|
436
MART-HAZİRAN 2024
|
 |
-
Ruşen Keleş, Prof. Dr., AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi, ODTÜ, Kapadokya Üniversitesi
-
Tolga Özden, Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Sevil Enginsoy Ekinci, Dr., Mimar, Mimarlık Tarihçisi
-
Koray Güler, Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Gürkan Okumuş, Öğr. Gör., İstanbul Topkapı Üniversitesi Tasarım Bölümü;
Özgür Ediz, Prof. Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Şölen Köseoğlu, Dr. Öğr. Üyesi Atatürk Üniversitesi
-
Ayşe Deniz Yeşiltepe, Dr. Öğr. Üyesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü;
Feran Özge Güven Ulusoy, Dr. Öğr. Üyesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Zeynep Aktaş, Arş. Gör., Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü;
Aynur Çifci, Prof. Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Esra Balcı, Dr., Koruma Uzmanı-Mimar, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Doktora Programı; İclal Sema Dinçer, Prof. Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Rojat Aksoy Işık, Dr. Öğr. Üyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Firdevs Kulak Torun, Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İç
Mimarlık Bölümü
-
Kübra Bıyuk Öksüz, Arş. Gör., İstanbul Üniversitesi Mimarlık Bölümü; Neslihan Dostoğlu, Prof. Dr., İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
H. İlke Alatlı, Arş. Gör., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Deniz Gürata Hayırlı
Y. Mimar
KÜNYE
|
|
 |
MİMARLIK'tan
MİMARLIK'tan
Çoğunluğun tahakkümüne dayalı, şeffaflık ve hukukun üstünlüğünden uzak yönetim anlayışının toplum nabzındaki izlerini yerel seçimler üzerinden tartışabilmek, yakın gelecekteki demokratik adımları izleyebilmek adına kritik önem taşıyor. Liyakatsizliğin faturası tarumar edilen üniversitelerden, enkaz altında kalan insanlara, ekonomik krize dek en ağır biçimiyle ödenmişken seçim sonrası daha demokratik ve barışçıl bir düzenin inşa edilmesi elzem görünüyor.
Yerel seçimler odağıyla bu sayının MİMARLIK gündeminde ise Ruşen Keleş, yerel yönetimlerde vuku bulan merkeziyetçilik anlayışının aksak yönlerini masaya sererken, gerçek anlamıyla kentli olabilmenin yolunun özümsenen demokrasi kültürü doğrultusunda kente ilişkin kararlara katılmak olduğunun altını çiziyor.
Yerel yönetimlerde sermayeyi öncelikleyen, kaynakları öngörüsüz bir biçimde tüketen anlayışın izleri ise afet ve felaket tarihimizde farklı varyasyonlarla görülebiliyor. 1999 Depremlerinden bu yana aradan geçen 25 yılın ardından kentliyi önceleyen, güvenli ve dirençli konut hakkını temel hak gören yöneticileri yerelde ve merkezde öne çıkarmak ise bizlere düşen en önemli sorumluluklardan.
Yerel yönetim süreçlerinin ve afet politikalarının üst çatısında ise içselleştirilmiş bir “katılım” süreci, toplumumuzda ve meslek ortamımızda daha etkin bir dayanışma ağı kurabilmenin de kapısını açıyor. Yere ait hissetme, sahiplenme, ona ilişkin dert edinme gibi temellerden hareketle geleceğe ilişkin bir söylem üretme potansiyeline sahip. Dolayısıyla, bu güç ve rant sistemini değiştirmeye yönelik dayanışmayı örebilmenin ancak katılımla mümkün olduğunu hatırlamakta fayda var. Dört ayı tek çatı altında topladığımız bu sayıda ise, geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşen Otoriterleşme ve Afet Koşullarında Yerel Yönetimler Kentleşme ve Demokrasi Sempozyumu’nun değerlendirmelerine “kent ve kentli hakları” odağı ile bakıyoruz. Keyifli okumalar.
Melis Özge Gayretli
Bu icerik 638 defa görüntülenmiştir.
|
 |
|
|