318
TEMMUZ-AĞUSTOS 2004
 
MİMARLIK'tan

UIA 2005 İSTANBUL’A DOĞRU

MİMARLIK DÜNYASINDAN



KÜNYE
DEPREM

Kullanılmış Oto Lastikleri ile Depreme Karşı Dayanım: Ahmet Türer ile Söyleşi

Söyleşi: N. Müge Cengizkan

Dünya Bankası 2003 yılında, kullanılmış oto lastikleri ile yığma yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesine ilişkin ODTÜ İnşaat Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Ahmet Türer ve ekibinin projesini desteklenmeyi hak eden projeler kapsamına aldı. Yığma yapıların düşük bir maliyetle güçlendirilmesi çalışması, özellikle düşük gelirli kesim için broşürler, posterler, internet vb. yöntemlerle desteklenerek “kendin yap” (do-it-yourself) anlayışıyla geliştirilen sosyal bir proje. Proje ve bugün gelinen nokta konusunda Ahmet Türer ile görüştük.

Yığma yapıların kullanılmış oto lastiği ile depreme dayanıklı hale getirilmesine ilişkin hazırladığınız proje, Dünya Bankası’nın düşük gelirli insanların teknoloji gerektiren servislerden faydalanabilmesi amacıyla her yıl düzenlediği “Development Marketplace” yarışmasında, 2003 yılı için desteklenmeyi hak eden projeler arasında yer aldı. Projenizin temel prensipleri nelerdir?

Projenin temel öğesi, çoğunlukla ihmal edilen ve yığma yapılarda yaşayan vatandaşlarımızın konutlarının “ekonomik” ve “basit” yöntemlerle güçlendirilmesidir. Yığma yapıların güçlendirilmesi ile ilgili halihazırda bulunan metotlar hem karmaşık (kalıp kurulması, donatı bağlanması, beton karılması ve dökülmesi vb.) hem de pahalıdır. Araba lastikleri taban bölgesinde çelik hasır içermekte ve çekmeye karşı oldukça dayanıklı olmaktadırlar. Duvar malzemesinin basınca dayanıklı olması, fakat bükülmeden (ve/ya kesmeden) kaynaklanan çekme kuvvetlerine karşı dayanıksız olması durumlarında ard-germe yoluyla bükülme ve kesme dayanımlarının arttırılması mümkündür; örneğin betonarme elektrik direkleri ya da uzun köprü kirişlerinde olduğu gibi.

Yarışmanın Aralık 2003’te gerçekleşen finalinin ardından Dünya Bankası, projenize 130.000 Dolar tutarında bir destek sağladı. Şubat 2004’te ODTÜ Rektörlüğü ve Dünya Bankası’yla masaya oturulması, projeye ne tür katkılar sağladı? Dünya Bankası’nın parasal desteği, projenin kullanılabilir düzeye taşınmasında yeterli oldu mu; yoksa, belli bir aşamadan sonra devlet ya da özel kuruluşlarla işbirliği gerekecek mi?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, yığma yapılarda yaşayan ülkemiz insanımızın depremde can ve mal kayıplarının azaltılmasını hedefleyen projemize tam destek verdi. Laboratuar olanaklarının seferber edilmesi, kaliteli yüksek lisans-doktora öğrencisi / araştırmacı potansiyelimiz, Tekno-Kent desteğimiz (NETCAD) ve diğer kuruluşlardan aldığımız destekler (TÜBİTAK, Konya Selçuk Üniversitesi, AFET İşleri, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, FNSS vd.) sayesinde projemiz amacı doğrultusunda hızla ilerlemekte. Yerli lastik üreticilerinin projeye kaygısız kalmalarını üzüntü ile karşılıyoruz; çünkü bir çevre problemi de olan atık / kullanılmış lastiklerin geri dönüşümü ve yapısal güçlendirme malzemesi olarak kullanılması hepimizi ilgilendirmektedir.

Kullanılmış araba lastiğinin, yapı bileşeni olarak kullanıldığında gösterdiği özellikler nelerdir? Yığma yapıları güçlendirmesinin yanısıra, gelecekte oluşabilecek olumlu ve olumsuz etkileri konusunda öngörüleriniz var mı?

Kullanılmış araba lastikleri ile ilgili en büyük çekincemiz yıllar içinde özelliklerini kaybetmeleri olasılığı üzerinde yoğunlaşıyor. Lastiklerin gücünü sabit yük altında ve uzun süre koruyup koruyamadığını araştırmaktayız. Bir diğer konu ise yangın emniyetidir. Lastiklerin üzerinin kolon görünümü verilerek sıva ya da harç ile kapatılmasını planlamaktayız. Bu hem görüntü, hem koku, hem de yangın emniyeti açısından önemli bir detay. Geliştirmekte olduğumuz bağlantı aparatları, sünme etkisine karşı ayarlama yapabilecek özellikler içerecek şekilde tasarlandı.

Kullanılmış lastikle sismik-izolasyon yapma fikri, yeni yapılar için de kullanılabilir bir teknolojiye dönüştürülebilir mi?

Sismik izolasyonun, zaten sadece yeni yapılan yığma yapılarda uygulanabilir olacağını düşünmekteyiz. Hali-hazırda bulunan yapılara uygulamak çok zor ve riskli. Dinamik deneyler ve simülasyon çalışmaları yapmaktayız ve izolasyon konusunda oldukça umutluyuz.

Projenizin mimari açıdan uygulanabilirliği anlamında ne tür öngörüleriniz var? Projeniz, ileri aşamalarında, disiplinlerarası bir çalışma gerektirecek mi?

Proje ekibimizde doktora yapan bir mimarlık öğrencisi bulunmakta ve kendisinden destek ve katkı almaktayız. Uygulanabilir yığma yapı tiplerinin araştırılması, Türkiye genelinde yaygınlığı, uygulanabilirliği konularında sosyoloji bölümünden hocalar ve araştırmacılardan da destek alıyoruz. Projenin GIS uygulamaları ve internet haberleşmesi konusunda NETCAD firması proje ortağı ve destekçisidir. Projenin her aşamasında birçok disiplinden çok değerli destekler almaktayız ve ilerleyen aşamalarda bu destek miktarı, çeşitliliği ve ihtiyacı artarak devam edecektir. Örneğin poster ve video konularında, grafik tasarım ve televizyon programcılığı desteğine ihtiyacımız olacaktır. Yığma yapılarda oturan vatandaşlarımıza güçlendirmenin olumlu etkilerini en iyi televizyon programları ile gösterebilir ve uygulamaya ikna edebiliriz. Uygulamaya geçirilemeyen bir metot, ne kadar iyi olursa olsun ölü doğmuş demektir.

Her ne kadar bir mühendislik projesi olarak çalışılsa da, aynı zamanda ve belki de daha öncelikli olarak sosyal bir proje olarak ortaya çıkmış. Projeyi, kullanılabilir bir teknolojiye dönüştükten sonra, “kendin yap” (do-it-yourself) yaklaşımı ile broşürler ve posterler hatta internet üzerinden ulaşılabilecek bir yaygınlığa ulaştıracağınızı belirtiyorsunuz. Son dönemlerde yapı-marketler aracılığıyla, günlük yaşama giren bir “yapma biçimi”ne dönüşebilecek mi gelecekte?

“Kendin pişir – kendin ye” benzeri yaklaşım, projenin “düşük maliyet” hedefi için çok önemli ve olmazsa-olmaz koşuludur. Yığma evini zaten büyük ihtimalle kendisi yapmış olan vatandaşımız, oldukça basit ve düşük maliyetli güçlendirmesini de yapmaya kadirdir. Kullanılmış lastikler belki de yapılaşma ile paralel sayıda ve her şehrimizde bolca bulunan, çoğunlukla kurtulmaya çalışılan, yakıldığında atmosferi kirleten, geri dönüşümü asfalt, oyun bahçeleri, conta, kanepe yayları ile sınırlı olan, ulaşım haricinde bedavaya bulunan bir malzemedir. Bağlantı detayları ise (düşük maliyetli fakat) para ile satın alınması gereken tek parçadır ve seri üretime geçilmesi durumunda piyasada mal edildiğinden daha hesaplıya çıkacaktır. Bağlantılar, piyasada kolayca bulunan malzemeler ile yapılmaktadır; seri üretim sonucu yapı-marketlerde bulunması da muhtemeldir. İlk deneyler sonucu 4 ila 10 kata varan dayanım artışları elde ettiğimiz göz önünde bulundurulursa, depremlerde kayıpları azaltacak düşük maliyetli ve basit bir uygulama olarak görmekteyiz. Bina ölçeğinde yapacağımız dinamik deney sonuçlarımız da olumlu çıkarsa, devlet kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin proje sonucu geliştirilen metotları bir kampanya çerçevesinde uygulatmasında yardımcı ve önayak olmasını ümit etmekteyiz.

Bu icerik 5850 defa görüntülenmiştir.