436
MART-HAZİRAN 2024
 

MİMARLIK'tan

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK TARİHİ

Sağlık Yapıları: Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik

Kübra Bıyuk Öksüz, Arş. Gör., İstanbul Üniversitesi Mimarlık Bölümü; Neslihan Dostoğlu, Prof. Dr., İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Güncel araştırmalara göre sağlık hizmetlerinin fiziksel mekânlara bağımlılık süresinin azalacağı öngörüsüne karşın, sağlık mekânlarında beklenen mekânsal değişimlerin yanı sıra ani sosyal ve ekonomik gelişmelerin, sağlık mekânı gereksinimlerini farklı biçimlerde etkileyebildiğini görüyoruz. Bu bağlamda yazarlar, salgın hastalıklar, savaş, doğal afetler ve göç gibi toplumsal stres faktörlerinin tarihsel süreçte sağlık mekânlarına duyulan talebi artırdığı ve bu kapsamda farklı işlevli yapıların sağlık mekânlarına dönüştürülmesinin söz konusu olduğuna dikkat çekiyor. Çalışma, salgın hastalıkların yayıldığı dönemlerde artan sağlık hizmeti gereksiniminin karşılanması için alınan en önemli mimari tedbirlerden biri olan farklı işlevli yapıların hastaneye dönüştürülmesini, örnekler üzerinden inceleyerek, dönüşümün ani gelişecek durumlarda sosyal, mekânsal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliğe katkısını ele almayı amaçlıyor. Makalede bu dönüşümler, toplulukları küresel olarak etkilemiş salgın hastalıklar ile aynı dönemlere denk gelen savaşlar kapsamında ele alınıyor.

Hastaneler, bugünkü durumuna ulaşıncaya dek birçok tıp paradigmasının etkisinde kalmıştır. İnsanlık tarihi kadar eski olan sağlık hizmetleri, ilk uygarlıklarda sihir ve dua gibi çözümler ile ele alınırken, 18. yüzyıldan itibaren yaygın olarak bilimsel veriler ışığında gerçekleşmektedir. Eski uygarlık dönemlerinde (Sümer, Eski Mısır, Eski Çin, Eski Yunan gibi) pozitif bilimlerin doğuşuna temel olacak tedavi yöntemleri kullanılmıştır. Ancak, özellikle Rönesans’tan sonra, bilimsel araştırmalar artmış; tarih boyunca din adamları veya çeşitli kurumlarca yürütülen sağlık hizmetleri artık hekimler tarafından verilmeye başlanmıştır. Pozitif bilimlerin gelişimi, sağlık hizmetlerine bakışın değişimi, her toplumda sağlık örgütlenmesini geliştirmiştir. 19. yüzyıldan sonra ise tıp bilimi bugünkü anlamında değerlendirilmeye başlanmış; din ve felsefeden değil, çoğunlukla deneysel bilgilerden yararlanılmıştır. [1]

DÜNYADA SAĞLIK YAPILARININ BİÇİMLENMESİ

Hastane örgütlenmesi, içinde bulunulan dönemin hâkim tıp paradigmaları doğrultusunda oluşmuştur. 18. yüzyıl, hastane tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu tarihte, tıp bilimi bilimsel deneylere dayandırıldığından, modern hastane yapıları oluşturulmuştur. Dönemin hastane yapıları “blok” tip olarak adlandırılmıştır. Bu hastanelerin tasarımını belirleyen tek önemli faktör, uyumlu, orantılı bir bütünlük sağlama kaygısı olup, planlamada hastalığa göre bir ayrım yapılmamıştır. Dönemin tipik örnekleri Resim 1’de yer almaktadır. Blok tipin havalandırmaya engel olduğu; kirli havanın iç avluya dolup, tekrar o tarafa bakan pencerelerden içeri girdiği yönündeki tespitlerden dolayı, dönemin doktorları tarafından eleştirilmiştir. [2]

Bu eleştiriler doğrultusunda, 19. yüzyıl ortalarında miasmatik kuramın (hastalıkların, pislik ve durgun su gibi etmenlerden dağıldığı düşüncesi) gelişmesi ile hastalıkların bulaşma yolları üzerine edinilen bilgiler hastane strüktürünü dönüştürmüştür. Bu dönemde “pavyon” tipi denilen, hastaların hastalıklarına göre bağımsız birimlerde konumlandırılması prensibine dayanan, havalandırmanın etkin sağlanabildiği birbirlerine açık ve kapalı dış koridorlar ile bağlanan birçok birimden oluşan hastane tipi ortaya çıkmıştır. Bu strüktür ile hasta servislerinin ayrı binalarda olması mikrop bulaşma riskini azaltırken, özellikle zemin kattaki hastaların bahçe ile irtibatı avantaj olarak görülmüştür (Resim 1). [3]

Ancak, pavyon hastanelerinde personelin yürüdüğü mesafenin fazla olması nedeniyle yaşanan zaman kaybı, dış yüzey alanının büyük miktarda oluşu ile harcanan enerji ve inşaatın pahalı olması gibi nedenlerle pavyon tipi eleştirilmiştir. Ayrıca, tipik bir pavyon hastanesinde ölüm oranı herhangi başka bir yerdeki ortalamanın altına düşmemiştir. 20. yüzyıl başlarında antiseptik kuramının ortaya çıkması ile birlikte de hastaneler tekrar blok tipte planlanmaya başlanmış ve bu kez ‘çok katlı’ biçimde inşa edilmişlerdir. 19. yüzyılın sonlarına doğru geliştirilen mekanik havalandırma sistemlerinin kullanılması, asansörün düşey bir taşıyıcı olarak kullanılmaya başlanması gibi teknik buluşlar hastanelerin biçimlenmesini etkilemiştir. [4]

ANADOLU’DA SAĞLIK YAPILARININ BİÇİMLENMESİ

Anadolu coğrafyasındaki gelişim, dünyadaki hâkim sağlık paradigması anlayışının takipçisi olmuş, ancak çoğu zaman gerisinde kalmıştır. Selçuklu Dönemi’nde tıp okulu olarak da kullanılan birçok hastane yapılmıştır. Bu dönemde inşa edilen hastaneler genellikle ortası avlulu dikdörtgen planlıdır. [5] Gıyasettin Tıp Mektebi ile Gevher Nesibe Hastanesi (Kayseri), Anadolu’daki Türk idaresi zamanındaki ilk sağlık kurumlarıdır. [6]

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde tıbbi bilim ve mimarlık anlayışı, Selçuklu Devleti’ndeki yaklaşımların devamı niteliğindedir. Osmanlı döneminde yapılan ilk sağlık yapısı Bursa’daki Yıldırım Beyazid Darüşşifası’dır (1394). [7] Geleneksel anlayış, Tanzimat Dönemi ile köklü şekilde değişmiştir. Bu dönemde özellikle salgın hastalıklar ve savaşlar nedeniyle hastane yapımı artmıştır. 1843 yılında yapılan Guraba Hastanesi (İstanbul), medrese planlı darüşşifalar ile pavyon sistemi arasında, klasik ve modern dönem eşiğinde kabul edilmektedir. [8] Bu dönemde askeri hastanelerin yapımı da hız kazanmıştır. Geç Osmanlı Döneminin en önemli hastanesi olan Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi (1899) pavyon tipi şeklinde tasarlanmıştır. [9] 1903 yılında yapılan bir diğer önemli hastane olan Haydarpaşa Numune Hastanesi de pavyon tipi baz alınarak planlanmıştır (Resim 2). [10] Cumhuriyet döneminin başlarında da pavyon tipi hastane planlamasına devam edilmiş, zamanla blok tipi planlamaya dönülmüştür. [11] Örneğin, Yeni Guraba Hastanesi (1943), pavyon hastane planlaması ile yapılmıştır (Resim 2).[12]

Türkiye tarihinde inşa edilmiş hastanelerin büyük çoğunluğu devlet eliyle devlet hastanesi şeklinde planlanmıştır. [13] 2003 yılında kabul edilen “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile Türkiye'nin sağlık altyapısında önemli değişimler yaşanmış ve 2010'lu yıllarda şehir hastaneleri projeleri gündeme gelmiştir. Kampüs şeklinde tasarlanan şehir hastaneleri, genellikle farklı branşlara ayrılmış bloklardan oluşmaktadır. Şehir hastanelerinin yanı sıra vakıf hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastaneler sayısında son yıllarda artış gözlenmiş, bu da sağlık hizmetlerinin çeşitliliğini artırmıştır.

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE MEKÂNSAL DÖNÜŞÜMLER

Çeşitli araştırmalar sonucunda gelişen sağlık yapıları, olağandışı durumlarda farklı biçimlerde kurgulanabilmekte; beklenmedik toplumsal stres durumları, sağlık yapılarının tarihsel çizgideki üst paragraflarda anlatılan planlama ilkelerini değiştirmektedir.

Salgın hastalık dönemlerinde tecrit ve tedavi amacıyla akut olarak gelişen sağlık mekânı ihtiyacı, farklı işlevli yapıların sağlık hizmeti verilmek üzere dönüştürülmesini zorunlu kılmaktadır. Bu dönüşüm eylemi yalnızca yakın zamanda dünyanın içinde bulunduğu Covid-19 salgını çerçevesinde değil, tarihsel süreçte de benzer reflekslerle gerçekleşmiştir. Sağlık hizmetlerine olan ihtiyacın artması durumlarında, hastane yapılarının esnek planlanmasının yanı sıra çeşitli binaların uyarlanabilir yeniden kullanım (adaptive reuse) potansiyeli [14] ile de ihtiyaca cevap verilebilir. Farklı işlevli yapıların sağlık hizmetleri verilmek üzere uyarlanabilirliği tartışması yalnızca stres durumlarında değil, sağlık yapılarının hizmet kapasitelerini aşması durumlarında da başvurulabilecek sosyal, ekonomik ve çevresel verimliliği yüksek sürdürülebilir bir çalışma alanıdır. [15] Yeniden kullanım anlayışı yalnızca atıl kalmış veya kullanılmayan yapılar üzerinden değil, çalışmanın kapsamı gereği beklenmedik durumlarda ihtiyacı karşılayabilecek potansiyeldeki binaların da kullanım adaptasyonunu öne çıkarmaktadır.

Yapılan araştırmalarda salgınların oluşmasında doğal afetlerin, göçlerin ve savaş gibi diğer durumların tetikleyici olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışma kapsamında yıkıcı etkisi çok olan ve yüzyıllarca mevcudiyetini sürdürmüş hastalık dönemlerine odaklanılmıştır. Bu salgınlar döneminde salgının seyrini arttıran savaşlara da yer verilmiştir.

Dünyadan Örnekler

Veba, kolera, çiçek ve Covid-19 hastalıkları ile özellikle Avrupa ve Amerika kıtasında etkili olan İspanyol gribi, dünya tarihinin en ölümcül salgın hastalıkları arasında sayılabilir. Bu küresel salgınlar sırasında, dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı işlevli mekânların salgınla mücadele için hastaneye dönüştürüldüğü görülmüştür. Bu bölümde veba, kolera, çiçek, İspanyol gribi ve Covid-19 dönemlerindeki bazı dönüşüm örnekleri irdelenmiştir.

Veba Salgını: Dünya tarihinin en yıkıcı bakteri temelli mikrobu olan vebanın ilk vakası milattan öncesine tarihlenmekle birlikte çeşitli dönemlerde nüksetmiştir. Salgın, etkisini 20. yüzyıla kadar sürdürmüştür. Özellikle ticaret ağları üzerinde bulunan ülkelerde kirlilik, pislik ve iklimsel unsurlar nedeniyle yayılmıştır. [16] 15. yüzyılda görülen veba salgınında Hırvatistan, Fransa, İtalya’da ticaret yolları üzerinden gelen kişilere karantina uygulanmıştır. Salgının ağır yaşandığı Venedik’te karantina hastaneleri özellikle adalarda (Lazzaretto Vecchio ve Lazzaretto Nuovo) kurulmuştur [17]. Fransa’da da benzer biçimde yeni yapılar yapmak yerine çeşitli kasabalardaki mevcut yapıların hastaneye dönüştürülmesi yaygın şekilde uygulanmıştır. [18]

Kolera Salgını: Kolera hastalığının, 19. yüzyıl başlarında Hindistan’da ortaya çıktığı bilinmektedir. Ticaret yolları nedeniyle epidemiden pandemiye dönüşmüştür. Avrupa, Asya ve Amerika kıtalarına yayılmıştır. ABD, 1832 yılında New York’taki kolera salgınının ülkenin her alanına yayılması ile mekân dönüşümleri de içeren birtakım önlemler almıştır. Okullar, eski terk edilmiş bankalar ile depolar karantina ve tedavi için dönüştürülmüştür. [19] Aynı yıl kolera salgınında, Kanada ve İngiltere’de de birçok hangar, depo karantina ve tedavi için kullanılmıştır. [20]

Çiçek Salgını: Kökeni çok eski tarihlere dayanmakla birlikte özellikle 18. ve 19. yüzyılda Avrupa’da çok sayıda insanın ölmesine neden olmuş bir bulaşıcı hastalıktır. Bu dönemde alınan en önemli önlemlerden biri, gemilerin hastaneye dönüştürülmesidir. Atlas, Endymion ve Castalia gemileri çiçek hastalığının etkisi altında olan Londra’da 1884 yılında hastane gemisi olarak değerlendirilmiş, karaya demirlenerek hasta kişilerin karantinası ve tedavisi amacıyla kullanılmıştır (Resim 3) [21] Bu gemiler dışında I. ve II. Dünya Savaşları döneminde hem savaştan hem de savaş sırasında nükseden salgınlardan kurtulmak için dünya genelinde kayıt altına alınmış onlarca hastane gemisi olduğu bilinmektedir. [22]

İspanyol Gribi: Tüm zamanların en şiddetli salgınlarından kabul edilen İspanyol gribi, dünya üzerinde çok sayıda insanın ölümüne yol açmıştır. [23] Gribin, I. Dünya Savaşı’nın son yılında 1918’de ortaya çıktığı, Asya’dan Avrupa ve Amerika kıtasına taşındığı ve 1920’ye kadar sürdüğü bilinmektedir. Bu dönemde ABD, İngiltere, Avustralya [24] ve Fransa’da [25] kamu yapılarının ve depoların hastanelere dönüştürüldüğü bilinmektedir. Brighton Royal Pavilion, 1914 yılında İngiltere adına savaşan Hindistanlı askerlerin bakımı için hastaneye dönüştürülmüştür (Resim 4). [26] Yapı, aralıklı olarak 1920 yılına kadar hastane olarak hizmet etmiştir. İspanyol gribinin ağır etkilerinin görüldüğü ABD’de pek çok yapı hastaneye dönüştürülmüştür (Resim 5). Bunlara ek olarak, salgınla mücadele için yapılan mekânsal değişiklikler kapsamında, askeri kamplar hastanelere dönüştürülmüş ve hastane çadırları kurulmuştur. Yine bu dönemde, Vermont Üniversitesi’nin spor salonunun hastaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir (Resim 5).

Covid-19 Salgını: Covid-19 pandemisi, dünya genelinde kitlesel ve yıkıcı etkiler yaratmıştır. Dünyanın farklı noktalarında salgının şiddetli seyrettiği yerlerde sağlık mekânlarının yeterli olmadığı durumlar ile karşılaşılmıştır. Bu durumda yerel ve ulusal yönetimlerin ilk eylem planlarından biri -tarihsel süreçte olduğu gibi- farklı işlevli yapıların hastane veya karantina alanı olarak kullanılması olmuştur. Bu süreçte, farklı yapı türleri hastaneye dönüştürülmüş, ancak ağırlıklı olarak kongre merkezleri, fuar alanları ve spor salonları gibi geniş iç hacimleri olan ve kolayca uyarlanabilen yapılar öncelikli olarak tercih edilmiştir.

İngiltere’de Londra Excel Kongre Merkezi ile Manchester Kongre Merkezi salgının ilk dalgasında Covid-19’lu hastalara bakım sağlamak ve hastanelere olan talep artışları ile başa çıkabilmek için hastaneye dönüştürülmüştür (Resim 6).

Tüm ülkelerde olduğu gibi ABD de salgından ağır şekilde etkilenmiştir. Ülkede özellikle kongre merkezleri hastaların bakımı için dönüştürülmüştür. Fuar alanı olarak kullanılan Javits Kongre Merkezi, New York’ta bulunan hastanelerin yoğunluğunu azaltmak adına hastaneye dönüştürülerek, yaklaşık 3000 yataklı bir tıbbi tesis oluşturulmuştur (Resim 7). Chicago’da yer alan Kuzey Amerika’nın en büyük kongre merkezi, koronavirüsten etkilenen hastalar için dönüştürülmüş, yaklaşık 3000 yatağın yerleşebileceği bir tesis oluşturulmuştur (Resim 7). Dallas’ta bulunan Kay Bailey Hutchison Kongre Merkezi de yoğun bakıma ihtiyaç duymayan ancak izlenmesi gereken hastalar için geçiş servisi olarak kullanılmıştır (Resim 7).

Salgının başladığı Çin’in Vuhan kentinde birçok spor salonu ve kongre merkezi gibi yapı grupları salgının ilk dalgasında hastaneye dönüştürülmüştür (Resim 8). İspanya’nın Madrid kentinde de IFEMA Fuar Alanı, 42 gün süreliğine 1300 yataklı geçici hastaneye dönüştürülmüştür. Bu süre boyunca 3817 hasta tedavi edilmiştir. [27] (Resim 8).

İstanbul ve Çevresinden Örnekler

Coğrafi konumu gereği İstanbul ve yakın çevresi, özellikle ticaret, savaş ve göç yollarıyla küresel salgınların uğrak noktası olagelmiştir. Osmanlı tarihinde mevcudiyetini yüzyıllarca sürdürmüş veba, çiçek, kolera salgınları en yıkıcı hastalıklar olmuştur. Yakın bir geçmişte ise yıkıcılığı ve etki alanı yüksek Covid-19 pandemisi görülmüştür.

Veba Salgını: Mikroorganizmaların neden olduğu bulaşıcı ve ateşli seyreden hastalık, İstanbul’da ilk kez MS 542 yılında görülmüştür. Farklı zamanlarda tekrar eden ve yüzyıllar süren bu salgın, sonrasında özellikle 14. yüzyıl ortaları ve 19. yüzyıl başlarında uzun dönemler boyunca etkili olmuştur. [28] 19. yüzyılda İstanbul’da görülen veba salgınında, mevcut sağlık yapılarının yeterli olmaması nedeniyle çeşitli yapılar tedavi ve karantina amacıyla dönüştürülmüştür. Kaynaklara göre, Kız Kulesi (Mat’un Hastanesi) [29] ile Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Külliyesi’ne ait medresenin 1837 yılında dönüştürüldüğü bilinmektedir. [30]

Çiçek Salgını: Çiçek hastalığı, insandan insana bulaşıcılık oranının fazla olması nedeniyle tarihte tehlikeli bir virüs olarak değerlendirilmiştir. İstanbul’da çiçek hastalığının ilk görüldüğü tarih 18. yüzyıl başı olmakla birlikte, 2. Dünya Savaşı’na kadar sık aralıklarla nüksetmiştir. Özellikle Osmanlı-Rus Savaşı sonrası 1877-78 yıllarında, çiçek vakaları İstanbul ve çevresinde artış göstermiştir. [31] Bu dönemde Beylerbeyi Sarayı, Şemsi Paşa Medresesi, Edirne Askeri Lisesi, Sadrazam Mahmut Paşa Camii, Gülhane Parkı’ndaki Çinili Köşk, dönüştürülen yapılardandır. [32] (Resim 9)

Kolera Salgını: Kolera hastalığı vakaları, İstanbul’da ilk kez 1831 yılında görülmüş, 1914 yılına kadar aralıklarla devam etmiştir. Bu salgının Kırım (1853-1856), Balkan (1912-1913), I. Dünya Savaşları (1914-1918) ile denk geldiği dönemlerde sağlık mekânlarına olan ihtiyaç artmıştır. Çeşitli kaynaklarda Kuleli Süvari Kışlası [33]; Kavak Kasrı [34] ve Selimiye Kışlası [35], Taşkışla Binası, Takiyüddin Paşa Konağı [36], İstanbul Camileri (Ayasofya, Sultanahmet ve Şehzadepaşa Camileri) ve hastane gemileri ile Boğaziçi’ndeki birçok büyük otel, yalı, yerli ve yabancı pek çok okulun geçici süre ile hastaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir.

İstanbul Selimiye Kışlası, Kırım Savaşı sırasında 1854 tarihinden önce İstanbul’a gelen İngiliz askerlerinin bakımı için tahsis edilmiştir. İngiliz askerlerinin Kırım’a sevkleri tamamlandıktan sonra, boşalan Selimiye Kışlası, bir süre savaş hastanesi olarak kullanılmıştır (Resim 10). [37] Kışla günümüzde I. Ordu Komutanlığı tarafından kullanılmaktadır.

Kırım Savaşı sırasında hastane olarak Fransız askerlerine tahsis edilen Taşkışla binası, savaş sonrasında bir süre boş ve bakımsız kalmış, Sultan Abdülaziz döneminde başlatılan onarımla 20 Şubat 1862’de yeniden kışla olarak kullanıma açılmıştır. Balkan Savaşı sırasında tekrar hastane olarak kullanıldığı bilinen yapı [38] günümüzde İTÜ Mimarlık Fakültesi’ne hizmet etmektedir.

Balkan Savaşı sırasında görülen kolera salgınında, İstanbul’a gelen askerlerin giriş çıkışını kontrol altına alabilmek için büyük oteller, yalılar ve pek çok okul hastaneye dönüştürülmüştür. Bunun yanı sıra dönemin şehremini Cemil Paşa’nın kayınpederi olan şeyhülislam Cemalettin Efendi’nin onay vermesiyle Ayasofya, Sultanahmet ve Şehzadepaşa Camileri başta olmak üzere İstanbul’da bulunan pek çok cami ibadete kapatılarak hasta bakımına tahsis edilmiştir. [39]

Savaş dönemlerinde ihtiyaç duyulan hastane gemilerine ilk olarak Kırım Savaşı döneminde rastlanmıştır. I. Dünya Savaşı döneminde Gülnihal, Edremit ve Şirket-i Hayriye‘ye ait 61 ve 63 numaralı vapurların 1914 tarihinde hastane gemisine dönüştürüldükleri kayıt altına alınmıştır. Gülnihal Vapuru, savaşta çok sayıda zayiatın verilmesi ve mevcut hastanelerin yatak kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle 1914’ten 1920’ye kadar hastane gemisi olarak kullanılmıştır. [40]

Covid-19 Salgını: 2019 yılında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa zamanda küresel bir hal alan koronavirüs, Covid-19 pandemisi olarak tüm dünyayı etkilemiştir. Bu süreçte, İstanbul ve çevresinde var olan yapıların hastane olarak kullanıldığı bir örneğe rastlanmamıştır. Bunun yerine, yeni sahra hastaneleri inşa edilmiştir.

DEĞERLENDİRME

Bu çalışmada antik çağlardan günümüze sağlık hizmetlerinin, dönemin hâkim paradigmaları çerçevesinde ele alındığı vurgulanmaktadır. Sağlık mekânlarının şekillenmesinde ise tıp paradigmalarının yanı sıra tıbbi, teknolojik, ekonomik, sosyal ve politik girdiler öncelikle etkili olmaktadır. Ancak, özellikle salgın dönemlerinde incelenen örneklerde de görüldüğü gibi dönemsel paradigmalar ile hastane mekânlarının planlanması arasındaki paralellik aniden değişmekte; beklenmedik mekânsal ihtiyaçlar için sağlık mekânlarının planlanma girdileri farklılaşmaktadır. Mekânsal ihtiyacın artması, farklı işlevli yapıların sağlık hizmeti verilmek üzere kullanılmasını gündeme getirmektedir. Dönüşüm sürecinin plansız gerçekleşmesi kaynakların kötüye kullanılmasına neden olmakta, sağlık hizmetinin zamanında verilmesini zorlaştırmaktadır.

Bu çalışmanın öncelikli amacı, sağlık mekânlarına olan ihtiyacın artması durumunda ilk akut eylemlerden olan farklı işlevli yapıların hastaneye dönüşümü sürecinin planlanması gerekliliğini tarih ve yakın geçmişten örneklerle vurgulamaktır. Salgın dönemlerinde farklı işlevli yapıların sağlık hizmeti verilmek üzere dönüştürülmesi; dönemlerin tıp paradigmaları ve olanak sınırlılıkları farklı olsa da akut eylemlerin benzerlik taşıdığını göstermektedir.

İncelenen örneklerde, dönüştürülecek yapıların seçiminde, çeşitli altyapı hizmetlerinden (su, elektrik, kanalizasyon vb.) ve ulaşım koşullarından yararlanma hedefinin öne çıktığı görülmektedir. Tarihsel süreçteki dönüşümler ile Covid-19 salgını dönemindeki dönüşümler karşılaştırıldığında tüm zamanlarda kamu yapılarının seçimi ön plana çıkmaktadır. Özellikle Covid-19 dönemi dönüşümlerin kongre merkezleri, stadyumlar ve spor salonları gibi iç mekân hacmi geniş olan, yapısal düzeyde herhangi bir değişikliğe ihtiyaç duyulmayan yapılar olduğu görülmektedir. Tarihsel örneklerde camilerin, kiliselerin, kışlaların ve kraliyet yapılarının dönüştürülmesi durumu da benzer şekilde yorumlanabilir. Tarihsel süreçte hem dünyada hem de Anadolu’da gemilerin hastane olarak kullanılması, çözümün sadece karada değil denizde de olabileceğini göstermektedir.

Çalışmada amaç, konunun planlama boyutuna taşınmasındaki gereklilikleri ortaya koymak, yeni yapı yapmak yerine dönüşümün potansiyellerinin keşfedilerek sosyal, mekânsal ve ekonomik sürdürülebilirliğe katkı sunmaktır. Dönüştürülme süreçleri incelendiğinde, seçilen yapıların mevcut işlevlerinden ziyade mekânsal örgütlenmesinin öne çıktığı görülmektedir. Bu kapsamda dönüşüme uygun yapı grupları belirlenirken, yapıların teknik ve ulaşım altyapılarına göre sınıflandırma yapılması, mevcut hastanelere yakınlığının tespiti ve bu tespitlerin mahalleden kent ölçeğine kadar genişletilmesi önemlidir. Kriz anlarında özellikle zamanla yarışıldığı düşünüldüğünde yeni yapı/sahra hastaneleri üretmenin yanı sıra mevcut uygun yapıların hastane işlevi verilmek üzere dönüştürülmesi, hem altyapının düzgün işlemesi, hem ulaşılabilir olması hem de zamandan kazanç sağlanması bakımından sürdürülebilirdir. Dönüşümün planlanmasında, yerel ve üst yönetimler düzeyinde, ilçeler ve iller kapsamında çeşitli yapıların dönüşümü, acil bir yöntem olarak ele alınabilir. Bu yapıların salgın hastalıkların yanı sıra çeşitli doğal afetlere de dayanıklı olması önemlidir.

NOTLAR

[1] Nasuhioğlu, İlhami, 1974, Tıp Tarihine Kısa Bir Bakış, Diyarbakır Tıp Fakültesi Yayınları, sayı:9, İstanbul; Öztürk Güntöre, Sibel, 2005, Tıp ve Felsefe, Nobel Tıp Kitapevleri, İstanbul.

[2] Ergenoğlu Sungur, Aslı, 2006, “Sağlık Kurumlarının İyileştiren Hastane Anlayışı ve Akreditasyon Bağlamında Tasarımı ve Değerlendirilmesi”, Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

[3] Temiz, Ahmet, 2019, “Osmanlı Hastane Gemileri”, Yedikıta Dergisi, sayı:13.

[4] Ergenoğlu Sungur, 2006.

[5] Kılıç, Abdullah, 2012, Şifahanelerde Mimari Yapı, Anadolu ve Osmanlı Şefkat Abideleri Şifahaneler, Diasan Basım, ss.65-69.

[6] Bolak, Osman, 1950, Hastanelerimiz: Eski Zamanlardan Bugüne Kadar Yapılan Hastanelerimizin Tarihi ve Mimari Etüdü, İstanbul Matbaacılık, İstanbul, s.12.

[7] Eyüpgiller, Kemal Kutgün, 1999, “Bursa Yıldırım Bayezid Darüşşifası: Bir Restorasyon Eleştirisi”, XI. Uluslararası Yapı ve Yaşam Kongresi: Osmanlı Devletinin Kuruluşunun 700. Yıldönümünde Bursa ve Yöresi, 4-8 Mayıs 1999, ss.329-339.

[8] Bolak, 1950, s.57.

[9] Yavuz, Yıldırım, 1998, “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Sağlık Kuruluşları”, ODTÜ MFD, cilt:8, sayı:2, ss.123-142.

[10] Bolak, 1950, s.77.

[11] Aslan, Sevil; Erdem, Ramazan, 2017, “Hastanelerin Tarihsel Gelişimi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt:27, sayı:2, ss.7-21.

[12] Bolak, 1950, s.63.

[13] Tengilimoğlu, Dilaver; Işık, Oğuz; Akbolat, Mahmut, 2009, Sağlık İşletmeleri Yönetimi, Nobel Yayınevi, Ankara.

[14] Elrod, James K.; Fortenberry, John L., 2017, “Adaptive Reuse in the Healthcare Industry: Repurposing Abandoned Buildings to Serve Medical Missions”, BMC Health Services Research, cilt:17(1), sayı:451, ss.5-14.

[15] Elrod, Fortenberry, 2017, ss.5-14.

[16] Crawford, Dorothy H., 2019, Ölümcül Yakınlıklar & Mikroplar Tarihimizi Nasıl Şekillendirdi?, G. Koca (çev.), İstanbul: Metis Yayınları, ss.79-80.

[17] Tognotti, Eugenia, 2012, “Lessons from the history of quarantine, from plague to influenza A”, Emerging Infectious Diseases; sayı:19(2), ss.254-259.

[18] Murphy, Neil, 2022, “Plague Hospitals, Poverty and the Provision of Medical Care in France c.1450-c.1650”, Journal of Social History, sayı:55(4), ss.825-853.

[19] Charles, E. Rosenberg, 1962, The Cholera Years: the United States in 1832, 1849, and 1866 with a New Afterword, The University of Chicago Press.

[20] Sendzik, Walter,1997, "The 1832 Montreal Cholera Epidemic: A Study in State Formation." Doktora Tezi, McGill University.

[21] Burne, J. C., 1973, “The Long Reach Hospital Ships and Miss Willis”, Section of the History of Medicine, sayı:66, ss.37-41.

[22] “WWII Hospital Ships”, (https://www.med-dept.com/articles/ww2-hospital-ships/). [Erişim: 09.01.2024]

[23] Crawford, 2019.

[24] “People died like flies: Spanish flu and the exhibition building”, (https://www.theage.com.au/culture/art-and-design/people-died-like-flies-spanish-flu-and-the-exhibition-building-20200929-p560dy.html). [Erişim: 10.01.2024].

[25] Sendzik,1997.

[26] “Royal Treatment”, (https://www.theguardian.com/culture/2010/apr/18/brighton-pavilion-war-indian-hospital). [Erişim: 10.01.2024]

[27] Candel, F.J.; Canora, J.; Zapatero, A.; Barba, R.; del Castillo, J.G.; García-Casasola, G.; San-Román, J.; Gil-Prieto, R.; Barreiro, P.; Fragiel, M; Prados, F., 2021, “Temporary Hospitals in Times of the COVID Pandemic. An Example and a Practical View”, Revista Espanola de Quimioterapia, sayı:34(4).

[28] Yıldırım, Nuran, 2010, “Salgın Afetlerinde İstanbul”, Afetlerin Gölgesinde İstanbul, Said Öztürk (ed.), İstanbul Kültür AŞ, İstanbul, ss.109-184.

[29] A.g.e.

[30] Yıldırım, Nuran, 2015, “İstanbul’da Sağlık Hayatı”, Antik Çağdan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi, Coşkun Yılmaz (ed.), İBB Kültür AŞ. İstanbul, 2015, cilt:IV, ss.92-102.

[31] A.g.e.

[32] Yurdakul, E.S.; Güneş, N.; Namal, F., 2021, “Osmanlı Hilal-i Ahmer Şeref Defteri”, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, sayı:11(1), ss.173-192; Yıldırım, 2010.

[33] Türkmen, Zekeriya, 2014, “Sultan II. Mahmut ve Sultan Abdülmecid Döneminde Kuleli Süvari Kışlası”, II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu, 27-29 Mayıs, ss.505.

[34] Uçar, Muharrem; Deniz, Süleyman, 2012, “Türk Tarihinde Askeri Sağlık Hizmetleri”, TAF Preventive Medicine Bulletin, cilt:11, sayı:1, ss.103-118.

[35] Uçar, Deniz, 2012, s.108.

[36] Tunca, Ezgi Sinem, 2017, “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yerleşkesi’nin Gelişimi ve İçindeki Tarihi Yapılar”, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

[37] Uçar, Deniz, 2012, s.108.

[38] “Tarihte Taşkışla”, (https://mim.itu.edu.tr/tarihte-ve-kultur-3/). [Erişim: 10.01.2024]

[39] Yıldırım, 2010, ss.109-184.

[40] Karacakaya, Mehmet; Mete, Zekai; Genç, Hamdi; Bal, Faruk, 2018, Kızılay Arşivi Belgelerinde Birinci Dünya Savaşı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Yayınları, İstanbul.

URL-1: “Royal Hospital Haslar”, (https://www.bcd-urbex.com/haslar-plan-elevation/). [Erişim Tarihi: 10.04.2022]

URL-2: Tate, Catherina Ann, 2016, “Design-by-Dialogue: The Architectural Programming of the Royal Melbourne Hospital 1935-1945”, Doktora Tezi, The University of Melbourne. [Erişim: 10.01.2024]

URL-3: “National Museum of Health and Medicine, Armed Forces Institute of Pathology, Washington”, (http://evans.amedd.army.mil/pandemicflu/1918.htm). [Erişim Tarihi: 09.01.2024];

URL-4: “Epidemics and their aftermath”, (https://www.sciencenews.org/century/epidemics-infectious-disease-influenza-covid-pandemic). [Erişim Tarihi: 09.01.2024];

URL-5: “The 1918 Spanish Flu In Vermont & Lessons For Preserving Our 2020 Pandemic”, (https://www.vermontpublic.org/programs/2021-02-18/the-1918-spanish-flu-in-vermont-lessons-for-preserving-our-2020-pandemic). [Erişim Tarihi: 09.01.2024]

URL-6: “ExCel centre "obvious choice" to convert into coronavirus hospital says BDP”, (https://www.dezeen.com/2020/04/02/excel-centre-coronavirus-hospital-bdp-nhs-nightingale/). [Erişim Tarihi: 9.01.2024];

URL-7: “Nightingale hospital in Manchester due to reopen later this week”, (https://www.rochdaleonline.co.uk/news-features/2/news-headlines/137275/nightingale-hospital-in-manchester-due-to-reopen-later-this-week). [Erişim Tarihi: 09.01.2024]

URL-8: “Photos: How the world is mobilizing to make pop-up hospitals”, (https://www.latimes.com/world-nation/story/2020-03-31/construction-of-hospitals-around-the-world-ramps-up-to-handle-influx-of-coronavirus-patients). [Erişim Tarihi: 09.01.2024];

URL-9: “See inside the COVID hospital being built at McCormick Place”, (https://www.chicagobusiness.com/health-care/see-inside-covid-hospital-being-built-mccormick-place). [Erişim Tarihi: 09.01.2024];

URL-10: “Kay Bailey Hutchison Convention Center as COVID-19 cases spike”, (https://www.dallasnews.com/news/public-health/2020/06/25/dallas-will-not-open-a-pop-up-hospital-at-kay-bailey-hutchison-convention-center-as-covid-19-cases-spike/). [Erişim Tarihi: 09.01.2024]

URL-11: “Sports-stadiums-makeshift-coronavirus-hospitals”, (https://www.businessinsider.com/wuhan-sports-stadiums-makeshift-coronavirus-hospitals-2020-2). [Erişim Tarihi: 09.01.2024];

URL-12: Candel, F.J.; Canora, J.; Zapatero, A.; Barba, R., del Castillo, J.G.; García-Casasola, G.; San-Román, J.; Gil-Prieto, R.; Barreiro, P.; Fragiel, M.; Prados, F., 2021, “Temporary hospitals in times of the COVID pandemic. An example and a practical view”, Revista espanola de quimioterapia, sayı:34(4).

URL-13: “Paşa Hastaneleri ve Müzik Dairesi, Beylerbeyi”, (http://www.eskiistanbul.net/6478/pasa-hastaneleri-ve-muzik-dairesi-beylerbeyi-1870-ler#lg=0&slide=0). [Erişim Tarihi: 9.01.2024].

Bu icerik 232 defa görüntülenmiştir.