CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI
Burdur İlinde Bulunan Erken Cumhuriyet Dönemi İlköğretim Yapısının İncelenmesi: Kayaaltı Köyü Okulu
Meltem Yılmaz Özev, Sevim Ateş Can
Yeni kurulan Cumhuriyet’in ilk yıllarında Cumhuriyet ve “ulus” bilincini yaygınlaştırma amacıyla eğitim alanında modernleşmeye gidilmiş; bu alanda atılımlar öncelenmişti. Bu bağlamda eğitim politikalarına ve eğitim yapılarına büyük önem verilmiş, yurdun her bir kösesinde ilk ve orta düzeyde okullar inşa edilmişti. Yazar, Burdur Merkez ilçesinin Kayaaltı Köyü’nde köy halkının emekleriyle inşa edilen Kayaaltı Köyü İlkokulu üzerinden “dönemin ideolojik yaklaşımları ve bu yaklaşımların köy okullarının mimari oluşumlarına yansımaları konusunda ışık tutmayı” amaçlıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren birçok kapsamlı reforma tanıklık etmiştir. Cumhuriyet rejiminin oluşturduğu ulusçuluk bilinci ve ideolojisi eğitim politikalarına da yön vermiş ve eğitim politikaları bu doğrultuda şekillendirilmiştir. Reformların devamlılığını sağlamak için ise eğitim reformlarına öncelik verilmiştir. Erken Cumhuriyet Dönemi’ndeki (1923-1938) eğitim reformlarının amaçları, “kısa süre içinde yüzde yüz okuryazarlık” sloganı ile yola çıkarak eğitimi yaygınlaştırmak, eğitim hizmetinin bütün halka ulaşmasını sağlamak ve Cumhuriyet ideolojisini benimseterek ulus-devlet bilincini oluşturmak, bu sayede de Cumhuriyet bilincini yaygın hale getirmektir.
[1] Böylelikle, okuryazarlık oranları arttırılıp, ulusal kimliğin benimsenmesini sağlamak ve kısa süre içerisinde bilinçli bir toplum oluşturmak amaçlanmıştır. Bu hedefler doğrultusunda, tüm kamu binaları içinde en çok ve en kısa sürede inşa edilen yapılar, eğitim yapıları olmuştur. Bu hızlı düzenleme ve planlama sonucunda 1928 yılına kadar 1233 yeni okul inşa edilirken, 1936 yılında bu sayı 6297’ye ulaşmıştır .
[2]
Eğitim yapılarının mimari özelliklerini inceleyecek olursak, 1923-1932 yılları arasında inşa edilenlerin, I. Ulusal Mimarlık Üslubuna bağlı kalınarak tasarlanan yapılar olduğunu görmekteyiz. Cumhuriyet kurulduktan sonra hemen etkisini yitirmeyen I. Ulusal Mimarlık Üslubu, 1930’lara kadar varlığını sürdürmüş, yeni kurulan ülke ve yetiştirilmeye çalışılan ulus ortamı içerisinde farklı yapı çeşitleri ile kendine özgü bir gelişme göstermiştir. Bu dönemde, modernizmin etkili olduğu döneme geçilene kadar, hemen hemen her şehir ve kasabada, genellikle “Gazi Okulları” adı verilen ve bu mimari anlayışta prototip ilk ve ortaokullar inşa edilmiştir
[3].
Erken Cumhuriyet dönemini izleyen bu yıllarda, Maarif Vekâleti (Eğitim Bakanlığı) içinde inşaat bölümü oluşturulmuş ve başına da 1927 yılında danışman olarak Ernst Egli getirilmiştir. Kurulan bu inşaat bölümünde hazırlanan tip projeler 1930’lardan sonraki süreçte inşa edilen eğitim yapılarında kullanılmaya başlanmıştır
[4]. Maarif Vekâleti’nde Ernst Egli yönetiminde oluşturulan projeler, inşa edilecek bölgenin özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Egli, bir yapının amacına ulaşabilmesi için, mimarın bölgesel ve sosyal koşullar (bağlam) ve yapı malzemeleri konularına önem vermesi, ekonomik, teknolojik ve amaca yönelik taleplere sadık kalınması gerekliliğini vurgulamıştır. Bu doğrultuda, bölgesel özelliklere göre üç farklı malzeme (taş, kerpiç ve ahşap) kullanılarak yapılacak olan yapılar çoğunlukla iki katlı, girişlerin geniş aks üzerinde yer aldığı, dikdörtgen plan tipolojisine sahip yapılar olarak ve bölgede bulunan öğrenci sayısına göre ihtiyaç duyulan farklı büyüklüklerde tasarlanmışlardır.
Maarif Vekâleti 1930’lara kadar aktif olarak eğitim yapılarının proje ve inşaatında bir rol üstlenmemiş ve bu tarihe kadar olan dönemde, Mukbil Kemal Taş tarafından tasarlanan Gazi ve Latife Okulları, projesi Mimar Kemalettin Bey tarafından hazırlanan Edirne Karaağaç Mektebi gibi I. Ulusal Mimarlık Üslubunu sergileyen okul yapıları inşa edilmiştir. Bu yapıların planları ülkenin birçok il, ilçe ve köylerinde ihtiyaca göre yeniden düzenlenerek kullanılmıştır
[5].
I. Ulusal Mimarlık Üslubunun en önemli temsilcilerinden olan Mimar Kemalettin Bey tarafından tasarlanan Edirne Karaağaç Mektebi, Balkan Savaşı nedeni ile inşa edilememiştir. Ancak, Anadolu’nun birçok köyünde bu plan tipolojisi, özellikle tek katlı ve kolay inşa edilebilir özellikleri dolayısıyla ihtiyaçlara göre düzenlenerek ve bütçeye göre cepheleri sadeleştirilerek kullanılmıştır.
Merkezlerde ve köylerde yapılan eğitim yapılarının plan tarzlarına ve inşaat yapım tekniklerine bakacak olursak bazı farklılıklar olduğunu görebiliriz. Bunun nedeni, merkezde yapılan okullar devlet tarafından yaptırılırken ve inşa maliyetleri de halktan toplanan vergiler ile karşılanırken, köy okullarının ise 1924 tarihli Köy Kanunu gereğince halkın kendi maddi olanakları ve işgücü ile yapılmış olmasındandır
[6].
Genellikle bir veya iki katlı olarak tasarlanan eğitim yapıları içinde, dört kata kadar olan bazı örnekler de mevcuttur. Dersliklerin yerleşimi yapılırken ışık alma durumu göz önünde bulundurularak, düzen açısından dar kenara yazı tahtası ve öğretmen masası getirilmiş, öğrenciler uzun eksene dik olarak yerleştirilmiştir. Bu nedenle dikdörtgen plan şeması derslikler için daha uygun bulunup tasarımlar bu çerçevede devam etmiştir
[7]. Öğrenciler için oluşturulan dersliklerin yanı sıra öğretmen ve idari kısım için de birimler oluşturulmuştur. Eğitim sisteminde uygulamalı eğitim tercih edildiği için laboratuvar, atölye, araç-gereç odası gibi bazı birimler de eklenmiştir
[8]. Atatürk’ün “Sağlam kafa sağlam vücutta” sözü ile öne çıkan beden eğitimi dersleri de müfredata dahil edilmiş, bu nedenle okul bahçelerinin geniş bir alana sahip olması gerektiği düşünülerek çocuklar için hareket alanı bırakılmasına özen gösterilmiştir.
İlk kez 1928-1929 yıllarında Arap harfleriyle, daha sonra da Latin harfleriyle yayımlanan ve Maarif Vekâleti tarafından onaylanan “Yeni Mektep Hıfzıssıhhası” adlı kitapta
[9] yeni yapılacak ilk ve ortaokullarda gözetilmesi gereken kurallar bu yapıların konum, duvar, döşeme, çatı ve kat sayısı, aydınlatma, ısıtma, havalandırma, sınıf özellikleri gibi ölçütler açısından değerlendirilmiştir. Konum açısından ulaşım kolaylığı sağlaması için evlere yakın, hapishane, kışla, fabrika, kahvehane gibi mekânlardan uzak, yüksek ve havadar bir yerde olması gerekmektedir. 50 kişilik bir sınıfın plan şemasına yer verilerek, kapı ve oturma düzeni, öğretmen kürsüsü ve pencere düzen ve sayısı gibi bilgiler gerekli ölçülerle verilmiştir. Sınıf ve teneffüs alanlarının bol ışık almasının önemi vurgulanmıştır. Ayrıca, duvarlarda 35 cm kalınlığında pişmiş tuğla veya 45 cm kalınlığında değirmen taşı kullanılmalı, kireç veya çimentolu harçla inşa edilmelidir. Okulun çatısı iki yana meyilli olmalı, zemin döşemesi kuru tahtadan geçmeli yapılmalıdır. Köy okulları mutlaka tek katlı olmalıdır.
[10]
Yeni kurulan bir devlet, kötü ekonomi, savaştan çıkan bir halkın içinde bulunduğu durum kullanılan malzeme tercihini de değiştirmiş, yapılarda genellikle moloz ve kaba yonu taş malzeme kullanılmıştır
[11]. Giriş cephelerinde, kapı ve pencere kenarlarında ve kat silmelerinde bazı eğitim yapılarında kesme taş malzeme kullanılarak cephe farklılığı oluşturulmaya çalışılmıştır.
[12]
Diğer kamu binalarında olduğu gibi eğitim yapılarında da Selçuklu ve Osmanlı dönemini yansıtan cephe uygulamaları tercih edilmiştir. Bodrum ve zemin katlarda basık kemerli pencereler, birinci katında ise sivri kemerli pencerelerin kullanılması, dönemin I. Ulusal Mimarlık anlayışının karakteristik özelliklerindendir. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde kullanılan sivri ve basık kemerler, yapı cephelerindeki pencerelerde her katta değişen bir biçimde kullanılarak yeni bir cephe düzeni oluşturulmaya çalışılmıştır. Cephe tasarımlarında giriş önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle girişler, zeminden birkaç basamak yükseltilerek vurgulanmıştır. Geniş saçaklar ve kırma çatı önemli özelliklerdendir.
BURDUR KAYAALTI KÖY OKULU
Okulun Tarihçesi
1928 yıllında yapımına başlanan okul binası, 1933 yılında tamamlanarak eğitim öğretime başlanmıştır. 1980’li yıllara kadar ilk ve orta öğretimin beraber yürütüldüğü binada, 1986 yılında yeni bir ilkokul binasının yapılması ile sadece orta öğretime devam edilmiştir.
Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra Burdur’un 3 farklı bölgesinde, Burdur Merkez Kayaaltı Köyü’nde, Merkez Kozluca Köyü’nde, Bucak İlçesi Kızılkaya Köyü’nde olmak üzere 3 okul binası inşa edilmiştir. Köy mektebi olarak yapılan bu okullardan günümüze kadar yalnızca bu okul ayakta kalmayı başarabilmiştir.
Mimari Özelikleri
Kayaaltı Köy Okulu, Mimar Kemaleddin Bey tarafından tasarlanan Edirne Karaağaç Mektebi’nin bu bölgeye uyarlanmış bir modeli olarak düşünülebilir. Okul yapısı, köy yerleşik alanının merkezinde, yüksek bir alanda konumlandırılmıştır. M. Cemal (1930) yazısında, eğitim yapılarının konumlanacağı alan seçilirken yüksek ve havadar bir yer olması, öğrencilerin okul ile ev arasında gittiği mesafenin uzak olmaması ve okulların fabrika, kışla, hapishane, hastane, kahvehane gibi yapılardan uzakta inşa edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Okul bahçelerinde her öğrenci için en az 10 m² alan düşünülmeli, derslikler ve teneffüste vakit geçirilecek alanlar bol miktarda ışık almalıdır.
Okul yapısı, zemin kat ve arazideki kot farkı nedeniyle ortaya çıkan yarım bodrum kattan oluşmaktadır. Bodrum kat okul için depo alanı olarak kullanılmıştır.
Yapısal olarak moloz ve kaba yonu taş malzeme kullanılarak yapılan yapının dış yüzeyleri sıvanıp boyanmıştır. Kapı ve pencere kenarlarına 20 cm’lik söve geçişleri yapılarak vurgulanmaları sağlanmıştır. Pencereler, basık kemerli olarak tasarlanmış ve cephe boyunca aynı düzende devam ettirilmiştir. Ancak, sonradan eklenen derslik yapısı bu düzeni bozmaktadır.
Plan tipolojisini inceleyecek olursak, Karaağaç Mektebi’nin plan şemasındaki gibi, içeri çekilmiş ve basamaklarla yükseltilmiş bir giriş ve girişin açıldığı yatay ve dışarıya açılan pencereler sayesinde ışıklı bir hol/koridor dikkati çekmektedir. Eğitim ve idari mekânlar ise koridorun karşısında ve iki yanında konumlanmaktadır. Koridoru giriş aksından ikiye bölersek, sağ bölümde 3 derslik ve dışarıdan kullanılan 1 öğretmenler odası, sol bölümde ise balkon, müdür odası ve çok amaçlı oda yer almaktadır.
1980’li yıllarda, dersliklerin yetersiz gelmesi nedeniyle küçük değişikliklere gidilmiştir. Balkon olarak tasarlanan bölüm 3 adet 40 X 40 ebatlarında kolon eklenerek kapatılmış ve Derslik-5'e dönüştürülmüştür. Sonraki yıllarda ise fotoğraflardan da görüleceği üzere çok amaçlı oda ihtiyaç doğrultusunda ikiye bölünmüştür (
Resim 4).
Okulun ısıtma sistemi soba ile sağlanmakta ve yapının bacaları bulunmaktadır. (
Resim 6) Briket malzeme kullanılarak yapılan bacaların şapkası beton modül olarak inşa edilmiştir. Dönemin koşullarına rağmen karakteristik özelliğe sahip olan bacalar zaman içerisinde iklim koşullarının ağır geçmesi ve kullanımın getirdiği olumsuzluklar sebebi ile deforme olmuştur.
Koridor, diğer odalara oranla daha geniş tasarlanarak, öğrenci giriş çıkışları ve teneffüs alanı/holü olarak kullanım rahatlığı düşünülmüştür. Müdür odası da holü izleyebilecek konumdadır. Işık alınabilmesi amacıyla koridora giriş cephesinden pencereler açılmıştır.
Dersliklerin zemin döşemeleri ahşap kadronlar üzerine yerleştirilen ahşap kaplamadan oluşmaktadır. Zamanla deforme olan bu zemin döşemeleri, yapının inşasından günümüze kadar büyük ölçüde korunarak gelmiştir.
Yapının iç mekân tavan yüksekliği 4 m olup tavanlar, ahşap malzeme ile kaplanmıştır. Üzerine uygulanan vernik sayesinde zemin döşemesinden daha sağlıklı olarak günümüze kadar gelebildiğini görmekteyiz.
Yapının duvarları kaba taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Kamu yapılarında tercih edilen taş malzeme, Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitim yapılarında da kullanılmıştır. Taşlar birbirine harç ile tutturulmuş ve dış yüzeyleri saman karışımlı toprak ve kireç ile sıvanmıştır.
Ahşap malzemeden yapılan pencerelerin dış cephelerinde 20 cm kalınlığında söve bulunmaktadır ve alt ve üst kısımları 2 açılır kanat olarak tasarlanmıştır.
DEĞERLENDİRME
Cumhuriyet döneminin önemli yapılarından olan eğitim yapıları içerisinde köy okulu yapıları diğer yapılar kadar değer görmemiş ve korunamamıştır. Bu okullar, halkın katkılarıyla, imece usulü, yerel ve gösterişsiz, yalın malzeme ve teknik kullanılarak yapılmaya çalışılmıştır. Planlama ve tasarımı devlet tarafından yapılırken, inşa faaliyetlerini ve maliyetini yöre halkı üstlenmiş; eğitimin temel taşı olan köy okulları, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti halkının desteği ile faaliyete geçirilmiştir. Dönemin olanaksızlıkları, yapım işini ne kadar zorlasa da yapılar özenle inşa edilmiştir. Zaman içinde, tescili yapılmayan Cumhuriyet dönemi köy okulları, yerine yeni okulların inşa edilmesi ile atıl kalmış ve yok olmuşlardır. Ancak, belli başlı köylerde ayakta kalan bu az sayıdaki yapılar bakımsızlığa ve yalnızlığa terk edilmiştir.
Toplumun tüm yönleriyle ivedi bir şekilde yeni ve modern bir yapıya kavuşturulması ve eğitimin de bu süreçte temel bir araç görevi üstlenmesi anlayışı, Cumhuriyetin erken döneminde inşa edilen bu okul yapılarını milli mimarlık mirası olarak ayrıca değerli kılmaktadır. Cumhuriyet ideolojisini yansıtan, Cumhuriyetimizin önemli değerlerinden olan eğitim yapılarını korumak, gelecek nesillere aktarmak bizlerin önemli bir sorumluluğu ve görevidir.
Bu bağlamda, Kayaaltı Köyü ilkokul yapısı da zaman içerisinde bazı onarım ve tadilatlar geçirse de özgün karakterini korumakta ve o dönemin ideolojisinin bir parçası / tanığı olarak varlığını sürdürmektedir. Erken Cumhuriyet döneminin mimari karakterini yansıtan yapısıyla geç kalınmadan korunması; böylelikle, hem mimari kültürümüzün, hem de köy halkının toplumsal belleğinin sürekliğinin sağlanması bakımından önem taşımaktadır.
Kayaaltı Köyü İlkokulu toplumsal değerine uygun bir işlevle yeniden kullanıma uyarlanarak korumaya alınmalıdır. Bu amaçla, mekânsal özelliklerine de uyacak eğitim / kültür odaklı bir yeni işlev kültürel, tarihi, ekonomik değerini sürdürmesini sağlayacaktır. Kırsal / yerel kimlik açısından belirleyici ögeler olan Cumhuriyet dönemi köy okulları, bölge halkının kullanımına açılırsa bulundukları bölgede yeni sosyokültürel dinamikler yaratarak canlanmaya neden olacaklardır. Bu nedenle, Kayaaltı Köyü İlkokulu; köy müzesi ve kültürel etkinlikler, köy kütüphanesi, halk eğitim merkezi gibi işlevlerle köy halkının yararına uygun, toplumla bütünleşen bir yaklaşımla dönüştürülürse bölge halkı tarafından da benimsenecek ve gelecek kuşaklara bir belge olma yolunda sürdürülebilir bir örnek proje teşkil edecektir. Bu suretle, mevcut kimliğine, tarihsel / toplumsal anlamına saygılı bir yolla mekânsal düzeni değişmeden korunarak köy halkı üzerinde de aidiyet duygusunu pekiştirecektir; Köy halkı için gerek mimari yapısı gerekse işlevi ile bir hafıza mekânı olarak yaşamını sürdürecektir.
KAYNAKLAR
Bozdoğan, Sibel, 2012, Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, ss.35-316.
Çalbay, Özgün, 2017, “Kütahya-Simav Çevresi Erken Cumhuriyet Dönemi Eğitim Yapıları ve Gökçeler Köyü İlkokulu Koruma Projesi”, Yüksek Lisans Tezi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Gürsoy, Elif, 2019, “Uşak’ta Erken Cumhuriyet Dönemi İlkokul Mimari Yapısı: Gazi Mustafa Kemal İlkokulu Örneği”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, sayı:18, ss.32-40.
Işık, Gün, 2010, “Kayseri’ de Erken Cumhuriyet Dönemi Eğitim Yapıları”, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri.
Kul, Fatma Nurşen, 2010, “Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığının Koruma Statüsünün Tanımlanmasına Yönelik Yeni Bir Yaklaşım, Örnek Çalışma: İlkokul Binaları, İzmir”, Doktora Tezi, ODTÜ Mimarlık Bölümü Restorasyon Programı, Ankara.
Kul, Fatma Nurşen, 2011. “Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı, Erken Cumhuriyet Dönemi İlkokul Binaları”, Mimarlık Dergisi, Sayı 360.
Cemal, M., 1929-1930, Yeni Mektep Hıfzıssıhhası, Kanaat Kitapevi, İstanbul.
Özbek, Yıldıray, 2013, “Erken Cumhuriyet Döneminde (1923-1954) Kayseri’de Okul Yapıları”, Belleten, sayı:278, ss.271-347.
Özgün, Selda, 2000, “Denizli’deki Kamu Yapıları (1876-1940)”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Parlak, Özge, 2018, “Konya’da Erken Cumhuriyet Dönemi İlkokul Yapıları”, Yüksek Lisans Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Sayın, Aybike; Coşkun, Burcu Selcen, 2021, “Erken Cumhuriyet Dönemi İlköğretim Yapılarına Bir Örnek: Bursa İstiklal İlkokulu”, Megaron, sayı:16(3), ss.385-401.
Selah, Zeki, 1931, “Mektep İnşaatında İktisadi Düşünceler”, Mimar, sayı:6, ss.205-206.
Yavuz, Yıldırım, 1981, Mimar Kemalettin ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Basım İşliği, Ankara.
Yavuz, Yıldırım, 2009, ‘‘İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemalettin’’, Mimar Kemalettin Anma Programı Dizisi, ss.11-247.
URL1. “Gazi ve Latife Hanım Okulları”, (https://kulturenvanteri.com/yer/gazi-ve-latife-hanimokullari/#16/39.937836/32.859829). [Erişim: 26.12.2021]
URL2. “…”, (https://www.google.com/maps). [Erişim: 26.12.2022]
NOTLAR
[1] Kul, 2010.
[2] Gürsoy, 2019.
[3] Bozdoğan, 2012.
[4] Kul, 2010.
[5] Yavuz, 2009; Kul, 2011.
[6] Kul, 2010.
[7] Işık, 2010.
[8] A.g.e.
[9] Cemal, 1929-1930.
[10] A.g.e.
[11] Selah, 1931; Özbek, 2013.
[12] Özgün, 2000.
Bu icerik 20 defa görüntülenmiştir.