Sıfır Noktası’ndaki boşluğun dokunaklı etkisinin yerini hiçbir şey alamayacak. Burası, tam değilse bile, iyi bir şekilde eklemlenmiş yapı duvarlarından bir çerçeve içinde, güç ve mevcudiyetin tutarlı bir ölçekteki ifadesi olan bir alandır. Sıfır Noktası’nın tamamen halka açık olması gerektiğine inanıyoruz: Çok büyük ticari yapılar ve onların yanında ikinci planda kalan bir anıt yerine, bir toplanma mekânı, bir park öneriyoruz. Gökdelenlerin ticari kültürümüzün en büyük sembolü olması kadar, parklarımız da kentsel tasarımımızın en üstün ifadelerinden biridir. Özgürce toplanma mekânları, demokrasinin teröre karşı zekice bir cevabı olacaktır.

11 Eylül olayları, burayı herkesin kullanımındaki bir alan haline getirmişti; fakat arazide önceden bulunan etkinliklerin ısrarlı bir şekilde yeniden kurulması, bu önemli noktayı hiçe sayıyor. Bu saldırının kurbanlarına ve bu olayı bizzat yaşayanlara saygısı olan birçok yüreğin bu alanın tümünün anma, dayanışma ve vatandaşların ortak kullanımına adanmasını istediğini bir kez daha söylemek için belki bu en son şansımızdır.

Park, binaların oturma alanları üzerine yerleştirilmiş ve arkada kalanların anma amaçlı olarak içinde mum yüzdürebilecekleri iki havuza sahiptir. Havuzların arkasında –şeffaf tavanların altında- kaybedilenlerin isimlerini içeren bir koridor ve kurtulanlar için küçük bir kilise bulunmaktadır. Denizde, liman için deniz feneri olarak görev yapmak üzere, kulelerin orijinal boyutlarının 1/10 ölçeğinde replikaları yükselmektedir. Park, birtakım gruplar için daha sonra eklenebilecek anıtlar için de yer sağlamaktadır. Ticari etkinlikler, şehir merkezi için gerekli kültür, ticaret ve konut etkinliklerinden oluşan bir karışımın inşasına olanak veren çeşitli alanların bulunduğu Sıfır Noktası’nın çeperine alınmıştır.