentin genç enerjisi, yoğun sokak hayatı, meydanları ve eğlence yerleri, sıradan hafta içi günlerde de, geniş ölçekli festivaller zamanında da, örneğin her yıl Temmuz başında gerçekleşen ve dünyanın her yerinden kültüre ilgi duyan kişileri kendisine çeken Peç Uluslararası Kültür Haftası’nda (International Culture Week in Pecs) olduğu kadar hissedilir.

Renkli festivallere ve diğer etkinliklere kentin tarihî alanları ve yapıları evsahipliği yapar. Erken Roma gömü odaları, Ortaçağ yapıları, çeşitli dini-tarihî alanları, birkaç bin yıllık taşlarla döşenmiş sokakları hep birlikte benzersiz bir atmosfer yaratırlar. Yine de silinip gitmiş bir geçmişin duygusu yoktur, çünkü eski moda sergi salonlarının ötesine bir adım atıldığında, yeni sanat biçimleri de kentin kamusal mekânlarına sürekli olarak girmektedir. Modern sanat ruhu da Peç’in içine işlemiştir. Yeni sanat yapıtları ve icraları, kentin kendine özgü doğası, kent ve sanat arasındaki etkileşimde yatan havasından esinlenerek durmaksızın yaratılmaktadır. Roma döneminden kalan erken Hristiyan kalıntılarıyla kentin yerel merkezi UNESCO tarafından 2000 yılında Dünya Mirası Alanı ilan edilmiştir.

Avrupa Kültür Başkenti unvanı sadece kent için değil, bütün Güney Transdanubia bölgesi için gelişim olanakları sağlamaktadır.

Peç 2010 Avrupa Kültür Başkenti programı çerçevesinde uygulanan yatırımların amacı, uygun sayı, büyüklük ve uluslararası standartlarda kültürel ve sanatsal mekân sağlayarak uzun erimli bir kültür tabanlı gelişim sürecini başlatmaktır. Sunulmuş olan kültürel potansiyelin ekonomik kullanımının teşvik edilmesi yoluyla, yaratıcı sektörün ve turizmin gelişimi daha belirgin olacaktır.

(Resim 1-2)

ÇOK KÜLTÜRLÜ KENT

Geçmişte Peç, Latin, Türk, Alman, Hırvat ve Macar asıllı kültür katmanları geliştirmiştir. Bugün kent Alman, Hırvat ve Çingene kültürünün en önemli merkezidir ve kentte etkin durumda 9 yerel azınlık idaresi vardır. Peç ve yakın çevresi, Batı Avrupa ve Balkan ya da Almanya ve Türkiye gibi genellikle yakın kültürel ilişkiler sürdürmeyen bölgelerin kültürlerinin sayısız temasına şahit olmuştur. Kent merkezindeki kısa bir yürüyüş birçok kültürel ve tarihsel alanın biraradalığını ortaya çıkarır. Kültürlerin barış içindeki biraradalığı, ana meydandaki Türk camisinin kubbesinin üzerindeki Türk hilali ve Katolik haçı ile canlı biçimde simgelenir. Fakat bu sıradışı kültürel karışıma sadece tarihî yapılı çevrede tanık olunmaz; entelektüel ve manevi mirasıyla birlikte Peç’i gerçekten çok kültürlü kılan insanların düşünce yapısında da görülür.

(Resim 3)

CANLI KAMUSAL MEKÂNLARIN KENTİ

Çeşitli etkinlikler için değerli bir zemin ve manzaralı bir buluşma yeri sağlayan kamusal mekânlar ve caddeler, kentimizin yaşamında önemli bir rol alırlar. Özel tarihsel atmosferi ile kent meydanı bu yerlerin başlıcalarındandır.

KÜLTÜREL MİRASIN VE KÜLTÜREL YENİLİĞİN KENTİ

Burası sanatsal yeniliğin 2000 yaşındaki kentidir. Kentin birkaç bin yıl boyunca uzanan geçmişi bize önemli mimarlık anıtları bırakmıştır. Peç’in kültürel mirası sadece mimari hazinelerle sınırlı değildir. Kent, her biri kendi çağları için sıradışı bir şeyler yaratmış ve entelektüel başarıları ile sonsuza kadar bizimle kalacak olan pek çok hemşehrisi ile övünmektedir. Dünyaca ünlü Zsolnay Ailesi burada halen aktif olan bir porselen fabrikası kurmuştur. Eserlerini kalıcı sergilerde görülebileceğiniz Victor Vasarely ve Amerigo Tot gibi dünyaca ünlü sanatçılar bu kentte yaşamışlardır. Güncel sanat da kent yaşamının bütüncül bir parçasını oluşturur. Yılın her haftası, kentin bir yerinde bir serginin açılışı, bir tiyatro galası ya da güncel edebiyatın bir etkinliği görülür. Peç Üniversitesi başkent dışında müzik ve görsel sanatlarda doktora seviyesine kadar eğitim veren tek kurumdur. Bunun sayesinde kent, pek çok bin yılın zengin mirası temelinde kültürel gelişim projeleri için çeşitli olanaklar sunar.

(Resim 4-5)

PEÇ BÖLGESELCİLİĞİN KENTİDİR

İsmi, Peç kadar bölgeselcilik ve desentralizasyon fikri ile özdeşleşmiş başka bir Macar kenti yoktur. Bu kent Roma döneminden beri yüzyıllar boyunca bölgesel bir merkez işlevi görmüştür ve bugün Güney Transdanubia bölgesinin en önemli ekonomik, kültürel ve entelektüel merkezidir. Peç’de ve çevresinde bulunan doğal ve kültürel cazibe, kentin gerçek potansiyellerini mükemmel biçimde tamamlar. Peç 2010 programı, geniş anlamda bölgenin Batınınkinden çok farklı özel kültürel deneyimini sunacak ve ulusal sınırlar boyunca uzanan ilişkiler ağında kent için bir yer ve aracı bir rol oynamayı hedefleyen “Güney Kültür Alanı” adı altında kültürel bir bölge kurmayı hedeflemektedir.

Peç Avrupa Kültür Başkenti başvurusunun bölgesel karakteri (Güney Transdanubia içindeki yayılımı ve Güney Macaristan’da önemli bir kent olan Szeged’in ayrıcalıklı ortak kent olarak dahil edilişi), Trieste’den Tuzla’ya oradan Temeşvar’a, bu önemli kentlerin bulunduğu alanın da eklenmesiyle belirgin bir uluslararası nitelik kazanır.

PEÇ BİR KÜLTÜREL GEÇİT KENTİDİR

Peç bölgesi her zaman bir sınır bölgesi olmuştur ve bugün de olmaya devam etmektedir. Peç’in Roma dönemindeki öncülü Sopianae, o günün anlayışına göre, kültürün ülkesini barbarların ülkesinden ayıran çizgiye yakın bir konumdaydı. Türk Peç’i doğrudan İslam kültürünün sınırında yer almaktaydı, 18. yüzyılın Alman Peç’i ise Doğu-Orta Avrupa’ya yapılan büyük Alman göçünün sınır çizgisi üzerindeydi. Bölge bugün Avrupa Birliği’nin güneydoğu sınırı üzerindedir.

Peç Balkanlar’a, henüz Avrupa Birliği üyesi olmayan bu bölgeye kültürel bir kapı açan, gerçek anlamda bir “sınırsız kent”tir. Peç’in bu bölgeyle sayısız bağı vardır. Peç Balkanlar’ın İslami mirası dahil, zengin çok-kültürlülüğüne bir geçit açmak için Avrupa Kültür Başkenti olacaktır. Baranya kenti ve çevresi, sınırların ötesine geçen fikirlerin, duvarlarla değil açık kapılarla nitelenen ortak düşüncenin ve kolektif eylemin tahtı haline gelebilir.

AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ PROGRAMININ TEMEL GELİŞİM PROJELERİ

Avrupa Kültür Başkenti unvanı Peç’e, ekonomik yapısını kültür tabanlı bir ekonomiye dönüştürmek için benzersiz bir fırsat vermiştir. Program kentin, kentsel karakterini, bir kentte yaşamanın güzelliğini yeniden keşfedebileceği, kamusal mekânlarını toplumun yararına geri kazanabileceği ve bütün çevreyi daha yaşanabilir kılabileceği biçimde tasarlanmıştır.

Peç Kültür ve Kongre Merkezi

Peç’deki müzik kurumları ağı, eğitim ve sanatçılar sözkonusu olduğunda hemen hemen eksiksizdir. Fakat büyük ölçekli gösterimlere evsahipliği yapabilecek şık bir konser salonu yoktur. Bu projenin amacı, uluslararası anlamda kayda değer, akustik olarak tasarlanmış, modern arka plan teknolojisine sahip konser salonu ve konferans merkezi olarak çalışabilecek çok amaçlı bir yapı elde etmektir. İnşa edildiğinde, bölgenin uluslararası üne sahip senfoni orkestrası Pannon Filarmonik ve kentin diğer müzik toplulukları başarılı çalışmalarına devam edebilecek ve yine kurulacak olan kültürel mekân sayesinde Peç, çok daha geniş bir kültürel olanaklar çeşitliliği sunabilecektir. Konferans işlevi Peç’i Orta Avrupa’daki konferans pazarında önemli bir orta ölçekli merkez haline getirecek ve kent, profesyonel konferanslara, fuarlara ve kültürel festivallere evsahipliği yapabilecektir. Budapeşte’den gelen otoyol ve yeni otellerin inşası gibi ilgili yatırımlarla Peç’in kültür ve konferans turizmindeki rekabet gücünün de belirgin biçimde artması beklenmektedir. Yapının kendisi de alışılmadık bazı tasarım yaklaşımlarına sahip olacaktır. Çatıda herhangi bir yapı mühendislik donanımı yer almayacak ve burası boydan boya kullanılabilir olacaktır. Konser salonunda, koltuk sıraları salonun altına çekilip üstleri kapanabilecek ve salon, balo gibi etkinliklerin gerçekleşebileceği biçimde düz tabanlı bir salona dönüşebilecektir.

(Resim 6-8)

Zsolnay Kültür Merkezi

İsmi dünya çapında Peç kenti ile özdeşleşmiş olan Zsolnay Fabrikası’nın tarihinde yeni bir sayfa açılacaktır. Avrupa Kültür Başkenti programının en önde gelen yatırım projelerinden birisi, Zsolnay Fabrikası’nı yeniden canlandırmak amacıyla yaklaşık 41 bin m2’ye oturan Zsolnay Kültürel Merkezi’nin kurulmasıdır. Alanda halen aktif olan fabrika, ziyaretçi bilgi merkezi, kafeleri, üniversite sosyal merkezi ve canlı kültürel yaşamıyla her yıl yaklaşık 200 bin ziyaretçiyi ağırlayacak olan kültür ve sanat alanı için yer sağlayacaktır. Proje, Zsolnay Fabrikası’nda yer alan ve değerli bitkileri, anıtsal heykelleri, vazoları barındıran parkın niteliğini geliştirecektir.

(Resim 9)

Müze Caddesi’nin Yeniden Yapılandırılması

Peç 1970’lerde Macaristan’ın Budapeşte dışındaki müze merkezi olmuştur. Hem yerel hem de uluslararası alanda tanınan sanatçıların sergilerine evsahipliği yapan müzelerin çoğu tamamen yenilenerek, Macaristan’ın en geniş bütünleşik müze yapısını ve çok-yönlü sergi mekânını yaratacak olan bu caddede yoğunlaşmıştır. Projede yer alan büyük sergi mekânının Macaristan’daki jeotermik enerji kullanımına sahip ilk müze olacağını belirtmek önemlidir. Elektrik dışında, cam yapı enerji açısından kendi kendine tamamen yeterli olacaktır.

Güney Transdanubia Bölgesel Kütüphane ve Bilgi Merkezi

Projenin amacı, günün kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayabilen, bölgenin ve kentin insanları için Avrupa standartlarında bilgi ve belge sağlayabilen ve ayrıca toplumsal, kültürel ve boş zaman etkinliklerine evsahipliği yapabilen, modern bir bölgesel kütüphane ve bilgi merkezi inşa etmektir. Yapısal özellikleri ve modern donanımı, kentin üç ana kütüphanesini birleştirerek yeni bölgesel kütüphane ve bilgi merkezinin Peç’in öncekinden çok daha fazla sakinine hizmet verebilmesini sağlayacaktır. Yaklaşık 12 bin m2’ye oturan merkezin, her biri 200 kişi kapasiteli ve üniversitenin iki fakültesi tarafından kullanılacak olan iki seminer salonu olacaktır. Bilgi merkezi işlevi birkaç araştırma odası ve internet laboratuarı ile tamamlanacaktır. Çocuklar, çocuk kütüphanesinde ve çatı bahçesinin yanındaki oyun odasında vakit geçireceklerdir. Sosyal işlev, bir fuaye-forum, kitapçı, sergi salonu, kafe ve restoran tarafından karşılanacaktır.

(Resim 10-12)

Kamusal Mekânların ve Parkların Canlandırılması

Projenin “Kamusal Mekânların ve Parkların Canlandırılması” adı verilen merkezî bileşeni, kamusal alanları çekim alanlarına dönüştürüp, onlara uluslararası ve yerli turizmde büyüme sağlayabilecek yeni sosyal ve kültürel işlevler vermek ve 2010 kültürel sezonundaki bazı açık hava etkinliklerine evsahipliği yapmak amacındadır. Peç 2010 Avrupa Kültür Başkenti Programı hazırlıkları sırasında, Peç’in kent merkeziyle birlikte banliyölerin merkezleri de dahil olmak üzere 70’ten fazla kamusal mekân yenilenecektir. Planlanan canlandırma çalışması, farklı yeni yatırımlar arasında bir bağ yaratmaya ve kent için bütüncül ve çekici bir imge yaratmaya odaklanmıştır.

Gelecek kuşaklar 2010’a bu bin yılın başlangıcındaki en önemli dönem olarak bakacaklardır. Şu an inşa edilenler herkese açık olacaktır. Bütün yeni gelişmeler, yeni otoyollar, bütün bölgeye hizmet veren kamu yapıları, caddeler ve kamusal mekânlar biçiminde gözle görülür ve somut olacaktır. Yerel kültürel kurumlar ve sanat çevreleri belirgin biçimde değişecektir. Üniversite eğitimi ve araştırma için, özellikle beşerî bilimler alanında, değerli ve yenilenmiş bir çevrede yeni olanaklar ortaya çıkacaktır.

Peç kendi rönesansı için hazırlanmaktadır. Sınırsız kent hazinelerini dünya ile paylaşmak istemektedir. 2010’da kültürün yeni başkenti olarak yeniden doğacaktır. Parkları, meydanları, modern kültür merkezi ve konser salonu yeni değerler yaratacak ve gerçek bir 21. yüzyıl rönesansı için fikirleri gelecek kuşaklara aktaracaktır.

(Resim 13-15)

İngilizceden Çeviren: Bilge İmamoğlu

Bu icerik 3314 defa görüntülenmiştir.