346
MART-NİSAN 2009
 
MİMARLIK’tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

ANMA

Yönetimin Kalitesi Kentlerin Yaşanabilirliğinde Gizli

DOSYA:

MİMARLIK MÜZESİNE DOĞRU
İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET
YAYINLAR



KÜNYE

MİMARLIK’tan

N. Müge Cengizkan

Türkiye’de 2009 yerel seçimleri 29 Mart’ta yapılıyor. Yerel yönetimlerin mimarlık ve kentsel planlama politikalarına kavramsal çerçevede yaklaştığımız “Yerel Yönetimde Değişen Kavramlar, Yeni İçerikler” dosyamızın sloganı: ‘Yönetimin Kalitesi Kentlerin Yaşanabilirliğinde Gizli!’ Bu slogan şu ikiliklere vurgu yapıyor: “Yol-su-kanalizasyon” vaadi mi, “kaliteli kentsel çevre” vaadi mi; “alt-üst geçit, kent içi otoban” projeleri mi, “yürünebilir kent” projeleri mi; “evinin sokak kapısından dışarısı benim, içi senin” anlayışı mı, “evinin kapısının önünden itibaren mahalle parkı da dahil hepimizin” anlayışı mı; “tüketim odaklı kent yaşamı” mı, “katılımcı kent yaşamı” mı; “daha ucuz enerji sağlama” vaadi mi, “temiz enerji” edinimi mi; “marka kentler” mi, “yaşabilir kentler” mi; “daha çok metrekare” sözü mü, “iyi tasarlanmış mekân” sözü mü… Modern toplumdan ve demokratik işleyişlerden uzaklaştıkça, günlük yaşamımızı belirleyen gerçekil (reel) gereksinimler ile çıkar ilişkilerinin örtülmesini hedefleyen yapay istekler ve pompalanmış beklentiler arasındaki makas açılıyor. Bu makasın açılması, ikincisinin birincisini gölgeleme şansı doğursa bile, birincisi her zamanki, günlük, yaşamsal önemi ile bireylerin gündemini işgal ettiği için, onu hatırlatmak, o gündemden uzaklaşmamak entelektüel bir sorumluluk olarak beliriyor.
 
Seçimlere kadar her kesim kuralların / demokratik araçların / hukuki eğilimlerin izin verdiği ölçüde sözünü ve savını kamuoyu ile paylaşacak. Kavramsal düzeyde büyük paralellikler taşıyan bu söz ve savların yerel yönetimlere aday olanların söylem ve uygulamalarına etki edebilmesinin yöntemlerini geliştirmek gerekiyor. Uçuşan “doğru” sözler, tıpkı boş vaatler gibi “havada” asılı kalıyor. 2009 seçimlerinde bu araçların geliştirilmesi için geç kalınmış olabilir, ama yukarıda değindiğimiz yabancılaşma ortamının farkında olarak çalışıldığında, çalışmaya başlamanın zamanının olmadığı da görülecektir. Yalnızca seçim odaklı değil, her dönem, sivil toplum örgütleri, meslekî kurumlar ve üniversitelerin meslekî / bilimsel katkılarıyla, özellikle metropol dışı kentlerde kurulabilecek olan güçlü sivil inisiyatiflerle ilerleme sağlanabilir. Bu inisiyatiflerin, yerel yöneticilerin kararları ve yönetime katılım konusunda “denetimi” ve daha da önemlisi “sürekli katılımı” sağlamak konusunda etkin rol oynayacakları bir ortam geliştirilmesi gerekiyor.
 
Bu tür bir inisiyatifin içinde, mimarların en etkin rolü oynayacağını kestirmek güç değil.

Bu icerik 3516 defa görüntülenmiştir.